Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1712 E. 2020/1563 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1712 Esas
KARAR NO : 2020/1563 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2019
NUMARASI : 2017/1137 E. – 2019/1231 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçeside; Müvekkil tarafından davalı banka aleyhinde İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı bankanın itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkil ile davalı bankanın Aksaray Şubesi arasında POS üye işyeri sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmeye atfen pos makinesi bağlandığını, müvekkil POS üzerinde 01/09/2017 tarihinde 30.000,00-TL’lik satış yaptığını, ancak hiçbir gerekçe olmadan bloke konulduğunu, davalı bankanın haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil banka tarafından gerekli bilgilendirme ihtarname keşide edilmek suretiyle yapıldığını, kart hamili tarafından harcamaya itiraz edildiğini, sözleşmenin 12.2 maddesi uyarınca itiraz sonuçlanıncaya kadar müvekkil bankanın blokede tutma yetkisinin bulunduğunu, gerekli inceleme ve araştırmalar tamamlandığında, iade edilip edilmeyeceğinin netleşeceğini, davacı talebi sözleşmeye aykırı olduğu için itiraz edildiğini, davacının basiretli tacir ilkesine uygun hareket etmediğini belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, dava masraf ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarihli 2017/1137 Esas-2019/1231 Karar sayılı kararıyla; “Davanın konusuz kalması sebebi ile esası hakkında karar tesisine yer olmadığına; Alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 6.000,00-TL icra inkar tazminatının davalı yandan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin banka yasal düzenlemelerine uygun hareket ettiğini ve davacı ile arasında akdedilen sözleşmeye istinaden satış bedelini bloke hesapta tuttuğunu, davacı ile müvekkili banka arasında akdedilen sözleşme kapsamında, müvekkili bankanın harcama itirazı geldiğinde, araştırma süreci tamamlanana kadar üye işyerine ödeme yapmama hakkının ve imkanının bulunduğunu, buna rağmen davacının pos makinesinden yaptığı satış bedelini hangi somut gerekçe ile ilgili bloke hesapta uttuğunu ispat edemediği değerlendirmesinin hatalı olduğunu, eksik incelemeye dayalı bilirkişi kök ve ek raporuna dayanıldığını, oysa bilirkişinin yerinde inceleme yapmadığını, bilirkişi ek raporunda da hiçbir somut veri sunmadan müvekkilinin hesaptaki blokenin kalktığını davacıya ihbar etmemesi sonucunda davacının zararının iki kat arttığı değerlendirmesinde bulunulduğunu, bu tespitin nasıl yapıldığının anlaşılamadığını, müvekkilinin bilgilendirme yükümlülüğünün bulunmadığını, sözleşmede de bu yönde hüküm bulunmadığını, – müvekkili bankanın davacıya harcama itirazı ve söz konusu tutara bloke konulmasına ilişkin gerekli bilgilendirmenin ihtarname keşide edilerek yapıldığını, mahkemenin bu konuda bilgilendirme yapılmadığı değerlendirmesinin hatalı olduğunu, -davacının sözleşme kapsamında araştırma süreci nedeniyle, araştırma süreci sonuna kadar müvekkilinin ilgili tutarı ödememe hakkı ve imkanı olduğunu bilerek hareket etmesi gerektiğini, bunu gözardı eden davacının basiretli bir tacir gibi zararı üstlenmesi gerektiğini, davanın açılmasına davacının sebebiyet verdiğini, 01/09/2017 tarihli işlemin şüpheli bulunarak sonrasında harcama itirazı gelmesi nedeniyle güvenlik blokesi tahsis edildiğini, işlemle ilgili chargeback yada compliance itirazı gelmediğinden, itiraz süresi de dolduğundan riskin ortadan kalktığını, 28/02/2018 tarihinden itibaren güvenlik blokesinin silindiğini,-müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, takip sırasında ve dava tarihinde davacı bankanın parayı bloke hakkı bulunduğunu, -asıl kötüniyetli olanın davacı olduğunu ve müvekkili aleyhine haksız takipte bulunduğundan %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini,-davanın açılmasına müvekkilinin hiçbir kusurlu eylemi sebep olmadığından yargılama