Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1643 E. 2021/1690 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1643 Esas
KARAR NO: 2021/1690
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2018
NUMARASI: 2014/766 2018/197
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili bankanın Bostancı Şubesi müşterilerinden … oğlu davadışı … ( TC kimlik No: …)’nun hesabında bulunan parayı çekmek için 15/09/2011 tarihinde müvekkili bankaya müracaat ettiğini, yapılan müracaat ile davadışı …’ nun hesabında bulunan 31.372,40 Euronun hesap sahibi olmayan … oğlu davalı … (TC kimlik no: …) tarafından çekildiğinin anlaşıldığını, davalı …’ya davadışı …’nun hesabından çektiği paranın iadesi için Beykoz … Noterliğinin 25/08/2011 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnemesinin çekildiğini, söz konusu bedelin ödenmemesi üzerine müvekkili bankanın alacağının tahsilini teminen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkili bankanın Bostancı Şubesinde davadışı … adına 28/01/1994 tarihinde … numaralı Alman Markı( …) hesabı açıldığını, dava dışı … adına açılan Alman Markı( …) hesabının 16/09/2006 tarihinde Alman Markının ortadan kalkması ile müvekkili banka tarafından … numaralı Euro hesabına çevrildiğini, davalının ise müvekkili bankanın Hadımköy Şubesinde 02/06/2004 tarihinde … numaralı TL hesabı açtırdığını, davalının iş bu hesabının 02/05/2007 tarihinde kapatıldığını, davalının ayrıca 2003 ve 2005 yıllarında müvekkili bankadan … ve … numaralı kredi kartları kullandığını, davalının kullandığı kredi kartlarından … numaralı kredi kartı borcunu 3 dönem ödeyemediğini ve temerrüde düştüğünü, müvekkili bankanın dava dışı …’nun yaptığı başvuru neticesinde dava ve takip konusu tutarı 25/11/2011 tarihinde faizi ile birlikte 35.130,00 Euro olarak ödediğini, davalının takibe itirazının haksız olduğunu beyanla takibe itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu 31.372,40 euronun içinde bulunduğu Bostancı Şubesindeki … euro hesabının şahsına ait olduğunu ve hiç kimsenin hesabından hesabına sehven para yatırılmadığını veya başka bir hesapla ilişkilendirilmediğini, 30/12/2011 tarihli internet bankacılığı hesabını gösteren belgelerde de görüleceği gibi dava konusu parasını 26/10/2006 tarihinde 31.144,00 euro olarak … Bankası Bostancı şubesine yatırdığını aylarca işlettikten sonra internet bankacılığı hesabını kullanarak … Bankası Paşabahçe şubesindeki hesabına aktararak oradan çektiğini, … Bankası Paşabahçe şubesindeki hesabının iradesi dışında kapatıldığını, davacı Banka vekilleri tarafından hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına dava dışı kişiyi de alet ederek kaybolan ya da hata sonucu ele geçen eşya üzerinde tararrufta bulunduğu iddiası ile haksız yere suç duyurusunda bulunulduğunu, savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacının sehven bir işlem yaptığını ve mazeret olarak bankalarının marktan euroya geçildiği sırada yapıldığını iddia ettiğini, bu iddianın da doğru olmadığını, dava dışı şahsı ne tanıdığını ne de gördüğünü, varlığından bile haberdar olmadığını, sonuç olarak şahsına ait parayı Bostancı Şubesindeki hesabından yine şahsına ait internet bankacılığı hesabını kullanarak … bankası Paşabahçe şubesindeki hesabına aktararak oradan çektiğini, bu işlemlerini 2006 ile 2007 yılları arasında yaptığını tamamen yasal olduğunu beyanla, davanın reddine, % 40 dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2018 tarihli 2014/766 E-2018/197 K sayılı kararıyla; “.. her ne kadar davalı hakkında açılan ceza davasında beraat kararı verilmiş ise de verilen kararın delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı olduğu ve Mahkememiz açısından bağlayıcı olmadığı, davacı bankanın sehven dava dışı … ile davalı … adına olan hesapları aynı