Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1633 E. 2022/1796 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1633 Esas
KARAR NO: 2022/1796 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2020
NUMARASI: 2018/815 E. – 2020/166 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirket yetkilisi …’ın Üsküdar da bulunan ikametine 23/02/2018 tarihinde hırsızların girdiğini, kasanın içerisinde bulunan müvekkile ait çok sayıda boş çek yaprakları ile müşteri senetlerinin ve başkaca değerli eşyalarının çalındığını, müvekkil şirket yetkilisinin elinde iken çalınan çekler, sahte kaşe ve imzalar kullanılarak bankalara ibraz edildiğini akabinde icraya konu edildiğini,müvekkil şirkete ait çalınan senetlerin arasında … Bankası A.Ş. Kapalı Çarşı Şubesinde hesaba bağlı bulunan … seri nolu çekin de bulunduğunu, çekle ilgili Cumhuriyet Savcılığınca ödeme yasağı verildiğini,boş çek yaprağının çalındıktan sonra 23.300,00 TL bedelli olarak düzenlenerek piyasaya sürüldüğünü, çekin davalı … A.Ş. tarafından takasa ibraz edildiğini ancak savcılığın ödeme yasağı kararı olduğundan ödeme yapılmadığını, soruşturmanın devam etmesine rağmen çekin davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında kötü niyetli olarak takibe konu edildiğini, ayrıca çekin kambiyo vasfına haiz olmadığını, ciro silsilesinin kopuk olduğunu bu nedenle de müvekkilinin borçsuzluğuna karar verilmesi gerektiğini beyanla, öncelikle çeke konu borcun ödenmesinin tedbiren durdurulmasını, çekin bedelsiz olduğunun tespiti ile çeke konu edilen tutar yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, çekin müvekkiline iadesini, ciro silsilesi kopuk olduğunun kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini ve %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davadışı … Tic. Ltd.Şti. ile müvekkili şirket arasında 05/03/2018 tarihinde faktoring sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği davalı/borçluya finansman sağlandığını, karşılığında da dava konusu … Bankası A.Ş. Kapalı Çarşı Şubesinde hesaba bağlı bulunan … seri nolu 23.300,00 TL’lik çeki 27/03/2018 tarihli 35.901,50 TL bedelli faturaya istinaden ciro ve teslim alındığını, müvekkil şirketin 6361 sayılı yasanın belirtmiş olduğu tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini,davacı keşideci faktoring ilişkisinin dışında olduğundan 6361 sayılı kanunun 9/3 maddesi gereğince çeke dayalı kişisel defilerini müvekkili faktoring şirketine ileri süremeyeceğini,ayrıca davacının senedin rızası dışında elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın da kötü niyetli / iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesinin gerektiğini,ancak davacının bu hususları kanıtlayamamış olduğunu,,toplanmasını talep ettikleri mukayese imza örnekleri ile çekteki imzanın karşılaştırılması için ATK ve bilirkişi incelemesi talep ettiklerini beyanla, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini,yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/03/2020 Tarihli 2018/815 E. – 2020/166 K. sayılı kararıyla “… Grafoloji bilirkişi tarafından 11/11/2019 tarihli raporda; laboratuvar ortamında optik cihazlar ve aletler yardımıyla yapılan inceleme sonucu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisinin elinin ürünü olmadığını raporun hüküm kurmaya yeterli olduğunu, davalı tarafça soyut olarak çek koçanındaki tüm çeklerin getirtilerek imzalarının araştırılmasının talebinin yerinde olmadığını, çekteki İmza mutlak defi olup tüm çek alacaklılarına karşı ileri sürülebileceğinden davacının takip konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, çekte başka borçlunun bulunması ve imzaların istiklali prensibi gereğince çekin istirdadı talebinin yerinde olmadığını, belirterek istirdatla ilgili karar verilmesine yer olmadığına,… Karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı … Faktoring AŞ vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Müvekkil şirketin çekin iyiniyetli hamili olduğunu, çeki faktoring sözleşmesine istinaden ve faktoring kanununa uygun olarak ödeme vasıtası olarak alındığını, müvekkil şirketin yasal yükümlülüklerini yerine getirerek davadışı borçlu ile