Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1549 E. 2022/1769 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1549 Esas
KARAR NO: 2022/1769 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2018
NUMARASI: 2017/48 E. – 2018/311 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Resmi Makamlarca Açılan Hükümsüzlük İstemli)
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına tescilli … sayılı tasarım belgesine konu “…” isimli tasarımın 6769 Sayılı SMK uyarınca tescil edilebilirlik kriterlerine haiz olmadığını, yeni ve ayırt edici olmadığını, geriye doğru yapılan incelemede, tasarıma konu ürünün 2009 yılından bu yana davalı yana ait www…com sitesinde yer aldığının görüldüğünü, www…org isimli internet sitesi aracılığıyla site üzerinde yapılan araştırma da da, 06/11/2009, 05/01/2010, 02/02/2011 ve 30/03/2011 tarihlerinde davalı yan adına tescilli tasarımın aynısının davalı internet sitesinde yer aldığının görüldüğünü, ayrıca www…com.tr isimli sitede 12/07/2011 tarihinde yayınlanan bir videoda davalı tarafın tasarımına konu cihazın ayırt edilemeyecek derecede benzerinin tanıtımının yapıldığını, başvuru tarihinden önce kamuya sunulmuş olan bir tasarımın başvurusunun yapılmış olmasının aynı zamanda Yargıtay içtihatları ışığında kötü niyetli olarak kabul edildiğini, davalı tarafın 2009 yılından bu yana dava konusu tasarımı kendi isteği ile kamuya sunduğunu iddia ederek, davalı adına tescilli … sayılı tasarımın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait tasarımın yeni ve ayıt edici özelliklere sahip olduğunu ve kanuna uygun olarak tescil edildiğini, davacı tarafın müvekkiline ait tasarımı taklit etmesi üzerine tespit yaptırıldığını, sonrasında taraflar sulh olsalar da, davacı tarafın kendi adına tasarım başvurusunda bulunduğunun öğrenildiğini, sonrasında İstanbul 3. FSHHM’de tasarımın hükümsüzlüğü davası açıldığını ve davacı yana ait tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, dava konusu hükümsüzlüğü istenilen müvekkiline ait tasarımın yeni ve ayırt edici olduğunu ve davacı tarafından sunulan delillerin hiçbir hukuki yeri ve geçerliliğinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/10/2018 tarihli 2017/48 E. – 2018/311 K. sayılı kararıyla; “…alınan ek bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, hükümsüzlüğü talep edilen 17/09/2012 başvuru tarihli ve … sayılı tasarım tescili ile, http://www…com isimli sitede, 17/03/2011 tarihinde yayınlandığı tespit edilen ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı ve bu sebeple benzer olarak algılandıkları belirtildiği gibi, benzer olarak algılanan söz konusu tasarımın, SMK’nın 57. Maddesinde belirtilen, rüçhan tarihinden önceki 12 aydan daha önceki tarihe tekabül eden 17/03/2011 tarihinde belirtilen internet sitesinde yayınlandığı hususu da nazara alındığında, hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 17/09/2012 tarihi itibariyle koruma şartı olan yeni ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı” gerekçesiyle; davanın kabulü ile, davalı adına TPMK nezdinde 23-04 locarno sınıfında … kod numarası ile tescil edilmiş tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı tarafın, tasarımın hükümsüzlüğü için “…” sitesinden alınan bir görüntüyü notere onaylatıp mahkemeye sunduğunu, bunun dışında da hiçbir delilin bulunmadığını, bilirkişi raporunda da sadece bu delil dikkate alınarak değerlendirme yapıldığını, webarchive sitesinin güvenirliğinin bulunmadığını, görüntülerin ancak 30/03/2018 tarihinde sunulabildiğini, www…com sitesine ilişkin 17.03.2011 tarihine ilişkin hiçbir görüntü bulunmadığını, özel bir şirketin hukuki hiçbir geçerliliği olmayan taranması sonucu alınan bir görüntünün hukuken geçerliliğinin bulunmadığını, itirazlarının ve Yargıtay’ın emsal kararlarının dikkate alınmadığını. -İlk bilirkişi raporunda bilirkişilerin davacının iddia ettiği görüntülere ulaşamadığını, noter belgesi ibraz edildikten sonra var olduğu ileri sürülen görüntülere ulaştıklarını, tarihin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, fotoğrafların teknik olarak ne zaman yüklendiğinin incelenmediğini, görüntülerin gerçek olduğu varsayımından hareket edildiğini, webarchive sitesi ile ilgili teknik olarak hiçbir açıklama bulunmadığını.-Dilekçeyi yazarken webarchive sitesinden alınan görüntülere bakıldığından söz konusu görüntülerin bulunmadığının görüleceğini, her girildiğinde farklı sonuçlar verdiğini. -Müvekkilinin tasarımının yeni olduğunu, 17/03/2011’de yayınlandığı iddia edilen webarchive görüntüsünün gerçeği yansıtmadığını, davanın tek deliline ilişkin sitede “bu sitenin yasal kullanım için tasarlanmadığı” yazıldığını, bu siteden alınan verilerin delil olarak kullanılamayacağını, resimlerin HTML dosyasıyla aynı tarihte arşivlenmiş olabilir” şeklindeki ifadeye yer verildiğini, yani güvenilir olmadığını, …org sitesine giriş yapılıp … sitesine girildiğinde, 17 Mart 2011 tarihinde mavi renkli butonun bulunmadığını, 10 Marttaki mavi renkli buton tıklandığında tarih değişerek 17 Mart 2011 olduğunu, sitenin güvenilir olmadığını.