Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1573 E. 2022/1242 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1573 Esas
KARAR NO: 2022/1242
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2020
NUMARASI: 2016/1189 2020/239
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … Tic.Ltd.Şti.nin ortağı olduğunu, bu işyerine 14/05/2016 tarihinde hırsız girerek birçok kıymetli evrakın bulunduğu çelik kasayı çaldığını, kasanın içinde bulunan 6 adet çek ve 9 adet bononun iptali için Bakırköy 2.ATM.’de 2016/585 esas sayısı ile çek iptali davası açıldığını, çalınan çeklerden birinin … Bankası A.Ş.Muş şubesine ait … numaralı, 31/10/2016 tarihli, keşidecisinin … olduğu 7.000 TL bedelli çek olduğunu, bu çekin ödenmemesi için teminat yatırıp ödeme yasağı koydurduklarını, davalı …’nun çek iptali dosyasına müdahale dilekçesi verdiğini, davacının bu çeki sahip olduğu şirketin ticari ilişkide bulunduğu … Tic.Ltd.Şti.nden aldığını ve uhdesine iken çalındığını, bu şirketten sonra gelen …- …’le hiçbir ticari münasebeti olmadığını, bu nedenlerle borçlu olmadıklarının tespit edilerek çekin bedeli olan 7.000 TL’nin ticari faiziyle birlikte istirdatına, bu bedel üzerinden davalının %20 tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili 01/02/2018 tarihli beyan dilekçesinde; Bakırköy 2.ATM.’nin 21/04/2017 tarihli, 2016/585 esas, 2017/401 karar sayılı gerekçeli kararının tebliğ edilmesinin ardından davalının dava konusu çeki ciranta …’a iade ettiğini, mevcut durumda davalının davalı sıfatı olmadığını, işbu istirdat davasının ancak çeki elinde bulunduran kişiye karşı devam ettirilebileceğini, davalının çek ile herhangi bir hukuki ve fiili bağı kalmadığını, davacı iddialarının aksine çekin ciro silsilesinde iyi niyetli 3.şahıs olan davalının ilk bakışta tespit edebileceği bir kopukluk olmadığını, çekin zayi yada çalıntı olduğuna dair iddiaların gerçek dışı olduğunu, kaldı ki imzaların istiklali ilkesi gereği çek arkasına atılan her imzanın bağımsız bir taahhüdü işaret ettiğini, …’ın nihayetinde çeki iade almayı kabul ettiğini ve bu şekilde çekin davalının elinden çıktığını, çekte yer alan diğer cirantaların normal ticari faaliyet gösteren istenildiği zaman ulaşılabilir olan gerçek ve tüzel kişiler olduklarını, davalının kötü niyetli ve kusurlu olduğuna dair hiçbir emare ve delil olmadığını, öncelikle husumet itirazlarının kabulü ile davanın bu sebeple reddine, usul ve yasaya aykırı haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.03.2020 tarihli 2016/1189 E. – 2020/239 K. sayılı kararıyla; “… İncelenen ticari defterler nezdinde davacının söz konusu çeki çekin 1.cirantası dava dışı … Ltd.Şti.den ticari alacağına karşılık aldığı, çekin defterlerinde işli olduğu ancak davacının davalılar …, … ve ciro silsilesinde yer alan …-… ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, bu durumun mali inceleme kapsamında açıkça tespit edildiği, davalı …’nun çeki kendinden önceki ciranta …’a teslim etmekle işbu davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, … yönünden davanın kabulü ile davacının davaya konu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, çekin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı aleyhine icra takibine girişilmemiş olması(İİK 72/5) nedeniyle davacının herhangi bir zararı olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davayı çeki, banka ibraz eden …’ya karşı açtıklarını, …’nun çeki bankaya ibraz etmesi nedeniyle yetkili hamil olduğu konusunda en ufak bir tereddütün bulunmadığını, buna rağmen davalı … ile dava dışı …’ın dava açıldıktan sonra düzmece bir belge oluşturarak çekin …’a teslim edildiğini, mahkemenin de bu düzmece belgeye itibar ederek davayı reddettiğini, her ne kadar dava kabul edilmiş gibi gözükse de üzücü olanın … lehine hükmedilmesi olduğunu, dosyada alınan bilirkişi raporunda gerek … ile gerekse … ile vede diğer cirantalarla aralarında ticari bir münasebetin bulunmadığını, kendilerinin resmi kayıtlara güvenerek dava açtıklarını, mahkemenin buna rağmen sonradan düzenlenen düzmece bir belgeye dayalı olarak … yönünden davayı reddetmesini ve vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğunu bildirmiştir. İlk derece mahkemesince mali müşavir bilirkişiden alınan 22/01/2020 havale tarihli raporda; “…davacının ortağı olduğu şirketin 2016 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davaya konu çekin 20/05/2016 tarihinde çekin birinci cirantası … San. Ltd. Şti.inden ticari alacağına karşılık … Tic. Ltd. Şti. nin teslim aldığı, davacı …’ın davalılar … ve … île cari hesap ve bir ticari ilişkisinin bulunmadığı, menfi tespite konu çekin davacı … ‘ın ortağı olduğu … Dış Tic. Ltd. Şti’nin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve ticari ilişki ( cari hesap) kapsamında Dava Dışı … Ltd. Şti.’ inden teslim aldığı, ciro silsilesinde yer alan …-…’le hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilince 18/05/2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan fotokopi belgede; dava konusu çekin ön ve arka yüzünün fotokopisinin yer aldığı, belgenin sağ üst köşesinde “…a teslim edilmek üzere …dan teslim aldım.” 