Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1640 E. 2022/1548 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1640 Esas
KARAR NO: 2022/1548
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2020
NUMARASI: 2017/536 2020/133
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Şirketin muhasebe işlemleri için muhasebe müdürü davalı …’ye 12/03/2015 tarihinde vekaletname verildiğini, ancak vekilin bazı hatalı işlemlere yöneldiğinin tespit edilmesi üzerine 14/10/2015 tarihinde azledildiğini, söz konusu azil namenin 15/10/2015 tarihinde bizzat kendi imzasına tebliğ edildiğini, azledilme durumunun Türkiye genelinde yayın yapan ulusal gazetelerde ilan edilerek üçüncü kişilerin bilgisine sunulduğunu, azledilen vekilin müvekkilinden habersiz olarak şirket adına … Bank İkitelli Şube Müdürlüğünden, … Bankası Beykent Şube Müdürlüğünden ve … Bankası Hadımköy Şube Müdürlüğünden çek karnesi aldığını ve bu karnelere ait çekleri imzalayarak irtibat içinde bulunduğu kişiler eliyle piyasaya arz ettiğinin öğrenildiğini, azledilen vekil hakkında sahtecilik eyleminden dolayı suç duyurusunda bulunduğunu, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 20I5/39744 soruşturma sayılı dosyası ile takibat başlatıldığını, soruşturma dosyasındaki ifadeler incelendiğinde suç nitelikli eylemler ile müvekkiline ne denli zarar verildiğinin anlaşılacağını, … Hadımköy şubesinden alınan çeklerden … numaralı olan 30.000,00 TL. bedelle doldurulup bankaya ibraz edilmesi üzerine menfi tespit talebiyle dava açmak gerektiğini, takibe konu çekin müvekkil şirket yetkilisinin imzasını içermediğini, çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, sahtecilik iddiasının mutlak def’ilerden olduğunu ve herkese karşı ileri sürülebileceğini, yetkisiz kişi ile yapılan işlemin müvekkilini sorumluluk altına sokmayacağını, davalı lehtarın iyi niyet savunmasında bulunamayacağını, HMK m. 208/4 gereğince sahte imzanın sahibi …’nün de davalı olarak gösterildiğini, HMK m. 209 gereğince teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, çekin ciro silsilesi bilinmediğinden diğer cirantalara karşı davalı sıfatı ile dava açma hakları veya dahili davalı olarak davaya dahil etme haklarını saklı tuttuklarını beyanla , davalı … Ltd.şti.’nin lehtar ve … Ltd. Şti.’nin hamili göründüğü … Hadımköy Şubesi’nin 18.03.2016 keşide tarihli, … nolu ve 30.000,00 TL.bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ve davaya konu çekin müvekkiline teslimine, dava konusu çekin %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatlarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin yetkili kişi tarafından imzalandığını, müvekkil şirketin alacaklı olduğu …’dan ciro yoluyla aldığını, …’a verilen 24.08.2015 tarihli tahsilat makbuzunu delil olarak sunduklarını, diğer delilin ise sözkonusu çekin 30.09.2015 tarihinde müvekkil firmanın teminat ve tahsilat maksadı ile … Bankası Beylikdüzü Şubesine verilmiş olduğunu, İyi niyetli 3. Kişi olduklarını, beyan etmiştir. Davalı … Ltd.şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen çekle müvekkil şirketin herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, şirket kayıtlarında böyle bir çek bulunmadığını ve davacı şirketle uzun yıllardır nakit olarak çalıştıklarını, davaya konu çekin şirketlerince ciro edilmesinin imkansız olduğunu, çekteki imza ve ciroya itiraz ettiklerini ve çekin kendileri tarafından tedavüle sürülmediğini beyan etmiştir. Davalı … ve … davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…. Çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğinin iddia eden davalı vekilinin iddiası ispat ile yükümlü olduğu, davalı vekilinin talebi doğrultusunda … Bankasına yazılan müzekkereye verilen cevapta dava konusu çekin 30/09/2015 tarihinde … şirketi tarafından teminat amacıyla ibraz edildiğinin bildirilmesi karşısında, davalı …’nün söz konusu çeki azledilmeden önce düzenlediği sabit olmakla, davacının çekin yetkisiz temsilci tarafından keşide edildiği defisini ileri süremeyeceği” gerekçesiyle davalı … şirketine yönelik açılan davanın reddine, Davalı …’ın tüm dosyalara sunulan 17/8/2016 tarihli protokol evrakında davaya konu çekin iadesini kabul ettiği, davalı …’nün savcılık dosyasında alınan ifadesinde davacı adına çek karnesi çıkararak çekleri kendi kişisel işlerinde kullandığını kabul etmesi ve davalı … vekilinin çekteki ciro imzasını inkar etmeleri nedeniyle davanın diğer davalılar yönünden kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalı … şirketinin çekteki ciro imzasının kendisine ait olmadığını, çeki kendilerinin tedavüle sokmadıklarını beyan etmeleri, davanın açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle davalı … şirketi aleyhine yargılama gideri vekalet ücretine hükmedilmemesine ve kötü niyet tazminatının reddine..