Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1635 E. 2022/1550 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1635 Esas
KARAR NO: 2022/1550
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2020
NUMARASI: 2017/376 2020/65
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin cirantalardan vermiş olduğu hizmete karşı temin etmiş olduğu çekin tahsili amacıyla takip başlattığını, davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına böyle bir borcu olmadığını belirterek itiraz ettiğini, imzaya da itiraz edildiğini, haricen öğrenildiği kadarıyla şirketin sahibi …’in … isimli kardeşi tarafından çekin imzalandığını, imzaya dai ryetki ve sirkülerin şirket kayıtları ve banka kayıtlarında mevcut olduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptali ile %40’dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekilinin ve davalı şirket yetkilisi duruşmadaki beyanlarında çek aslının altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Her ne kadar davacı taraf çeki imzalayanın Mikail adındaki kişice atıldığını her iki kişinin de imzasının araştırılması gerektiğini söylemiş ise de imzaların şahsiliği ilkesi gereğince imza atanın çekten sorumlu tutulmasının başka biri dava konusunu oluşturduğu davalı firmanın …olduğu, keza 21.06.2018 tarihli celsede “çeki imzalayan … adındaki kişidir şirketi kuran … beyin kardeşidir,imza sirkülerinde … yetkisi mevcuttur ” beyanı ile , 11.10.2018 tarihli celsede ise “şirket temsilcisi … olduğu bellidir, … de kendisi imzaladığının tahmin ediyoruz, sirkülerdeki imza ile çek aslındaki imza aynıdır” beyanı karşısında getirtilen imza sirküleri esas alınarak yaptırılan incelemede temsilcinin … olduğu ve şirket adına keşideci sıfatıyla imza atanın kendisi olmadığı anlaşıldığından çekten dolayı firmanın sorumlu tutulmayacağı açık olduğundan açılan davanın reddi gerekmiş, her ne kadar kötüniyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de davacı çek nedeniyle takip yaptığından aksi kötü niyeti ispatlanamadığından davacı tazminat talebinin reddine..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, imzaya dair yapılan itirazın kötüniyetle yapılmış bir itiraz olduğunu, çek 25.09.2015 keşide tarihli olup, 18.11.2015 tarihinde icra takibine konulduğunu, o tarihte davalı şirket vekili olan Av. …’ın, her iki icra dosyasına da sunmuş olduğu itiraz dilekçelerinde imza itirazında bulunduğu, yapılan yargılama sürecinde de şirket yetkilisi …’e ait imza örnekleri ile kıyaslama yağıldığında gelen bilirkişi raporunda çekte atılı imzanın şahsın gerçek imzası model alınarak atılmaya çalışıldığı dolayısıyla …’in el ürünü olmadığı kanaati ifade edildiğini, çekin keşide edildiği tarih ile davacı tarafça icraya konulması arasında 2 aylık bir süre olduğu, icra takibi ve itirazın iptali davasının sona ermesi süreci ise toplamda 5 yıl olduğu, tüm bu süreler içerisinde ne davalı tarafça, ne davalı şirketin sahibi görünen … tarafından açılmış olan çekinin çalındığına dair yahut kaybedildiğine dair bir savcılık şikayeti, yahutta ödemeden men talepli bir çekin iptaline dair dava açılmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun, tacire bütün ticarî faaliyetlerinde, basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü getirdiğini, çekteki 4. ciranta olan müvekkilinin mağdur olduğunu, çekin diğer cirantalardan harici olarak öğrenilmesine göre kendisini şirketin sahibi olarak lanse eden …’in … isimli kardeşi tarafından imza edildiğini, nüfus kayıt örneklerinin dosyaya eklenmesinin ve belirtilen her iki kişinin de imzalarının araştırılması talep edilmesine rağmen, gerekçe gösterilmeksizin bu taleplerin yerel mahkeme tarafından kabul edilmediğini, bu hususta ara karar kurulmadığını davanın esasını, çözümünü ve sonuçta verilecek kararı doğrudan etkileyecek nitelikteki deliller ile ilgili hiç araştırma yapılmaması ve yerel mahkemece delillerin sonuç elde edemeyecek derecede eksik toplanması nedeniyle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME: *Davaya esas Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya örneği incelendiğinde; davacı tarafça davalı ..Şti ve ..Şti aleyhine, “30.000TL bedelli çek alacağına karşılık” takip başlatıldığı, … banaksı Göngören şubesine ait çek incelendiğinde; 30.000TL bedelli 25.09.2015 Tarihli … seri numaralı çekte keşideciye atfen ..şti, lehtar … ekmek Fırını …, cirantalar … fırını, …, … ve … olarak davacı … ın cirosu bulunmaktadır. *Ticaret sicil kayıtlarına göre; çek tarihi itibarı ile davalı şirketi münferiden temsile yetkili kişi …’tir. *Bilirkişi raporunda; çekteki keşideci imzasının … eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtilmiş, raporda çekten önceki tarihli evrak asıllarının incelendiği yer almaktadır. *İstinaf süresinden sonra taraf vekilleri tarafından ek beyan dilekçeleri sunulmuş olup davalı vekilinin dilekçesi ekindeki iddianame ve ifade örnekleri ile davacı vekilinin dilekçesi ekindeki ATK raporu incelendiğinde; Çorlu 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/207 E sayılı dosyasında yargılama konusunun … seri nolu 10.09.2015 Tarihli 30.000TL bedelli çek olduğu, katılanın …Şti, …, sanıkların … ve … olduğu, iş bu davanın konusu olan çekin ceza dosyasının konusu olmadığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafça davalı aleyhine … bankası Göngören Şubesi’ne ait 30.000TL bedelli 25.09.2015 Tarihli … seri numaralı çeke dayalı alacağın tahsili talebi ile takip başlatılmış ise de, davalının çekteki keşideci imzasını kabul etmediği, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre çekteki imzanın davalı şirket temsilcisi …’in eli ürünü olmadığının tespit edildiği, esasen davacının da çekteki imzanın şirket yetkisi olduğunu beyan ettiği …’in kardeşi … tarafından atıldığını öğrendiklerini beyan ettiği görülmektedir.İmza defi mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir. Şirket yetkilisinin eli ürünü olmayan veya şirket yetkilisi tarafından benimsenmeyen imza nedeni ile davalı şirket senetten sorumlu tutulamayacaktır. Bununla birlikte imza itirazına dayalı savunma ve mevcut delil durumuna göre ilk derece mahkemesinin aile kayıtlarını celp etmemesinde ve 3.kişinin imza incelemesini yapmamasında hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiş ve davacının istinaf isteminin reddi gerekmiştir. İstinaf süresinden sonra taraf vekilleri tarafından ek beyan dilekçeleri sunulmuş olup davalı vekilinin dilekçesi ekindeki iddianame ve ifade örnekleri ile davacı vekilinin dilekçesi ekindeki ATK raporu incelendiğinde; Çorlu 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/207 E sayılı dosyasında yargılama konusunun … seri nolu 10.09.2015 Tarihli 30.000TL bedelli çek olduğu, katılanın ..Şti, …, sanıkların … ve … olduğu, iş bu davanın konusu olan çekin ceza dosyasının konusu olmadığı, ilgili ceza dosyası ve raporun bu dosya yönünden esasa etkili olmadığı görülmüştür. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,60TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/09/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.