Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1691 E. 2020/1570 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1691 Esas
KARAR NO : 2020/1570 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2020
NUMARASI : 2020/440 E. – 2020/484 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı …’nun üzerinde tahrifat ve sahtecilik yaptığı 7.000,00 TL’lik senet ile müvekkili aleyhine Bakırköy İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takip başladığını, müvekkili aleyhine başlatılan icra dosyası üzerinden müvekkilinin maaşına ve banka hesaplarındaki paralarına haciz koydurmak marifetiyle haksız icra dosyasına ait alacağı cebri icra tehdidi yoluyla tahsil edildiğini, davalının üzerinde tahrifat yaparak sahtecilik yaptığı icra dosyasına dayanak senede karşı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına taraflarınca şikayette bulunulduğunu, savcılıkça yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalı tarafından senet üzerinde tahrifat yapıldığı ortaya çıkarılarak davalı hakkında Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/175 E. Sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, Bakırköy İcra Md.’nün … sayılı dosyasından haksız tahsil ettiği 11.382,16 TL’nin icra dosyasına yapılan ödeme gününden itibaren işleyecek faiziyle istirdadına, haklı davalarının kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli 2020/440 Esas-2020/484 Karar sayılı kararıyla; “7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesine göre, TTK’nın 4. Maddesi gereğince, Arabuluculuğa tabi davalar arasında yer aldığı, davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usülden reddine karar verilerek ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/102 E. 2019/400 K. Sayılı dosyasında 28/11/2019 tarihinde “mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştikten sonra istek halinde görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine Gönderilmesine” karar verildiğini, dilekçe ibraz ederek dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini,- 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’ nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A Maddesinin Birinci fıkrası uyarınca, ticari ilişkiden kaynaklanan davalarda Arabuluculuk dava şartı olduğundan, 03/12/2019 tarihinde Bakırköy Arabulucuk Bürosu’ na başvurduklarını, 2019/6694 Büro Dosya Numarası ile görüşme gerçekleşmiş, 25/12/2019 tarihinde de arabulucuk sürecinin “Anlaşamama” ile sona erdiğini, HMK 115/2 maddesi gereğince eksikliğin giderilmesi için kendilerine süre verilmesi gerektiğini, halihazırda arabuluculuk yoluna başvurmuşken ve anlaşamama tutanağı mevcutken davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE; Davacı vekilinin istirdat davasının, Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, mahkemenin 28/11/2019 tarihli 2019/102 Esas-2019/400 Karar sayılı kararı ile mahkemenin görevli olmadığından bahisle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, kararın istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle kesinleştiği , bunun üzerine dosyanın davacı vekilinin gönderme talebi üzerine, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesine geldiği, mahkemenin taraflara tebligat çıkararak ön inceleme duruşmasında dava şartlarını değerlendirmek yerine, dosya üzerinde karar verdiği görülmüştür.TK’nın 5/A maddesindeki düzenlemeye göre, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/2. maddesinde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’ nın 4. maddesinde belirtilen uyuşmazlıklardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir. Somut olayda; davacının senette sahtecilik yapılan senedin, icra takibine konularak kendisinden haksız şekilde para tahsil edildiğini ileri sürdüğü, davacının davasını ilk olarak görevsiz mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi üzerine dosyanın gönderildiği, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, davacı vekiline 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/2. Maddesinde düzenlendiği şekilde, son tutanağın ibrazı için ihtaratlı kesin süre vermediği, davacı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde 25/12/2019 tarihli anlaşamama tutanağını ibraz ettiği, tutanak tarihinin mahkeme karar tarihinden önce olduğu, 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’ nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A Maddesinin Birinci fıkrası uyarınca ticari davalarda aranan, arabulucuya başvuru şartının yerine getirildiği, arabulucuya başvuru zorunluluğunun, Anayasa’nın 36. Maddesinde düzenlenen kişilerin hak arama hürriyetini, aşırı derecede zorlaştıracak şekilde yorumlanmaması gerektiği kanaatiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli 2020/440 E. – 2020/484 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 62,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/10/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.