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İleri tarihli çek savunmasının İİK 169/a maddesi gereğince resmi evrak ya da borçlu imzasını içeren belge ile ispatının zorunlu olduğunu, bankanın kamu kurumu olmadığı gibi, düzenlediği belgenin de resmi belge olmadığını, bilirkişilerin de İİK 169/a md uygun olarak dosyadaki kayıtların resmi belge olmaması, borçlunun imzasını içermemesi, davalı beyanlarının davacı beyanlarına bir üstünlüğü bulunmaması ve davalının bu belgeyi her zaman düzenleyebileceğinden hareketle delil niteliğinde bulunmadığı belirtilmiş, seneden karşı senetle ispat kuralına uygun düşmediğinin belirtilmiş olduğunu, İleri tarihli çek savunmasının Büyükçekmece 2.İcra HM ‘nin 2016/524, 2016/1239 K sayılı dosyasında incelendiğini, ileri tarihli çek savunmasının yerinde olmadığının böylece kesinleştiğini, İİK 169/a maddesinin hükmünün tüm mahkemeleri bağlayacağını, alacağın varlığının genel hükümlere göre ispat edilemediğini, alacağın varlığını ispata ilişkin delil sunulmadığı gibi esasen böyle bir savunma ve iddiada bulunulmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasını, davanın … Şti yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME: * Davacının davalılardan …’ye 12.03.2015 tarihli ve Büyükçekmece … Noterliğin … yev. numarası ile vekalet vermiş olduğu, iş bu vekaletnamenin incelenmesinde; davacının davalı …’ye “….çek karnesi talep etmeye, almaya, evrakları tanzim ve imzaya, çekleri ciro etmeye…” yönelik yetki verdiği, 14/10/2015 tarihli Büyükçekmece Noterliğinin … Yev. Numarası ile davalı …’nün azledildiği ve bu hususun gazetede ilan edildiği anlaşılmıştır. *… Bankası cevabi yazısında; çekin …şti tarafından 30.09.2015’te şubeye ibraz edildiği, 18.03.2016’da takas merkezi tarafından çekin imza uyuşmazlığı nedeni ile muamelesiz iade edildiğini, ödeme yapılmadığını ve 23.03.2016 da … şirketine çek aslının teslim edildiği belirtilmiştir. *Dava konusu … bank Hadımköy Şubesine ait çeklerin incelenmesinde; 18.03.2016 Tarihli … seri nolu 30.000 TL bedelli, çekler olup keşidecisinin davacı … şirketi, lehtarı ve 1.cirantanın Y…şti, diğer cirantalar …, … Şti olduğu anlaşılmaktadır. *… Bank’a yazılan müzekkere cevabında dava konusu … Bank Hadımköy Şubesine ait …, seri nolu çekin 18.03.2016’da … bankası takas merkezi aracılığıyla ibraz edildiği, imza uyuşmazlığı nedeniyle ödeme yapılmadığını bildirdiği anlaşılmıştır. *Büyükçekmece CBS 2015/39744 soruşturma sayılı dosyasında davalı … hakkında soruşturmanın devam ettiği davalı … ve …’ın şüpheli sıfatı ile ifadeleri alındığı, Davalı …’nün C. Savcılığında şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde davacı şirkette müdür olarak görev yaptığını şirket yetkililerinin vekaletinin kendisinde mevcut olduğu bu vekaletnameye istinaden … Bank, … Bank ve … Bankta hesap açarak şirket adına çek aldığını, bu 3 bankadan almış olduğu çekleri şirket adına ve çoğunlukla kendi ticari ilişkilerinde kullandığına dair ifade verdiği görülmektedir. *Davacı vekili tarafından davalı …’ın yer aldığı protokol örneği sunulmuş ise de; dosyada aslına rastlanmamış, davalı yan da bu hususta beyanda bulunmamıştır. Bilirkişi heyeti 06/08/2018 tarihli raporunda; Davacının, … Ltd. Şti. ile 320.10.0280 nolu hesap altında bir ticari ilişkisinin mevcut olduğu, ancak bu hesapta huzurdaki davaya konu çeke ilişkin bir kayda ve çekin …’ye çıkışına ilişkin de herhangi bir kayda rastlanmadığı, davacının ticari defterlerinde davalı dava dışı … – … ve davalı … Ltd.Şti ile de herhangi bir ticari ilişkiye ve defter kaydına rastlanmadığı, ciro silsilesine ve davalı … Ltd.