hesap altında birleştirdiği, her ne kadar davalı hesabın kendisine ait olduğunu iddia etmiş ise de öncelikle Alman Markı olarak açılan hesabın 1994 yılında dava dışı … adına açıldığı ve o tarihten beri hesabın işlediği, daha sonra Euro hesabına çevrildiği, her iki hesabın birleştirildiği tarihte davalının hesabında bir bakiyesinin olmadığı, davalının aslında dava dışı … hesabında olması gereken parayı Türk Lirasına çevirmek suretiyle bankadan çektiği, davacı bankanın dava dışı …’ya ödeme yaptığı miktarı haksız olarak bankadan çeken davalıya rücu etme hakkı olduğu, davalının haksız ve sebepsiz olarak banka aleyhine zenginleştiği” gerekçesiyle; “Davanın Kısmen KABULÜNE; Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin asıl alacak 86.384,67 TL, işlemiş faiz 201,14 TL üzerinden 3095 sayılı kanunun 2. Maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte devamına,17.317,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı asil süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin görevli olmadığını, uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanmadığını, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu. -HMK 208-211. Maddeleri gereğince hukuka aykırı ve geriye dönük sahte delil üretme iddiasının incelenmediğini. -HMK 222. Maddesi gereğince tacir olmadığını, tacirler arasındaki ticari kayıtların delil olacağını, davacının defter ve kayıtlarına dayanmadığını, kabul de etmediğini, gerekçeli kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunduğu delillere yer verilmediğini. -Bankaların objektif özen borcu ve güvenilir kurumlar olması nedeniyle kendisinin delillerinin davacı delillerinden üstün olduğunu. Davacı Banka Bostancı Şubesi’nden aldığı belgelerde … numaralı Euro hesabının kendisine ait olduğunun gösterildiğini. İnternet bankacılığı hesabı çıktılarında da, hesabın kendisine ait olduğunu, davacı bankaya dilekçe vererek ve banka yetkilisinin ıslak imzasını attırarak hesabını kapattırdığını. -Kesinleşen ceza mahkemesinin beraat kararının kesin delil olduğunu, hukuk hakimini bağlayacağını. -İhtilafın en önemli konusunun müşteri numaralarının birleştirilme iddiası olduğunu ve 2006 yılında Alman markından euroya geçilirken banka görevlilerince sehven müşteri numaralarının birleştirildiği, kendisinin de dava dışı kişinin hesabına erişim sağlayarak hakkı olmayan parayı çektiği iddiasının ileri sürüldüğünü oysa, 2006 yılında değil 1999 ile 2002 yıllarında euroya geçildiğini, o tarihlerde bankanın müşterisi olmadığını, ilk hesabını 2004’te Hadımköy Şubesi’nde açtığını, 2001 yıllarında banka defter ve kayıtlarında müşteri bilgilerinin olması ihtimalinin bulunmadığını, bilirkişi raporunda 2001 tarihinde … müşteri numarası bulunduğu ve dava dışı kişinin … müşteri numarası ile banka görevlileri tarafından sehven birleştirildiğinin kuvvetle muhtemel olduğu beyan edilmişse de, müşteri numarasının … olduğunu ve davacı banka şubelerinde 4 ayrı banka hesabı bulunduğunu, hepsinde müşteri numarasının aynı olduğunu, bilirkişinin davacının gerçeği yansıtmayan el yazılarından oluşan kayıtlara dayanarak müşteri numaralarının sehven 2001 tarihinde birleştirildiği ve bu birleştirme sonucunda hakkı olmayan parayı aldığını iddia etmişse de, 2006 yılında 31.000 Euro’yu Bostancı Şubesi’ne yatırdığını, 2007 yılında da çektiğini. -Davacı Banka’nın defter ve kayıtlarını usulsüz tuttuğunu ve üzerinde istediği gibi değişiklik yaptığını, Bostancı Şubesindeki Euro hesabının 2014 yılında bilgi ve isteği dışında Beykoz Şubesi’ne transfer edildiğini, bunun davacının kayıtlarının usulsüz olduğunu gösterdiğini beyanla, kararın kaldırılarak görevsizlik kararı verilmesi, davanın usulden ve esastan reddi, %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER; Mahkemece görevlendirilen bankacı bilirkişinin, davacı