Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1567 E. 2022/1619 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1567 Esas
KARAR NO: 2022/1619 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2020
NUMARASI: 2017/388 E. – 2020/89 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye’de mühendislik üzerinde bilgisayar yazılımı üreten sayılı firmalardan biri olduğunu, müvekkilinin lisans hakkı kendisine ait olan … isimli bilgisayar yazılımının FSEK mevzuatı uyarınca eser sahibi olduğunu, … markasının TPE nezdinde de marka olarak tescilli olduğunu, Mahkemenin 2016/42 D.iş sayılı dosyasından 16/05/2016 tarihinde yapılan tespit ile, bir adet bilgisayarda müvekkilinin hak sahibi olduğu … programının lisanssız olarak yüklü ve kullanılmakta olduğu ve programlar üzerinde …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … modüllerinden oluşan 19 adet modülün lisanssız olarak korsan diye tabir edilen biçimde yüklendiği ve kullanıldığının tespit edildiğini, davalı şirket yetkilisi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu ve … sayısı ile soruşturmanın devam ettiğini beyanla; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 16.000,00 TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 16.09. 2019 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat istemini 65.250 TL olarak artırmıştır.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, zira söz konusu davada yetkili mahkemenin HMK’nın 6. maddesi hükümleri gereği davalılardan birinin ikametgahı Mahkemesi olduğunu, müvekillerinden …’ın ikamet adresinin Zeytinburnu olduğunu ve her iki müvekkili yönünden de yetkili mahkemenin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca her iki davalı için de husumet yokluğu bulunduğunu, davacı yana ait … isimli programın müvekkili firmaya ait hiçbir bilgisayara hiçbir şekilde yüklenmediğini ve hiçbir şekilde müvekilleri tarafından kullanılmadığını, müvekkilinin şirket adresine tespit için gidildiğinde tutulan tutanaktan da açıkça görüleceği üzere, müvekkili şirkete ait dört adet bilgisayarda, davacıya ait yazılımın yüklü olmadığının tespit edildiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/02/2020 tarihli 2017/388 E. – 2020/89 K. sayılı kararıyla; “…Ceza yargılamasındaki beraat kararının delil yetersizliğinden dolayı verildiği, hukuk hakiminin beraat kararı ile bağlı olmadan hukuk yargılamasında sunulan iddia ve savunmalara göre bir inceleme yapacağı,… Tespit tutanağında tespit yapılan yerde 1 adet bilgisayarda davacı şirkete ait yazılımların çalışır vaziyette kurulu olduğu ve izinsiz ve lisansız şekilde kullanıldığı tespit edildiği,…Davalı tespit yapılan bilgisayarın şirkete ait olmadığını çalışan …’ye ait olduğunu bu nedenle husumetten davanın reddinin gerektiğini bildirmişlerse de; davacının yazılımlarının şahsi kullanıma uygun yazılımlar olmayıp davalının iş yerinde bulunmuş olup, öte yandan ticari hayat gerekliliklerine göre şirket çalışanının davalı şirketin bilgisi haricinde bu programları işyerinde bulunduramayacağı, FSEK 66. maddenin 2. fıkrasına göre “Tecavüz, hizmetlerinin ifa ettikleri sırada işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılır.” düzenlemesi de gözetildiğinde davalıların tazminat sorumluluğunun bulunduğu . ..Hükme esas alınan ek bilirkişi raporu, FSEK 66/4 ve 68. madde düzenlemeleri karşısında, davacı ihlal eyleminin işleniş biçimi, işyerinde yürütülen işlerin niteliği itibariyle, davacı yazılımlarından ve lisanslı kullanım gerekliliğinden haberdar olunduğu halde, lisans alınmadan gerçekleştirilen kullanımların boyutu ve davalının kusurunun ağırlığına, üç kat tazminatın somut olayda fahiş olarak değerlendirilemeyeceğinin kabul edilmesine göre, koşulları bulunduğundan, ihlal edilen hakların mutat bedelinin 3 katı oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği” gerekçesiyle; FSEK 68. maddeye göre bilirkişilerce hesaplanan rayiç bedel 21.751.70 TL olmakla bu bedelin3 katı olan 65.255. TL olarak tespit edilmişse de talep ile bağlılık kuralı gereğince 65.250 TL nin programın bilgisayara yüklenme tarihi olan 18.3.2016 tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin davacının 16.000 TL tazminat talebiyle bağlı olması gerekirken, talep dışına çıktığını. -Dava konusu fiile ilişkin … hakkında açılan ceza davasında beraat kararı verildiğini, ceza mahkemesi kararının yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedenine dayandığını, her Ceza Mahkemesi kararı, hukuk hakimini bağlamaz ise de; yargıda birlik olması ve yargı kararlarının çelişkiden uzak olması amacı doktrinde ve yargısal uygulamalarda iki mahkemenin kısmen de olsa birbirleri ile bağımlı olduklarının kabul edildiğini, hukuk hakiminin ceza mahkemesince verilen suçun fail tarafından işlenmediği yönündeki olguyu saptayan beraat kararı ile bağlı olduğunu, atılı suçun müvekkili tarafından işlendiği tespit edilmeden tazminat sorumluluğunun müvekkiline yüklenemeyeceğini. -Programın yüklü olduğu iddia olunan bilgisayarın müvekkili şirkete ait olmadığını, bu iddialarına ilişkin delillerinin toplanmadığını, tespit raporunun müvekkillerine tebliğ edilmediğini, müvekkili şirkete ait bilgisayarlarda program yüklü bulunmadığını, müvekkilinin (işyeri şantiye olduğundan, çalışanlar gece gündüz orada kaldığı için) bir çalışanına ait bilgisayarda programın tespit olunduğunu, bilgisayarın tespit anında açık olmadığından şifresinin çalışandan telefon ile alındığını, tanıklarının dinlenmediğini.-Müvekkili tarafından elde edilen bir kazanç veya davacının maddi ve manevi haklarına yönelik tecavüz bulunmadığını, davalı şirketin söz konusu iş için lisanslı program satın aldığını, faturasını sunduklarını. -Sorumluluğun doğması için, tecavüzün hizmetlerin ifası sırasında olması gerektiğini, …’nin bu programa ilgi duyduğunu ve öğrenmek amacıyla kendi bilgisayarında bulundurduğunu açıkça beyan ettiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını. -Bilirkişi raporunda objektif kriterlere dayanılmadığını, teklif alınan/kriter kabul edilen program ile kullanıldığı ileri sürülen programın aynı olmadığını, bilirkişinin maili üzerine davacının kendi dosyası için rayiç bedel bildiriminde bulunduğunu, davacıdan teklif alınarak hazırlanan rapor ve tespitin hatalı olduğunu, teklif alınan yazılım 7.7 sürümü olduğunu oysa … yazılımının yüklü olduğunu, başkaca şirketlerden programların fatura bedellerinin istenilmesini talep etmelerine rağmen delillerinin toplanmadığını. -Hükmedilen bedellerin fahiş olduğunu, davacıyı keyfi olarak zenginleştiren, davalıyı yıkıma sürükleyen sonuçlar doğuracağını, programın internet ortamında kolayca bulunabilen çok kişi tarafından indirilip kullanılan bir program olduğunu, davacının önlem almadan tazminat talepli davalar açmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu. -Tazminat tespitinde satış bedeli değil kiralama bedelinin dikkate alınması gerektiğini. -Talep haksız fiilden kaynaklandığından reeskont faizi değil yasal faiz uygulanması gerektiğini , başlangıç tarihi olarak da talep tarihinin dikkate alınması gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 16.000 TL tazminat talepli kısmi dava açtıklarını, taleplerini 16/09/2019 tarihli dilekçeyle ıslah yoluyla arttırdıklarını, dilekçelerinde FSEK 68. Maddeye dayandıklarını açıkça belirttiklerini. -TBK 74. Madde de “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.” hükmünün düzenlendiğini, ceza mahkemesinin kararının hukuk hakimini bağlaması için, fiilin işlenmediğinin ya da sanık tarafından işlenmediğine ilişkin beraat kararı olması gerektiğini, ceza mahkemesinin suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin sabit olmaması nedeni ile hatalı bir karar verdiğini, davalı şahsın ceza almamasının, hukuken sorumlu olmadığı anlamına gelmeyeceğini.