Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1678 E. 2022/1780 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1678 Esas
KARAR NO: 2022/1780 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2020
NUMARASI: 2019/72 E. – 2020/51 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının sahibi olduğu ve kafe/pastane olarak işlettiği … San ve Tic Ltd Şti.nde 07/02/2012 tarihinde … no ile 43. sınıfta adına … markasını tescil ettirdiğini, davalının ise bu markaya benzer olan … no’lu … &… markasını 24/03/2017 tarihinden itibaren daha sonra tescil ettirdiğini, markalar arasında benzerlik olduğunu, … & … ibarelerinin herkes tarafından kullanılan ibarelerden olduğunu, beyanla davalının müvekkilinin markası ile benzer olan …no’lu … & … markasının iptali davanın İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2018/98 E sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının 1978 yılında Beykoz, … ‘ta …-… ismiyle kurulmuş ve …’in vefatıyla mirasçısı sıfatıyla 1993 yılından beri … Cafe & Patisserie adlı işletmenin sahibi olduğunu, ayrıca Şile’de de pastane açtığını, … Cafe & Pattisserie markasını … no ile tescil ettirdiğini, bu ibarenin gerçek hak sahibinin kendileri olduğunu, Üsküdar, Çengelköy, Ümraniye, Çekmeköy’de tanındığını, davacı tarafın, 10/11/2015 tarihinde … tarafından kurulan … San ve Tic Ltd Şti’ni 23/02/2017 de devraldığını, bundan sonra … Pasta Cafe adını kullanmaya başladığını, sözkonusu markanın gerçek hak sahibinin davalı olduğunu, eskiye dayalı kullanımla ayırt edici hale getirdiklerini, … markasının piyasada maruf hale gelmiş olması nedeniyle kötüniyetle tescil başvurusu yapanın davacının kendisi olduğunu, hatta bu nedenle … ibaresinden önce … ibaresi özellikle yazdıklarını, asıl davacının davalının haklı şöhretinden yararlanmak istediğini, bu nedenle davalının … San ve Tic Ltd Şti’ne Beyoğlu … Noterliği’nden 09/01/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnameyi keşide ettiklerini ve ancak marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerine son verilmeyince İstanbul Anadolu 1. FSHHM nın 2018/98 E sayılı dosyası ile dava açtıklarını, ondan sonra davacının bu davayı açmış olduğunu, davalının www…com alan adını alıp kullandığını, bu alan adında … ibaresinin olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı vekili 03/05/2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde; Davalının marka tescilinin kendi markalarından sonra yaptırıldığını, davalının daha öncesinde tescilli isminin … olduğunu, davacının marka olarak kendi soyadını kullandığını, davalının önceden ifade edilen sebeplerle kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/06/2020 tarihli 2019/72 E. – 2020/51 K. sayılı kararıyla; “…Davalının dava konusu … markasında öncelikli kullanım iddiasına dayalı gerçek hak sahipliği savunması yaptığı, marka hakkına dayalı tecavüz davalarında davalılar tarafından yapılan gerçek hak sahipliği savunması yapılabilirse de ,Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/6134 E. 2015/13829 K. Sayılı 23.12.2015 tarihli kararında da belirtildiği üzere önceki tarihli tescilli markaya dayalı olarak açılmış bir hükümsüzlük davasında ,gerçek hak sahipliği iddia/savunmasının red nedeni olarak kabul edilemeyeceği, bunun aksinin kabulünün, tescilde öncelik ve teklik ilkesine aykırılık oluşturduğu, önceye dayalı gerçek hak sahipliğinin, tescil edilmiş bir markayı hükümsüz kıldırmadan, hak sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkı vermeyeceği, bu nedenle davalının gerçek hak sahipliğine ilişkin iddia ve savunmalarının davacının önceki tarihli tescilli marka hakkına dayanarak açtığı hükümsüzlük davasında davanın esasına etkisi olmayacağından değerlendirmeye alınmadığı, taraf markalarının tescilli oldukları mal ve hizmet sınıfları da değerlendirildiği” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacı markası ile iltibas yaratan davalının … tesil nolu markasının 43. Sınıfta tescilli tüm hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin “…” adını 20 yıldan fazla bir süredir kullandığını, … CAFE&PATTİSERİE adını ise 2013 yılından beri kullandığını, müvekkilinin u adı tescil ettirmeden önce internet sitesinde kullandığını, bu isimle esnaf