Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1713 E. 2020/1569 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1713 Esas
KARAR NO : 2020/1569 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2020
NUMARASI : 2020/47 E. – 2020/77 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde;davacı şirketin 14.10.2019 tarihinde kurulmuş olup; asıl borçlu şirketin … Ticaret Limited Şirketi olduğunu, bu iki şirket arasında hukuki yahut fiili hiçbir bağlantı bulunmadığını, davacı şirketin davalı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, davacı hakkında davalı tarafça İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … E., İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü … Tal. dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davacıya hukuk dışı borç yüklendiğini, borcun icra tehdidi altında zorla ödettirildiğini, icra kasasına ödenen para üzerine ihtayati tedbir konulmasını talep ettiklerini, haksız olarak ödenen 41.000 TL’nin ödeme tarihi olan 06/12/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2020 tarihli 2020/47 Esas-2020/77 Karar sayılı kararıyla; “7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olduğu, her ne kadar davacı vekili tarafından 19/12/2019 tarihinde arabulucuya başvurulduğuna dair 03/01/2010 tarihli arabuluculuk tutanağı dosyaya ibraz edilmiş ise de; arabuluculuk şartının giderilebilir dava şartlarından olmadığı dikkate alındığında, davanın 09/12/2019 tarihinde açıldığı ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı” gerekçesiyle; davacının davasının davadan önce zorunlu arabulucuğa gidilmemiş olması nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; asıl borçlu şirketin …Ticaret Limited Şirketi olduğunu, müvekkili şirket ile bu şirket arasında hiçbir bağ bulunmadığını, icra tehdidi altında zorla borcun ödettirildiğini, ödedikleri tutarın istirdatına yönelik menfi tespit davasını 24. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/832 E. Sayılı dosyasında açtıklarını, mahkemenin 13/12/2019 tarihinde, mahkemenin tarafların tacir olduğu ve davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verdiğini, kararın 10/01/2020 tarihinde kesinleştiğini, karar kesinleşmeden arabuluculuk kurumuna başvurduklarını, mahkemenin tevzi formunun 20/01/2020 ‘de oluşturulduğunu, arabuluculuk tutanağının ise 21/01/2020 tarihinde dosyaya ulaştırıldığını, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren bir dava ticari dava olmadığı için dava şartı olarak arabulucuya gidilmesi zorunlu olmadığını, görevsizlik kararı sonrası görevli Asliye Ticaret Mahkemesinin davacı tarafa arabulucuya gitmesi için süre vermesi ve bu durumu 6100 sayılı HMK m. 165’e göre bekletici sorun yapması gerektiğini beyanla, tedbirin devamına, kararın bozularak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;Dava üçüncü şahıs tarafından açılan istirdat davasıdır. Davacı vekilinin istirdat davasının, İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, mahkemenin 13/12/2019 tarihli 2019/832 Esas-2019/398 Karar sayılı kararı ile mahkemenin görevli olmadığından bahisle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, kararın istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle 10/01/2020 tarihinde kesinleştiği , bunun üzerine dosyanın davacı vekilinin gönderme talebi üzerine, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesine geldiği, mahkemenin taraflara tebligat çıkararak ön inceleme duruşmasında dava şartlarını değerlendirmek yerine, dosya üzerinde karar verdiği görülmüştür.TTK’nın 5/A maddesindeki düzenlemeye göre, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/2. maddesinde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’ nın 4. maddesinde belirtilen uyuşmazlıklardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir. Somut olayda; üçüncü şahıs tarafından açılan istirdat davasında taraflar arasında hukuki ilişki bulunmadığı, davacının görevsiz mahkemede dava açarken davalının tacir olup olmadığını bilmediği, mahkemenin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/2. Maddesinde düzenlendiği şekilde, davacı vekiline son tutanağın ibrazı için ihtaratlı kesin süre vermediği, davacı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde 03/01/2020 tarihli anlaşamama tutanağını ibraz ettiği, tutanak tarihinin mahkeme karar tarihinden önce olduğu, 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’ nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A Maddesinin Birinci fıkrası uyarınca ticari davalarda aranan, arabulucuya başvuru şartının yerine getirildiği, arabulucuya başvuru zorunluluğunun Anayasa’nın 36. Maddesinde düzenlenen kişilerin hak arama hürriyetini aşırı derecede zorlaştıracak şekilde yorumlanmaması gerektiği kanaatiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne mahkeme kararının HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince, İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.01.2020 tarihli 2020/47 E. – 2020/77 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 24,50 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 173,10 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/10/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.