-Dava konusu tasarım tescil edilmeden önce farklı ürünlerin müvekkili tarafından satıldığını, mahkemenin 2017/566 Esas sayılı dosyası üzerinde de eş zamanlı inceleme yapıldığında tescil tarihinden hoşgörü süresi içinde kalan görüntülerden başka görsele rastlanmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davalı tarafın sundukları delillere ilişkin değerlendirmelerine itibar edilemeyeceğini, dosyaya sunulan internet sitesinden alınan ekran görüntülerinin delil olduğunu ve iddialarını ispatlar nitelikte bulunduğunu, davalının tasarımının yeni olduğunu ve kanuna uygun şekilde tescil edildiğini ileri sürmüşse de, delillerle desteklemediğini, davalı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliğinin bulunmadığını, davalı yana ait http:// www…com , www…com sitesi üzerinde geriye doğru yapılan incelemede bu tasarıma konu ürünün 2010 senesinden beri 05/01/2010, 02/02/2011 ve 30/03/2011 tarihlerinde davalıya ait internet sitesinde yer aldığının görüldüğünü, web sitesi görüntülerinin dosyaya sunulduğunu, tasarımın tescil müracaatından senel önce kamuya sunulduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu kaydından; 23-04 locarno sınıfında … sayılı ve “…” isimli tasarım tescil tescil belgesinin, 17/09/2012 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince tasarım uzmanı akademisyen bilirkişi, marka patent vekili, ve bilgisayar mühendisi bilirkişilerden alınan 08/03/2018 tarihli heyet raporunda; davacı her ne kadar davalı tarafından tasarım tescil belgesine konu edilen “…” isimil tasarımın, başvuru tarihinden önceki 12 aydan önce davalı tarafından piyasaya sunulduğu ve internet ortamında tanıtımını yapıldığını iddia etse de, dava dilekçesi ekinde sunulan bilgisayar çıktılarından, www….org isimli site aracılığı ile denetim yapılmaya çalışıldığını, ancak bahsedilen sayfaya ve davalı tarafa ait olduğu iddia edilen görsellere ulaşılamadığını, davacı tarafından cd ekinde sunulan videonun herhangi bir tarih içermediği gibi 11/07/2011 tarihinde de www….com.tr isimli internet sitesinde yayınlandığı hususunun da teyit edilemediği gibi ilgili internet sitesinde de ulaşılamadığı, davalı tarafın internet sitesinde ürün tanıtmaya yönelik 16/05/2012 tarihli bir videoda her ne kadar davalı tarafın tasarımına konu ürünü ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bir ürünün tanıtımı yapılmış olsa da, 17/09/2012 tarihli tescil belgesi karşısında, videonun 12 aylık hoşgörü süresi içinde yayınlandığının tespit edildiği ve sonuç olarak tüm bu veriler ışığında davacı tarafından açılan hükümsüzlük davasının ispatlanmadığı ve davalı adına tescilli … sayılı tasarımın hükümsüz kılınması için gerekli şartların somut olayda oluşmadığını beyan etmişlerdir. Davacı vekilinin dosyaya Beyoğlu … Noterliği’nin 30 Mart 2018 tarihli … yevmiye numaralı E-Tespit tutanağını ibraz ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince aynı heyetten alınan 25/06/2018 tarihli ek raporda; hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan noter onaylı http://..com isimli web sitesinin eski tarihli görüntüsünün 17 Mart 2011 tarihli olduğu, yine heyet tarafından 17/03/2011 tarihli görüntünün (Kaynak http://…org) tespit edildiği ve sitede yayınlanan ürünün, hükümsüzlüğü talep edilen 17/09/2012 başvuru tarihli … sayılı tasarım tescilli ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı ve bu sebeple benzer olarak algılandıkları ve hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 17/09/2012 tarihi itibariyle koruma şartı olan yeni ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davalı adına 17/09/2012 başvuru tarihinden itibaren tescilli, … sayılı ve “…” isimli tasarımının, yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunmadığından bahisle hükümsüzlüğü talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafça, davalının tescile konu tasarımını, başvurudan önce 2010 yılından itibaren kamuya sunduğunu ileri sürmüş, dava dilekçesi ekinde, ekran görüntüleri ibraz etmiş ve CD içerisinde ekran görüntüleri sunmuşsa da, bilgisayar mühendisi bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyeti tarafından kök raporda yapılan incelemede, sunulan görüntü ve belgelerin, kayıt tarih içermediğinden delil olarak değerlendirilemeyeceği, kendileri tarafından davalının www…com internet sitesinde, webarchive.org sitesi aracılığıyla yapılan incelemede görüntülere ulaşılamadığı bildirilmiştir. Davacı vekilinin dosyaya Beyoğlu … Noterliği’nin 30 Mart 2018 tarihli … yevmiye numaralı E-Tespit tutanağını ibraz ettiği, mahkemece bilirkişilerden ek rapor alındığı, noter tespit tutanağındaki ekran görüntüsünün http://www…com isimli sitenin 17 Mart 2011 tarihli görüntüsü olduğu, bilirkişiler tarafından, …org sitesi aracılığıyla yapılan incelemede, bu sitede 17/03/2011 tarihinde yayınlandığı tespit edilen ürün ile bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde benzer olarak algılandığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Tasarım tesciline konu ürün üzerinde … markasının bulunduğu, bilirkişilerce tespiti yapılan arşiv görüntüsü üzerinde de aynı şekilde marka kullanımı bulunduğu, internet sitesinde yayınlanma tarihinin bilirkişilerce belirlenebilir olduğu, davalı tarafın itirazlarının yerinde olmadığı, 17/09/2012 tasarım tescil tarihinden 12 aylık hoşgörü süresinden önce kamuya sunulduğundan hükümsüzlük koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 16,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 21/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.