Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1457 E. 2022/1190 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1457 Esas
KARAR NO: 2022/1190 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2020
NUMARASI: 2018/584 E. – 2020/84 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket ile davalılar arasında “…” adlı dizi film projesine ilişkin 21/09/2017 tarihli Oyuncu sözleşmesi imzalandığını, davacı ve yayıncı kuruluş arasındaki yapımcılık sözleşmesine istinaden dizi film projesinin yapımcılığı davacı şirket tarafından yürütülmekte iken 20/12/2017 tarihli devir protokolü ile projenin yapımcılığının üçüncü kişilere devredildiğini, sözleşmenin devri kapsamında taahhütlerin yerine getirilmemesi üzerine taraflarca sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi hususu yayıncı kuruluşa ihtar edildiğini, davacının yayıncılık bedelini ödemeyen yayıncı kuruluşun dizi oyuncularını toplayarak oyunculuk bedelleri … Ltd. Şti tarafından ödenmezse taraflarından ödeneceği yönünde açıklamalarda bulunması karşısında haksız rekabet hükümlerine ve sözleşmeye aykırılık teşkil eden bu eylemlerin durdurulması hususları taraflarınca ihbar edildiğini, yayıncı kuruluşun ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine taraflarınca bu kez İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, takibe kısmi ödemede bulunan yayıncı kuruluşun borca itiraz etmesi üzerine, bakiye tutar üzerinden taraflarınca İstanbul 3. Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2018/343 esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açılmış olduğunu ve davanın derdest olduğunu, oyuncu ve çalışanlara her aşamada gerekli bilgilendirmeleri yaparak oyuncu ve menajerleri devir sürecinde oluşabilecek boşluklardan, karmaşadan, belirsizliklerden uzak tutma yönünde uğraş verdiğini, bu bağlamda 11/01/2018, 12/01/2018 ve 23/02/2018 tarihlerinde oyunculara whatsapp üzerinden bildirimlerde bulunularak taraflarca fesh edilmeyen oyunculuk sözleşmesinin yürürlükte olduğu vurgusuyla oyunculuk bedelinin bakiye tutarının ödeneceği ve sözleşmelerin karşılıklı ibra ile fesh edileceği hususlarını ihtar ederek davalılara çağrıda bulunduğunu, bu çağrılara davalılarca icabet edilmemesi üzerine tarafça bu kez 27/03/2018 tarihinde davalılara gönderilen ihtarname gönderildiğini, davalının sözleşme ilişkisini yok sayan eylem ve tutumları sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, açıklanan nedenlerle, oyunculuk sözleşmesi’nin sözleşme süresince yapımcı dışında üçüncü bir gerçek veya tüzel kişinin yapımında veya bir yayın kuruluşunda oyunculukla ilgili görev alınamayacağı yönündeki 6/(c) ve 7/(d) hükmü, sözleşme kapsamındaki hak ve vecaiblerini yapımcının önceden yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen üçüncü şahıslara devir, temlik ve ciro edilemeyeceği yönünde devir yasağına ilişkin 7/(i) ve 8/2 hükmü sözleşme kapsamında yapımcıya ait gizli bilgilerinin üçüncü kişilerle paylaşılamayacağı yönündeki 10/(d) bendi hükmü davalı taraflarca ihlal edilerek sözleşmeye aykırı davranılmış olup belirtilen maddi hükümlerin ihlali nedeniyle ahde vefa ilkesine aykırı davranan davalıların cezai şart ihlal sayısının tespit edilerek cezai şart alacağının miktar olarak tespitini, fazlaya ilişkin hakları ile diğer haklar saklı olmak üzere şimdilik (kısmi dava olarak) 100,00-TL cezai şartın temerrüt tarihinden işleyecek her bir cezai şartın temerrüt tarihini belirlemek suretiyle ilgili tarihten itibaren hesaplamak kaydıyla 3095 sayılı Kanun’un 2/2 maddesi uyarınca avans faizi oranında ticari temerrüt faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesini, talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; öncelikle huzurdaki davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri değil Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu, huzurdaki