Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1569 E. 2022/1606 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1569 Esas
KARAR NO: 2022/1606
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2017/495 E. – 2019/505 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Manevi Tazminat İstemli)|Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ: 28/04/2017
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; 1993 yılında kurulan müvekkili şirketin tekstil sektöründe birçok ilke imza attığını, Türkiye’de ilk defa kordoneli (fransız) dantel üretim parkurunu kurduğunu ve ürünlerine … markası ile birçok ülkeye ihracat yapmaya başladığını ve sektörün öncülerinden olduğunu, koleksiyonu genişleterek, makine parkurunu arttırarak devam ettiğini, Türk pazarında giyim, gelinlik ve ev tekstili sektöründe önde gelen yerel üretici, ihracatçı ve marka ile çalışan …’in, yurt dışı ve yurt içinde fuar organizasyonlarına katılarak satış ağını genişlettiğini, … markası ile … ev tekstili koleksiyonunu oluşturduğunu, müvekkilinin desen tasarımının … başvuru numarası ile tescil edilerek koruma altına alındığını, müvekkili şirket tarafından tamamen özgün bir şekilde geliştirilmiş, tasarlanmış, desen ve tasarımların davalı firma tarafından, izinsiz, lisanssız bir şekilde kullanıldığı, satışa arz edildiğinin tespit edildiğini, tescil numarası verilen müvekkiline ait özgün tasarımların davalı tarafından birebir aynısının ve benzerinin yapılması yolu ile taklit edilerek ve ticari amaçla kullanılarak satışa sunulduğunu, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/115 D.iş sayılı dosyası ile tespitinin yapıldığını, bu durumun müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek, endüstriyel tasarım tecavüzünün durdurulmasına, giderilmesine, tecavüz nedeni ile uğranılan zararın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat olarak davalıdan tahsil edilerek kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının rağbet gören ürünlerinin müvekkili tarafından Çin’de üretilerek kullanıldığını, bu kapsamda haksız kazanç sağlandığını iddia etmiş ise de, daha evvel izah edildiği gibi dava konusu yapılan tasarım tesciline konu desenlerin, davacının tescil tarihinden çok önce Çin’de yapılan fuar aracılığı ile müvekkili tarafından satım sözleşmesi kapsamında yurt dışından ithal etmiş olduğunun sunulan katalog aslı, satım sözleşmeleri ve gümrük beyannameleri ile de ispatlandığını, davacı-karşı davalının tescilinden çok evvel kamuya arz edilmiş olan iş bu desenlerin yurt içinde ve yurt dışında birçok firma tarafından da tekstil sektöründe güpür, barok ve apliklerde kullanıldığı, rönesans döneminden bu yana barok ve gotik sanatı ile yüzyıllardır anonim hale gelen detayların yenilik niteliğine ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadığının aşikar olduğunu, bu nedenle davacı-karşı davalı yanın hak sahipliği iddiasının hukuki korumadan yararlanması ve bu kapsamda açılan tazminat davasının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin geniş çalışma ağı çerçevesinde ve çalışma vizyonu kapsamında katıldığı yurt dışı fuarlarından birinde, dava konusu desenlerin bulunduğu güpür ve aplik ürünleri, davacı-karşı davalı yanın tescil başvurusundan çok daha önce 2014 ve 2015 yıllarından itibaren ithal ettiğini, ürünlerin ithalat beyannameleri ile ithal edildikleri tarihlerin açık olduğunu, bu hususta sözleşmelerin de sunulduğunu belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmisini istemiştir.
