Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1698 E. 2022/1490 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1698 Esas
KARAR NO: 2022/1490
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2017
NUMARASI: 2014/101 2017/422
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin davalıya 14/12/1013 vade tarihli 110.000TL tutarlı bono verdiğini, müvekkillerinin 90.000TL miktarı ödediklerinin ve davalıya bakiye 20.000TL borçları kaldığını ancak bu borcuda ödeyip senedin iadesini istediklerinde, davalının senet bedelinin tümünün ödenmesi istediğini, 14/12/2013 tarihli 110.000TL tutarlı bonoyu ödeme tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını ve bu nedenlerde dava konusu senet{bono) nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine, senedin icraya konması ihtimali karşısında teminatsız, aksi taktirde teminat karşılığında takibin durdurulması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, kalan borçları olan 20.000TL’nin tevdi yerine yatırılması suretiyle, senedin davalı tarafça iadesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 15/06/2015 tarihli dilekçe ile; dava konusu senedin 90.000-TL’lik kısmı yönünde borçlu olmadıklarının tespiti yönünde icra dosyasına yaptıkları ödemelerin istirdadına ve ödenen bedeller yönünden %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların belirttikleri bu ödemelerin senetle ilgili olmadığını, bu konuda bir delil sunulmadığını, senedin teminat senedi olmayıp borç karşılığı verildiğini, davacıların hiçbir şekilde verildiğini iddia ettikleri 14/02/2014 tarihli 25.000-TL’lik çekin bu davaya konu senet ödemesi ile ilgisinin olmadğını, yine 20/12/2013 tarihli 20.000-TL ve 19/03/2014 tarihli 20.000-TL bedelli çeklerin de müvekkili ile hiçbir ilgisinin bulunmadğını, çeklerin müvekkiline teslim edilmediğini, ödeme iddiasının yazılı belge ile ispatı gerektiğini, tanık dinlenilmesine muvafakat etmediklerini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 7. Asliye Ticaret mahkemesi 2014/101 E. 2017/422 K. sayılı 29/05/2017 tarihli kararı ile; “…Davacının davalıya verdiğini bildirdiği 14/02/2014 tarihli 25.000,00TL bedelli çekin davalı tarafından 18/11/2013 tarihinde tahsil edildiği, ayrıca 14/02/2014 tarihli 25.000,00TL bedelli çekin ödemesinin davalıya yapıldığı, böylece davacıların davalıya 50.000,00TL ödediği, senet üzerinde malen kaydının olduğu, davacının davalıya yapılan araç satışının 12/12/2013 tarihli olduğu, senedin vadesinin 14/12/2013 olarak düzenlendiği, davacının senedin verilme nedeninin araç bedeli ödemesi olduğunu belirttiği ancak bu durumun kanıtlamadığı, davacı yanın icra dosyasına 19/09/2014 tarihinde 142.647,15TL yatırdığı, senet bedeli 110.000,00TL’ye karşılık davacının davalıya 50.000,00TL ödeme yapması nedeniyle 60.000,00TL davalı alacağının belirlendiği, icra dosyasına yapılan ödeme sebebiyle hesaplanan faiz ve toplam borç miktarına göre 60.000,00TL için ödenmesi gereken miktarın 79.076,18TL olacağı, bu bağlamda davacının ödemelerine göre, ödenmesi gereken bu miktar düşüldüğünde kalan 63.570,97TL’nin davacının fazla ödemesi olduğu ve istirdadının gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı, öte yandan davacıların kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığı…” gerekçeleriyle “davacıların 01/07/2012 tanzim ve 14/12/2013 vade tarihli 110.000- TL bonodan dolayı davalıya 50.000-TL borçlu olmadığının tespitine ve İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ödenen 63.570,97 TL’nin davalıdan istirdadına, davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalı tarafça gönderilen 25/12/2013 tarihli e-posta içeriğinde müvekkillerinin davalıya 100.000-TL borçlu olduklarına ve bu borç dökümünün daha sonra gönderileceğine dair beyanın raporda ve mahkemede dikkate alınmadığını, yargıtay 13. HD’nin 2019/1502E. 2020/3135 K. Sayılı ilamında bu bölümün davalıya isticvap davetiyesi çıkarılarak bu konuda açıklama yaptırıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğine değinildiğini, yine bilirkişi raporunun bu haliyle hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını, tespit olunan bedellerin vekalet ücretlerinin hatalı hesaplandığını, istirdat taleplerinin kısmen kabul edilmesi sonucu kabul edilen bu beden yönünden davacının haksızlığının anlaşıldığını, buna göre kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca taraflar arasındaki yakın akrabalık ilişkisi gözetildiğinde ticari ilişki kapsamında karşılıklı olarak gönderilen e-postaların bu haliyle yazılı delil başlangıcı olduğu gözetilerek tanık dinletme imkanları olmasına rağmen mahkemenin bu talebi reddetmesinin hatalı olduğunu bildirmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde 110.000-TL’nin şirket için davalı tarafından ödendiğini, 2012 temmuz ayında şirket kurulumu için davalıdan alınan 110.000-TL borç için senedin verildiğini belirttiğini yani senedin borç için verildiğini davacının kabulünde olduğunu, davacının 90.000-KTL ödeme iddiasını ispatlayamadığı, müvekkilinin hesabına davacı tarafından yapılan 25.000-TL havalenin dava konusu senetle alakasının olmadığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, yapılan bu havalenin hangi borcun karşılığında ödendiğinin kayıtlarda bulunmadığını, bilirkişi tarafından tespit edilen 50.000-TL’nin müvekkili tarafından davacı …’ün aldığı araç için 10/12/2012 tarihinde … Şirketine gönderilen ve davacıya borç olarak verilen ödeme karşılığında verilen bedel olup davaya konu senet ile bir ilgisinin bulunmadğını, buna ilişkin dekontu dosyaya ibrat ettiklerini, bilirkişilerin bu konudaki tespitlerinin varsayıma dayalı olduğunu, bu konuda itiraz ettiklerini, sonuç itibariyle bu ödemenin dekonttan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin davacı … için aldığı araç karşılığında yapıldığını, 18/11/2013 tarihinde yapılan havalenin 14/02/2014 tarihli çekle bir alakasının bulunmadığı, 14/02/2014 tarihli çekin … için müvekkili tarafından alınan araç karşılığında ödenen bedel olarak çekildiğini, ayrıca 18/11/2013 tarihli havalenin dava konusu senetle ilişkilendirilmesine yol açabilecek somut bir emare bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettikleri hususları ispatlayamadıkları. protokolün dosyaya sunulamadığını kaldı ki böyle bir protokolün bulunmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını, istirdat kararı verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kabul ve red miktarları dikkate alındığında vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını bildirmiştir.
DELİLLER:Dosyada bulunan İstanbul … icra müdürlüğünün … sayılı takip dosyası fotokopisinden davalının davacılar aleyhine 01/07/2012 tanzim 14/12/2013 vade tarihli 110.000,00TL bedelli bonodan dolayı icra takibi yaptığı, takip dayanağı bononun 01/07/2012 tanzim, 14/12/2013 vade tarihli keşidecilerin davacılar, lehtarın ise davalı olduğu, senedin malen kaydı ile düzenlenmiş olup 110.000-YTL bedelli olduğu görülmüştür.Dosyada bulunan 12/12/2013 tarihli araç satış sözleşmesinin incelenmesinde … plakalı aracın davacı … tarafından davalıya 73.000-TL bedel ile satıldığı görülmüştür.Davacı … tarafından davalı hesabına 25.000-TL’lik havalenin 18/11/2013 tarihinde yapıldığı, herhangi bir açıklama şerhi içermediği görülmüştür.Bilirkişi tarafından sunulan 25/11/2016 tarihli raporda “…gelen banka cevapları ve ödeme belgelerine göre davacının 110.000,00TL’lik senet sebebiyle 90.000,00TL borçlu olmadığına ilişkin açmış olduğu davada, davacının davalıya 50.000,00TL ödeme yaptığı, ödemenin senede ilişkin olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, senede ilişkin ödeme olarak değerlendirilmesi halinde dava esnasında İstanbul … icra müdürlüğünün … Esas dosyasına 19/09/2014 tarihinde yapılan 142.647,15TL ödeme sebebiyle istirdada dönüşen dava tutarında ödenmesi gereken 79.076,18TL tutar düşüldüğünde istirdada dönük konu olabilecek tutarın 63.570,97TL olabileceği…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilince rapora itiraz edildiği ve bilirkişiden ek rapor alınmasının istenildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.Davacı taraf dava konusu bononun 90.000,00 TL’lik kısmının ödendiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.İstinaf incelemesi istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle ilgili olarak yapılmıştır.Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu içeriğinden de anlaşıldığı üzere davacı taraf sadece 50.00,00 TL’lik ödemeyi ispat edebilmiştir. Bunun üzerindeki miktar yönünden ödemeyi ispat edememiştir. İlk derece mahkemesinin bu yöndeki tespit ve değerlendirmesi isabetlidir. Açıklanan bu yön itibariyle de davacı vekilinin diğer 40.000,00TL’lik ödeme yapıldığına ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Davacı tarafça davalının e-postada davacıların 100.000,00TL borcundan bahsettiği ileri sürülmüş ise de söz konusu e-posta içeriğinde bu ödemenin yapılmaması halinde bononun 110.000,00 TL olarak takibe konulacağı belirtilmekle davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Davacılar vekili e-postaların delil başlangıcı niteliği bulunması nedeniyle tanık dinletilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de taraflar arasındaki yakın akrabalığa rağmen tarafların ilişkilerinin senede bağlandığı anlaşılmakla ayrıca iddia ve savunmanın içeriği gözetildiğinde HMK’nın 200 ve devam maddeleri uyarınca somut olayda tanık dinlemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.