Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1491 E. 2022/1203 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1491 Esas
KARAR NO: 2022/1203
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2018/437 Esas, 2020/70 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu şirketi hakkında takip başlatıldığını ve 06/06/2016 tarihinde borçla ilgisi bulunmayan 3.şahsı olduğu öne sürülen davacı şirketinin adresien hacze gelindiği ve haczedilen malların değerinin 2.600,00-TL olduğunu, işbu işlemlerin üzerine İstanbul 17. İcra Hukuk mahkemesinin 2016/744 esas ve 2017/866 Karar sayılı istihkak davası açılmış olduğunu, bu karar karşı İstanbul BAM 21. Hukuk Dairesi 2017/2939 esas ve 2018/700 karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun usul yönünden reddine karar verildiğini, davacı şirket avukatı dava dışı Av. … İstanbul … İcra Müdürlüğü memuru ile yaptığı görüşmede takip için tekrar hacze gelineceği tehdidi altında ferileriyle beraber istinaf mahkemesinin kararına aykırı olarak 2.600,00-TL+masraf kalemlerini ödemesi gerekirken, önceden yaptırılmış olan teminat+masraf kalemleri olmak üzere toplamda 29.681,53-TL ödediğini, İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/744 Esas ve 2017/866 Karar sayılı dosyasının istenmesi durumunda davacı yanın takibin borçlusu olan taraf ile ilgilerinin olmadığını ortaya çıkacağı ve bunun unvan benzerliğinin bir sonucu olduğunu, ayrıca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan takipte borçlu şirketin unvan adresinin davacı yandan ayrı olduğunun açıkça görüldüğünü, tüm bu gerçekler göz önündeyken sehven fazla ödenen 27.000,00-TL’nin davalıdan reeskont faizi ile birliket tahsilini, ayrıca masraf ve ücreti vekalet ile tarafların tacir olması sebebiyle haksız ve yersiz alınan miktar üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Aynı iddialar ile davacı taraf istihkak davası açtığı ve kesin hükme bağlandığını bu sebeple dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, davacı şirketin borçlu … şirketi ile bir ilgisinin olmadığını öne sürse de İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/744 Esas ve 2017/866 Karar sayılı dosyasında davacı ve borçlu arasında bir organik bağ olduğunun ispatlandığını, davacı yan şirket ile takip borçlusu şirket yetkilileri arasında yakın akrabalık ilişkisi olduğunu, anılı bu iki şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, davacı vekili tarafından kendi rızası ve muvafakatı ile stanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/744 Esas ve 2017/866 Karar sayılı dosyasına ödeme yaptığını ve işbu ödemenin borç ödemesi olduğunu, ayrıca davacının istinaf mahkemesinni kararına aykırı olarak sehven fazla ödeme yaptığı iddiasının hukuki temeli olmadığını, davacı şirket ile borçlu şirketin muvazaalı olarak hareket ettiğini ve haczin borçlunun muvazaalı bir şekilde faaliyetlerine devam ettiği adreste uygulandığının mahkeme kararı ile sabit olduğunu, işbu ödemenin borç ödemesi olduğundan ve haklı bir sebebe dayandığından geri istenemeyeceği ve bu geri alma girişiminin yasaya uygun olmadığını, davacının haksız talepleri ile davasının reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…Davacı yan vekilince; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında; 26.04.2018 tarihinde takip borcunun dosya kapsamında bulunan teminatlardan alınmasına muvafakat ettiği ve buna ilişkin icra dosyasına dilekçe ibraz ettiği, davacı yanın ödemeye ilişkin muvafakati nazara alındığında ödemenin icra tehdidi altında yapıldığından da bahsedilemeyeceği, bu bağlamda davacı yanın teminat olarak yatırdığı tutardan dosya borcunun ödenmesini talep ettiğinden ve herhangi bir ihtirazı kayıt da ileri sürülmediğinden dosya borcunu ödeme amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği, ayrıca İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/744 E. ve 2017/866 K. sayılı dosyasında da her iki şirketin hukuki ve fiili irtibatının ve aralarında organik bağ bulunduğu belirlendiğinden borcu ödemiş olan 3. kişinin alacaklıya karşı açtığı istirdat davasının açıklanan gerekçelerle reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; – Borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında unvan benzerliği nedeni ile müvekkili şirketin adresine hacze gelindiğini, müvekkilinin borçlu şirket ile hiçbir bağlantısı olmadığını, sadece şirket sahiplerinin kardeş olduğunu, dosyada bilirikişi raporunda de davalıya hiçbir cari hesap borcu olmadığının tespit eidldiğini, -İstanbul 17.