davada, davacı yönünden aktif husumet yokluğunun bulunduğunu, öyle ki davacı, oyunculuk sözleşmesine dayalı tüm hak ve alacaklarını 20.12.2017 tarihinde, Yapım sözleşmesine ek protokol düzenleyerek … Şirketine devrettiğini, bu tarihten sonra davalılardan sözleşmeye dayalı edimlerin yerine getirilmemesinden doğacak ihlallerin takibi ve dava hakkı … şirketine geçtiğini, bu sebeple davacıların işbu davayı açma haklarının olmadığını, husumet yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın sunduğu dava dilekçesinde ” oyuncu sözleşmesi” uyarınca cezai şartın ihlal sayısının tespit edilmesi, tespit edilen her bir ihlal için cezai şart alacağının miktarı talep edilmiş olmakla” bu ihlalin ne olduğu, gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise ne şekilde gerçekleştiğine” dair dilekçe kapsamında açıklık olmadığını, HMK.Madde 29/1 Taraflar dürüstlük kuralına uygun davranmak zorunda olduğunu, 29/2 Taraflar; davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlü olduklarını, doğruyu söyleme ödevi, hem yazılı hem sözlü beyan ve açıklamalar için geçerli olduğunu, davacı dava dilekçesinin eki mahiyetinde sunduğu ihtarname ve belgelerle görülenin aksine gerçek dışı beyanlar ile usul hileleri yaptığını, TBK’nun 205. Maddesinde düzenlenen sözleşmenin devri hükümlerine göre devreden sözleşmenin devri yoluyla sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarını devralana geçirmekte olduğunu, davacı tarafın … ile daha önceden yapmış olduğu yapım sözleşmesi, 20.12.2017 tarihinde yapılan bir devir protokolü ile üçüncü kişilere devredildiğini bu devire göre sözleşmenin tarafları, sözleşmeye konu olan çekilecek dizinin 9. bölümünden itibaren … LTD. ŞTİ. ve … olacağını, dolayısıyla davacı taraf, sözleşmeye ilişkin bütün hak ve borçlarını devralan dava dışı şirket … Şirketine devretmiş olduğundan davacı tarafından dosyaya sunulan oyunculuk sözleşmesinin 2.ekiyle davacı, müvekkili oyuncuyu ve menajerlik şirketini …’a yapım sözleşmesi ile mutlak surette bağladığı gibi yapım işini de devralan … şirketine bağladığını, davacının; “-projenin devamı -” için gayret ederek bunu oyunculara yansıtmadığını açıkça ifade ettiği halde oyuncu davalı ve menajerlik şirketi aleyhine işbu davayı ikame etmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, dava dilekçesinin 9.maddesinde, oyuncu sözleşmesini sonlandırmak için davalılara nazik davette bulundukları ve davalıların buna iştirak etmeyerek ahde vefa göstermediği gibi akla ve hukuka dayanmayan hissi mülahazaları ile profesyonelce şaşırtmayı ve yanıltmayı hedeflediklerini, tek taraflı iradeleri ile sonlandırabildikleri ve devirle sonlandırdıkları , “oyunculuk sözleşmesini sonlandırma iradesini ” de açıklayarak davalıları davet ettiklerini beyan ettikleri halde işbu oyunculuk sözleşmesinin kendileri ile devam ettiği ve halen yürürlükte olduğuna dair iddiaları çelişmekte olduğunu ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu nedenlerle öncelikle görevsizlik kararı verilmesini huzurdaki davanın aktif husumet yokluğundan reddine, dürüstlük kuralına aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun(HMK 119/1-e,f ve HMK 29) davanın usulden reddine karar verilmesin talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18.02.2020 tarihli 2018/584 E. – 2020/84 K. sayılı kararıyla;” Davacının Ek protokol 1 olarak sunulan devir sözleşmesinin 2.3. nolu maddesinde “Tarafların akdettiği ve sözleşmenin yapımcı ile taahhüt edenlerini değiştirmeyi konu edinen işbu sözleşme” denilmesi suretiyle davacının artık sözleşmenin tarafı olmadığı, sözleşmeden kaynaklı hak ve yükümlülüklerini üçüncü bir şahsa devrettiğinin anlaşıldığı, davacının taraf olduğu devir sözleşmesi dikkate alındığında, hem sözleşmeyi imzalayıp hem de bu sözleşmeden kaynaklı olarak bu sözleşme gereği edimlerini yerine getiren ya da bu edimler