Şti. ticari defterlerine bakıldığında söz konusu çekin, 10/08/2015 tarihinde … numaralı hesapta davalı …’a alacak kaydı verilerek kaydedilmiş olduğu, yani çekin …’dan alınmış şekilde kayıtlı olduğu, dava konusu çek, temsil yetkisi bulunmayan kimse (azlolunan ticari vekil) tarafından temsil yetkisi sona erdiği ve durumun ilan edildiği tarihten sonra düzenlendiğinden, söz konusu çekin davacı borçlu yönünden hükümsüz olduğu, temsile dayanan hükümsüzlük defi mudak de filerden olduğundan davalı cirantaya karşı da ileri sürülebileceği, çekin ileri keşide tarihli olması ihtimalinin (savunmasının) keşidecinin taahhüdünün geçerliliği yönünden önem arzettiği, bu hususta senede karşı senede ispat kuralı ve Yargıtay içtihadı gereği ileri tarihli çek keşide edilmesi olgusunun senet yahut kesin delillerle ispatı aranacak olup bu yönde davalı yanca sunulan belgelerin (teslim tutanakları) değerlendirilmesi hususunda ise yetkinin Mahkemede olduğu, bu belgelere üstünlük tanınırsa çekin ileri keşide tarihli olarak vekilin azlinden önce düzenlenmiş olacağından keşideci davacının taahhüdünün hükümsüz olmayacağı ve bu halde menfi tespit talebinin kabul edilemeyeceği, menfi tespit talebi kabul edilsin edilmesin imzaların istiklali ilkesi gereği (TTK 677) keşidecinin taahhüdünün hükümsüzlüğünün dahi diğer imzaların sıhhatine halel getirmeyeceğinden çekin diğer imza sahipleri yönünden borç doğurmaya devam edeceğinden, hak sahiplerinden alınarak davacıya istirdadının mümkün olmadığını belirtmişlerdir. İkinci Bilirkişi heyeti 04/10/2019 tarihli raporunda özetle; Çekin ileri tarihli olduğunun davalılar tarafından delillerle ispatlanması gerektiği, ispat edilemediği için davalı …’nün vekaletten azledildikten sonra çekin keşide edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, keşide tarihinin vekalet azlinden sonraki tarihi taşıması, azlin noterden yapılması ve gazetede ilan edilmesi ile çekin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle çekin yetkisiz temsilci tarafından keşide edilmiş çek olarak yorumlanması gerektiği ve bu nedenle davacının sorumlu tutulamayacağı, Davacının çek nedeniyle sorumlu olmaktan kurtulsa dahi imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca, çek üzerinde imzası bulunan diğer kişilerin sorumluluklarının devam edeceğini bildirilmiştir.
GEREKÇE Asıl ve birleşen davalar, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davalılar …, … ve Y…Şti yönünden menfi tespit isteminin kabulüne, davalı …Şti yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Asıl davanın kısmen reddi kararı yönünden, davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak asıl dosya yönünden yapılmıştır. Davacı; davaya konu çekin azilnameden sonra keşide edildiğini, müvekkilinin çek nedeni ile sorumlu olmadığını iddia etmiş, davalı …Şti vekili ise; çekin ileri tarihli düzenlendiğini savunarak buna ilişkin 04.08.2015 tarihli çek tahsilat makbuz örneğini sunarak defter kaydı ve banka kayıtlarına dayanmıştır. Davaya konu çek; 18/03/2016 tarihlidir. Büyükçekmece … Noterliğinin 12.03.2015 tarihli ve … yevmiye numaralı belge ile davacı şirket yetkilisi tarafından davalılardan …’ye “…. çekleri ciro etmeye bankalarda açılan kredi hesaplarını tanzim ve imzaya…” yönelik yetkileri içeren vekaletname verilmiş, Büyükçekmece …Noterliğinin 14/10/2015 tarihli … yevmiye nolu azilname ile ise 12.03.2015 tarihli vekaletnamedeki tüm yetkilerden azledilmiş ve azil gazetede ilan edilmiştir.Çek, görünürde azilname tarihinden sonraki tarihli ise de; … Bankası’nın cevabi yazısına göre çekin 30.09.2015 Tarihinde davalı …Şti tarafından bankaya sunulduğu belirtilmiş olmakla, çekin şirket temsilcisinin azil tarihi olan 14.10.2015’ten önce tedavülde olduğu dikkate alındığında mahkemenin davalılardan …şti yönünden davanın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekili her ne kadar icra hukuk mahkemesinde ileri tarihli çek savunmasının kabul edilmediği ileri sürülmüş ise de icra hukuk mahkemeleri dar yetkili mahkemeler olup bu mahkemelerce verilen kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Bununla birlikte alacağın varlığının ispat edilemediği ileri sürülmüş ise de somut olayda ispat külfeti davacı tarafta olup bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1- Asıl davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinafa başvuran taraftan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40TL ‘nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olarak oy birliği ile karar verildi.29/09/2022