-Programın yüklü olduğu bilgisayarın şantiyenin teknik ofis odasında tespit edildiğini, bilirkişi raporunda “…” yazılımının 18.03.2016 tarihinden itibaren dava konusu bilgisayarda kurulu bulunduğu, lisanssız olarak kullanıldığı ve … programı ile hazırlanmış birçok “…” uzantılı dosyanın hazır bulunduğu, arşivlendiği ve yedeklerinin tutulduğu, dosyaların davalı işyerinin ticari işleriyle alakalı olduğunun tespit edildiği, bilgisayarın çalışanın şahsi kullanımına ait olduğu savunmasının somut olgularla bağdaşmadığını.-Herhangi bir zarar meydana gelmediği ileri sürülmüşse de, FSEK 22. madde kapsamında çoğaltma hakkının ihlali için programın yüklü ve çalışır durumda olmasının yeterli olduğu, tespit tutanağı ile müvekkili şirket yazılımlarının davalıya ait bilgisayarda yüklü ve çalışır durumda olduğunun tespit edildiği, FSEK 38/2-7 hükmü gereği şahsi kullanım istisnasının bilgisayar programına uygulanmayacağını. -Telif tazminatı belirlenirken “varsayımsal sözleşme” gereği müvekkili şirketin satış politikası ve fiyat listelerinin esas alındığını, Anayasa’nın ölçülülük prensibinin ihlal edildiği ileri sürülmüşse de FSEK 68. Maddeye göre hükmedilen bedelin bir tazminat değil medeni ceza olduğunu, bu nadanla keyfi zenginlikten bahsedilemeyeceğini. -Müvekkilinin programının kiralanmadığını, satıldığını, kiralama bedelinin dikkate alınması talebinin yerinde olmadığını beyanla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul 3. FSHHM’nin 2016/42 D.İş. Sayılı dosyasında, ..Ltd.Şti. Bilgisayarlarında inceleme yapıldığı, bilgisayarlardan biri üzerinde … 5.1 yazılımının yüklü olduğunun tespit edildiği, yazılımın bilgisayara 18/03/2016 tarihinde kurulduğunu, programın tüm fonksiyonlarıyla çalışır durumda olduğu, deneme/demo veya öğrenci sürümü olmadığı … programı ile hazırlanmış birçok “…” uzantılı dosyanın hazır bulunduğu, arşivlendiği ve yedeklerinin tutulduğu, dosyaların davalı işyerinin ticari işleriyle alakalı olduğunun tespit edildiğinin beyan edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince Bilirkişiler … ve … ‘dan alınan 24/04/2019 tarihli raporda; lisans olmaksızın bir bilgisayarda … yazılımının yüklü olmasının davacının haklarını ihlal olduğu, … yazılımının rayiç bedelinin; … GIS : 12300 TL,.. : 9650 TL, …P: 9650 TL, …: 13650 TL, Toplam: 45250 TL+KDV olduğunun tespit edildiği beyan edilmiştir. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazında, rayiç bedelin öğrenilebilmesi için … firmasından teklif alınması ve buna göre bedel belirlenmesinin hatalı olduğunu, kabul etmediklerini, müvekkili şirketin verdiği fiyat teklifinin 2019 yılına ait olduğunu oysa davalı bilgisayarında yazılımların yüklenme tarihinin 18/05/2016 tarihli tespit raporunda, 18/03/2016 tarihi olarak belirlendiğini, bu tarih esas alınarak 2016 fiyat listesine göre hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinin satış politikasına göre, satış yapılırken her bir yazılım ve modül için belli oranlarda indirim uygulandığını, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenerek 2013-2017 yılları için tüm satışları değerlendirilerek, genel uygulama haline gelen indirim oranları tespitini içeren uzman görüşü sunduklarını buna göre olması gereken hesaplamanın 2016 fiyat listesine göre…. Toplam 21.751,70 TL olduğunu, ek rapor alınmasını talep ettiklerini beyan etmiş, itiraz dilekçesi ekinde 30/05/2018 tarihli “Lisans Satışlarında Uygulanan İskonto Oranının Tespiti” konulu Yeminli mali bilirkişilik raporunu sunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili de bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ibraz etmiştir. Bilirkişiler … ve … 29/08/2019 tarihli ek raporlarında; kök rapordaki değerlendirmelerde değişiklik olmadığı, davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği yazılım raiç bedeli ile ilgili doğru hesaplamanın; … : 5.942,20 TL,…: 4.851,00 TL …: 4.332,00 TL,…: 6.737,50 TL,Toplam: 21.751,70 TL olduğunun tespit edildiğini bildirmişlerdir. İstanbul 1.Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2016/276 esas- 2018/462 karar sayılı dosyasında; İstanbul C.Başsavcılığı’nın 06/09/2016 günlü iddianamesi ile açılan dava nedeniyle Sanık … hakkında yazılımları izin almaksızın kullanıldığı iddiasıyla, 5846 sayılı Yasanın 5728 sayılı Yasayla değişik 71/1 ve TCK.nun 53/1.maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle dava açıldığı, sanık … hakkına BERAAT kararı verildiği, istinaf başvurusundan sonra davalılar vekili tarafından İstanbul BAM 15. Ceza Dairesi’nin 28/02/2020 tarihli, 2019/881 E-2020/941 K sayılı kararıyla, katılan …. Vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Sanık …’ın ceza yargılaması sürecindeki savunmasında; Suçlamayı kabul etmediğini, ortağı ve temsil yetkilisi olduğu ” … Ltd. Şti.” nde suç günü yapılan tespitte hazır bulunduğunu, şirket kullanımında olan bilgisayarlar incelendiğinde izinsiz yazılım bulunduğunun tespit edilemediğini, çalışanlardan …’ye ait bilgisayarın incelenmek istenildiğinde kapalı durumda olması ve adı geçenin yıllık izinde bulunduğundan kendisini cep telefonundan aradığını, yaptığı görüşmede bilgisayarın açılış şifresini öğrendiğini ve bilgisayarın bu şekilde açılmasından sonra yapılan incelemede şikayete konu yazılımın bilgisayarda yüklü olduğunun tespit edildiğini, söz konusu bilgisayarın …’nin kişisel bilgisayarı olduğunu ve şantiyede çalıştığından, aynı yerde yatıp kalktığından ve kişisel bilgisayarı da diğer özel eşyaları ile birlikte bulunduğunu, …’ye ait kişisel bilgisayarda şikayete konu yazılımın kurulu olduğunu bilmediğini beyan etmiştir. Ceza yargılamasında Tanık olarak dinlenen … beyanında: Suç tarihinde Hasdal – Okmeydanı – Tem Otoyolu bağlantı yollarında köprülü kavşak bağlantı yolları yüklenici firması … Yapı isimli firma olduğunu, çalışanı olduğu “… Ltd. Şti.”nin ise alt yüklenici firma olduğunu, … … Yapı isimli firmadan alt yüklenici olarak işi alan ve yapım işinin tamamını gerçekleştirecek bir firma olduğunu, 2012 yılı Ocak ayından itibaren… çalışanı olduğunu, 2014 yılı Ağustos ayından itibaren … Kağıthane’de bulunan Karayolları … Bölge Müdürlüğünün karşısındaki alanda şantiye binasının kurulduğunu, şantiye binası olarak prefabrik inşaa edilmiş ve büro hizmeti yapılan bir adet bina dışında çalışanların kalması için üç ayrı konteyner bulunduğunu, suç tarihinde … 15 -20 kişinin çalıştığını ve çalışanlardan 5-6 kişinin konteynerlerde kalmakta olduğunu, kendisinin de başka bir kalacak yeri olmadığından çalışma sürenin bitiminde konteynerde kaldığını, 29/04/2011 tarihinde “… Mahallesi … Caddesi … Karşısı No:.. BİNGÖL” adresinde bulunan … isimli şahıstan … marka bir adet diz üstü bilgisayarı fatura karşılığında satın aldığını, ancak faturasını muhafaza etmediğini ve ibraz edemediğini, suçlamaya konu “… 5.1” isimli yazılımın suç tarihinin yaklaşık sekiz ay kadar öncesinde internet ortamından korsan olarak bilgisayarına kurulumunun yapıldığını, söz konusu programın … İnşaatın üstlendiği işlerde kullanılabilecek bir program olduğunu, çalıştığı işe ait projenin Autocad programı olduğunu ve Autocad programının suçlamaya konu … programına dönüştürülebildiğini, Autocad programını tamamen deneme amaçlı olarak izinsiz kurulumunu gerçekleştirdiği … isimli programına dönüştürdüğünü, bunu sadece öğrenme amaçlı olarak gerçekleştirdiğini, şirketin bir yararının söz konusu olmadığını, sözünü ettiği dönüşüm işleminden sadece aynı yerde mühendis olarak çalışan …’a söz ettiğini, … dışında başka bir kimsenin