kapsamında ödeme alan oyuncuya (davacının sorumlu olduğu ilk 8 bölüme ilişkin dahi olsa) sözleşmeye aykırılık iddiasında bulunulmasının MK 2. madde kapsamında dürüstlük kuralına aykırı olduğu, hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzenini himaye etmeyeceği, oyuncunun aldığı ödemelerin dava dışı 3. Kişilerden tahsil edilmiş olmasının davacının ticari sırlarına aykırılık olarak kabulünü gerektirir bir durum olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, davacının isticvap taleplerinin davanın konusuyla ilgili olmadığı, davacının oyuncuya yapılan ödemeleri kimler tarafından ödendiğine ilişkin iddia ve taleplerin esasen davanın konusu olmadığı gibi davacının 3. Kişi olarak iddia ettiği dava dışı kişilerin sözleşme ve protokole taraf olarak imzalarının bulunduğu, sözleşmesel sorumluluklarının olduğu, toplanan delillere göre; davacının davalı oyuncunun ve davalı ajansın sözleşmeye aykırı davrandığı iddiasına dayalı olarak cezai şart isteminin dinlenilme koşullarının bulunmadığı” gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin dava konusu Oyunculuk Sözleşmesini incelemeyerek ve bu sözleşmeyi yok sayarak Adil Yargılanma Haklarının, Hukuki Dinlenilme Hakkının ve İspat Haklarının ihlal edildiğini, mahkemenin karara davanın konusu olmayan yanlış sözleşmeyi dayanak tuttuğunu, taraflarca getirilme, taleple bağlılık ve sözleşmelerin nispiliği ilkesinin ihlal edildiğini, isticvap taleplerinin mesnetsiz olarak reddedildiğini, HMK 31. Madde de düzenlenen davayı aydınlatma ödevine aykırı davranıldığını, dava konusu taleplerinin havada bırakıldığını, oyunculuk sözleşmesinin devredilmediği halde devredilmiştir denilerek maddi gerçekliğe aykırı karar verildiğini, oyunculuk sözleşmesinin 5/a maddesine göre süresiz olarak yürürlükte olduğunu, kararın kopyala yapıştır usulüyle yazıldığını. -Davanın asıl konusunun oyunculuk sözleşmesinin ihlalleri olup; birinci ihlalin, davalının üçüncü kişilerden (yayıncı kuruluştan) ödeme alarak “Sözleşme kapsamındaki hak ve vecaiblerini yapımcının önceden yazılı izni olmaksızın kısmen ve’veya tamamen üçüncü şahıslara devir, temlik ve ciro edilemeyeceği” yönünde devir yasağına ilişkin 7/(i) hükmüne aykırı davranması, ikinci ihlalin, üçüncü kişilerden ödeme alan davalının ödeme bilgilerini, ödeme tarihini, müvekkilimin ödeme yapıp yapmadığını, ödeme aracını, yani “ticari sırlarını” ifşa ederek “Sözleşme kapsamında yapımcıya ait gizli bilgilerinin üçüncü kişilerle paylaşılamayacağı” yönündeki 10/(d) bendi hükmüne aykırı davranması, üçüncü ihlalin, davalının, müvekkili ile imzaladığı sözleşme yürürlükte iken başka bir yapım şirketi ile sözleşme imzalayarak “Sözleşme süresince yapımcı dışında üçüncü bir gerçek veya tüzel kişinin yapımında veya bir yayın kuruluşunda oyunculukla ilgili görev alınamayacağı” yönündeki 6/(c) ve 7/(d) hükmüne aykırı davranması olduğunu.-Oyunculuk Sözleşmesinin hiçbir sözleşmenin eki, ilişiği ya da herhangi bir teferruatı olmadığını, oyunculuk sözleşmesinin devredilmediğini, Ek Protokol 1’in oyunculuk sözleşmesinin devri protokolü olmadığını, Yapım Sözleşmesinin devir protokolü olduğunu, ek protokol 1 ile ilk sekiz bölümün yapımcılık sözleşmesinden doğan yapımcılık haklarının dahi devredilmediğini, oyunculuk sözleşmesindeki tüm hakların ibra ve feshedilmediği sürece sözleşmenin 5/a maddesine göre ilk sekiz bölüm için süresiz ayakta olduğunu, mahkemenin yanlış sözleşmeyi incelediğini.-Mahkeme kararının anlaşılamadığını, mahkemenin oyunculuk sözleşmesini incelemiş olsa idi tek ediminin oyunculuğun icrasından ibaret olmadığını “Yapımcıya zarar verecek davranış ve beyanlardan kaçınma, gizliliğe aykırı eylemlerde bulunmama ve yapımcının sözleşmeye dayalı taleplerine olumlu karşılık verme” gibi sözleşme öncesi ve sonrası edimlerinin bulunduğunun görüleceğini.