Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1501 E. 2022/1204 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1501 Esas
KARAR NO: 2022/1204
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2019
NUMARASI: 2016/596 2019/1101
BİRLEŞEN DOSYA
BAKIRKÖY 7.ATM nin 2016/245 E, 2017/517 Karar sayılı birleşen dosyasında;
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada Davacı … Tic. Ltd. Şti. dava dilekçesinde özetle; Şirketin muhasebe işlemleri için muhasebe müdürü davalı …’ye 12/03/2015 tarihinde vekaletname verildiğini, ancak vekilin bazı hatalı işlemlere yöneldiğinin tespit edilmesi üzerine 14/10/2015 tarihinde azledildiğini, söz konusu azil namenin 15/10/2015 tarihinde bizzat kendi imzasına tebliğ edildiğini, azledilme durumunun Türkiye genelinde yayın yapan ulusal gazetelerde ilan edilerek üçüncü kişilerin bilgisine sunulduğunu, azledilen vekilin müvekkilinden habersiz olarak şirket adına … İkitelli Şube Müdürlüğünden, … Bankası Beylikdüzü Şube Müdürlüğünden ve … Bankası Hadımköy Şube Müdürlüğünden çek karnesi aldığını ve bu karnelere ait çekleri imzalayarak irtibat içinde bulunduğu kişiler eliyle piyasaya arz ettiğinin öğrenildiğini, azledilen vekil hakkında sahtecilik eyleminden dolayı suç duyurusunda bulunduğunu,Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 20I5/39744 soruşturma sayılı dosyası ile takibat başlatıldığını, soruşturma dosyasındaki ifadeler incelendiğinde suç nitelikli eylemler ile müvekkiline ne denli zarar verildiğinin anlaşılacağını, … Hadımköy şubesine ait 05.03.2016 keşide tarihli … no.lu çekin 47.300.-TL bedelle, 12.03.2016 keşide tarihli … no.lu çekin 39.650.-TL bedelle, 26.03.2016 keşide tarihli … no.lu çekin 43.800.-TL bedelle doldurulup toplamda 3 çekin toplamda 130.750.-TL tutarlı çeklerin bankaya ibraz edilmesi üzerine menfi tespit talebiyle dava açmak gerektiğini, sahtecilik iddiasının mutlak def’ilerden olduğunu ve herkese karşı ileri sürülebileceğini, yetkisiz kişi ile yapılan işlemin müvekkilini sorumluluk altına sokmayacağını, davalı lehtarın iyi niyet savunmasında bulunamayacağını, çekin ciro silsilesi bilinmediğinden diğer cirantalara karşı davalı sıfatı ile dava açma hakları veya dahili davalı olarak davaya dahil etme haklarını saklı tuttuklarını belirterek neticeten; davalı …’ın lehtar ve … Tic.Ltd.şti.’nin hamil göründüğü … Hadımköy Şubesinin 3 çeki toplamda 130.750.-TL bedelli çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ve davaya konu çekin müvekkiline teslimine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, dava konusu takipten önce 3 çek yönünden 3 ayrı dava açmış olup mahkemece öncelikle tüm dosyalar birleştirilmiş, sonrasında tefrik edilmiştir. Tefrik kararından sonra ise; takibe konu toplamda 130.750.-TL bedelli 3 adet çek yönünden dosyaların 2016/596 Esas sayılı dosyada birleştirilmesine karar verilmiştir. Davacı şirket vekili birleşen davalardaki dava dilekçesinde özetle; şirket yetkilisinin azlinden sonra tanzim olunun dava konusu çekler nedeni ile müvekkilinin sorumlu olmadığını, davalı …’nün vekillikten azledildiğini, çek keşide yetkisi bulunmayan … ile davalı … arasında hukuki anlamda borç ilişkisi gerçekleşmediğini, azilnamenin vekile ulaşmasının yeterli olduğunu, müvekkili tarafından gazeteye de ilan verildiğini, HMK 208/4 maddesi gereğince sahte imza sahibinin de davalı olarak gösterildiğini belirterek davanın kabulünü her bir çek yönünden borçlu olmadığının kabulü, çeklerin istirdadı ve %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti. dava dilekçesine verdiği cevapta özetle; dava konusu çeklerin yetkili kişi … tarafından imzalandığı, Müvekkil şirketin alacaklı olduğu …’dan ciro yoluyla aldığı, her ne kadar çeklerin keşide tarihlerinin 05.03.2016, 12.03.2016 ve 26.03.2016 olarak gözüksede …’a verilen 10.08.2015 tarihli tahsilat Makbuzu’nu delil olarak sunduklarını, her ne kadar TTK.da çekte vade olmaz çek göründüğünde ödenir düzenlemesine rağmen ugulamada ve ticari teamüllerde “vadeli çek” olmamasına rağmen keşideciler düzenleme tarihi olarak ileri gelecek tarihi yazarak çekte vade uygulamasını fiilen gerçekleştirdiklerini, dava konusu