Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1599 E. 2020/1576 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1599 Esas
KARAR NO : 2020/1576
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/125
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin turizm alanında önde gelen firmalardan olduğunu, ayrıca ucuza bilet hizmetleri bulunduğunu, bu konuda https://www….com alan adlı internet sitesi ve akıllı telefonlara yönelik ucuza bilet mobil yüklemesi üzerinden hizmetleri bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin birçok markası bulunduğunu, müvekkiline ait ucuza bilet ibareli tescilli markalardan doğan marka haklarının davalının “…” ibareli http://…com alan adlı internet sitesinde reklam ve tanıtım faaliyetlerinde bulunduğunu, müvekkilinin ucuza bilet markasını tanınmış hale getirdiğini, bu konuda İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2018/230 esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda markanın tanınmış olduğu yolunda görüş bildirildiğini belirterek, öncelikle davalıların marka hakkına tecavüz oluşturan fiillerinin ve … ibareli kullanımlarının ve http://….com internet sitesinin kullanımının tedbiren durdurulmasına, bu ibarenin kullanılmasının yasaklanmasına, internet sitesinin kapatılmasına, markaya tecavüz fiillerinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davacının “…” ibareli tescilli bir markası bulunmadığını, ayrıca zayıf markasının tescilinin korunmaya değer olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece 26/06/2020 tarihli kararla, bilirkişi raporu gerekçe yapılarak http://….com adlı sitenin sahibinin kim olduğunun tespit edilemediği, bu aşamada davalı ile irtibatının kurulamadığı, söz konusu sayfada “…” ibaresinin kullanıldığını, sitenin pek yakında kullanımda olacağının bildirildiği, ancak henüz yayında olmadığı, bu aşamada ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; müvekkilinin ucuza bilet esas unsurlu birçok markası bulunduğunu, yaptıkları araştırmada müvekkilince yürütülen hava yolu hizmetlerinin pazarlanmasına yönelik faaliyetlerle birebir ve aynı faaliyetleri gösterir ve şirketlerine ait sitenin alan adının kopyalanarak başındaki www ibaresi çıkarılarak başına “cok” ifadesinin eklendiğini, ayrıca “…” marka başvurusunun davalı tarafından yapıldığının TPMK’dan öğrenildiğini, davanın başında internet sitesinin faaliyette olmadığını, faaliyete geçmesini önlemek istediklerini, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı istediklerini, bilirkişi raporunun ihtiyati tedbir talebinin reddi kararıyla birlikte tebliğ edildiğini, dolayısıyla rapora karşı itiraz için süre verilmemesinin savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğunu, yüksek mahkeme kararlarında bu konuda uygulamalar bulunduğunu, bugün itibariyle ….com adlı internet sitesinin faaliyete geçtiğini, dolayısıyla raporda ve mahkeme kararında belirtilen tüm ifadelerin geçerliliğini yitirdiğini, müvekkilinin ucuza bilet hizmetlerinin tanıtım ve pazarlaması için çok ciddi reklam ve tanıtım bütçesi ayırdığını, bu durumun markanın tanıtımında büyük rol oynadığını, delillerini CD halinde dosyaya sunduklarını, bilirkişinin ise bu CD’ye hiç değinmediğini, Ankara 5. FSHHM’nin 2019/120 esas sayılı dosyasında ….com markasının tesciline ilişkin açtıkları davada alınan raporda, kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava araçlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri yönünden SMK’nın 5/2 maddesi anlamında kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığı yolunda değerlendirme yapıldığını, yine aynı marka ile ilgili olarak İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2018/230 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını ve alınan raporda ucuzabilet ibaresinin tanınmış marka olduğu yolunda görüş bildirildiğini, mahkemenin gerekçelerinin yeterli olmadığını, mahkemenin yapacağı araştırma ile bu gerekçelerin giderilebileceğini, zaten