-Yapımcılık Sözleşmesi devredilmiştir, o halde Oyunculuk Sözleşmesi de devredilmiştir denilemeyeceğini, sözleşmelerin nispi olup ancak taraflarını bağlayacağını.-İsticvap taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, mahkemenin taleplerini yerine getirmediğini, eksik inceleme ile Anayasa’nın 36/2 maddesindeki “Hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz” hükmünü çiğnediğini.-Davalıların birinci ihlalinin delilinin, davalıların … A.Ş.’den ödeme alarak devir yasağına ilişkin, 7/(i) ve 8/(2) hükmüne aykırı hareket ettiklerini gösteren, dilekçe içeriğinde yer alan dekontlar olduğunu, ikinci ihlalin delilinin de bu dekontlar olduğunu, sözleşmenin 10/(d) bendine aykırı davrandıklarını, ödeme alan davalıların üçüncü kişiye, hesap/IBAN numarası, bölüm ücreti, kaç bölüm ücretinin ödeneceği, kaçıncı bölüm ücreti, ödeme tarihi, müvekkilinin ödeme yapıp yapmadığının bildirilmesi, ödeme şekli ve aracını bildirmesi gerektiğini, davalıların sözleşmedeki yasağa rağmen ticari ve mali bilgileri ifşa ettiğini, dekontun varlığının bunun somut delili olduğunu, üçüncü ihlalin ise sözleşme yürürlükte iken, müvekkilinden fesih yada ibra yazısı almamışken, başka bir yapım şirketi ile sözleşme imzalayarak, 6/ (C) ve 7/(d) hükmüne aykırı davranılması olduğunu, bunun da ihtilafsız olduğunu. -Müvekkilinin oyunculuk Sözleşmesini devretmediğini, yeni yapım firmasının oyunculuk Sözleşmesinin halefi olmadığını, ödemeleri de yeni yapım firmasının yapmadığını, sözleşmenin 10/(d) maddesi gereğince ödeme olgusunun “ticari ve mali bilgi” olduğunu, bu gizli bilgileri üçüncü kişilerce paylaşan davalının bu maddeyi ihlal ettiğini, iki taraf arasında gizlilik esasına dayalı sözleşme olduğundan, taraflardan birinin “alacağımı alamıyorum” demesinin bile ticari sırları ifşa etmek anlamına geldiğini, Borçlar Kanunu uyarınca üçüncü kişilerin borç ilişkilerine müdahalesinde “Asıl borçlunun muvafakati olmaksızın yapılan ödemelerin geçersiz kılındığını (BK. 127/2), taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine öncelik verildiğini (BK. 183), alacağın temliki yazılı şekil şartına tabi tutulduğunu (BK. 184) ve böylelikle sözleşme ilişkilerine öncelik tanınarak üçüncü kişilerin kötü niyetli müdahalelerine karşı üstünlük tanındığını. -Oyunculuk sözleşmesine göre oyuncuların üçüncü kişilerden ödeme alamayacağını, davalı oyuncunun, yayıncı televizyon kuruluşundan ödeme aldığının ihtilafsız olduğunu, kendi talebi olmadan yayıncı kuruluş ödeme yapmışsa gizlilik kuralının ihlalinden bahsedilemeyeceğini, ancak oyuncunun talebi ile ödeme yapılmışsa ihlal gerçekleştiğini, kimsenin durup dururken ödeme yapmayacağını, isticvap taleplerinin kimin talebiyle olduğunun netleşerek davanın aydınlatılabilmesi için isticvap talep ettiklerini.-Oyunculuk Sözleşmesinin Yapımcılık Sözleşmesinin eki olmadığını, yayıncı kuruluşun müvekkilinin muaccel alacağı için icra takibi başlattığında, haricen yaptığı ödemeyi kendince mahsuplaşarak, davalılara yaptıkları ödemeyi, yapımcılık ücretinden kesinti yaparak müvekkilinden mahsup etmeye kalktığını, bu usulsüzlüğün İstanbul 3. ATM’nin 2018/343 E sayılı dava konusu olduğunu, davalıların aynı bölüm ödemesini müvekkilinden de aldığını, oluşturulan kaostan dolayı müvekkilinin yayıncı kuruluştan alacağını tahsil edemediğini.-Yapımcılık Sözleşmesi ile yayıncı kuruluşun oyunculuk sözleşmesinin, oyuncunun da yapımcılık sözleşmesinin tarafı haline gelmediğini.