KARŞI DAVA: Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1988 yılında kurulduğunu ve “…” ibareli marka ile ev tekstili sektöründe faaliyet gösterdiğini, yurt içi ve yurt dışında bayi ve satış noktalarıyla ürünlerini satışa arzettiğini ve her geçen gün yelpazesini genişletme gayreti içinde olduğunu, davacı yan adına tescilli endüstriyel tasarım belgesine konu ürünlerin hukuken korumadan yararlanacak mahiyette olmadığını, mahkemenin 2016/115 D.iş sayılı dosyada yapılan tespitlerin kabulünün ve herhangi bir davada delil olarak kullanılması ve esas alınmasının mümkün olmadığını, davacının … numara ile tescil başvurusu yaptığı çoklu endüstriyel tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadığını, müvekkilinin davacının tescil tarihi olan 18/07/2016 tarihinden çok daha önce 2014 ve 2015 yıllarında, aynı güpür ürünlerini yurtdışından ithal etmiş olmakla birlikte, bahse konu ürünlerin yüzyıllardır ulusal ve uluslararası bazda tekstil sektöründe, alçıpan, ferforje sektöründe, mimari eserlerde kullanılagelmiş, bilenen ve kamuya arz edilmiş, anonim motiflerden oluştuğunu, tescile konu ürünlerin tamamına internet sitelerinde, kataloglarda, el işlerinde, turistik ve tarihi mekanlarda rastlamanın mümkün olduğunu, müvekkilinin davacıdan önce kurulmuş sektördeki en köklü firmalardan biri olup, dava konusu yapılan tasarım tesciline konu desenleri davacının tescil tarihinden çok önce yurt dışından ithal ettiğini, davacının tescile konu ürünleri Türkiye’de ilk kez kullanan firma olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, güpür ve barok sektöründe ithalat açısından önce gelen ülkelerden birinin Çin olduğunu, dava konusu desenlerin davacının tescilinden çok daha önce Çin’de bulunan …Ltd. Şirketi tarağından üretildiğini ve kamuya arzedildiğini, müvekkilinin bu şirket ile davaya konu ürünlerin satın alınmasına ilişkin 15/12/2014 ve 28/04/2015 tarihli satım sözleşmeleri akdedildiğini ve bahse konu ürünlerin müvekkilince 2014 yılında Türkiye’ye getirilip piyasaya sürüldüğünü, davacının da bu durumu bildiğini kötü niyetli olarak haksız kazanç elde etmek amacıyla kendisine ait olmayan ve hiçbir yeni özellik eklenmemiş olan modelleri ulusal veya uluslararası fuarlardan temin edip, tescil başvurusu yaparak piyasada bu işi yapan firmalardan maddi gelir elde etmek niyetinde olduğunu belirterek, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı davaya ilişkin; davaya konu davacı-karşı davalıya ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadığını, davacı-karşı davalının tescile konu ürünleri ilk kez kendisi tarafından piyasaya sunulduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı-karşı davalının tescil başvurusundan çok daha önce 2014 ve 2015 yıllarında Çin menşeli … Ltd. firmasına ait 01/05/2015-05/05/2015 tarihli “… LTD.” adlı katalogunda yer aldığını, müvekkilinin bu kapsamda ürünleri 2014 ve 2015 yılında Çin’den ithal ettiğini ve Türkiye’de piyasaya sunduğunu, davacı-karşı davalının ürünleri ile müvekkilinin satın aldığı güpür ürünlerinin karşılaştırılması neticesinde bilgilenmiş kullanıcıyı etkileyecek bir farklılık olmadığını, internet üzerinde yapılacak araştırmada davacı-karşı davalının adına tescilini sağlayama çalıştığı ürünlerin yüzyıllardır bilinen ve yenilik yaratmayan, hiçbir ayırt edicilik içermeyen motifler olduğunun anlaşılacağını, güpürlere konu detayların Rönesans Dönemi’nden bu yana başlayan barok ve gotik sanatı ile yüzyıllardır tekstilden ve alçıpana, ferforjeden mimariye birçok farklı sektörde kullanılan desenler olduğunu belirtmiş asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilerek davacı-karşı davalı adına kayıtlı … tescil nolu 03, 05, 06, 09, 19, 21, 25, 26, 27, 28, 29 no.lu endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ürünlerini Türkiye’de ürettiğini, davalı yanın belirttiği üzere ürünlerine Çin’den ithal ettiğini, davalı firma gibi çalışan firmaların tüketici tarafından rağbet gören diğer firmalara ait modelleri Çin, Hindistan gibi ülkelere götürüp burada üretim gerçekleştirdiğini ve yurt içinde bu ürünü tüketiciye daha uygun fiyata sattığını, izlenilen bu yöntemin müvekkili gibi yatırım ve arge çalışması yapan işletmeleri zor durumda bıraktığını, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/115 D.iş sayılı dosyası ile yapılan tespitin hukuk kuralları çerçevesinde ve usule uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini, raporda davalı tarafın müvekkiline ait tescilli tasarımları müvekkilinin rızası dışında satışa arz ettiğinin gösterildiğini, davalı yanın