Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1668 E. 2022/1492 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1668 Esas
KARAR NO: 2022/1492
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2020
NUMARASI: 2018/944E. 2020/279K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesi gereğince davalıya sözleşmede belirtilen malın teslim edildiğini, davalının finansal kiralama bedelini Finansal Kiralama Kanunu doğrultusunda uygun süre verilmesine rağmen ödemediğini ileri sürerek davalıya teslim edilen sözleşme konusu malların davalıdan alınarak davacıya aynen teslimine, aynen teslimde fiili imkansızlık oluştuğu takdirde mal bedelinin sözleşmede belirtilen temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; taraflar arasında yapılmış sözleşmeye istinaden müvekkili şirket tarafından davacı tarafa ödeme yerine kambiyo senetleri verildiğini, davacı taraf kötüniyetli olarak borcun ödenmediğini iddia ettiğini ve işbu davada malın iadesini talep ettiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre; “davalı kiracının finansal kiralama sözleşmesinde belirtilen ödeme tablosu dahilinde kira bedelini ödemediği saptanmıştır. 6361 sayılı Kanun 23/1.maddesi uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayana aittir. Yine 6361 sayılı Kanun’un 33/1maddesi hükmüne nazaran da sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde kiracı malı iade ile yükümlüdür. Davalı, finansal kiralama bedelini ödediğini, yahut ödememesi gerektiğini, bedelin istenebilir olmadığını, Türk Medeni Kanunun 6. maddesi ve HMK. 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığından sözleşme hükümlerine göre malın aynen iadesi ile yükümlü olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında finansal kiralama sözleşmelerinin imzalandığını, davacıya ödeme yerine geçmek üzere kambiyo senetleri verildiğini, bu senetlerin ödeme planında yer alan tutarlarla paralel olduğunu, ancak davacının kötü niyetli olarak malın iadesini istediğini, davacının göndermiş olduğu ihtarnamelerin feshi sağlayacak nitelikte bulunmadığını, ihtarnamelerin celbedilmesi halinde bu durumun anlaşılacağını, yine ihtarnamede bütün finansal kira borçlarının muaccel hale geleceğinin belirtilmesinin hukuka aykırı olduğunu, vadesi gelmemiş kira borçlarından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiğini, dava açılırken dava konusu menkullerle ilgili kıymet takdiri yapılması gerektiğini, zira bu menkullerin toplam rayiç değerlerinin ihtarnamelerde belirtilen borç miktarının oldukça üzerinde olduğunu, buna göre bilirkişi raporu alınıp davacıya harcın tamamlatılması gerekirken bu yönün göz ardı edildiğini, ayrıca borç miktarının üzerinde kalan menkullerin dava kapsamı dışında bırakılması gerektiğini bildirmiştir. Dava açılmadan önce davacı tarafça İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati tedbir kararı istenildiği, mahkemece talebin kabul edilerek finansal kiralama konusu malın davacıya veya yediemine teslimi için ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür. Davacı tarafından keşide edilen 23/11/2017 tarihli ihtarnamenin davacıya 27/11/2017 tarihinde, 11/06/2018 tarihli ihtarnamenin davalıya 13/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama konusu malın iadesi talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalının borçlarını ödemediğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davalı taraf sözleşmedeki ödemelere karşılık olarak kambiyo senetleri verildiğini, ileri sürmüş ise de, kambiyo senedi verilmesi borcun ödendiği anlamına gelmez. Davalı tarafça verildiği belirtilen kambiyo senetlerinin ödendiği hususları da ispat edilemediğinden bu konudaki istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı tarafça davacıya gönderilen 23/11/2017 ve 11/06/2018 tarihli ihtarnamelerin usule uygun olduğu ve aynı şekilde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmekle bu husustaki istinaf sebepleri yerinde değildir. Öte yandan hangi miktardaki borcun muaccel hale geleceği ya da tüm borçların muaccel hale gelip gelmeyeceği hususu huzurdaki davanın konusu olmadığından bu yöndeki istinaf sebebinin dinlenebilir olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca davaya konu menkullerin rayiç bedel araştırması ve kıymet takdiri yaptırılmadığı istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de davacı tarafça beyan edilen harca esas değerin dava tarihi itibariyle malların rayiç bedellerini karşılamadığı hususu davalı tarafça ortaya konulamadığı gibi bu hususun ilk derece yargılamasında da ileri sürülmediği görülmekle bu yöndeki istinaf sebebinin de dinlenebilir olmadığı kanaatine varılmıştır. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 34.155 TL harçtan, peşin alınan 8539 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.616 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/09/2022