-Mahkeme kararının kopyala yapıştır yöntemiyle yazıldığını, beyanla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; oyunculuk Sözleşmesinin, yapım sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olduğundan, yapım sözleşmesinin devri nedeniyle oyunculuk sözleşmesinin de Sözleşmesi’nin 10/f hükmüne göre, yapımcı ve Kanal arasındaki sözleşmenin, oyunculuk sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası ve eki olduğunu, oyuncu ve Ajans’ın TV Dizisi Yapım Sözleşmesi’nin aynen kendisi için bağlayıcı olacağını kabul ve beyan eder hükmü bulunduğunu, davacının müvekkiline gönderdiği ihtarda “Devir sözleşmesi sadece tarafların değişmesi sonucunu doğurur. Sözleşmenin uygulanması ile ilgili fer’i haklar gibi sözleşmeye dayanarak yapılan diğer sözleşmeler ayakta kalmaya devam eder.” denilmek suretiyle açık ve net bir şekilde akdedilen Oyunculuk Sözleşmesi’nin bir fer’i hak niteliğinde olduğunun kabul edildiğini, yapım sözleşmesinin devrinin oyunculuk sözleşmesinin devri anlamına geldiğini, tüm hak ve borçların devralan şirkete geçtiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan devir öncesi borçlarını ifa etmemesine rağmen, müvekkilinin oyunculuk sözleşmesi hükümlerine aykırı davrandığı iddiasında bulunmasının kötü niyetini gösterdiğini, yapım sözleşmesinin devrinden önce hem …’a hem de müvekkiline hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu hususun İstanbul 3. ATM’nin 2018/343 E sayılı dava dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile ortaya konulduğunu, bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmede, davacının …’ın oyunculara ödeme yapmasına muvaffakat etmediğini ve bu hususta ihtarname gönderdiğini ileri sürmüşse de, atfı yapılan ihtarnamede ödemeden men ifadesine rastlanmadığının görüldüğü açıklaması yapıldığını, davacı şirket sahibinin …’ın oyunculara ödeme yapmayı üstlendiğini bildiği için oyunculara bu konuda mesaj attığını, davacının yapım sözleşmesinin devrine rağmen, oyunculuk sözleşmesini feshetmemesinin de kötüniyetli olduğunu, davacının sözleşmeden doğan borçlarını zamanında ifa etmemesinin gizli bilgi niteliğinde bulunmadığını, bu durumun geç ifa hali olup, söz konusu hukuki durumun gerektiğinde ifa edilmediği süre içerisinde icra takibi yapılabildiğini, bunun gizli bilgi olmadığını, müvekkilinin davacıdan alacağını alamaması ve bunun üzerine …’ın davacının borçlarını ödemesinin, davacı tarafı ticari hayatta zora sokacak bir bilgi olmadığını, mahkemenin oyunculuk sözleşmesini incelediğini, mahkemelerin farklı gerekçeler sunmasının mümkün olmadığını, davacının işbu davada husumetinin bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacı ile davalılar arasında; 21/09/2017 tarihli … Dizi filmine ilişkin oyunculuk Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme ekinde davalı oyuncu tarafından imzalanan “Mali Hak Devir Beyanı” ile yine oyuncu tarafından imzalanan sözleşmeden kaynaklanan mali haklarının … A.Ş. ‘ye devredilmek üzere davacı şirkete devrettiğine ilişkin “Muvaffakatname” bulunduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ekinde, davacı şirket ile dava dışı … A.Ş., …, … Ltd. Şti., … arasında imzalanan “…” İsimli TV Dizisi Yapım Sözleşmesi Ek Protokol-1 başlıklı sözleşmenin ilk ve son sayfalarının sunulduğu, sözleşmenin son sayfası üst satırında “yapımcı ve taahhüt eden tarafının … Ltd. Şti. Ve … olduğu hususunda mutabık kalmışlardır.” yazdığı, sözleşmenin 4.3 maddesinden, dizi filmin 8. Bölüm dahil yapımcısının davacı şirket olduğu, 9. Bölümden itibaren … Ltd. Şti.’nin ve …nın …’a karşı Sözleşme ile belirlenmiş yükümlülüklerini yerine getireceklerini, …, … ile … Ltd. Şti. Ve …’nın Sözleşmenin 9. Ve 10. Maddesi kapsamında 04/01/2018 tarihinden önceki döneme ilişkin doğacak her türlü husustan …’a karşı müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları ancak 04/01/2018 tarihinden sonra, Sözleşmeye ilişkin doğacak her türlü husustan … ve …’nın …’a karşı müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarının düzenlendiği, Ek Protokol 4.5 maddesinde; ek protokol ile belirlenen değişiklik ile birlikte sözleşme ile belirlenen hak ve yükümlülüklerin aynen devam edeceği, ek protokolün sözleşme ile geçerli olduğu, ek protokolün sözleşmenin eki olduğu düzenlenmiştir. Oyunculuk Sözleşmesinin 