ve sanatkarlar odasına tescil yaptırdığını,, tescil tarihi iki ay sonra olsa da, … adını markasal olarak ilk kullanan davalı müvekkili olduğunu. -Davacının bu nedenle tescil başvurusunu farklı olarak …şeklinde yaptığını ancak markayı tescil edildiği şekilde değil … ve … PASTA CAFE olarak tescile aykırı kullandığını. -SMK 19/2 maddesi gereğince markanın kullanılmadığının defi olarak ileri sürülebileceğini, davacının markasının tescil edildiği şekilde kullanmadığından, kullanmama definin ileri sürülebileceğini. -Davacı aleyhine yürütülen soruşturma dosyasında ve mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, davacının markasını tescil edildiği şekilde kullanmadığı ve markanın kullanılması hükümlerine aykırı davrandığının tespit edildiğini, ancak mahkemece bu hususların değerlendirilmediğini. -Müvekkilinin markayı tescil tarihinden daha önce kullanarak bilinir hale getirdiğini, davacının kötüniyetli tescil yaptırdığını, mahkeme kararının aksine müvekkilinin önceki kullanıma dayalı haklarının hükümsüzlük davasında 6769 Sayılı SMK 6/3 maddesi uyarınca def’i olarak ileri sürebileceğini, bir işareti öteden beri kullanan kişinin gerçekleştirdiği tescilin kurucu değil açıklayıcı olduğunu, buna karşın bir markayı oluşturmaksızın ve kullanmaksızın seçip tescil ettiren kişinin gerçekleştirdiği tescilin ise kurucu etkiye sahip olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davalı vekilinin beyanları ile müvekkilinin eylemlerinin birbirini tutmadığı, davalının davaya konu tescilden önce birtakım tesciller aldığını ancak dava konusu tescili müvekkilinin tescilinden sonra aldığını, bu durumda davalının iyiniyetinden bahsedilemeyeceğini, davalının daha önce kullandığını ileri sürmesi halinde, farklı tesciller almasına rağmen dava konusu tescili neden almadığının cevaplanamadığını, iyiniyetli olmadığının göstergesi olduğunu, tecavüze ilişkin davanın bu davanın sonucunu beklediğini, tedbir talebinin reddedildiğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK kayıtlarından; … tescil nolu …markasının 43. Sınıfta 07.02.2017 tarihinden itibaren davacı adına tescilli olduğu,hükümsüzlüğü talep edilen … tescil nolu … cafe & patisserie +şekil markasının ise 30,35 ve 43. Sınıflarda 24.03.2017 tarihinden itibaren davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince duruşmasında dinlenen tanıkların beyanlarında; Davalı tanığı … duruşmada alınan beyanında; ” Davalı … benim abim olur. Pastanemiz 2003 yılından beri devam etmektedir. Ben abimin yanında çalışıyorum. 17 yıldır abimin yanında çalışıyorum. 1978 yılından beri Beykozda … Pastanesi olarak ben, … … ve amcamız … kullanıyorduk, pastane olarak işletiyorduk. Daha sonra aynı marka adı altında Şilede faaliyet göstermeye başladık, 2013 yılından beri Şilede Cafe Patiserie olarak marka kullanılmaktadır. Öncesindede 2003 yılından beri Şile de … Pastanesi olarak kullanılmaktadır.”şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tanığı … duruşmada alınan beyanda “Ben … beyi tanımam, … , … ibareli iş yerinde açıldığından beri Kovan fırından devraldığımız tarihten beri çalışıyorum 2017 yılının ilk aylarından beri iş yerini açtık iş yerinde pasta – börek satılmaktadır. Bir iki ay işlettik. Biz işletmeye başlattıktan sonra şile tarafına giden müşteriler şiledede böyle bir pastane var dediler. Biz de onlara Şiledeki pastane ile bir ilgimiz olmadığını söyledik, …iş yerini işletirken marka ne olsun diye konuşuldu, … şirket sahibidir, şirketin ismi … idi. … beyin soyadı … olduğu için marka olarak … adı tescil edildi. Gelen müşterilere de şiledeki pastanenin bizle bir ilgisi olmadığını da söyledik, tescilden öncede böyle bir marka olup olmadığını araştırmadık şiledeki markadan haberimiz yoktur. Konsept olarak farklı, ürün olarak aynı ürünleri çıkartmıyoruz, bir kez Şileye gittim pastaneyi gördüm, bizim işlettiğimiz pastaneden farklı idi. Konsepti de farklı idi markalarda benzemiyordu.Konsept taklidinde giyim kuşamdan her şey taklit edilir Şiledeki pastane ile bizim pastane arasında giyim kuşam- kullanılanmasalar herşey farklıdır, art niyet olmadığı taklit olmadığı alenidir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı tanığı … duruşmada alınan beyanında;” Ben davalının