İcra Hukuk Mahkemesi’nin gerekli incelemeleri yapmadan hüküm kurduğunu, İstinaf incelemesinde de davanın 29.681,%3TL üzerinden değerlendirilmeyip 2600TL haciz bedeline göre değerlendirme yapılarak itinafın miktar yönünden usulden reddedildiğini, -Her somut olayın farklı değerlendirilmesi gerektiğini, kötü niyetli akraba şirketleri olmasının müvekkilinin kötüniyetli olduğunu ispatlamayacağını, -27.000TL bedeli sehven ödeyen avukatın İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/744 Esas ve 2017/866 Karar sayılı dosyasından sorumlu olan avukat olmadığını, şirketin iç işleyişi ile ilgilenen avukat olduğunu, dosyayı tüm kapsamı ile bilmediği için dosyadan sorumlu avukat olarak kendisine danışmadan icra korkusu ile acele şekilde ödemeyi sehven yaptığını, bir hata yapıldığı için müvekkilinin borçlu olmadığı bedelden dolayı hakkını arayamadığını belirterek kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME: İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/744 Esas ve 2017/866 Karar sayılı dosyasında; davacının … Ltd Şti davalının … AŞ olduğu mahkemece 18/07/2017 tarihli karar ile her iki şirketin hukuki ve fiili irtibatının bulunduğu, aralarında organik bağ olduğu belirlendiğinden ayrıca faturanın her zaman düzenlenebilen belgelerden olması neden ile davacı 3.kişinin istihkak talebinin reddine karar verilmiştir. İstanbul BAM 21 HD 2017/2939 E, 2018/700 karar sayılı, 29.03.2018 Tarihli ilamında haczedilen menkullerin değerinin 2600TL olması nedeni ile istinaf isteminin usulden reddine karar verilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında özetle; 21.225,61-TL alacağın takip tarihinden itibaren, icra giderleri, vekalet ücreti ve asıl alacağın %10,50 faizi ile birlikte tahsilini talep edildiği, alacaklının … borçluların … Ltd Şti, … Şti, …, … olduğu, dosyada 3.şahıs … Ltd Şti vekilinin 26.04.2018 Tarihli dilekeçsi ile ; “…dosyada hesaplanan 26.04.2018 Tarihli güncel borcun tarafımızca daha evvel dosyaya yatırılmış olan 21.06.2018 Tarihli … ve 05.09.2017 Tarihli 28.152,29TL teminatlardan alınmasına muvafakat ettiğimizi bu halde dosya borcunun bu teminatlardan tahsiline, böylelikle dosyanın infazına ve bakiye teminatın tarafımıza iadesine karar verilmesini vekaleten talep ederim” şeklinde dilekçesi ve ekinde vekaletnamesi olduğu görülmektedir. 30/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalının cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, her iki taraf ticari defterlerinde diğer taraf ilişkin kayda rastlanılmadığı hususunun tespit edildiği, davacı tarafın davalıya cari hesap borçlusu olduğuna dair somut verilere ulaşılamadığı beliritlmiştir. 25/11/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davacı ile dava dışı takip borçlusu arasında organik bağın mevcut olduğunu, organik bağın söz konusu olduğu hallerde aralarında organik bağ bulunan kimseler arasında müteselsil sorumluluğun bulunduğunu, bu konuda Yargıtay kararlarının istikrarlı olduğunu, İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/744 Esas ve 2017/866 Karar numaralı ilamında geçen ifadelerden davacı ile dava dışı takip borçlusu arasındaki organik bağın Mahkeme kararı ile tespit edilmiş olduğu dikkate alındığında davacı yanın istirdadını talep edilebileceği herhangi bir ödemenin bulunmadığı yönünde görüş belirtilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı vekili, davacı şirket avukatının icra korkusu ile sehven fazla ödeme yaptığını iddia ederek fazla ödenen paranın iadesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/744 Esas ve 2017/866 Karar sayılı, 18.07.2017 Tarihli kararı ile takipte 3.kişi konumunda olan davacı şirketin istihkak iddiasının borçlu ile 3.kişi arasında organik bağ olduğu gerekçesi ile reddedildiği, davacı şirketin vekilinin borcun teminatlardan tahsili talebi ile 26.04.2018 Tarihinde icra dosyasına dilekçe sunduğu, dilekçede herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadığı, dilekçe tarihi itibarı ile yapılmış bir haciz işlemi de bulunmadığı, vekilin haciz baskında olduğundan söz edilemeyeceği gibi sehven yapılan bir ödemeden de söz edilemeyeceği dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/06/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.