9. Maddesinin “Yapımcının Yükümlülükleri” başlığını taşıdığı, yapımcının oyuncuya ödeyeceği oyunculuk ücreti ödemesi ile ilgili düzenlemelere, sözleşmenin yapımcı tarafından fesih koşullarına ve oyuncunun edimlerini yerine getirmemesi halinde yapımcının zarara uğraması halinde oyuncuya rücu edebileceğine ilişkin hükümlere yer verildiği, anlaşılmıştır. Oyunculuk Sözleşmesinin 10. Maddesinde; oyuncunun gizli bilgiyi ifşa etmeyeceğine ilişkin düzenleme bulunduğu anlaşılmıştır. Oyunculuk Sözleşmesi’nin “Cezai Şart” başlıklı 6. Maddesinde;”“Oyuncu, basiretli ve öngörülü sektörü bilen ve tanıyan bir kişi olarak bu sözleşme kapsamında Üstlendiği yükümlülükleri özen ve gayret ile yerine getireceğini, herhangi bir ihlal ve ihmal göstermeyeceğini, Yapımcı’nın Kanal ile yapmış olduğu sözleşmede öngörülen yaptırımlara maruz kalabileceğini bildiğini, bu şekilde mağduriyet oluşturmayacağını, aksi takdirde başkaca ihbar ve ihtara ya da temerrüde düşürmeye gerek kalmaksızın bu sözleşme ile öngörülen cezai şart bedellerini ve bunun dışında Yapımcı’nın uğrayacağı menfi veya müspet zarar ve ziyanı, kar kaybını, yoksun kalacağı kazançı tazmin edeceğini kabul beyan ve taahhüt etmektedir. Oyuncu, işbu sözleşmede listlendiği herhangi bir yükümlülüğünü kısmen veya tamamen ihlal ederse, başkaca ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın en son aldığı bölüm başı ücretinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart bedelini nakden ve defaten Yapımcı’ya ödeyeceğini, Yapımcı’nın cezai şart alacağını Oyuncu’nun hak ve alacağındaki takas mahsup edebileceğini gayri kabili rücu olarak kabul beyan ve taahhüt etmektedir. Oyuncu, aşağıdaki hallerde ise herhangi bir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın en son aldığı bölüm başı ücretinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart bedelini nakden ve defaten Yapımcı’ya ödeyeceğini, Yapımcı’nın cezai şart alacağını Oyuncu’nun hak ve alacağından takas mahsup edebileceğini payri kabili rücu olarak kabul beyan ve taahhüt etmektedir. Oyuncu, TV Dizisi’ne ve/veya TV Dizisi’nin içeriğine, formatına, adına benzer nitelikteki yapımları; kendisinin ve’veya Yapımcı dışındaki yayın kuruluşlarının ve’veya üçüncü kişilerin hesabına üretmesi yayınlaması, Yapımcı dışındaki yayın kuruluşları ile, üçüncü kişilerle TV Dizisi ve/veya TV Dizisi içeriğine, formatına, adına benzer nitelikteki yapımlar ile ilgili olarak sözleşme akdetmesi ve’veya ilişki içinde olması, Sözleşmede belirtilmiş olan ve Yapımcı’ya devredeceğini taahhüt ettiği hakları Yapımcı’ya devretmemesi ve”’veya devretmesine engel bir durumun ortaya çıkması. Oyuncu’nun işbu Sözleşme’nin ilasında 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun ve mevzuata, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı mevzuatına, Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve bağlantılı mevzuat hükümlerine, 4054 sayılı Rekabetin Korunması hususundaki ilkelere ve Reklam Kurulu normlarına aykırı olacak bir eylemde bulunması, Oyuncu’nun, sözleşme hükümlerine göre haklı bir sebep olmaksızın Sözleşme’yi feshetmesi ve’veya Sözleşme’nin Yapımcı tarafından feshedilmesine neden olması halinde” cezai şart talep edebileceğinin kabul edildiği anlaşılmıştır. Oyunculuk Sözleşmesinin 7/i. Maddesinde,”Ajans ve oyuncu, işbu sözleşme kapsamındaki hak ve/veya vecaiblerini, YAPIMCI’nın önceden yazılı izni olmaksızın kısmen ve/veya tamamen üçüncü şahıslara devretmeyeceğini, ciro ve temlik etmeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt etmektedir.” hükmü düzenlenmiştir.Oyunculuk Sözleşmesinin 10/f Maddesinde; “Oyuncu ve Ajans, Yapımcı ve Kanal arasında imzalanan sözleşmenin ayrılmaz bir parçası ve eki olduğunu, bu sözleşmeyi imza anında görüp okuduğunu incelediğini, bir suretini teslim aldığını, işbu sözleşmenin yürürlüğü aşamasında yer almasa