iş yerinde çalışıyorum, aynı zamanda da davalı benim eşimin abisidir. Müşterilerimiz sayesinde bilgimiz oldu. Çekmeköydeki … pastanesi ile ilgili. Bizim de öyle bir şubemiz olmadığını onlara dile getirdim, sürekli halen devam ediyor. Biz markayı … Cafe Patisserie olarak kullanıyoruz, 2003 yılında Şilede açtık. Önce … Pastanesi olarak açtık, bu pastaneyi … 2003 yılından beri işletiyordu. Daha sonra markayı … Cafe Patisserie olarak kullanmaya başladık , 7-8 yıldır markayı … Cafe Patiserie olarak kullanıyoruz, yazlıkçı müşterilerimiz bize gelince “Hayırlı olsun Çekmeköyde yeni iş yeri açmışsınız bizim için iyi oldu daha yakın oldu dediler ” şeklinde beyanda bulunmuştur. İlk derece mahkemesince bilişim uzmanı ile marka vekilinden alınan 23/10/2019 tarihli raporda; davacı adına 07/02/2017 tarihinden itibaren 43. Sınıfta yer alan hizmetler için tescilli … no ile tescilli olan( şekil) markası ile, davalı adına 24/03/2017 tarihinden itibaren tescilli 30/35 ve 43. Sınıflarda yer alan mallar ve hizmetler için … no ile tescilli olan( şekil ) markaları görsel ve fonetik olarak BENZER markalar olup ,43. Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” açısından ortalama tüketiciye hitap etmeleri nedeniyle, benzer markaların bu hizmetler kullanılması halinde ortalama tüketici nezdinde iltibas meydana gelme ihtimalinin mevcut olduğunu beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E: Marka hükümsüzlüğü davasında, davalı tarafça önceye dayalı hak iddiasında bulunulmuş, ilk derece mahkemesince markaya tecavüze ilişkin davada önceye dayalı hak iddiası ileri sürülebilecekse de, davacı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmeden önceye dayalı hak iddiasının ileri sürülemeyeceği, bunun tescilde teklik ve öncelik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23.12.2015 tarihli kararına dayanarak davanın kısmen kabulüne, davalı markasının 43. Sınıfta kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda önceye dayalı hak iddiasını, murisi … tarafından 1978 yılından beri Beykoz-Kavacıkta … Pasta isminin kullanıldığını, 1993 yılından beri de … Pastanesi- … isminin vergi levhasında kayıtlı olduğunu, Şile’de … Pastanesinin bilindiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. 6769 Sayılı SMK 6/3 maddesinde; “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” hükmü ile, SMK 25/1 maddesinde; “5/inci veya 6’ncı maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde, mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Ancak bu yasal düzenlemeler, davacı adına tescil edilen önceki tarihli bir marka varken, davalı adına önceye dayalı hak iddiası ileri sürülerek, aynı sınıfta benzer marka tesciline imkan tanımamaktadır. Bu husus Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23.12.2015 tarihli, 2015/6134 Esas- 2015/13829 Karar sayılı ilamında; “…Türk Marka Hukukunda “tescilde öncelik ve teklik ilkesi” geçerlidir. Yasa koyucu bu yolla piyasada aynı veya benzer mal ve hizmetler için mükerrer markanın varlığını önleyerek; bir yandan, önceki markaya yapılan yatırımı korurken diğer yandan da nihai alıcı olan tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır. Öte yandan Türk Marka Hukukunda “gerçek hak sahipliği ilkesi” de benimsenmiştir. Buna göre, bir markayı, ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişi, marka üzerinde gerçek hak sahibidir. Bu ilke uyarınca; 556 sayılı KHK’nın 8/3. maddesine göre, bir işaret üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahibi olanların itirazı üzerine, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla, bu işaretin aynı veya benzeri olan işaretin başkası adına marka olarak tescil edilmesine karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır. Bununla birlikte önceye dayalı gerçek hak sahipliği, tescil edilmiş bir markayı hükümsüz kıldırmadan, hak sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkı vermeyecektir….” şeklinde açıklanmıştır. Bu durumda, davacı markasının başvuru tarihinin daha önce olduğu gözetilerek, taraf markalarının ortak olduğu 43.sınıfta davacı markası ile benzer olan davalı markasının kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 21/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.