Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1710 E. 2022/1461 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1710 Esas
KARAR NO: 2022/1461
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2018/1180 E. – 2019/984 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının “…” isimli çiğ köfte markasının sahibi olduğunu, bu marka adı altında davalının da aralarında bulunduğu birçok kişiyle Franchising satış sözleşmesi yaptığını, davalı ile arasındaki sözleşmenin 12/02/2018 tarihinde imzalanıp yürürlüğe girdiğini, davalının 2 ay sonra ürün alımını kesip davacı müvekkilin telefonlarına cevap vermediğini ve faaliyetlerini durdurmuş olduğunu, bu nedenle Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinde icra takibi başlatıldığını, davalının işbu icra takibine itiraz ettiğini, dava dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında haklı davanın kabulünü, borçlunun itirazının iptali ile takibin Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.10.2019 tarih ve 2018/1180 Esas – 2019/984 Karar sayılı kararıyla; “Somut olayda; davacı ile davalı arasında franchisee sözleşmesi kurulduğu, davacının sözleşmenin 6.8 numaralı maddesi dolayısıyla cezai şart talebine ilişkin olarak icra takibi başlattığı, davalının süresi içinde takibe itiraz ettiği, cezai şartın muaccel olabilmesi için taahhütün ihlali ve sözleşmenin franchisee tarafından feshedilmiş olması gerektiğinin kararlaştırıldığı, yine taraflarca sözleşmenin 10.6 maddesi gereği sözleşmenin feshi de dahil sözleşme çerçevesinde yapacakları her türlü bildirimin yazılı olarak yapılacağının geçerlilik şartı olarak kararlaştırıldığı, davacının fesih iradesini geçerli şekilde açıkladığını ispat edemediği, kaldı ki, TTK’nın 18. maddesinde belirtildiği üzere sözleşmeyi feshe ilişkin bildirimin ispat olunabileceği, davacı tarafından buna ilişkin bir delil sunulmadığı, Hmk’nın 141. maddesi gereği iddianın genişletilmesi yasağı dolayısıyla davacının davalının açık muvafakati olmadan yeni delil ikame edemeyeceği, yasağın istisnalarının da davada işlerlik kazanmadığı, bu itibarla sözleşmede belirtilen şartın yerine getirilmediği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Taraflar arasındaki sözleşmenin 3 yıl için imzalandığını, sözleşmenin 6.8.maddesi gereğince satışa ara verilmemesi gerektiğini, taahhüdün ihlali ve herhangi bir nedenle sözleşmenin feshi halinde sair zararlar hariç olmak üzere davalının 10.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, oysa davalının 2 ay sonra faaliyetini durdurduğunu ve müvekkilden ürün almayı durdurduğunu,Davalının ürün alımını durdurduktan sonra müvekkilin aramalarına yanıt vermediğini, bu nedenle davalının sözleşmeyi fesih iradesini ortaya koyduğunu, sözleşmenin müvekkil tarafından haklı nedenle feshedildiğini, feshin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceğini,Tarafların tacir olmasına rağmen, mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, defterlerin incelenmesi halinde davalının son ürün alım tarihinin ve sözleşmeye aykırı davrandığının net olarak tespit edileceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER:*Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 29/08/2018 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … borçlusunun … olduğu, 625,95 TL cari hesap, 1.750,00 TL bedelsiz çiğ köfte, 10.000,00 TL cezai şart bedeli alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya 19/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 25/09/2018 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine cezai şart yönünden itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin kısmen durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür. *Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 6.8 numaralı maddesinde “Taahhütün ihlali ve herhangi bir nedenle sözleşmenin … tarafından feshi halinde Franchisee, …’in her türlü zarar, ziyan tazminat hakkı saklı kalmak şartıyla 10.000 TL cezai şart olarak ödemeyi taahhüt eder.” hükmü düzenlenmiştir. Yine, taraflar arasındaki sözleşmenin 10.6 numaralı maddesinde “Adres değişiklikleri de dahil olmak üzere tarafların birbirlerine karşı iş bu sözleşme çerçevesinde yapacakları her türlü bildirim, sözleşmede belirtilen adreslere ve e-mail adreslerine yazılı olarak yapılacaktır.” hükmü düzenlenmiştir.
GEREKÇE: Dava,İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.Davacı franchise sözleşmesi kapsamında mal satımı faturalarına ve cezai şart alacağına dayalı olarak başlattığı icra takibine kısmi itiraz üzerine itirazın iptali davası açmıştır.Davalı, davaya cevap vermemiştir.İlk derece mahkemesi tarafından; “… cezai şartın muaccel olabilmesi için taahhütün ihlali ve sözleşmenin franchisee tarafından feshedilmiş olması gerektiğinin kararlaştırıldığı, yine taraflarca sözleşmenin 10.6 maddesi gereği sözleşmenin feshi de dahil sözleşme çerçevesinde yapacakları her türlü bildirimin yazılı olarak yapılacağının geçerlilik şartı olarak kararlaştırıldığı, davacının fesih iradesini geçerli şekilde açıkladığını ispat edemediği, kaldı ki, TTK’nın 18. maddesinde belirtildiği üzere sözleşmeyi feshe ilişkin bildirimin ispat olunabileceği, sözleşmede belirtilen bu şartın yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın reddine” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu icra takibinin taraflar arasındaki 12.02.2018 tarihli franchise sözleşmesine dayalı olarak cari hesap bakiyesi, bedelsiz ürün bedeli ve cezai şart alacağına dayalı olarak başlatıldığı, davalının icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde “Cari hesap bakiyesi ve bedelsiz ürün bedeli borcunu kabul ederek” sadece cezai şart alacağına itiraz ettiği, uyuşmazlığın da cezai şart alacağı kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Davacı, taraflar arasındaki sözleşme yürürlüğe girdikten sonra davalının iki ay süreyle ürün aldığını, akabinde ürün alımını kestiğini ve faaliyetini durdurduğunu beyan ederek sözleşmenin 6.8.maddesi gereğince cezai şart istemektedir. Davalının iddia edilen şekilde ürün alımını durdurarak sözleşmeye aykırı davranması durumu, davacıya sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı verse de, sözleşmenin 10.6 maddesinde feshin yazılı olarak yapılması gerektiği kararlaştırıldığından, davacının sözleşmede belirtilen usule uygun olarak gerçekleştirdiği fesih bulunmadığından, davacının cezai şart talep hakkının bulunmadığı yönündeki ilk derece mahkemesi kararı isabetli olmakla, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/09/2022