tespit sonrası elde edilen ürünlerin 2014 ve 2015 yıllarında Çin’den getirildiğini iddia etse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davalının Çin’de üretim yapmasının üretimi olmadığı anlamına gelmeyeceğini, ürünlerin 2014 ve 2015 yıllarında Çin’den getirilmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu ürünlerin 2016 yılı Aralık ayına kadar satılmayıp davalı iş yerinde bulunmasının mümkün olmadığını, davalının müvekkilinin tasarımlarının taklitlerini üretip satışa sunduğunu, müvekkili ile davalıya ait tasarımların birbirine iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu ve tüketiciler nezdinde karşı tarafa ait mal ve hizmetlerin müvekkiline ait olduğu yanılgısı yaratağını belirterek, karşı davaya ilişkin beyanlarında; davalı tarafça delil olarak gösterilen … Ltd’ne ait olduğu iddia edilen katalogların incelenmesinde yılının belli olmadığını, bu aşamada sunulmasının yeni ve güncel olduğu ihtimalini kuvvetlendirdiğini, müvekkiline ait tasarımların …, … ve … tarafından tasarlandığını ve davalı yanın yenilik vasfına haiz olmadığı iddiasının asılsız olduğunu, davalı-karşı davacının gerçek dışı iddialara dayanan hükümsüzlük davası ile mevcut haklı taleplerinin önüne geçmeyi, kanun arkasından dolaşarak haksız menfaatlerini sürdürebilmeyi amaçladığını, davalı-karşı davacı tarafından gerçekleştirilen tecavüz eyleminin tespit edildiğini, müvekkiline ait olan tasarımların aynısının ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin herhangi bir izne dayalı olmaksızın haksız bir şekilde tasarım hakkı ihlal edilmek sureti ile üretilerek piyasaya sunulduunu ve tespit edilen yirlerde sergilendiğinin tespit edildiğini, davalı-karşı davacının müvekkili tarafından tescil edilmiş tasarımlardan haksız kazanç elde etmek istediğini bilerterek asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03.12.2019 tarih ve 2017/495 Esas – 2019/505 Karar sayılı kararıyla; “Tüm dosya kapsamı alınan bilirkişi raporları ve deliller bir bütün olarak mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; bilirkişi raporuyla tespit olunduğu üzere her ne kadar davalı taraf adresinde tespit edilen dantel ürün görsellerinin, davaya konu davacı tarafa ait …, 05, 21, 27, 28 sıra nolu dantel tasarımlarına ayniyet derecesinde benzer olduğu anlaşılmış ise de davacı-karşı davalıya ait …-03, 05, 06, 09, 19, 21, 25, 26, 27, 28 ve 29 nolu dantel tasarımlarının tescil tarihi itibarı ile yeni ve ayırt edici olmadığı, her ne kadar davacı karşı davalı davalı karşı davacı tarafından sunulan delillerde yer alan bir kısım ürünlerin kendisi tarafından satıldığı, kendi müşteri olduğu iddiasında bulunmuş ise bunu ispata yeter delil sunulmadığı şu hale göre asıl davaya konu tasarımlar yönünden hükümsüzlük şartlarının oluştuğu tecavüze yönelik iddiaların dinlenilemeyeceği anlaşılmakla asıl davanın reddine sübut bulan karşı davanın kabulü ile davacı karşı davalı adına tescilli 2016 05102 nolu çoklu endüstriyel tasarımlardan 03, 05, 06, 09, 19, 21, 25, 26, 27, 28 ve 29 nolu endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı-karşı davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkeme kararının delillerin hukuki nitelendirilmesi açısından hatalı olduğunu, katalogların hukuki bir delil olması için katalogların hangi matbaada ve kim tarafından basıldığını, fatura tarihini, fatura numarasını ve kaç adet basıldığını belirleyecek belgeler de mevcut olması gerektiğini, oysa bu belgelerin olmadığını, ayrıca bu kataloğun baskı tarihinin de bulunmadığını, katalogdaki tarihlerin sonradan da yazılabileceği sayın mahkeme tarafından düşünülmediğini, Kabul ettiğimiz anlamına gelmemek kaydı ile davaya konu 11 adet tasarımın 8 tanesinin bu katalogda yer alan tasarımlara benzer olduğu ifade edilen kararda sonuç itibari ile tüm tasarımların hükümsüzlüğüne karar verildiğini, yine bu katalogda bulunan ürünlerin hangi firmadan temin edildiğine ilişkin de bir delilin bulunmadığını, Mahkemece delil kabul edilen ikinci kataloga konu ürünlerin müvekkil tarafından satıldığını, katalog tarihinin müvekkilin tasarım tescilinden 6 ay öncesi olduğunu, müvekkilin o tarihte ürünlerini piyasaya çıkarıp satış yapmaya başladığını, SMK. 57/2.maddesi gereğince 12 aylık sürenin de geçmediğini, mahkemece delil kabul edilen diğer kataloglarda da benzer durumun bulunduğunu, Alınan bilirkişi raporlarında ayırt edicilik özelliği yönünden niteliksel bir incelemenin yapılmadığını, tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliği incelenirken özellikle ayırt edicilik özelliğinin yırt