giderleri, harçları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunda; icra takibinin başlatıldığı sırada, oluşan alacak kalemlerinin, 30.000-TL asıl alacak,16,03-TL Faiz,96,87-TL İhtarname Masrafı,2.710,16-TL Takip Vekalet Ücreti,1,406,14-TL Harç, 62,25-TL Masraf olmak üzere toplamda 34.291,45-TL dosya borcu bulunduğunu, yargılama devam ettiği sırada, bilirkişi raporları ve yazı cevapları neticesinde haklılıkları sabit olduğunda davalı tarafından müvekkilinin hesabına 29.750-TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme ile esasında davalı kendi haksızlığını da kabul ettiğini ancak davalı tarafından yapılan bu ödeme eksik olmasına rağmen sanki dava konusu borcun tamamı ödenmişcesine mahkeme tarafından davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, diğer alacak kalemlerinin akim kaldığını ve müvekkilinin zarara uğradığını, davanın konusuz kalmasına karar verilmesi sonucunda icra takibine konu icra vekalet ücretini de elde etme şansını yitirdiklerini, ödeme durumunun infaz aşamasında dikkate alınabileceğini, emsal nitelikte Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2014/1197 Esas sayılı ilamı bulunduğunu beyanla, mahkeme kararının lehlerine kaldırılmasını, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının davalı borçlu banka aleyhine 30.000 TL Asıl Alacak, 16,03 TL faiz, 96,87 TL İhtarname masrafı olmak üzere toplam 30.112,90 TL alacağın asıl alacağa yıllık %9,75 oranında faiz işletilerek devamına karar verilmesi talebiyle takip başlattığı, icra takibinin 30/11/2017 tarihli olduğu, yasal süre içerisinde bankanın itiraz ettiği görülmüştür.İlk derece mahkemesince alınan 18/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda bankacı bilirkişi’nin; davalı bankanın sunduğu hesap ekstresinden 05/09/2017 tarihinde 30.000 TL’lık satış bedelinin takas süresi içerisinde hesaba alacak kaydedildiği, 750,00TL pos hizmet komisyonunun bankaca tahsil edilmesi sonucu hesapta 29.250,00TL kaldığını, 08/08/2018 tarihinde davacının bloke tutulan alacağının kendisine ödendiğini, davalı bankanın beyanında hesapta tutulan paranın 27/02/2018 tarihinde serbest bırakıldığını belirttiğini beyan ettiği görülmüştür.
GEREKÇE; İtirazın iptali talepli davada, ilk derece mahkemesince 29.250,00 TL’nın davacıya yargılama sırasında ödendiğinden bahisle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvurusunda, davalının takipten sonra işlemiş faiz, takip vekalet ücreti ve masrafları ile birlikte toplamda 34.291,45-TL dosya borcu bulunduğunu ancak 29.250,00 TL ödenmesine rağmen davanın konusuz kalmasına karar verilmesi nedeniyle, diğer alacak kalemlerini tahsil edemediklerini ileri sürmüştür. İcra takip dosyasının incelenmesinde de davacı alacaklının 30.000 TL Asıl Alacak, 16,03 TL faiz, 96,87 TL İhtarname masrafı olmak üzere toplam 30.112,90 TL alacağın tahsilini talep ettiği, yargılama sırasında 29.250,00 TL’nin ödendiği ve ödenen kısım yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmışsa da; davacının diğer alacak kalemleri hakkında karar verilmediğinden, davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;1-Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/ 1-a-4-6 maddeleri gereğince KABULÜNE,2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,3-İstanbul 16. AsliyeTicaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarihli 2017/1137 Esas-2019/1231 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4-Dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,5-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,6-İstinaf talebi incelenmediğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,7-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 36,50 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 18,25 TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 49,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 24,50 TL’sinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/10/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4-6 maddeleri uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.