çeklerinde bu kapsamda olduğunu, davacı … Tic. Ltd. Şti’nin azilnameden sonra basiretli bir tüccar gibi haraket edip azil edilen kişiden çek yapraklarını elinden almış olması gerektiğini, eğer istenilmesine rağmen vermiyorsa yasal yollara başvurulması ve bankalara azil konusunda bildirim yapması gerektiğini, dava konusu çeklerin meşru hamilin olmakla birlikte iyi niyetli 3. Kişi olduklarını, davanın red edilerek davacının kötü niyet tazminatına ve para cezasına hükmedilmesini talep ettiklerini, beyan etmiştir. Birleşen dosyalar davalısı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının asıl amacının şirket muhasebecisi olan diğer davalı … tarafından piyasaya sürülen çeklerin ödenmesini engellemek olduğunu, davacının sahtecelik iddiasının yerinde olmadığını, çekteki imzanın sahte olmayıp davalı …’ye ait olduğunu, …’nün bugüne dek piyasaya şirket adına bir çok çek sürmesi ve bunun davacı şirket tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının kötü niyetli olarak ödemeden kaçınmak için iş bu davayı açtığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı …’ye usulüne uygun tebligat yapılmış, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…. çekteki imzanın davalı eli ürünü olup olmadığı konusunda inceleme yapılamamış ise de davalı soruşturma dosyasında verdiği ifadesinde davacı şirket adına aldığı çekleri kendi ticari ilişkilerinde kullandığını kabul etmiştir. Dava konusu çeklerin incelenmesinde, keşide tarihlerinin 26/03/2016, 12/03/2016, 05/03/2016 tarihi olduğu çekin azilname ve ilandan sonra keşide edildiği anlaşılmış, davalı … şirketi vekili ise davaya konu çekin davalı … azil edilmeden önce davalının çek tanzim etme yetkisi var iken ileri tarihli olarak çekin düzenlendiğini savunmuştur. Çek ödeme aracı olup ticari hayat içinde ileri tarihli olarak keşide edilmesi mümkündür. Her ne kadar davalı vekili çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğini savunmuş ise de; çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğinin iddia eden davalı vekilinin iddiası ispat ile yükümlü olduğu, davaya konu çeklerin azilden önce düzenlendiğine ilişkin somut bir delil elde edilemediği, bilirkişi aracılığıyla davalı … şirketinin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, çeklerin …’nün azilinden defterlere kayıt edildiği tespit edilmiş ise de, davalının ticari defterlerinin tek taraflı tutulduğu, tek başına çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğini ispata yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır. Çeklerin keşide tarihi itibariyle yetkisiz temsilci tarafından düzenlendiği, bilirkişi raporundan davacı defterlerinin lehine delil olma vasfı bulunduğu, dava konusu … seri nolu 43.800TL meblağlı, … seri nolu 39.650 TL bedelli, … seri nolu 47.300 TL bedelli çeklerin kaydına rastlamadığı, çekin tanzimini haklı kılar bir alt ilişkiye rastlanmadığı, davalı …’ın tüm dosyalara sunulan 17/8/2016 tarihli protokol evrakında davaya konu çeklerin iadesini kabul ettiği, bu nedenlerle davaya konu çekin de yetkisiz temsilci tarafından keşide edildiği ve bu mutlak definin herkese karşı ileri sürülebileceği sabit olmakla, davanın kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatının (hükümde sehven icra inkar tazminatı olarak yazılmıştır) yasal şartlarının oluşmadığı kanaatiyle Davanın kısmen kabulü ile; … Hadımköy Şubesine ait, keşidecisi … Ltd. Şti., lehdar …- … olan, 26/03/2016 keşide tarihli, 43.800TL bedelli, … no’lu çek, … Hadımköy Şubesine ait, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti., lehdar … Mobilya- … olan, 12/03/2016 keşide tarihli, 39.650TL bedelli, … no’lu çek, … Hadımköy Şubesine ait, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti., lehdar …- … olan, 05/03/2016 keşide tarihli, 47.300 TL bedelli, … no’lu çekler yönünden davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, icra inkar tazminatı taleplerinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davalı …LTD ŞTİ vekili istinaf dilekçesinde özetle; – Davanın konusunun çeklerin hukuka uygun veya aykırı olup olmadığına ilişkin olduğunu, çeklerin şekil şartları bakımından tamamen Çek Yasasına uygun