bankanın Bankacılık Üssü Operasyon Merkezi’ndeki bilgisayar kayıtları ve ticari kayıtları üzerinde inceleme yaparak rapor düzenlediği, talimat yolu ile alınan raporda; dava dışı …’nun 28/01/1994 tarihinde davacı bankanın Bostancı şubesinde 39.000 Alman Markı yatırarak döviz hesabı açtığını, Alman Markının dolaşımdan kalkması nedeniyle banka tarafından hesabın 29/12/2001 tarihinde Euroya çevrildiğini, davacı banka personeli tarafından mükerrer müşteri numarası verildiği düşüncesi ile, 24/09/2002 tarihinde davalı …’nun … numaralı müşteri numarasının silinerek, dava dışı … numaralı …’nun müşteri numarası altında iki farklı müşterinin müşteri bilgilerinin sehven birleştirildiğini, dava dışı …’nun müşteri açılış tarihinin 28/01/1994, davalı …’nun müşteri açılış tarihinin 25/12/2001 tarihi olduğunu, birleştirme anında davalı …’nun bankada herhangi bir ürününün bulunmadığını, sadece müşteri bilgilerinin bulunduğunu, davalının kredi kartının temerrüde düştüğünü, ödenmeyen kredi kartı borcunun dava konusu … numaralı hesaptan tahsil edilmesini bankanın Genel Müdürlük borç takip bölümünün 19/07/2006 tarihli mail ile istemesi üzerine hesaptan 700 Euro’nun TL’ye çevrilerek davalının … numaralı hesabına yatırıldığını, kalan bakiyenin önceki hesapta izlendiğini, 02 Ekim 2006 tarihinde fiilen tamamlanan … ve … A.Ş.’nin birleşmesi nedeniyle banka sistemlerinin Koçbank muhasebe sistemine entegre edildiğini, dava dışı …’nun … ana hesap numarasının , davacı banka tarafından 16/09/2006 tarihinde … olarak değiştirildiğini, hesabın bakiyesinin 19/07/2006 tarihine gelindiğinde 31.705,16 Euro’ya ulaştığını, davalının “Dava konusu parayı 26/10/2006 tarihinde 31.144 Euro olarak … Bostancı Şubesi’ne yatırdığını” ileri sürse de, dava konusu paranın 28/01/1994 tarihinden beri davacı bankanın Bostancı Şubesi’nde olduğunu ve geri ödeme sebebiyle dahi banka dışına çıkmadığını, 13/04/2007 tarihinde davacı bankanın Paşabahçe Şubesi’nde … numaralı hesabını açtırdığını, aynı gün internet bankacılığı şifrelerini alarak 15/04/2007 tarihinde … numaralı Euro hesabına davacı bankanın internet şubesinden girmek suretiyle dava dışı …’nun 31.372,40 Euroyu Türk Lirasına çevirip … nolu hesabına aktardığını ve bu hesaptan da 16/04/2007 tarihinde çektiğini, davacı bankanın takip tarihi itibariyle toplam 102.321,93 TL alacaklı olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Bilirkişiden alınan ek raporda ; davacının dava dışı …’ya 25/11/2011 tarihinde faizi ile birlikte 35.130 Euro ödeme yaptığını, davalıya Beykoz … Noterliğinden gönderdiği ihtarname ile faizi ile birlikte 31.372,40 TL’nin 24 saat içerisinde ödenmesini talep ettiğini, ihtarnamenin davalıya 20/09/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, 3095 sayılı Kanun uyarınca dikkate alınan faiz oranları ile davacının takip tarihi itibariyle Türk Lirası üzerinden yapılan hesaplamaya göre 87.874,18 TL asıl alacak, 469,46 TL avans faizi olmak üzere toplam, 88.343,64 TL alacağının bulunduğu beyan edilmiştir. Davalı hakkında İstanbul Anadolu 71. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/11/2014 tarihli, 2014/829 Esas ve 2014/265 Karar sayılı kararı ile kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya hakkında tasarruf suçundan davalı hakkında açılan ceza davasında, davalı sanığın delil yetersizliğinden beraatına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE: İtirazın iptali talepli davada, mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiş, davalı asil istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı tarafça mahkemenin görevsiz olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği ileri sürülmüş, davanın 01/03/2012 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Davadan sonra 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK 5/3 maddesinde Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmişse de; dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK 5/3 maddesinde iş bölümü itirazının ilk itiraz şeklinde ileri sürülmesi gerektiği düzenlenmiştir. Davalının cevap dilekçesinde iş bölümü itirazında bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün değildir. Kaldı ki uyuşmazlığın Bankacılık işlemlerinden kaynaklandığından 6762 sayılı TTK 4/6 maddesi gereğince de ticari nitelikte bulunduğundan, davalının göreve ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Takibe konu Banka alacağının dayanağı, davacı tarafça ; dava dışı … ile davalının hesap numaralarının banka çalışanlarınca sehven birleştirilmesi sonucu, davalı tarafın dava dışı …’nun hesabından 31.372,40 Euro çekmesinden kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Davalı ise … numaralı banka hesabının kendisine ait olduğunu, bunun da davacı banka tarafından verilen banka hesap ve iban numaralarını gösterir 16/01/2012-30/04/2012 tarihli yazılar ile, hesap hareketlerini gösterir 06/01/2012 tarihli internet çıktısı, hesabın kapatıldığını gösterir ıslak imzalı 12/02/2014 tarihli yazı ve aynı tarihli olup bankadan Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde alınan müşteri hesap hareketlerini gösterir belge örnekleri ile ispatlandığını ileri sürmüştür. Mahkemece davacı Banka’nın bilgisayar kayıtları ve ticari kayıtları üzerinde bankacı bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Davalının 26/10/2006 tarihinde 31.144 Euro olarak … Bostancı Şubesine parasını yatırdığını ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, bilirkişi raporundan hesabın açılış tarihinin 31/01/1994 tarihli olduğu ve 39.000 DEM (Alman Markı) olarak açıldığı, faiz işletildiği 29/12/2001 tarihinde 55.517,96 DEM olan hesaptaki paranın 28.385,89 Euro’ya dönüştürüldüğü tespit edilmiştir. Davalının Paşabahçe Şubesinde bulunan … numaralı müşteri numarası ile dava dışı …’nun … numaralı müşteri numarasının banka çalışanlarınca mükerrer müşteri numarası bulunduğu düşüncesi ile birleştirildiği, davalının müşteri numarasının açılış tarihinin 25/12/2001 olduğu, birleştirme tarihinde müşteri numarası altında para bulunmadığı, banka sistemlerinin … muhasebe sistemine entegre edildiği, ayrıcadava dışı …’nun … ana hesap numarasının da birleşme nedeniyle , davacı banka tarafından 16/09/2006 tarihinde … olarak değiştirildiği, davalının bankanın Paşabahçe Şubesinde 13/04/2007 tarihinde “Bireysel Müşteri Sözleşmesi” imzalayarak hesap açtırdığı, internet bankacılığı şifrelerini alarak, dava dışı …’nun hesabındaki döviz cinsi parayı bozdurarak Paşabahçe Şubesindeki hesabına yatırdığı, 16/04/2007 tarihinde de çektiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalının Banka kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı, sahte olduğu ve geriye dönük düzenlendiği iddiasına yönelik dosya kapsamında delil bulunmamaktadır. Davalı tarafça hesap numaralarına ve hesap hareketlerine ilişkin sunulan belge örneklerinin ise, internet üzerinden alındığı ve davalı banka tarafından sehven müşteri numaralarının birleştirilmesinden sonraya ait olduğu, davalı tarafça 26/10/2006 tarihinde davacı banka Bostancı Şubesi’ne bu paranın yatırılarak hesap açıldığına dair kanaat verici delil sunulmadığı, hesabın evveliyatının 1994 yılına dayandığı ve dava dışı … isimli kişiye ait olduğu, ceza mahkemesinin beraat kararının delil yetersizliğine dayandığı, hukuk mahkemesi bakımından bağlayıcı olmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmış, davalı asilin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.914,68 TL harçtan, peşin alınan 1.478,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.436,01 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/10/2021