Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1649 E. 2022/1872 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1649 Esas
KARAR NO: 2022/1872 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2020
NUMARASI: 2019/152 E. – 2020/34 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 04/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı asil dava dilekçesinde; kendisine ait fotoğraf makinesi ile çektiği ve http://…com isimli internet sitesinde yayınlanan fotoğrafın … isimli şahsın …com internet sitesinde yayınlandığının tespiti üzerine alınan emniyet ifadesinde … isimli firmadan aldığını beyan ettiğini, araştırdığında www…com isimli internet sitesi olduğunu tespit ettiğini, bu internet sitesinde fotoğrafının Kanvas Tablo ve stokta var açıklamasıyla, satışa sunulduğunun tespit edildiğini, 29/06/2016 tarihinde davalı şirket ve yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, şirket yetkililerinin emniyetteki ifadelerinde suçlarını ikrar ettiğini, İstanbul Anadolu FSHCM’nin 2016/270 E sayılı dosyasında ceza davası açıldığını, suçlu bulunarak ceza aldıklarını, HAGB kararı verildiğini, İstanbul BAM 16. Ceza Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilerek kesinleştiğini, delillerin davalı şirketin kendisine ait fotoğrafı temin edip kopyalayıp çoğaltarak ayrıca başka şirketlere de temin ederek, kopyalayıp çoğaltıp satışa arz etmesine sebebiyet verdiğini gösterdiğini, …’ın İstanbul Anadolu FSHHM’nin 2017/348 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen 12/05/2016 ve 27/06/2016 tarihli cevap dilekçelerinde, davalı şirket ile aralarında uzun süreli işbirliği ve ticaret ilişkisi olduğunu beyan ettiğini, 2017/348 E-2018/305 K sayılı davanın emsal olarak değerlendirilebileceğini, o davada FSEK 68. Madde uyarınca üç kat olmak üzere 11.000 TL maddi tazminata, 8.000 TL manevi tazminata hükmedilerek 04/11/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verildiğini, kararın 18 Aralık 2018 tarihinde kesinleştiğini, bu tazminat miktarlarının enflasyon hesaplama programına göre güncellendiğinde davanın açıldığı 09 Mayıs 2019 tarihi itibarıyla 16.422,00 TL maddi, 11.943,00 TL manevi tazminata denk geldiğini beyanla, davalının kendisine karşı işledikleri suça istinaden, fazlaya dair haklarını saklı tutarak, FSEK 68. Madde gereğince üç katı talebiyle 16.422,00 TL maddi, 11.943,00 TL manevi tazminatın suçun işlenmeye başladığı tarihten itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini eser sahibi olduğu fotoğrafın herhangi bir izin alınmadan kanvas tablo olarak satışa arz edildiğini bu nedenle FSEk 68 kapsamında 16.422,00 TL maddi, 11.943-TL manevi tazminatın davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:Davacı 26.11.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminat talebini 13.578,00 TL arttırarak, toplamda 30.000,00 TL maddi tazminatın, ve 11.943,00 TL manevi tazminatın 04/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirkete dava dilekçesinin 28/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatta “tüzel kişiliğin temsilcisinin tebliğ anında adresinde bulunmaması, çarşıda olması sebebiyle, daimi işçisi/memuru/amiri … imzasına tebliğ edildiğine” dair şerh ve … isim ve imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.
CEVAP:Davalı vekili 28/06/2019 tarihli cevap dilekçesinde; davaya konu fotoğrafın davacı tarafça internet sitesi aracılığıyla kamuya açık hale getirilmesi nedeniyle kullanımın serbest olduğunu, eserin aslının değil kopyasının kullanımının hak ihlali sayılmayacağını talep edilen tazminatın fahiş olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/06/2020 tarihli 2019/152 E. – 2020/34 K. sayılı kararıyla; “….Dosya kapsamı, Alınan bilirkişi raporu, İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2016/270 E. 2017/410 K. sayılı dosyası incelendiğinde; davalının yasal süreden sonra cevap dilekçesi verdiği, davalı şirket yetkilileri tarafından ceza dosyasında davaya konu resmin …com alan adında satışa çıkarıldığı, alan adının kendilerine ait olduğunu kabul ettikleri anlaşılmıştır.Davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ve davalı tarafça kaç adet resmin satıldığının değerlendirilmediği belirtilmişse de FSEK gereğince davacının mali ve manevi haklarının ihlalinin değerlendirilmesinde kaç adet ürün satıldığının bir önemi olmayıp,davalı tarafından davacının eserinin satışa çıkarılması ihlalin varlığı için yeterlidir.Gerekirse satışa çıkartılan eser hiç satılmamış olsun.Yine her ne kadar ıslah dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunulmuş ise de davada BK 146. Madde gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olduğundan ve ayrıca ceza zamanaşımı gereğince de davalının zamanaşımına ilişkin ıslah dilekçesi Mahkememizce kabul görmemiştir.Tüm dosya kapsamına göre davacının çektiği fotoğrafın FSEK 4. Madde kapsamında kapsamında güzel sanat eseri olduğu ,davalının bu eseri davacının izni olmaksızın eser sahibinin adı belirtilmeksizin internet ortamında satışa çıkardığı bu hali ile davacının FSEK 22.maddede düzenlenen çoğaltma hakkı ile FSEK 23. Maddede düzenlenen yayma hakkının ihlal edildiği bu hali ile FSEK 68. Madde uyarınca bedelin 3 katı kadar 30.000,00 TL Maddi Tazminatın ve eser sahibinin manevi haklarından FSEK 14. Maddede düzenlenen umuma arz ve 15. Maddede düzenlenen adın belirtilmesi salahiyeti haklarını ihlal ettiği bu hali ile talep edilen FSEK 70. Madde uyarınca 11.943,00 TL manevi tazminatın olayın oluş şekline, fiilin ağırlığı ve tarafların mali ve sosyal durumlarına uygun olduğu anlaşıldığından 29/11/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,(Olay tarihi 29.01.2016 olmasına rağmen kısa kararda sehven 29.11.2016 olarak faiz başlangıcı belirtilmiş olup kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılamayacağından kısa karara uygun olarak gerekçeli karar oluşturulmuştur.) fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
TASHİH TALEBİ; Davacı asilin 22/06/2020 tarihli dilekçesiyle, mahkeme kararında faizin başlangıç tarihinin suç tarihi olarak alındığının anlaşıldığı, suç tarihinin ise 29/01/20165 tarihi olmasına rağmen kararda yanlışlıkla 29/11/2016 tarihinin yazıldığının anlaşıldığı, oysa fotoğrafın internet sitesinde satılmaya başlandığı tarihin 04/03/2014 tarihi olup, faizin bu tarihten başlatılmasını talep ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
TASHİH KARARI; Mahkemenin gerekçeli kararının altına 24/06/2020 tarihinde tashih şerhi verilerek hükmün 2 numaralı bendinde maddi ve manevi tazminat yönünden faizin başlangıç tarihinin maddi hata sonucu 29/11/2016 olarak yazıldığından, faizin başlangıç tarihinin 29/01/2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı asilin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin gerekçeli kararı 4. Maddesinde, 2.276,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmişse de, hatalı olduğunu düşündüğünü, başvuru harcı hariç, bilirkişi ücreti, toplam harç ve gider avansı olarak davaya 3.031,441 TL masraf yatırdığını ve dava boyunca, gerekçeli kararın tebliğine kadar bu paranın 2.993,01’sinin harcandığını, davalı üzerine bırakılması ve davalı tarafından tarafıma ödenmesine hükmedilmesi gereken tutarın 2.993,01 TL olması gerektiğini. -HMK 323/g maddesine göre “Vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri” şeklinde olduğunu, bu maddenin uygulanmasını talep etmesine rağmen ve üç duruşmaya katılmasına rağmen bu konuda karar verilmediğini. -Faizin başlatılma tarihinin 04/03/2014 tarihi olması gerektiğini, ceza mahkemesinde görülen birinci duruşmada bu tarihin zapta geçtiğini, bilirkişi raporunda bu tarih her ne kadar 04/05/2014 şeklinde maddi hatayla yazılmış olsa da, suçun işlendiği tarihin bu olması gerektiğini, suç duyurusunda bulunduğu tarih olan 29/01/2016 tarihinin alınmasının maddi hataya dayalı olduğunu beyanla, dilekçesinde ileri sürülen hususlarda kararın düzeltilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin cevap dilekçesinin süresinde olmadığı ve davalı tarafın münkir olduğuna ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olup, cevap dilekçesinde ileri sürdükleri hususların dikkate alınması gerektiğini. -Bilirkişi raporunda açıklanan kanaatin aynen gerekçeye aktarıldığını, mahkemenin dava konusu fotoğrafı toplu sattığının bilirkişi ve mahkemece nereden bilindiğinin , müvekkilinin söz konusu kopyayı kime ve kimlere sattığının anlaşılamadığını, varsayımla ve tahminle satış yapıldığı sonucuna varıldığını, “toplu adetli emsal sözleşme yapılması” ifadesinden ne anlaşıldığının, bilirkişinin emsal sözleşmeyi nereden temin ettiğinin bilinmediğini. -Tespit edilecek rayiç bedelin en fazla üç katının istenebileceğini, taraflar arasında sözleşme bulunmadığını, fotoğraf kopyasının rayiç bedelinin ne kadar olduğunun, bilirkişi tarafından hangi emsaller dikkate alınarak hesaplandığının anlaşılamadığını, toplu halde satış yaptığına dair bir verinin de bulunmadığını, bilirkişilerin varsayımla davacı zararının 10.000 TL olacağını değerlendirdiğini, fotokopi fotoğraf değerinin benzer fotoğraf satışlarıyla tespiti, sonra da ne kadar satış yaptığının tespiti