Öte yandan davacı tarafın tazminat istemi reddedilmiş ise de, bu husus yerinde değildir. Zira 50.000 TL’lik kısım ödendiği halde bu miktarın da ödenmemiş gibi takip konusu edilmesi bu miktarla ilgili olarak davalının takibinde kötü niyetli olduğunu gösterir. Açıklanan bu yön itibariyle davacılar vekilinin istinaf talebi yerindedir.Davalı taraf söz konusu 50.000,00TL’lik ödemeyi kabul etmemiş, başka ticari ilişkiye ya da başka alacağına ilişkin olduğunu belirtmiştir. Söz konusu ödemelerin bononun tanzim tarihinden sonra yapılması da dikkate alındığında bu ödemelerin başka alacaklara ilişkin olduğu hususunun davalı tarafça usulüne uygun delillerle kanıtlanması gerekir, ancak dosya içeriğinden bu hususun davalı tarafça usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı görülmekle bu yöndeki davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Davacı tarafça fazla ödeme yapıldığı bilirkişi raporu içeriğiyle sabit olmakla, fazla ödenen miktar yönünden istirdat hükmü kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Ayrıca yargılama sırasında tedbir kararı verilmiş olup, bu kararın infaz edildiği anlaşılmakla İİK’nın 72/4. maddesi gereğince talep olmasa bile davalı yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılarak davalı vekilinin bu yöndeki talebinin reddi hatalı olup, bu yönden davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiştir. Dava değeri 110.000 TL gösterilmiş olup ayrıca dava dilekçesinde bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istenmiştir. İstirdat hususu ise menfi tespite bağlı bir sonuç olup dava değeri 110.000-TL olduğundan ve dairemizin yukarıdaki belirlemelerine göre davacı tarafın davasının 50.000-TL’lik kısmını ispat ettiği, 60.000-TlLlik kısmını ispatlayamadığı gözetildiğinde, vekalet ücretlerinin de buna göre değerlendirilmesi gerekirken bu yönün hatalı olarak hükme bağlanması usule aykırı olup, bu yönden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ayrıca yukarıda belirtildiği üzere taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabul edilmesi sebebiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırıldığından ve yargıtay içtihatlarına göre de yargılama giderleri cümlesinden kabul edilen vekalet ücretlerinin de dairemizce yeniden kurulan hükümle belirlenmesi yoluna gidilmiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabul, kısmen reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Taraf vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/05/2017 tarih, 2014/101 E. -2017/422 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacıların 01/07/2012 tanzim ve 14/12/2013 vade tarihli 110.000,00TL bonodan dolayı davalıya 50.000,00TL borçlu olmadığının tespitine ve İstanbul … icra müdürlüğünün … sayılı dosyasına fazladan ödenen 63.570,97TL’nin davalıdan istirdadına, 4-Davacı tarafın kötü niyetli takip tazminatı talebinin kısmen kabulü ve 50.000TLnin %20’si oranındaki 10.000,00TLnin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 5-İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca 60.000 TLnin %20si oranındaki 12.000 TLnin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3415,5TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan toplam 1.878,55TL harcın mahsubu ile eksik 1.536,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9200TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9600TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,9-Davacılar tarafından yapılan 1.911,35TL (1.878,55TL PH, 25,20TL BH, 7,60TL VH) ilk yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,10-Davacılar tarafından yapılan 623,35TL (400,00TL BK, 223,35TL müzekkere ve tebliğler) yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 280,50TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,11-Davalı tarafından yapılan 27,00TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 14,85TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, -İstinaf Yargılaması yönünden;12-Tarafların istinaf talepleri kabul edildiğinden talepleri halinde istinaf peşin harçlarının ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine,13-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olan 148,60 TL’ istinaf başvuru harcı ile 48 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 196,6 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 14-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 15-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 16-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/09/2022