edicilik testinde detaylı ve niteliksel bir incelemeye tabi tutulması gerektiğini, Tasarımların kıyaslanmasında ayırt edicilik özelliğinin incelenmesinde bilgilenmiş kullanıcı gözü ile inceleme yapılmadığını, bu incelemenin ancak tasarımcı, hukukçu ve ilgili sektörden bilgilenmiş bir kullanıcıdan oluşacak bilirkişi heyeti ile yapılabileceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/115 D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; talep eden davacı karşı davalı adına … no ile tescilli çoklu tasarımlardan 03, 05, 21, 27, 28 nolu çoklu tasarımlara benzer ürünlerin davalı karşı davacıya ait iş yerinde tespit edildiği, bilirkişilerce aleyhinde delil tespiti istenen … San. Ltd. Şti’ne ait işyerinde bulunan ürünler ile …-…, …-…, .-…, …-…, …-… nolu tasarım tescilli ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, …-… nolu tescilli tasarımın benzerinin … Tic. ve San. Ltd. Şti’ne ait ürün katalogunda yer aldığı, … nolu 03, 05, 21, 27, 28 nolu çoklu tasarımlar için tespit edilen dantel/güpür ürünlerin ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu yönünde kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır. *Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde; … tescil nolu ve 03, 05, 06, 09, 19, 21, 25, 27, 28, 29 sıra nolu desen adlı tasarımların 05-02,32-00 lokarno sınıfında, 18/07/2016 tarihinde davacı karşı davalı … adına tescil edildiği anlaşılmıştır. *Mahkemece alınan raporda bilirkişilerin, esas dava yönünden; dava konusu olan ve işyerine ait 2 ayrı adreste tespit edilen dantel ürün görsellerinin, davacıya ait … – 03, 05, 21, 27, 28, sıra nolu dantel tasarımlarına ayniyet derecesinde benzer olduğu, davacıya ait … nolu tasarımların tescilli olduğu ve tescillerinin devam ettiği, dosyada hükümsüz olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, Karşı Dava Yönünden; davalı-karşı davacı … Tic. ve San. Ltd. Şti’ne tarafından hükümsüzlüğü talep edilen; … – 03, 05, 06, 09, 19, 21, 25, 27, 28, 29 sıra nolu tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı, tescilli güpür, bordür dantellere ait ayniyet derecesinde benzer ürün görsellerinin davalı tarafından ibraz edilen ve delil niteliği taşıyan 3 adet katalog ve 1 adet internet sitesi içerisinde davacının tescil tarihinden önce yayınlandığı, bu tasarımlar yönünden hükümsüzlüğünün talep edilebileceği, … sıra nolu tasarımların yeni ve ayırt edici olduğu, davalı karşı davacı tarafından sunulan delil katalog içerisindeki dantel görselinin tescilli tasarıma benzemediği, dolayısıyla hükümsüzlük şartının oluşmadığı, hususlarında tespit ve görüşlerini bildirdikleri anlaşılmıştır. *Mahkemece alınan ek raporda bilirkişiler, karşı dava yönünden … -03, 05, 06, 09, 19, 21, 25, 26, 27, 28, 29 sıra nolu tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı, tescilli güpür, bordür dantellere ait ayniyet derecesinde benzer ürün görsellerinin davalı tarafından ibraz edilen ve delil niteliği taşıyan 3 adet katalog ve 1 adet internet sitesi içerisinde davacının tescil tarihinden önce kamuya sunulmuş olduğu, esas dava yönünden kök raporda belirtildiği gibi, dava konusu olan ve işyerine ait 2 ayrı adreste tespit edilen dantel ürün görsellerinin, davacıya ait …- 03, 05, 21, 27, 28 sıra nolu dantel tasarımlarına ayniyet derecesinde benzer olduğu, tespit ve görüşleri bildirmişlerdir.
GEREKÇE: Dava; asıl davada davacının endüstriyel tasarım haklarına tecavüzün durdurulması, giderilmesi ve maddi – manevi tazminat; karşı davada tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… ASIL DAVA YÖNÜNDEN: Davanın reddine; KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: Karşı davanın kabulü ile: Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde davalı adına tescilli … nolu çoklu endüstriyel tasarımlardan 03, 05, 06, 09, 19, 21, 25, 26, 27, 28 ve 29 nolu endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı – karşı davalı vekili tarafından sadece karşı dava yönünden istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek ve asıl dava yönünden istinaf istemi bulunmadığından, inceleme karşı dava ile sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarının denetime elverişli olduğu, tasarımların yenilik ve ayırt edicilik incelemelerinin yapıldığı ve mahkemece bu raporlara itibar edilerek hüküm kurulmasında isabetsizlik görülmeyerek, davacı – karşı davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 161,40 (80,70×2) TL harçtan, peşin alınan 108,80 (54,40×2) TL harcın mahsubu ile bakiye 52,60 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2022