Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1707 E. 2020/1564 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1707 Esas
KARAR NO : 2020/1564 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI : 2019/427 E. – 2019/248 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takip dosyası ile takip dışı 3. Kişi konumundaki müvekkilinin işyerine 19.07.2019 tarihinde gelerek müvekkilinin menkul mallarının haksız ve kötüniyetli olarak haczedildiğini, AV. …’ya yediemin olarak bırakıldığını, istihkak iddiasında bulunulduğunu, İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/588 E. 2019/709 K. Sayılı dosyası ile takibin devamına karar verildiği ve üçüncü şahıs olarak müvekkiline 7 gün içinde istihkak davası açması için yasal süre tanındığını, kararın tebliğ edilmediğini ancak 06.08.2019 tarihinde haciz işlemi esnasında öğrendiklerini ve 07/08/2019 tarihinde İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/705 E. Sayılı dosyası ile istihkak davası açıldığını ancak davanın ikame edildiği tarihte İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün dosyasına fiil haciz esnasında üçüncü kişi olarak, alacaklı … ‘ye ödenmesi sonucunda açılan istihkak davasının konusuz kaldığını, ayrıca icra müdürlüğünün dosyasına müvekkilinin 06/03/2019 tarihinde 46.000 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin İİK 72 mad.göre icra tehdidi altında ödeme yapması ve icra dosyası borcunun tamamını ödemesinin istirdat davasının koşullarını oluşturduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ve anlaşılamadığını, müvekkili şirketin söz konusu borçlu ile her hangi bir ilgisi ve ilişkisinin bulunmadığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile istirdat davasının kabulü ile cebri icra tehdidi altında ödenen miktarın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahmiline, takip dışı 3. Şahıs olan müvekkili şirkete ait haczedilerek muhafaza altına alınan menkul mallar üzerindeki İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Tal. Sayılı dosyasında yapılan hacizlerin iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde ; İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesi 2019/588E- 2019/709K. Sayılı ilamıyla takibin devamına karar verilmiş olduğunu, haciz mahallinde dosya borçlusu ….Şti. adına birçok güncel tarihli ve muhasebesel evrakların bulunduğunu, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulünün gerektiğini; davacı şirket ile dosya borçlusu şirketin yetkililerinin aynı olduğunu, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu, davacı şirketin hali hazırda yetkilisi olan …, aynı zamanda dosya borçlusu şirketin de kurucusu ve yetkilisi iken borçlu şirketteki hisselerini 20.06.2019 tarihinde yani borcun doğumundan sonra devrederek ortaklıktan ayrıldığını, bu işlemlerin alacaklılara zarara uğratmak kastı ile yapıldığını ve Mülkiyet Karinesinin alacaklı yararına olduğunun kabulünün gerektiğini, dosya borçlusu 3.kişinin müvekkiline karşı istirdat davası açmasının usulen mümkün olmadığını ve açılan istihkak davasının sonucunun bu usuli eksikliğin giderilmesine yarar sağlamayacağını, davacının İstanbul 6.İcra Mahkemesi 2019/705E. Sayılı dosyadan açmış olduğu istihkak davasından feragat ettiğini, istihkak davası ile ispata muhtaç bu iddialarını ispatlamadığını, davacının icra dosyasında borçlu sıfatı bulunmadığını, İİK.md.72 gereğince icra dosya borcuna istinaden yapılan ödemelere ilişkin ancak dosya borçlusu tarafından istirdat davası açılabileceğini, bu eksikliğin HMK.md.115 gereğince açılan davanın usulden reddini, aksi halde; davacının İcra Mahkemesinde istihkak davası ile ispatlayamadığından, açılan davanın esastan reddin karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2019 tarihli 2019/427 Esas-2019/248 Karar sayılı kararıyla; istirdat isteminin takip borçlusu tarafından iddia edilebildiği, davacının takibin tarafı olmadığı, bu hali ile istirdat davası açmaya aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, takip dışı üçüncü kişinin icra dosyasına borçlu olmadığı bedeli Sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep edilebilmesi için ise iş bu davada davalı sıfatının takip alacaklısı değil takip borçlusu olması gerektiği zira bu ödeme ile dava dışı takip borçlusunun borcundan kurtulmuş olduğu anlaşılmakla dava açmakta davacının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle; “Davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; İcra Ve İflas Kanunu madde 72/7’ye bakıldığında,” Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” denildiğini, söz konusu maddeye göre istirdat davasının sadece borçlu tarafından açılacağına dair bir hüküm bulunmadığını, davalı tarafın cevap dilekçesinde dayandığı, mahkemenin hükmüne esas teşkil eden kanun maddesinin İİK md. 72/6 olup menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edildiği durumlarda uygulama bulacağını, dava konusu olayda ise menfi tespit davasından dönüşen bir istirdat davası bulunmadığını, İİK md. 72/6’nın dava konusu olayda uygulanmayacağını,-İİK 89/5.maddesinin ikinci tümcesinde “Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.” hükmünün bulunduğunu, söz konusu hükmün de olayımızla benzer özellikler taşıdığını,-davalı tarafın davanın esasına ilişkin iddialarının hiçbir hukuki dayanağı olmayıp mahkemece dikkate alınmaması gerektiğini, beyanla davanın esasına ilişkin iddialarını tekrarlayarak mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …A.Ş, borçluların …Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ve … olduğu, 35.000 TL , 666,74 TL işlemiş faiz, 3.500 TL %10 tazminat, 105,00 TL% 0,30 komisyon, -3.000,00TL 22/04/2019 tarihli tahsilat, -2.030,00TL 20/05/2019 tarihli tahsilat olmak üzere toplam 34.241,74 TL toplam alacağın, asıl alacağa (29.970,00 TL yıllık %19,50 TL avans faizi ) ile tahsilinin talep edildiği görülmüştür.
GEREKÇE; Dava, üçüncü şahıs …Tic. Ltd. Şti. tarafından açılan istirdat davasıdır. Davacı, dava dışı takip borçlusunun borcu nedeniyle kendisine ait işyerinde haciz yapıldığını ve bu nedenle borcu ödemek zorunda kaldıklarını belirterek ödenen tutarın iadesini istemiştir. Davacı takipte borçlu olmayıp, takip konusu borç yönünden üçüncü şahıs konumundadır. Davacı tarafça yapılan işlemle ilgili olarak istihkak davası açıldığı ve sonuçlandığı taraf vekillerince beyan edilmiştir. Davacı vekili ödeme yapılması nedeniyle davanın konusuz kaldığını, davalı vekili ise davacının davadan feragat ettiğini beyan etmiştir. İcra hukuk mahkemelerince istihkak davalarında verilen hükümler kesin hüküm niteliğindedir. Davacının yaptığı bu ödemeyi borçludan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteme hakkı mevcutsa da, alacaklıya karşı İİK 72. Madde hükmüne dayalı olarak istirdat davası açılamayacağından, istinaf dilekçesinde belirtilen İİK 89/5 maddesi koşulları da bulunmadığından, mahkemenin davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığından, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya uygun olmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.