Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1465 E. 2022/1201 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1465 Esas
KARAR NO: 2022/1201
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2020
NUMARASI: 2018/589 2020/315
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, takibe konu bononun bono vasfı taşımadığı, zira teminat sebebi olarak dava dışı …’e verildiğini, bu şahsın da davalı ile birlikte hareket ederek senet üzerindeki teminat ibaresini karalayarak takip başlattıklarını belirterek müvekkilinin takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bono üzerindeki teminattır ibaresinin olması veya çizilmesinin bononun kambiyo vasfını kaybetmesine neden olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Somut olay incelendiğinde; ispat yükü üzerinde olan davacı senette tahrifat yapıldığını senede karşı senetle ispat zorunluluğu gereği ispat edememiştir. Dava konusu senet hakkında tahrifattan kaynaklı soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacının gerek ihtiyati haciz mahkeme dosyasından gerekse de soruşturma dosyasından feragat ettiği, feragat dilekçelerinde borcu kabul ettiği, davalı tarafla mutabakat sonucu borcunu ödediğinin bildirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda kesin delillerden olan ve davacının delilleri arasında yer alan yemin HMK 225. maddesi gereği hatırlatılmış ve verilen kesin süreye rağmen davacı yanca yemin delili ifa edilmemiştir. Davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -senedin teminat senedi olduğunun senede yazıldığını, – Senede yönelik borcu olmamasına rağmen hacze gelinmesi nedeni ile ticari itibarının zedelenmemesi için 25000TL ödeme yaptığını, birkaç adet de kışlık lastik verdiğini, dosyanın kapatılacağının beyan edilmesine rağmen alacaklının protokolden cayarak icra dosyasının tüm bakiyesini aldığını, -Davalının açıkça kötüniyetli olduğunu, -senetteki teminat içindir ibaresinin tahrif edildiğinin açık olduğunu, mahkemenin soyutluk ilkesine göre değerlendirme yapmasının yerinde olmadığını, -Senette müvekkili haricinde 6 ciranta daha varken davalının sadece müvekkiline takip başlatmış olmasının da kötüniyet göstergesi olduğunu, ayrıca diğer cirantaların da gerçek olmadığı ve davalı tarafça uydurulduğunu düşündüklerini, mahkemeden bu hususta İTO’ya müzekkere yazılması talep edilmiş ise de; dikkate alınmadığını, -TMK 2.md dikkate alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME *Dava konusu Büyükçekmece … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlular … ve … aleyhine 60000TL bedelli bononun ferileri ile birlikte tahsili için kambiyo senedine dayalı takip başlatılmıştır. *Takibe konu 60.000TL bedelli, 05.05.2015 tanzim, 15.05.2015 vade tarihli , tanzim yeri İstanbul olan bono incelendiğinde; keşidecilerin davacı … ile … olduğu, lehtar ve 1.cirantanın … olduğu, sırasıyla diğer cirantaların …, …, …, … Ltd Şti, … Ltd Şti, … ve hamilin davalı … olduğu, senedin ihdas sebebine ilişkin bölümün karalandığı görülmüştür. *Dava dilekçesi ekindeki 24.03.2016 tarihli ek protokol başlıklı belgede; 22.03.2016 tarihli protokolün geçersiz olduğu, lastiklerin … ve kefil …’a iade edildiği, Büyükçekmece … İcra mdnün … sayılı dosyasında sadece 25.000TL alındığını tutanağa bağlandığı, protokolde … ve alacaklı vekiline atfen imza olduğu görülmektedir. *İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/844 Değişik İş sayılı dosyası incelendiğinde; davalının davacı aleyhinde borçluları …, … – … ve … olan 05/05/2015 tanzim 15/05/2015 vade tarihli 60.000,00-TL’lik senetten kaynaklı ihtiyati haciz talep ettiği, mahkemenin talebi borçlu … hakkında protesto olmaması nedeniyle reddettiği, diğer borçlular bakımından talebin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davacı – borçlu … tarafından karara itiraz edilmesi üzerine mahkemece itiraz reddedilmiştir. İtirazın reddi üzerine Davacı – Borçlu kararı temyiz etmiş. Daha sonra mahkemeye sunmuş olduğu dilekçe ile temyizden feragat etmiştir. Davacı – Borçlu’nun 10/02/2016 tarihli temyizden feragat dilekçesi incelenildiğinde; alacaklı taraf ile varılan mutabakat sonucu borcunu ödemiş bulunduğunu, alacaklı tarafa her hangi bir borcu kalmadığının beyan edildiği görülmüştür. *Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/810 Esas sayılı dosyası incelenildiğinde; davacı …’ın davalı … hakkında açmış olduğu memur işlemini şikayet davası olduğu, taşınmazlar üzerideki hacizlerin teminat olarak kabul edilip araçlar üzerindeki haciz ve yakalama şerhlerinin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararının kesinleşmesine kadar kaldırılmasını ihtiyati tedbir kararı olarak verilmesini talep ettiği, mahkemece davacı tarafından yatırılan teminatın davalıya ödenmesine karar verilerek hacizlerin fekkine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 2016/85 Esas – 2016/44 Karar sayılı 23/11/2016 tarihli ilamı ile istinaf talebinin usulden reddine karar verildiği, kararın 23/11/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
*Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/20226 Soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde; toplanan delil, bilgi ve belgelerden soyut iddia dışında yüklenen suçun işlendiğini gösterir dava açmaya yeter kanıt ve emare bulunmadığının anlaşıldığı, müştekinin 11/02/2015 tarihli dilekçesiyle şikayetinden vazgeçtiğinin bildirildiği ve şüpheli hakkında yüklenen suçtan kamu adına kovuşturmaya yer oymadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı …’ın 11/02/2015 tarihli soruşturma dosyasına sunmuş olduğu dilekçesi incelenildiğinde; alacaklı taraf ile varılan mutabakat sonucu borcunu ödemiş bulunduğunu, alacaklı tarafa her hangi bir borcu kalmadığını, şikayet hakkından, dosyadan, doğabilecek tüm sonuçlardan feragat ettiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının 19.12.2016 tarihinde dava açmadan önce bono hakkındaki ihtiyati haciz kararını veren İstanbul 4.ATM 2015/844 D.İŞ sayılı dosyasına sunduğu dilekçesinde; alacaklı ile yapılan mutabakat sonucunda borcunu ödediğini beyan ederek temyizden feragat ettiği, keza Büyükçekmece CBS 2015/20226 sor sayılı dosyasına sunduğu 11.02.2015 Tarihli dilekçede de alacaklı ile varılan mutabakat sonucu borcu ödediğini, şikayetinden feragat ettiğini beyan ettiği görülmektedir. Davacının soruşturma ve ihtiyati haciz dosyasına sunduğu dilekçelerinde alacaklı ile yapılan mutabakata göre borcu ödediğini beyan ettiği, dilekçelerin dava tarihinden önceki tarihli olduğu, bununla birlikte; senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddiasının senet metninden anlaşılamadığı, senede göre taraflar arasında temel ilişki olmadığı, ciro silsilesi içinde yer alan kişiler müteselsil borçlu sıfatı ile sorumlu olup görünüşte düzgün ciro silsilesine göre senedi elinde bulunduran hamilin, bunlardan birine veya hepsine müracaat etmesi yasal hakkı olduğu, bu durumun TTK 687.maddesi gereğince kötüniyet olarak kabul edilemeyeceği, dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin davanın reddine karar vermesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/06/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.