gerçekleştirdiği bu dönüşümden haberinin olmadığını, belirttiği gibi deneme amaçlı yaptığı bu işlemin şirket faaliyetlerinde herhangi bir biçimde kullanılmadığını, suç tarihinde izinli olarak Bingöl’de bulunduğunu, tespit için şantiyeye gelinmesi üzerine cep telefonundan sanık … ile …’ın kendisini ayrı ayrı aradıklarını ve şantiyede bıraktığı bilgisayarın şifresini istediklerini, nedenini sormaksızın bilgisayarının şifresini bildirdiğini, yaklaşık bir saat sonra …’ı arayarak şifresi isteme nedenini sorduğunda mahkemece tespit işlemi için gelindiğini ve izinsiz kurulum yaptığı … programının tespit edildiğini bildirdiğini, …’ın bilgisayarın şifresini vermemesi halinde görevliler tarafından bilgisayarının götürülmesinin sözkonusu olabileceğini belirttiğini, işinden bir hafta izinli olarak ayrıldığını ve iznini geçireceği köyde internet bağlantısı olmadığından kişisel bilgisayarını beraberinde Bingöl’e götürmediğini, söz konusu bilgisayarın geceleri kaldığı ve istirahat süresini geçirdiği konteyner dışında zaman zaman ofis bölümünde de bulunmakta olduğunu, izin dönüşünde konuyla ilgili tarafına ayrıntılı bilgi verildiğini ve izinsiz kurulumunu yaptığı … programını sildiğini, … isimli programın kurulumundan sadece aynı yerde çalıştığı mühendis …’a söz ettiğini, şirket yetkilisi olan sanık …’a bu konuyla ilgili olarak herhangi bir bilgi vermediğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Tanık … ceza mahkemesindeki beyanında: Altı yılı aşkın süredir … isimli firmada harita mühendisi olarak çalıştığını, adı geçen firmanın yüklenici firma olduğunu, Köprülü Kavşak Bağlantı Yollarının yapım işinde suç tarihinde çalışmakta olduğunu, çalışmaların Karayolları 1.Bölge Müdürlüğü karşısında bulunan şantiye binasında sürdürüldüğünü, Karayolları tarafından ihaleye çıkarılan işin bir proje firmasınca projelendirildiğini ve uygulamasının ise başka bir şirket tarafından gerçekleştirildiğini, çalışanı olduğu … Yapı’nın uygulamacı bir firma olduğunu ve alt yüklenici olarak işi … isimli firmaya verdiğini, şantiye binası olarak büro hizmetlerinin yürütüldüğü bir prefabrik yapı dışında bir kısım çalışanların kaldığı üç tane konteynerin bulunduğunu, sanık …’a alt yüklenici olan …’nın yetkilisi olduğunu ve anlatımı alınan …’nin aynı firmada topograf olarak çalıştığını, suçlamaya konu … 5.1 isimli programın şirketler tarafından lisanslı olarak kullanılması gereken bir program olduğunu, ancak internet ortamında sözkonusu programın korsan olarak bulunduğunu, yapılan işte uygulanmakta olan projenin Autocad olarak hazırlandığını ve … olarak kullanılmasında bir zorunluluk olmadığını, …’nin topograf olduğundan … isimli programın onun çalışmalarında yararlanabileceği bir program olduğunu ve kişisel bilgisayarında … programının kurulumunun olduğunu bildiğini, tespit günü izinsiz kurulum tespit edilen dizüstü bilgisayarın sahibi olan …’nin izinde bulunduğunu, gelen görevlilerce …’ye ait dizüstü bilgisayarın incelenmek istenildiğinde kendisinin ve sanık tarafından …’nin cep telefonundan arandığını ve kişisel bilgisayarın açılış şifresinin istenildiğini, …’nin şifreyi bildirmesi üzerine incelendiğinde şikayete konu … isimli yazılımın izinsiz kurulumunun bulunduğunun tespit edildiğini ve buna ilişkin tutanak düzenlendiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Dava, FSEK’in 68. Maddesi uyarınca açılan tazminat davasıdır. Davacı taraf, davalının müvekkiline ait yazılım ve modüllerinin izinsiz olarak bilgisayara yüklenerek kullanıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Davalılar vekilinin programın yüklü olduğu bilgisayarın müvekkiline ait olmadığını, …’ye ait olduğunu, müvekkiline ait bilgisayarlarda programın yüklü olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İstanbul 3. FSHHM’nin 2016/42 D.İş. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, inceleme yapılan bilgisayarda … 5.1 yazılımının, 18/03/2016 tarihinde kurulduğu, … programı ile hazırlanmış birçok “…” uzantılı dosyanın hazır bulunduğu, arşivlendiği ve yedeklerinin tutulduğu, dosyaların davalı işyerinin ticari işleriyle alakalı olduğunun tespit edildiğinin beyan edildiği anlaşılmışsa da, tespit raporundaki ekran görüntüsünden, şirketin ticari işleriyle ilgili olduğu beyan edilen dosyaların değiştirme tarihinin 08/06/2015-06/10/2015 tarihleri arasında olduğu, yedekleme tarihlerinin de 2015 yılına ait olduğu, bu durumda dosyaların, uyuşmazlık konusu yazılımın bilgisayara kurulma tarihinden önce kaydedildiği sonucuna varılacaktır. Davalı … hakkında İstanbul 1.Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2016/276 esas- 2018/462 karar sayılı kararıyla, beraat kararı verildiği ve kararın istinaf mahkemesi tarafından onandığı anlaşılmıştır. TBK 74. Madde gereğince beraat kararı hukuk mahkemesi tarafından bağlayıcı değilse de, ceza mahkemesince tespit edilen maddi vakıalar delil olarak değerlendirilebilecektir. FSEK 66/2-3 maddesinde “Tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılabileceği” hükmü düzenlenmiştir. Tespit dosyasında tutulan 16/05/2016 tarihli tutanakta da; teknik ofiste kapalı halde bulunan dizüstü bilgisayarın, şirket yetkilisi ve çalışanı tarafından, çalıştığı zamanlarda kalacak yeri olmadığı için şantiyede kalan, tespit tarihinde köyde izinde olan …’nin şahsi bilgisayarı olduğunun beyan edildiği, ceza mahkemesinde alınan tanık ifadeleri ile bu hususun doğrulandığı, …’nin köyde internet çekmediğinden bilgisayarını götürmediğini, tespit sırasında bilgisayarın açılış şifresinin telefonla öğrenildiğini beyan ettiği, ilk derece mahkemesince, kişisel bilgisayarın izinli olduğu dönemde yanında götürülmesinin kural olduğu, beyanların hayatın olağan akışıyla örtüşmediği şeklindeki gerekçesi somut olayın özellikleri göz önüne alındığında isabetli görülmemiştir. Şantiyede masada kapalı halde bulunan ve şifresi bilinmeyen dizüstü bilgisayarda yüklü … programının, çalışabilir halde bulunduğu anlaşılıyorsa da, davacı yazılımının bilgisayara 18/03/2016 tarihinde kurulduğu, bilgisayarda kayıtlı dosyaların ise 08/06/2015-06/10/2015 tarihleri arasında olduğu, davalı şirket ya da çalışanı tarafından hizmetin ifasında kullanıldığının ispatlanamadığı anlaşılmakla, FSEK 66/2-3 maddesi gereğince, çalışanın şahsi bilgisayarında yüklü program nedeniyle davalıların sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılarak davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalılar vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 19/02/2020 tarihli 2017/388 E. – 2020/89 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın REDDİNE,4-İlk derece yargılaması yönünden;-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 273,24 TL peşin harcın mahsubu ile, fazla yatırılan 192,54 TL harcın talep halinde, davacıya ödenmesine,-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına,-Kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre, 15.000 TL vekalet ücreti (red sebebi aynı olmakla her iki davalı için tek) taktirine, davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,5-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davalılar vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,b-İstinaf yargılaması sırasında davalılar tarafından yapılan sehven yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde iadesine, c-Davalılar tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 34,50 tebligat ve posta giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ç-Davacı avansından kullanılan masrafların üzerinde bırakılmasına, d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 06/10/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.