dahi Yapımcı ile Kanal arasında imzalanan TV Dizisi Yapım Sözleşmesi hükümlerinin aynen kendisi tarafından bağlayıcı olacağını….kabul ve taahhüt eder” hükmü düzenlenmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılar ile müvekkili arasında Oyunculuk Sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmenin “Sözleşme süresince yapımcı dışında üçüncü bir gerçek veya tüzel kişinin yapımında veya bir yayın kuruluşunda oyunculukla ilgili görev alınamayacağı” yönündeki 6. ve 7/(d) hükmü, “Sözleşme kapsamındaki hak ve vecaiblerini yapımcının önceden yazılı izni olmaksızın kısmen ve/veya tamamen üçüncü şahıslara devir, temlik ve ciro edilemeyeceği” yönünde devir yasağına ilişkin 7/(i) ve 8/(2) hükmü, “Sözleşme kapsamında yapımcıya ait gizli bilgilerinin üçüncü kişilerle paylaşılamayacağı” yönündeki 10/(d) bendi hükmünün davalı taraflarca ihlal edildiğinden bahisle, davalıların cezai şart ihlal sayısının tespit edilerek cezai şart alacağının miktar olarak tespitini , fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 100,00 TL’nın faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, mahkeme kararının gerekçesinin anlaşılamadığını, mahkeme hakimince taleplerinin ve davanın anlaşılmadığını, davalı oyuncunun isticvabı taleplerinin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu beyanla ve netice-i taleplerine ilişkin açıklamalarını tekrarla, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı tarafça Ek-1 Yapımcılık devir protokolünde, davalının taraf olmadığını, davacı ile davalılar arasındaki oyunculuk sözleşmesinin feshedilmediği gibi … Şirketine de devredilmediğini, dolayısıyla oyunculuk bedelinin müvekkilinden alınması gerektiğini, yayıncıdan yada … şirketinden ücret alınması halinde, gizli bilgilerin ifşası, sözleşmedeki hak ve vecibelerin devri ile bunun sözleşmenin ihlal edildiği anlamına geleceğini, ayrıca üçüncü bir gerçek kişinin yapımında veya bir yayın kuruluşunda oyunculukla ilgili görev alınamayacağı kuralının da ihlal edildiğini ileri sürülmüştür. Davalılar vekilinin davaya cevap ve istinaf dilekçesine cevabında; davacı, Kanal (…) ve … Şirketi arasında 20/12/2017 tarihinde protokol düzenlenerek yapım işlerinin … Şirketine devredildiğini, yapım işi devrolunmasına rağmen haksız rekabet ve sözleşmeye aykırılık iddiasının hakkın kötüye kullanımı olduğunu, davacının tüm haklarını Yayıncı (…’a) devrettiği halde, parasal anlaşmazlıklarının faturasını müvekkiline kesmeye çalıştığını, sözleşmenin 10/f maddesinde Yapımcı ve Kanal arasındaki sözleşmenin bu sözleşmenin eki olduğunun düzenlendiğini, gizli bilgilerin ifşa edildiğine dair iddianın yerinde olmadığını beyan etmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ifadesine yer verilmiştir. Davalılar tarafından davacı iddiaları reddedilmekle, ispat yükü davacıdadır. Hukuk davalarında HMK 25. Madde gereğince taraflarca getirilme ilkesi bulunmaktadır. Hakim HMK 26. Madde gereğince tarafların talebiyle bağlı olduğu gibi, HMK 31. Madde gereğince davayı aydınlatma görevi bulunmaktadır. HMK 31. Madde de; “Hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz ya da çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. ” hükmü düzenlenmişse de; HMK 31. Madde ispat yükü yer değiştirecek şekilde uygulanamayacaktır. Yargılamaya hakim olan ilkeler bu çerçevede olup, somut uyuşmazlıkta, davacı vekili, davalı oyuncunun isticvap edilerek birtakım soruların sorulmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin isticvap talebinin, yayıncı kuruluşun oyunculara yaptığı ödemelerin kendileri tarafından mı talep edildiği, yoksa yayıncı kuruluşun mu ödediğinin sorulması olduğu, müvekkilinin muvaffakatı olmaksızın üçüncü kişilerden talep ve tahsil edilemeyeceğini aksi halde sözleşmede düzenlenen devir yasağı, gizlilik , ticari sırların ifşası yasağı hükümlerinin ihlalinin söz konusu