gerektiğini, internetten indirilen bir fotoğraf kopyasının 10.000 TL değerinde olamayacağını. -FSEK 70. Madde uyarınca manevi tazminat talebinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu. -Mahkemenin gerekçesinde “Davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ve davalı tarafça kaç adet resmin satıldığının değerlendirilmediği belirtilmişse de FSEK gereğince davacının mali ve manevi haklarının ihlalinin değerlendirilmesinde kaç adet ürün satıldığının bir önemi olmayıp,davalı tarafından davacının eserinin satışa çıkarılması ihlalin varlığı için yeterlidir.Gerekirse satışa çıkartılan eser hiç satılmamış olsun.Yine her ne kadar ıslah dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunulmuş ise de davada BK 146. Madde gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olduğundan ve ayrıca ceza zamanaşımı gereğince de davalının zamanaşımına ilişkin ıslah dilekçesi Mahkememizce kabul görmemiştir.” şeklinde değerlendirme yapılmışsa da, haksız fiile dayalı tazminat talebinde zararın ispatlanması gerektiğini, davalının satış yapması halinde, satış yaptığı adet, basılan fotoğraf sayısı gibi verilerin tazminatın hesabında esas alınabileceğini, davacının zararını ispat etmesi gerektiğini, ispat edemezse eserin rayiç değerinin dikkate alınacağını, bilirkişinin rayiç değere dahi girmeden toplu satıldığı varsayımıyla 10.000 TL maddi tazminat hesaplandığını. -Mahkemenin zamanaşımı değerlendirmesinin hatalı olduğunu, haksız fiil zamanaşımı süresi içinde haksız fiilin öğrenildiği tarihten 2 yıllık süre içinde açılması gerektiğini. -Mahkemece eser olarak değerlendirilen fotoğrafın özgün olmadığını ve kamuya açık olduğundan eser sayılamayacağını, internetten indirilen kopyanın, fotoğrafın özgünlüğünü kaybettiğinden “eser” sayılamayacağını. -Söz konusu fotoğrafın onlarca sitede yayımlandığını, bu sitelerin çoğunda fotoğraf üzerinde etiket ve açıklama bulunmadığını, kolay kopyalanmaya müsait fotoğraf üzerinde bandrol bulunmadığını, fotoğrafın www…com isimli internet sitesinde alenileştikten sonra tüm hakları saklıdır yazısının eklendiğini, internet sitesinin uzman bilirkişi vasıtasıyla incelenmesi taleplerinin kabul edilmediğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı asil davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığını beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince bilirkişiler … ve …’dan alınan 11/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu uyuşmazlıktaki dava konusu fotoğrafın FSEK m.4 anlamında güzel sanat eseri olduğu, davacının FSEK m.11.f.1 gereğince dava konusu fotoğrafın eser sahibi olduğu ve işbu davayı açma ehliyetinin bulunduğu, davaya konu fotoğrafın özelliği, sektörel piyasa rayiçleri ve fotoğrafın değer ölçüleri, kullanılan mecra, kullanımın dosyadaki CD içeriğine göre 04.05.2014 tarihinden beri satışa arz edilmesi, ticari amaçlı kullanım, eser sahibinin tanınmışlık derecesi de dikkate alındığında ve satışın eserden kopya alınıp toplu halde satışının yapılacağı ve bu şekilde toplu adetli emsal sözleşme yapılması hali de dikkate alındığında davacının talep edebileceği telif bedelinin 10.000 TL olabileceği ve davacının bu bedelin 3 katını FSEK 68 çerçevesinde talep hakkının olduğu, davaya konu fotoğrafın kullanımında davacının eser sahibi olarak ismine yer verilmediğinden davacının FSEK 15 çerçevesinde manevi hakkının ihlal edildiği davacının manevi tazminat talebinin yerinde olduğunu” beyan etmişlerdir. Dosya içerisinde bulunan İstanbul Anadolu FSHCM’nin 07/11/2017 tarihli 2016/270 Esas- 2017/410 K sayılı kararıyla, … tarafından yapılan şikayet üzerine, … isimli fotoğraflın izinsiz yayınlanması nedeniyle, …Ltd. Şti., … ve … aleyhine açılan ceza davasında, sanıkların mali haklara tecavüz suçundan cezalandırılmalarına, CMK 231/6 maddesi gereğince koşulları bulunmadığından Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği, kararın kesinleşip kesinleşmediğinin mahkemesinden sorulmadığı anlaşılmıştır. Dosya ekinde bulunan İstanbul Anadolu FSHHM’nin 2017/348 E-2018/305 K sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından, … aleyhine Galata Kulesi üzerinden çekilen ve … adıyla yayınlanan Galata Köprüsü manzaralı fotoğrafın izinsiz olarak kopyalanıp çoğaltılarak satıldığından bahisle FSEK 68. Madde gereğince üç kat telif tazminatı ve manevi tazminat talepli davada, mahkemece 18/10/2018 tarihli kararla, davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak FSEK 68. Madde gereğince üç kat 11.000 TL tazminatın ve FSEK 70. Madde gereğince 8.000 TL manevi tazminatın 