20.05.2017 … imza şeklinde olduğu görülmüştür. Dava konusu çekin 31.10.2016 tarihli 7.000 TL bedelli keşidecisinin …, lehdarının …Ltd şirketinin, sonraki cirantaların …, …, …, davalı …, hamilin ise davalı … olduğu, çekin 08.11.2016 da ibraz edildiği, mahkemenin ödeme yasağı kararı nedeniyle işlem yapılamadığı, ancak hesapta bulunan 7.000 TL’nin bloke altına alındığının şerh edildiği görülmüştür. Mahkemenin, HMK’nın 125/a maddesi gereğince dava dışı …’ı dosyaya davalı olarak eklediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit, çekin iadesi, olmadığı takdirde çek bedelinin istirdadı taleplerine ilişkindir. Dava, başlangıçta … aleyhine açılmış, davalının çeki …’a verdiğini beyan etmesi üzerine davacı vekilinin davalının HMK 124.maddesi kapsamında değiştirilmesini aksi halde dava dışı …’a istirdat davası açılmak üzere süre talep ettiği, mahkemenin de HMK 125/a maddesi kapsamında ciranta …’ın dosyaya davalı olarak eklediği anlaşılmıştır. Yargılama sonunda davanın davalı … yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, … yönünden ise kabulüne karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davalı … vekili, çekin …’a iade edildiğini iddia ederek bir belge sunmuş olup, söz konusu bu iade belgesinin 17/05/2017 tarihli olduğu görülmüştür. Huzurdaki dava ise 08/12/2016 tarihinde açılmıştır. Dolayısıyla dava tarihi itibariyle davanın …’ya yöneltilmesinde usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı bu açıdan dava tarihi itibariyle davasını …’ya yöneltmekle haklıdır. Yargılama sırasında dava, … yönünden konusuz kalmıştır. Ancak mahkemece davanın bu davalı yönünden husumetten reddi bu yönden hatalıdır. Ayrıca az önce de belirtildiği üzere dava tarihi itibariyle davacı davasında haklı olduğundan davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir. Davacı vekili istinafında kendi lehlerine vekalet ücreti istemediğinden ve aynı dava sebebiyle … aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğinden yeniden kurulan hükümde davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Ayrıca … aleyhindeki hükme yönelikte herhangi bir istinaf talebi bulunamamaktadır. Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü, kısmen reddi gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2020 tarih, 2016/1189 E – 2020/239 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın davalı … yönünden KABULÜ ile, … Bankası A.Ş. Muş Şubesi’ne ait, 31/10/2016 keşide tarihli, … seri no’lu, 7.000,00 TL bedelli çek sebebiyle davacının 7.000,00-TL borçlu olmadığınının tespiti ile çekin davalıdan alınarak (istiradadı ile) davacı tarafa verilmesine, 4- İcra takibi bulunmaması nedeniyle İİK 72/5 mad.uyarınca davacı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davanın davalı … yönünden konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 6-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 478,17 TL nispi Karar harcından peşin alınan 119,55 TL’nin mahsubu ile bakiye 358,62 TL’nin davalı …’dan tahsili ile Hazineye irad kaydına, 7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T gereğince 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 8-Dava açılmasına davacı sebebiyet vermediğinden davalı … yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 9-Davacı taraf istinafında açıkça talep etmediğinden ayrıca aynı dava sebebiyle davalı … aleyhine davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden davacı yararına başkaca vekalet ücretine takdirine yer olmadığına, 10-Davacı tarafından yapılan 153,05 TL harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 216,70 TL tebligat ve tezkere giderleri olmak üzere toplam 1.169,75 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 11-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, 12-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 13-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 75-TL posta masrafı olmak üzere toplam 223,60-TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 15-İstinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/07/2022