Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1684 E. 2022/1481 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1684 Esas
KARAR NO: 2022/1481
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2018/1020 2019/830
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmış olduğunu, ancak takibin dayanaktan yoksun olduğunu ve davalının sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağını, takip konusu çekteki imzaların müvekkiline ait olmadığından bahisle takip konusu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; dava konusu takip dosyası olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında iki borçlunun bulunduğunu, birinin … Dış Tic. Ltd. Şti., diğerinin ise dosya davacısı olduğunu, çekteki imzalardan şirket adına atılanların davacıya ait olduğuna dair kabul beyanının olduğunu ancak kendi adına atılan imzayı kabul etmediğini, ancak imzaların davacıya ait olduğunu savunarak haksız davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Dava; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibine konulan 05/01/2018 keşide tarihli 50.000 TL bedelli çekten dolayı davacı …’in imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır. Dosya kapsamından alınan 22/03/2019 tarihli hükme elverişli grafolog bilirkişi raporuna göre, inceleme konusu …bank …-İstanbul Şubesi’ne ait, … seri nolu, 05.01.2018 keşide tarihli 50.000 TL’lik çekin ön yüzünde davacıya atfen … sıfatıyla atılmış imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı …’nin eli ürünü olmadığı anlaşılmış olup davalının çek ciro silsilesinde son yetkili hamil olduğu dikkate alındığında avalistin imzasının sahte olup olmayacağını bilemeyeceği” gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 05/01/2018 tarihli 50.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kararın hukuka aykırı olduğunu, takip dosyasında iki borçlu bulunduğunu, borçlu şirketin tek yetkilisinin … olduğunu, dolayısıyla çekin bu kişi tarafından imzalandığını, çek incelendiğinde çek üzerindeki şirket unvanı üzerine atılan imza ile aval veren …’nin imzalarının birebir aynı olduğunu, davacının çekteki imzaya karşı bir itirazı bulunmadığını, çek yetkilisinin imzası olduğunu, çek üzerinde bulunan iki imzayı da atan davacının bu imzayı şirket adına attığını ve imzayı kabul ettiğini, ancak kendi adına attığı imzayı kabul etmediğini, bu durumun davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, raporun yetersiz olduğunu, mahkemenin yeterli emsal imza celbetmediğini, yine çekin ait olduğu bankaya yazı yazılarak davacının kendisi adına veya yetkilisi adına verdiği vekaletname bulunup bulunmadığının sorulmasını talep etmelerine rağmen mahkemenin bu talebi dikkate almadığını, bu konuda Yargıtay’ın yerleşmiş kararları bulunduğunu, ayrıca Yargıtay kararlarına göre imza incelemesi yaptırılmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ile dava dışı … Ltd.Şti aleyhine çeke dayalı olarak 53.650-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı çekin 05/01/2018 tarihli 50.000-TL bedelli, keşidecisinin dava dışı … Ltd.Şti, lehtarının dava dışı … Ltd.Şti., sonraki cirantanın ise davalı olduğu, çekin ibraz edildiği karşılıksız olduğunun şerh verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 22/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; çekin ön yüzünde davacıya atfen … sıfatıyla atılmış imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacının eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilinin rapora itiraz ettiği ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını istediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı tarafça çeke dayalı takip başlatılmış davacı taraf ise çekteki aval veren imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmiştir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilinin bilirkişi incelenmesinde esas alınan mukayeselerin yeterli olmadığına ilişkin istinaf sebebi rapor içeriğinde yeterli mukayese olduğu görülmekle yerinde değildir. Davalı vekili, davacının çek keşidecisi şirketin tek yetkilisi olduğunu, hem keşideci kısmındaki hem de aval veren kısmındaki imzanın davacıya ait olduğunu ileri sürmüş bu bakımdan davacının çek hesabının bulunduğu bankadan bir başkasına vekalet verip vermediği hususunun araştırılmasını istemiş olup, mahkemece bu hususun araştırılmaması yönünden yargılama eksik bırakılmıştır. Bu durum usule aykırıdır. Öte yandan imza inkarı halinde HMK’nun 211. maddesinde sahtelik incelemesinin nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. Buna göre hakim, yazı veya imzayı inkar eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememiş ise huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri de değerlendirir. Oysa davacı asıl isticvap edilmeksizin doğrudan istiktab tutanaklarının düzenlendiği anlaşılmıştır. Yargılama bu yönüyle de eksik bırakılmış olup, HMK’nun 211/1-a maddesindeki bu usule uyulmaması da doğru değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacının bir başka kişiye vekalet verip vermediği hususunun çek hesabı bulunan bankadan araştırılmaması ve HMK’nun 211/1-a maddesindeki usule uyulmamış olması yönlerinden davalı vekilinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü gerekmiş, sair istinaf sebepleri yönünden ise istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-iSTANBUL 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2019 tarih, 2018/1020 E. -2019/830 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 53,5 TL posta masrafı olmak üzere toplam 202,1 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/09/2022