04/11/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 18/12/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı tarafça çekildiği ve http://…com isimli internet sitesinde yayınlandığı ileri sürülen fotoğrafın, davalı tarafça izinsiz olarak davalı tarafa ait, www…com isimli internet sitesinde satıldığından bahisle, FSEK 68. Maddesi gereğince üç kat tazminat ve manevi tazminatın suçun işleniş tarihinden itibaren faiziyle tahsiline hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesinde, faizin 04/03/2014 tarihinden itibaren işletilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince ıslah dilekçesinde talep edilen miktar dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş, hükümde faizin 29/11/2016 tarihinden başlatılmasına karar verilmiş, davacı vekilinin tashih talebi üzerine, 2 numaralı hükümde faizin başlangıç tarihinin maddi hata ile 29/11/2016 olarak yazıldığı, 29/01/2016 tarihi olarak tashihine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, ihlalin 04/03/2014 tarihinde başladığı bu nedenle faiz başlangıcı olarak bu tarihin esas alınması gerektiği ileri sürülmüştür. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda maddi tazminat değerlendirmesi yapılırken dosyadaki CD içeriğine göre fotoğrafın 04/05/2014 tarihinden beri satışa arz edildiğinin beyan edildiği, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan www…com İnternet sitesine ait olduğu anlaşılan arşiv görüntüsü üzerinde 04/03/2014 tarihinin bulunduğu anlaşılmışsa da, bilirkişi heyetinde bilişim uzmanı bilirkişi bulunmadığından, ihlalin hangi tarihler arasında devam ettiği konusunda inceleme yapılmadığı, bilirkişi raporunda incelenen CD içerisindeki tespitlere yer verilmediği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde bilirkişi raporuna ve tespit edilen rayiç bedele itiraz ettiği, mahkemece davalı vekilinin rapora itirazları konusunda ek rapor alınmadığı, ve gerekçeli kararda da itirazların karşılanmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20/03/2002 tarih ve 2002/11-176 E-2002/214 K sayılı; “.. somut olayın özelliğine göre, bir eserin bedeli belirlenirken, eser sahibinin sanatsal kişiliği, yeteneği, yaratıcılığı gibi sübjektif unsurlar ile eserin beğeni ölçüsü, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlelerine ulaşımı gibi objektif kriterlerinin birlikte incelenmesi gerektiği” şeklindeki içtihadına yer verildiği anlaşılıyorsa da, bilirkişi raporunda ve raporu hükme esas alan gerekçeli kararda rayiç bedel tespiti yapılırken, somut olayın özelliklerine ve hangi kriterlere göre bedel tespiti yapıldığı, hangi tarihteki rayiç bedelin esas alındığı, toplu adetli emsal sözleşme yapıldığına dair sonuca ne şekilde varıldığı açıklanmamış, denetime elverişli şekilde rapor alınmadan ve davalı itirazları karşılanmadan, eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır, Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli inceleme içermediği, davalı vekili tarafından davacının fotoğrafının eser vasfında olmadığının ileri sürülerek, rayiç bedel tespitine de itiraz edildiği anlaşılmakla, davacı ve davalı vekillerinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, mahkemece ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti ile, bilişim uzmanı bilirkişi, fotoğraf konusunda uzman bilirkişi ve mali müşavir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınarak, dosya kapsamına sunulan CD içeriği, mahkeme dosyaları, internet siteleri arşiv kayıtları, tüm dosya kapsamı ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenerek, denetime elverişli olacak şekilde, davacının fotoğrafının eser vasfında olup olmadığı, eser vasfında ise somut olayın özellikleri, varsa ihlal süresi, ihlalin niteliği de dikkate alınarak rapor alındıktan sonra, hangi tarihteki rayiç değerin dikkate alınacağı ve faizin başlangıç tarihi belirlenerek, karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı asilin ve davalı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurularının KABULÜNE, 2 İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/06/2020 tarihli 2019/152 E. – 2020/34 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf talepleri kabul olunmakla, peşin yatırılan harçların karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgisine iadesine, 5-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 83,30 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 41,65 TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, artan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/11/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.