Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1565 E. 2021/1970 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1565 Esas
KARAR NO: 2021/1970
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2019
NUMARASI: 2013/308 E. – 2019/121 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili davacı hakkında Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile 200.000,00-TL’lik icra takibi başlattığını, davacının Sakarya ili, Hendek ilçesi, … köyü muhtarı olup ticari faaliyetinin bulunmadığı gibi davalı şirket ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalı şirketin yetkilisi … ile davacının köylüsü … arasında alacak verecek meselesi bulunduğunu, …’ün sürekli davalı şirket yetkilisi tarafından tehdit ve hakarete uğraması sebebiyle durumu köy muhtarı olan müvekkiline açtığını ve kendisine borcun ödenmesi ve zaman tanınması için aracılık etmesini istediğini, müvekkilinin konuşmak amacıyla yanında … ile birlikte davalı şirkete gittiğini, burada anlaşmaya çalışmışlarsa da şirket temsilcisi hakaretlerde bulunarak yanındaki …’ü dışarı çıkartıp müvekkiline zorla 65.000-TL’lik bono imzalattığını, esas muhatap …’ü yanında getirmesi halinde senedi iade edeceğini belirttiğini, onunla ilgili icra takibi yapmak yerine müvekkilinin mağdur edildiğini, ancak 65.000,00-TL olarak zorla imzalatılan senedi 650.000,00-TL olarak doldurup takip başlattığını, müvekkili ile …’ün Savcılığa şikayette bulunduklarını, bunun üzerine davalı şirketin icra takibi başlatarak davacıya ait araca ve bütün gayrimenkullerine haciz koydurduğunu belirterek davacının borçlu olmadığının tespitine, zorla alınan ve üzerinde oynama olan senedin iptaline, davalı tarafından yapılan Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davacı ile müvekkili arasında senet alışverişine neden olabilecek ticari bir münasebet olmadığını beyan etmiş ise de, kambiyo senetlerinde soyutluk ilkesinin geçerli olduğunu, senetten doğan alacak hakkının temel ilişkiden bağımsız olduğunu, bu nedenle bu davada temel borç ilişkisi olmadığının öne sürülmesinin mümkün olmadığını, davacının iddiasının tamamen kötü niyetli olup, müvekkilinin alacağının sürüncemede bırakmaya ve borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, bununla beraber davacı tarafın bono vasfı taşımayan senedin üzerinde oynama yapılarak bono vasfı kazandırıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davacının takip konusu bonoyu borcuna karşılık takibe konulduğu şekilde müvekkiline verdiğini beyan ederek davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; davacının davalıya 650.000,00 TL bedelli senet tanzim ederek verdiği, her ne kadar davacı senedin kendisine cebren imzalatıldığı ve cebri olarak 65.000,00 TL olarak imzalatilmasına rağmen 650.000,00 TL olarak da tahrif edildiğini iddia etmiş ise de; senedin sonradan tahrif edilerek 650.000,00 TL.’ye çevrildiğine her hangi bir bulguya rastlanılamamış olduğu, davacının senedin kendisine zorla imzalatıldığı iddiasını da ispat edemediği gerekçeleriyle davanın reddine, davacının ileri sürdüğü dava sebeplerine göre kötü niyeti sabit olmamakla davalının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verildiği görülmüş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mali bilirkişi incelemesiyle taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenle davalının bonoyu hangi borcuna karşılık aldığını ispat etmesi gerektiğini, Bononun teminat olarak alındığı konusunda mahkemenin inceleme yapmadığını, oysa ceza dosyasında bononun bir başkasının borcuna karşılık teminat olarak alındığına yönelik bir kısım ifadelerin bulunduğunu, ayrıca her ne kadar miktarı değiştirilmiş olsa da buna ilişkin sözleşmenin de bulunduğunu, Bononun miktar kısmında tahrifat yapıldığını, bu nedenle kambiyo senedi niteliğinin bulunmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: 05/06/2014 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davalı şirketin 2011 ve 2012 yılları ticari defterlerinin tetkikinde davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari kayda rastalanılmadığı, takip konusu senedin yevmiye kayıtlarına rastlanılmadığı, davalı şirketin müşterisi olduğu açıklanan dava dışı … adına herhangi bir ticari kayda rastlanılmadığı mütalaa edilmiştir. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 18/01/2019 tarihli raporu ile; inceleme konusu senedin iddia doğrultusunda 65.000,00-TL’den 650.000,00-TL’ye çevrildiğine dair herhangi bir bulgu saptanamadığı mütalaa edilmiştir. Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/109 esas sayılı dosyasında mağdurun bir senedi vermeye mecbur edilmesi suretiyle yağma suçundan şüpheli … hakkında iddianame düzenlenmiş olduğu anlaşılmakla, mahkemece bu dava dosyası için bekletici sorun yapılmış, ceza mahkemesince yapılan yargılama sonunda 14/10/2014 tarihli karar ile sanığın beraatine karar verilmiş, kararın yargıtayca onandığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, dava dışı arkadaşı …’ün borcunu görüşmek için davalıyla görüştüğü sırada kendisine zorla 65.000,00 TL tutarlı bononun imzalatıldığını, bononun bedel kısmında tahrifat yapılarak icra takibine konulduğunu iddia etmiş; davalı ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… yaptırılan inceleme sonucunda senedin sonradan tahrif edilerek 650.000,00 TL.’ye çevrildiğine dair herhangi bir bulguya rastlanılamamış olduğu, davacının senedin kendisine zorla imzalatıldığı iddiasını da ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine,” karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava irade bozukluğuna ve bonodaki bedel kısmında tahrifat yapıldığı iddialarına dayalıdır. Davacı bonoyu davalı tarafın baskısı sonucunda imzaladığını, davalıya borçlu bulunmadığını, ayrıca imzaladığı bonunun 65.000,000 TL olduğunu, sonradan ekleme yapılmak suretiyle 650.000,00 TL’ye çıkarıldığını iddia etmektedir. Gerek dava dosyası, gerekse de ceza dosyasına yansıyan delil ve beyanlar ile davaya konu bononun davacıya baskı ve zor ile imzalatıldığı konusunda bir sonuca ulaşılamamış olması ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 18/01/2019 tarihli raporu ile “Davaya konu bononun 65.000,00-TL’den 650.000,00-TL’ye çevrildiğine dair herhangi bir bulgu saptanamadığı” anlaşıldığından, davacının bedelde tahrifat yapıldığı iddialarının da ispatlanamamış olması nedeniyle; mahkemece davacının menfi tespit talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde “Senedin bir başkasının borcuna karşılık teminat olarak verildiğinin ceza dosyasındaki bir kısım beyanlarla sabit olduğu” ileri sürülmüş ise de; dava dilekçesinde davacının bononun teminat amacıyla verildiği yönde bir iddiasının bulunmaması ve davanın ıslahı yoluyla da böyle bir iddianın ileri sürülmemesi karşısında, mahkemece bu yönde bir değerlendirme yapılmasına imkan bulunmadığından, karar bu yönüyle de isabetlidir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğundan, davacının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/11/2021