olduğunu, -Raporda davacı ile davalı lehtar arasında temel borç ilişkisine esas ticari emarelere rastlanmadığı belirtilmiş ise de; kambiyo senedinin illetten mücerret olduğunu, hamil ile keşideci arasında borca ilişkin dayanak da aranamayacağını,- Keşidecinin ancak şekil şartları eksikliğine ya da imzanın kendisine ait olamadığına itiraz edebileceğini, keşideci imzasının şirketin vekalet verdiği … olduğunu, bu durumda çeke itiraz etmenin mümkün olmadığını,Çekin tanzim ve ibraz tarihleri 05.03.2016-12.03.2016-26.03.2016 tarihli gözükse de müvekkili şirket tarafından takibe konu çeklerin 10.08.2015 Tarihli tahsilat makbuzu karşılığı alındığını, yani çekin keşide tarihinin azilden önceki tarih olduğunu,-Müvekkilinin iyiniyetil hamil olduğunu, – … nün davacı şirketin çek düzenlemeye yetkili çalışanı olduğunu, Raporda bu hususlara değinilmediğini ve müvekkilinin defter kayıtlarının incelenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME: * Davacının davalılardan …’ye 12.03.2015 tarihli ve Büyükçekmece … Noterliğin … yev. numarası ile vekalet vermiş olduğu, iş bu vekaletnamenin incelenmesinde; davacının davalı …’ye “milli ve yabancı bankalar ile özel finans kurumları nezdinde adına her türlü hesap açmaya, açılacak hesaplar ile bu güne kadar açılmış mevcut hesaplardan dilediği miktarda para çekmeye, çek karnesi talep etmeye, almaya, evrakları tanzim ve imzaya, çekleri ciro etmeye bankalarda açılan kredi hesaplarını tanzim ve imzaya” yönelik yetki verdiği, 14/10/2015 tarihli Büyükçekmece Noterliğinin … Yev. Numarası ile davalı …’nün azledildiği ve bu hususun gazetede ilan edildiği anlaşılmıştır. *Asıl davaya konu İst … İcra Müdürlüğü’nün … Esas saylı dosyasında … tarafından … ve …-… aleyhine 3 adet çek ve ferilerinin tahsili istemi ile takip başlatıldığı görülmüştür. *Dava konusu … Hadımköy Şubesine ait çeklerin incelenmesinde; 12.03.2016 Tarihli … seri nolu 39.650 TL bedelli, 26/03/2016,Tarihli … seri nolu 43.800TL bedelli , 05/03/2016 tarihli … seri nolu 47.300 TL bedelli çeklerin olup keşidecisinin davacı … şirketi, lehtarı ve 1.cirantanın …, hamilin … Şti olduğu anlaşılmaktadır. *…’a yazılan müzekkere cevabında dava konusu … Hadımköy Şubesine ait …, …, … seri nolu çeklerin takas merkezi aracılığıyla ibraz edildiği, imza uyuşmazlığı nedeniyle ödeme yapılmadığını bildirdiği anlaşılmıştır. *Büyükçekmece CBS 2015/39744 soruşturma sayılı dosyasında davalı … hakkında soruşturmanın devam ettiği davalı … ve …’ın şüpheli sıfatı ile ifadeleri alındığı, Davalı …’nün C. Savcılığında şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde davacı şirkette müdür olarak görev yaptığını şirket yetkililerinin vekaletinin kendisinde mevcut olduğu bu vekaletnameye istinaden …, … ve …ta hesap açarak şirket adına çek aldığını, bu 3 bankadan almış olduğu çekleri şirket adına ve çoğunlukla kendi ticari ilişkilerinde kullandığına dair ifade verdiği görülmekktedir. *21/11/2018 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı yanın davalılardan …’ ye 12/03/2015 tarihli ve Büyükçekmece … Noterliğinin … yevmiye numarası ile vekaletname verdiği vekaletten azlin 14/10/2015 tarih ve Büyükçekmece noterliğnin … yevmiye numarası ile gerçekleştirdiği bu hususun gazetede ilan edildiği senedin keşide tarihi dikkate alındığında keşidenin azilden sonra gerçekleştirildiği bu hali ile davaya konu olan senedin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğu, davacının senet düzenleyerek tedavule çıkarma iradesinin bulunmadığı bu durumun senedin hükümsüzlüğüne ilişkin mutlak defi olarak herkese karşı ileri sürülebileceği senette imzası bulunan diğer cirantaların senedin mücerettiliği ilkesinden istifade edemeyeceği somut olay yönünden bu mutlak defiyi sadece davacının ileri sürebileceği, davacı dışında diğer imza sahipleri yönünden çekteki imzanın bağlayılıcığı devam edeceği, Kambiyo senedi her zaman ve her saik ile düzenlenebileceğinden senetten dolayı alacaklı olduğunu iddia eden kimse ile senet tanzim eden arasında bir alt ilişkinin olmasının bu ilişkinin senet alacaklısı tarafından kesin delil ile ispat edilmesi gerekeceği somut olayda bu tür bir ispat vasıtasına