Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1650 E. 2022/1711 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1650 Esas
KARAR NO: 2022/1711
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2020
NUMARASI: 2020/70 2020/248
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Alım Satım)
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından … plakalı, 2006 model ve … marka aracın 40.000 TL bedelle satın alınması konusunda davalı ve davalının ortağı olan dava dışı … ile anlaşılmış olduğunu, yapılan anlaşma karşılığında da bedelin 38.000 TL si 27/10/2014 tarihinde dava dışı …’ya ait …, … nolu hesaba havale yapıldığını, davalı ve dava dışı kişi tarafından bu aşamada aracın müvekkiline devredilmesine ilişkin işlemler başlatılmadığını, müvekkili tarafından araç bedelinin 38.000 TL sinin ödenmesinin akabinde davalıdan 15.000 TL nakit para borç olarak alındığını, bunun karşılığında ise müvekkili tarafından davalıya …’e 15.000 TL bedelli, 16/04/2014 keşide ve 25/05/2014 vade tarihli senet verildiğini, senet bedeli de davalıya elden ödendiğini, müvekkili tarafından 15/04/2015 tarihinde ise aracın devri, bakiye araç bedeline dair hesaplaşma için davalı ve dava dışı kişiyle görüşmeye gidildiğini, müvekkili davalı ve dava dışı ile yaptığı hesaplaşma içerikli 15/04/2015 tarihli görüşme neticesinde de aracın devrinin verilmemesi üzerine taraflarınca davalının ortağı … aleyhine 38.000 TL bedelin iadesi talebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, iş bu kişinin vekili tarafından takibe 30/04/2015 tarihinde itiraz edildiğini, müvekkili tarafından davalı … adına düzenlenen senet bedeli olan 15.000 TL elden ödenmesine karşın, müvekkili aleyhine … tarafından 04/05/2015 tarihinde davaya konu edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibe müvekkilinin kusuru dışında nedenlerle itiraz edilemediğini ve takibin kesinleştiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına dayanak yapılan davalının alacaklısı olduğu, 15.000 TL bedelli, 16/04/2014 keşide ve 25/05/2014 vade tarihli senetten dolayı müvekkilin takip çıkışı olan 16.665,10 TL borçsuzluğunun tespitini, davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına müvekkili tarafından ödeme yapılacağından, bedelin İİK 72. Maddesi gereği teminat karşılığında alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava açtıkları görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın, müvekkilinden 15.000,00 TL nakit borç para aldığını kabul ettiğini, ancak paranın ödendiğine dair herhangi bir belge sunulmadığını, senet bedelinin müvekkilinin elden ödendiğine dair iddiada bulunduklarını, ancak senet bedeli ödenmediği gibi bunun bedelini ödediğini iddia eden tarafın ispat yükümlülüğü bulunmadığını, hukuka aykırı olarak elde edilen ses kayıtlarının dikkate alınması söz konusu dahi olamayacağını, müvekkili ile dava dışı 3. Kişinin herhangi bir ortaklığı bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi açısından tedbir kararının kaldırılmasını, müvekkilinin mağduriyetine neden olan davacı aleyhine en az %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, mahkeme giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep ile davaya cevap verdikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece ilk olarak 25/01/2018 tarihinde davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş iş bu kararın kanun yoluna başvurmaksızın kesinleştiği, dosya kendisine gelen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 20/02/2019 tarihli kararı ile toplanan delillere göre davanın reddine karar verilmiş, iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 17/01/2020 tarihli 2020/24 E.-2020/74 K. Sayılı ilamı ile davacının iddiaları ile ilgili olarak tefecilik ve bedelsiz senedi tahsile koymak suçlarından hazırlık soruşturması bulunduğunun anlaşıldığının, söz konusu soruşturma dosyasının incelenmeden ve eldeki davayı etkileyip etkilemeyeceği yönünde bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve iadesine karar verildiği, yeniden yapılan yargılama sonunda ise İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/06/2020 tarih, 2020/70E.-2020/248K. Sayılı kararı ile; “…Her ne kadar davacı ödeme savunmasında bulunmuş ise de, senede karşı senetle ispat kuralı gereği ödemeye dair herhangi bir yazılı delil ileri sürmemiş, incelenen savcılık dosyasında bu bononun bedelinin elden ödendiği iddiasının da ancak yazılı delil ile ispat edilebileceği, böyle bir delilin de ibraz edilmediği, dolayısıyla bedelsiz senedi kullanmak suçunun unsurlarının da bulunmadığı ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği eldeki davayı etkilemeyeceği anlaşılmıştır. Ayrıca dava dilekçesinde bahsedilen ve taraflar arasındaki araç alış verişine dair olaylar ayrı bir yargılama konusu olup iş bu davadaki bonoyla bir ilgisi yoktur. Hal böyle olunca ispat edilemeyen davacının davasının reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili ile davalı ve davalının ortağı … arasında bir aracın 40.000,00TL bedelle satışa konulması kanusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilince 38.000TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin banka havalesi ile gerçekleştiğini, ödemeden sonra davalıdan müvekkilinin 15.000TL nakit borç aldığını ve karşılığında 15.000TL bedelli 16/04/2014 keşide ve 25/05/2014 vade tarihli senet verildiğini, senet bedelinin de elden davalıya ödendiğini, 15/04/2015 tarihinde ise aracın değeri, bakiye araç bedeline dair hesaplaşma için davalı ve dava dışı kişi ile görüşmeye gidildiğini, müvekkilinin bu görüşmeleri telefonuna kaydettiğini, ses kaydını içeren cd’nin mahkemeye sunulduğunu, bu konuşmalarda davalının araca karşılık 38.000TL ve senet bedeli olarak 15.000TL’yi aldığını, bu bedellere ayrı ayrı vade farkı işlettiklerini, ve müvekkilinden faiş bir bedel istediklerini, mahkemenin bu hususları dikkate almadığını, davalının senede dayalı ilişkiyi kabul ettiğini ancak senedin hangi ilişkinin sonucu verildiği konusunda hiçbir açıklama yapmadığını, gerek ses kaydının gerekse dava dışı … hesabına yapılan havalenin yazılı delil başlangıcı olup senetle ispat yasağının istisnasının somut olayda mevcut olduğunu, davacı tanığı …’ün beyanlarının davayı ispatlar nitelikte bulunduğunu, buna göre davanın kabulü gerektiğini, yargıtay kararlarına göre ses kaydının belge niteliğinde bulunduğunu, dolayısıyla dikkate alınması gerektiğini, hazırlık soruşturması sonunda suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle takipsizlik kararı verildiğini, bu durumda mahkemenin ceza soruşturmasından bağımsız bir şekilde değerlendirme yapması gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER: Dava dosyasına celbedilen İstanbul …İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, keşidecisinin davacı …, lehdarının davalı … olarak bulunduğu, 25/05/2014 keşide tarihli, 15.000-TL. bedelli bono üzerinden, davalı tarafından, davacı aleyhine, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibe konu bononun 16/04/2014 tarihli, 25/05/2014 vade tarihli, 15.000TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu ve nakden kaydıyla düzenlendiği görülmüştür.Dosyada bulunan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Hz. Nolu hazırlık soruşturması sonunda müştekisinin, davacı …, şüphelilerinin davalı … ve dava dışı … olduğu ve tefecilik yapmak ve bedelsiz senedi kullanma suçuna ilişkin olarak, 25/01/2020 tarihinde davalı … yönünden davaya konu senetten dolayı, “….tefecilik suçunun unsurlarının bulunmadığı, bu bononun bedelinin elden ödendiği iddiasının Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 1988/1 E, 1989/2 K. sayılı kararında belirtildiği üzere ancak yazılı delil ile ispat edilebileceği, böyle bir delilin de ibraz edilmediği, dolayısıyla bedelsiz senedi kullanmak suçunun unsurlarının da bulunmadığı anlaşıldığından …şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına…” karar verildiği görüldü.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, takip ve dava konusu senedin elden ödendiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Huzurdaki davada mahkemece ilk olarak davanın reddine dair karar verilmiş, söz konusu kararın, davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dairemizin 17/01/2020 tarihli 2020/24E.-2020/74K. Sayılı ilamı ile soruşturma dosyasının incelenerek bir değerlendirme yapılması gerektiğinde bahisle istinaf talebinin kabul edilerek HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine iade edildiği, yeniden yapılan yargılamada söz konusu hazırlık soruşturmasının incelerek davanın reddine karar verildiği ve bu kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda ödeme iddiasında bulunması sebebiyle ispat külfeti davacı taraftadır HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca davacının senede karşı yapmış olduğu ödeme iddiasını senetle ispat etmesi gerekir. Her ne kadar davacı taraf bir kısım tanık beyanlarına dayanmış ise de somut olayda tanık beyanı dikkate alınamayacağından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Ayrıca davacı tarafça taraflar arasındaki araba alışverişindeki alacak verecek görüşmesinin telefona kaydedilerek CD’ye aktarıldığı ve bu hususun belge mahiyetinde olduğu ileri sürülmüş ise de davalı tarafın bu konuda suç duyurusunda bulunduğu ve konu ile ilgili olarak hazırlık soruşturması başlatıldığı anlaşılmakla somut olay bakımından bu hususun delil olarak kabul edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Öte yandan dairemiz kaldırma kararında işaret edilen hazırlık soruşturması sonunda davalı ve dava dışı şüpheli hakkında tefecilik ve bedelsiz senedi kullanmak suçlarından takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinden davacı tarafın iddialarını ispatlayamadığı, bu itibarla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/10/2022