çekin ciro alındığı şirket arasındaki mal ve hizmet alım-satımını belgelendirildiğini ve fatura ile tevsik edilme şartını da yerine getirdiklerini , davacı keşidecinin faktoring ilişkisinin dışında olduğunu, kişisel defilerin müvekkil şirkete karşı ileri sürülebilmesi için ancak müvekkil şirketin dava konusu çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca karara esas alınan bilirkişi raporunun da eksik inceleme ile düzenmiş olduğunu, söz konusu alınan raporda imzanın kasten veya bilinçsiz olarak eksik/yanlış atılmış olma veya yıllar içinde değişmiş olma ihtimallerinin göz önünde bulundurulmadığını, ayrıca raporda dikkate alınan imza örneklerinin sadece davacının beyan ettiği deliller olduğunu, rapora itirazlarına rağmen mahkemenin tek bir bilirkişi raporu aldırdığını,itirazlarının dikkate alınmadan bu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, Bakırköy 5 ATM’nin 2018/815 E. 2020/166 K. sayılı kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Dava, İİK’nun 72. maddesi uyarınca çeke dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Mahkemece davacının çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacının keşideci olduğu gözetilerek istirdat talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına ve kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekârlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” gibi def’iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak defi olarak kabul edilmektedir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde şirket yetkilisinin evinden boş çek yapraklarının çalındığını, çalınan çeklerin sahte kaşe ve imzalar kullanılarak bankalara ibraz edildiğini, dava konusu çalınan boş çek yaprağının da çalındıktan sonra 23.300,00 TL bedelli olarak düzenlenerek piyasaya sürüldüğünü ifade etmiştir. Nitekim davacı vekilinin çalınan boş çek yapraklarının sahte kaşe ve imzalar kullanılarak piyasaya sürüldüğü, çekte yer alan keşideci imzasının da bu nedenle müvekkili şirket yetkisine ait olmadığı yönündeki iddiası senedin hükümsüzlüğüne ilişkin defilerden olup, mutlak def’i etkisine sahiptir. Bu nedenle de çeki elinde bulunduran iyiniyetli hamil dâhil olmak üzere herkese karşı ileri sürülebilmektedir. Mahkemede de dosya kapsamında grafoloji bilirkişine imza incelemesi yaptırılmış, alınan 11/11/2019 tarihli raporda dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacının dava konusu çek nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığının kabulü gerekmektedir. Olayımızda dava konusu çekin tanzim tarihi 24/08/2018 olup, mahkemece grafoloji bilirkişisinden alınan rapordaki mukayese imza örnekleri: Havsa Noterliği 20/08/2015 T. ve … Y. Nolu Vekaletname aslı, … Bankası A.Ş. Keresteciler Sitesi Şubesinin 26/09/2018 tarihli yazıları ekinde gönderilen tarihsiz Kredili Ticari Hesap Taahhütnamesi aslı, … Bankası A.Ş. Kapalı Çarşı Şubesinin 19/09/2018 tarihli yazıları ekinde gönderilen 03/12/2009 tarihli Ticari Müşteri Sözleşmesi aslı ve Hakim huzurunda düzenlenmiş, dört sayfa yazı-imza örnekleri tutanağında bulunan imzalardır. Nitekim bilirkişi raporuna bakıldığında, konunun uzmanınca, optik aletler kullanılarak düzenlendiği görülmüş, mukayese imza örneklerinin tarihlerinin de dava konusu çekin tanzim tarihine yakın olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemenin 11/11/2019 tarihli bilirkişi raporunu hükme esas almasında usul ve yasaya bir aykırılık görülmemiştir. Bu durumda sahte imza definin herkese karşı ileri sürülebilecek bir defi olduğu, dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği ve davacının da bu çek nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alındığında, mahkemenin davanın kabulü ile davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince Davalı … AŞ vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.591,62 TL nispi harçtan, peşin alınan 398,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.193,22 TL eksik harcın davalı Davalı … AŞ den alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalı … AŞ’den alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/10/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.