rastlanmadığı kanaatini bildirir rapor sunmuştur. * 04/10/2019 tarihli 2. bilirkişi heyetinin raporunda özetle; Dava konusu çekin ileri tarihli olduğunun davalılar tarafından delillerle ispatlanması gerektiği, ispat edilemediği için davalı …’nün vekaletten azledildikten sonra çek’in keşide edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, çekin keşide tarihinin vekalet azlinden sonraki tarihi taşıması, azlin Noterden yapılması ve gazetede ilan edilmesi ile çekin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle çek’in ‘yetkisiz temsilci tarafından keşide edilmiş çek’ olarak yorumlanması gerektiği ve bu nedenle davacının sorumlu tutulamayacağı, davacının çek nedeniyle sorumlu olmaktan kurtulsa dahi imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca, çek üzerinde imzası bulunan (avalist, ciranta gibi) diğer kişilerin sorumluluklarının devam edeceği kanaatini bildirir rapor sunulmuştur. *Davalı … ve vekili 2016/455 esas sayılı birleyen dosyaya sunduğu dilekçesinde; açılmış olan davalarda davayı kabul ederek kendisi açısından keşide silsilesi içinde davacıdan herhangi bir hak talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt etmektedir…” şeklinde beyan dilekçesi sunmuşlardır. *Davacı vekili tarafından davalı …’ın yer aldığı protokol örneği sunulmuş ise de; dosyada aslına rastlanmamış, davalı yan da bu hususta beyanda bulunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl ve birleşen dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti ve çek istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiştir. Asıl dava yönünden, davalı … ŞTİ vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Birleşen dosyalarda dava; … ve …’a yöneltilmiş birleşen dosya yönünden taraflar istinaf kanun yoluna başvurmamıştır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak asıl dosya yönünden yapılmıştır. Asıl dosya yönünden; davaya konu çeklerdeki keşideci şirket imzasının …’ye ait olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Davacı; çeklerin azilnameden sonra keşide edildiğini, müvekkilinin çekler nedeni ile sorumlu olmadığını iddia etmiş, davalı … Şti vekili ise; çekin ileri tarihli düzenlendiğini savunarak buna ilişkin 10.08.2015 tarihli çek tahsilat makbuz örneği ve defter kayıtlarına dayanmıştır. Davaya konu çekler; 12/03/2016, 26/03/2016 ve 05/03/2016 tarihlidir. Büyükçekmece … Noterliğinin 12.03.2015 tarihli ve … yevmiye numaralı belge ile davacı şirket yetkilisi tarafından davalılardan …’ye “…. çekleri ciro etmeye bankalarda açılan kredi hesaplarını tanzim ve imzaya…” yönelik yetkileri içeren vekaletname verilmiş, Büyükçekmece …Noterliğinin 14/10/2015 tarihli … yevmiye nolu azilname ile ise 12.03.2015 tarihli vekaletnamedeki tüm yetkilerden azledilmiş ve azil gazetede ilan edilmiştir. Davalı vekili çek tanzim tarihleri itibarı ile davalı …’nün kambiyo senedi tanzim yetkisi olduğu ileri sürmüş ise de; dosyada alınan birinci bilirkişi raporuna göre, davalının defteri kebir ibraz etmemiş olması nedeni ile ticari defterlerin lehine delil vasfında olmadığı tespit edildiği gibi, davalı şirketin sunduğu 10.08.2015 tarihli tahsilat makbuzu yahut defter kayıtları tek başına iddiasını ispata elverişli nitelikte değildir. Davacı şirketin defterinde de lehtar … ile şirket arasında borç ilişkisine rastlanmamış, davalı … birleşen 2016/455 E sayılı dosyaya sunduğu dilekçesinde davayı kabul etmiştir. Bu durumda; çeklerin keşide tarihi itibarı ile davalı …’nün kambiyo senedi tanzim etme yetkisinin bulunmadığından menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle asıl dosya yönünden davalı … vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1- Asıl dosyada davalı … Tic Ltd ŞTİ vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinafa başvuran taraftan alınması gereken 8.931,53 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40TL ve 2178,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 6698,63 TL harcın davalı … Şti’den alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin asıl dosyadaki davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 30/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.