olacağının beyan edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalının yayıncı kuruluştan ödeme aldığının ispatı yönünden, İstanbul 3. ATM’nin 2018/343 Esas sayılı dosyasına, dava dışı Yayıncı … vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesi örneği sunulmuştur. HMK 169/2 maddesinde “İsticvap, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlar hakkında olur.” hükmü düzenlenmiştir. İspat yükü kendisinde bulunan tarafça, davacı tarafça yapılması gereken ödemenin, davalı tarafça yayıncıdan alınarak sözleşmenin gizli kalması gereken bilgilerin ifşa edilmemesi ve sözleşmeden kaynaklanan hak ve vecibelerin devredilememesi yükümlülüğünün ihlali teşkil ettiğini ileri sürdüğü, istinaf dilekçesinde de bu hususu davalının ödemeyi yayıncıdan istemesi koşuluna bağladığı, yayıncıdan ödemenin istenilip istenilmediğinin ise davalıların isticvabı ile açıklattırılarak ispatlanılmaya çalışıldığı ancak davalının isticvabı ile bu hususları açıklamasının istenilmesinin, ispat yükünün yer değiştirmesi sonucu doğuracağı gibi, sonuca da etkili olmadığı, mahkemece isticvap talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.Dosyaya davacı tarafça Oyunculuk Sözleşmesi, davalılar vekili tarafından da davacı ile yayıncı … Şirketi arasında imzalanan sözleşme ile, yapım sözleşmesinin devrine ilişkin Ek Protokol-1 belgesinin sunulduğu, sunulan sözleşmelerden dizinin ilk 8 bölümünün yapımının davacı şirket tarafından gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı, 9. Bölümden itibaren yapım işinin … Ltd. Şti. ve …’ya devredildiği anlaşılmıştır. Oyuncu yapım sözleşmesinin tarafı olmasa dahi, Oyunculuk Sözleşmesinin 10/f maddesinde, yapımcı ile Kanal arasındaki sözleşmenin, oyunculuk sözleşmesinin eki ve ayrılmaz parçası olduğu düzenlenmekle ve yapılan işin niteliği gereği, aynı dizi filmin yapım işinin devri ile dizinin devam eden bölümlerinde aynı karakteri oynayan oyuncunun, yeni yapımcı şirket ile dizinin çekimine devam etmesi, sözleşmenin 6/(c) ve 7/(d) hükmünü ihlal anlamına gelmemektedir. Davacı tarafça Oyunculuk Sözleşmesi’nin feshedilmediği, devredilmediği ve 5/a maddesi gereğince tüm hakların süresiz ayakta olduğu ileri sürülmüşse de, davacının yapımcı olduğu ilk 8 bölüm için tarafların hak ve yükümlülüklerinin tespitinde süresiz olarak ayakta olacağı, ancak devamında dava dışı … Şirketi tarafından çekilen bölümler yönünden sözleşmenin halen taraflar arasında ayakta olduğu ve yapım sözleşmesinin davacı tarafça devrine rağmen, sözleşmenin devam ettiği gerekçesiyle, başka bir tüzel kişinin yapımında oyunculukla ilgili görev alınamayacağı yönündeki iddiasının MK 2. Maddesine aykırı olduğuna ilişkin mahkeme gerekçesi yerindedir. Davalı oyuncunun yapım sözleşmesinin devri ile, … isimli dizideki oyunculuk görevine devam ettiği, bu sırada yayıncı kuruluş (… tarafından) davalı oyuncuya ödeme yapılmış olmasının gizliliğin ihlali (Sözleşmenin 10/(d) maddesi) ve sözleşmedeki hak ve vecibelerin devir ve temliki yasağına (Sözleşmenin 7/(i) ve 8/2 maddesi) aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmüşse de, önceki bölümlere ilişkin ücreti üçüncü kişi yayıncıdan alınmasının sözleşmenin ihlali sonucunu doğurmayacağı kanaatine varılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “ödeme alan davalıların üçüncü kişiye, hesap/IBAN numarası, bölüm ücreti, kaç bölüm ücretinin ödeneceği, kaçıncı bölüm ücreti, ödeme tarihi, müvekkilinin ödeme yapıp yapmadığının bildirilmesi, ödeme şekli ve aracını bildirmesi gerektiğini, davalıların sözleşmedeki yasağa rağmen ticari ve mali bilgileri ifşa anlamına geldiğini” ileri sürmüşse de, oyuncunun kendi hesap/Iban numarasını bildirmesi ve ödenmeyen bölüm ücretinin ve miktarının yayıncı şirkete bildirilmesi sözleşmenin ilgili maddelerinin ihlali teşkil etmeyeceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.