internet sitesinin aktif hale geldiğini, davalının eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet de oluşturduğunu bildirmiştir. Dosyanın UYAP ortamında yapılan incelemesinde, davacı adına ….com etstur ibareli 38,39 ve 43.sınıflarda tescilli birçok markasının bulunduğu, marka tescil belgelerinin TPMK tarafından dosyaya gönderildiği ve bu markaların bir kısmının da bilirkişi raporunda yer aldığı anlaşılmıştır. Davalı adına 2020/11118 , 2020/11120, 2020/11121 ve 2020/11123 başvuru numaralı “… www….com.tr” markasının 39.sınıfta tescili için başvuru yapıldığı anlaşılmıştır.Yargılama sırasında alınan 17/06/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise; davalıya ait olduğu belirtilen internet sitesinin … firması tarafından site sahibi bilgilerinin verilmeksizin kayıt edildiği, sitenin 28/01/2020 tarihinde oluşturulduğu ve 28/01/2021 tarihinde yayınının sona ereceğinin belirtildiği, sitede yalnızca bir sayfanın olduğu ve bu sayfada “…” ibaresinin kullanıldığı, davacı tarafın marka tescilleri ve kapsadığı emtialar incelendiğinde 39.sınıf kapsamında kalan ve davaya konu “tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama” hizmetlerinde tek başına ucuza bilet veya ….com ibarelerinin tescilli olmadığını ve bu ibarelerin bu hizmetler yönünden tamamlayıcı olduğu, bu ibarelerin 39.sınıf kapsamında kalan ve bu hizmetlerde tamamlayıcılık ifade etmesinden dolayı tüketiciler tarafından karışıklığa yol açmayacağı, bu sebeple davacı markalarına tecavüz fiilin gerçekleşmeyeceği, davacı ve davalı markalarının sektöre işaret eden zayıf markalar oldukları, dolayısıyla haksız rekabetten söz edilemeyeceği, davacıya ait bir adet tanınmış marka müracaatının olup bunun da … ibaresi olduğu, …com ibarelerinin tanınmış marka olarak değerlendirilemeyeceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Dosyaya sunulan İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2018/230 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi heyet raporunda; davacı tarafın …ibaresini SMK’nun 5/2 maddesi anlamında uzun süreli ve yoğun kullanımı neticesinde ayırt edici hale geldiği, davacı adına tescilli … markalarının tanınmış marka olduğu, davalı tarafın “…” ibaresini kullanmasının haksız rekabet teşkil edebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. İstinaf dilekçesi ekinde yer alan Ankara 5.FSHHM’nun 2019/120 esas sayılı dosyasında (davacısı … A.Ş , davalısı TPMK, konusu YİDK kararının iptali, “….com” markasının tesciline karar verilmesi talebi) alınan 10/06/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; 2019/10072 sayılı “….com” ibareli marka başvurusunun 39.01, 41.02 ve 43.02 ‘de belirtilen hizmetler yönünden somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı, başvuru kapsamındaki diğer hizmetler yönünden somut ayırt ediciliğinin bulunduğu, bu başvurunun belirtilen hizmetler açısından SMK’nun 5/1-c anlamında tanımlayıcı olduğu, bu sebeple tescil engelinin bulunduğu, sair mutlak red sebeplerinin bulunmadığı, ….com ibareli marka işaretinin 39.01 hizmetlerinde SMK 5/2 anlamında kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, markaya tecavüzün durdurulması, önlenmesi talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Davacı adına “tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama” hizmetlerinde tek başına … veya … ibareli markanın tescilli olmadığı, davalı tarafından ise “… www…. com.tr” markasının 39.sınıfta tescili için başvuru yapıldığı, bilirkişi raporunda da …veya …com ibarelerinin 39.sınıf kapsamında kalan ve davaya konu “tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama” hizmetlerinde tanımlayıcılık ifade etmesinden dolayı tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağı, bu sebeple davacı markalarına tecavüz fiilinin gerçekleşmeyeceği yolunda görüş bildirildiği görülmüş olup gerek açıklanan bu hususlar gerekse tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.02/10/2020