Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1443 E. 2022/1200 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1443 Esas
KARAR NO: 2022/1200
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2020
NUMARASI: 2018/498 2020/44
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibin kambiyo senedine dayalı olarak açıldığını, söz konusu takibe konu edilen senetdeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek takibin iptalini, %20 kötü niyet tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevsiz olduğunu, davacı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde ödeme emrinin usul ve yasaya uygun tebliğ edildiğini, davacının müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına ükmedilmesinin talebinin reddini gerektiğini bildirip, görevsizlik kararı verilmesini, davacı tarafın haksız çıkması halinde İİK ilgili hükümleri gereğince %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece yapılan yargılanma neticesinde; 05/09/2019 tarihli raporuna göre davacı tarafın takip konusu olan bonoda davacı …’un imzaları ve yazıları arasında teknik ve grafolojik bağlantı bulunmadığından davacı tarafın takip konusu bono bedeli yönünden sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip nedeniyle takip konusu olan senetten kaynaklanan şekilde davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmamakla davacı lehine tazminata hükmolunmasına yer olmadığına…”karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -05.09.2019 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, -Senedin tanzim tarihine en yakın tarihli imza asılları celp edilmeden rapor alınmasının yerinde olmadığını, 05.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda; karşılaştırmaya esas alınan belgelerin -Gaziosmanpaşa … Noterliği’nce tasdikli, 06.03.2016 tarih, … yev.nolu vekaletnamedeki imzası, Gaziosmanpaşa … Noterliği’nce tasdikli, 25.10.2017 tarih, … yev.nolu imza sirküleri, Gaziosmanpaşa … Noterliği’nce tasdikli, 04.05.2017 tarih, … yev.nolu vekaletnamedeki imzası, 31.01.2019 tarihinde mahkemede alınmış imza ve yazı örnekleri olduğunu, senet düzenlenme tarihinin ise 25.02.2016 olduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda imza incelemesi, belge asılları üzerinde yapılmadığını, imza incelemelerinde yalnız yazı şekli değil aynı zamanda kağıt üzerindeki kalem baskısı, başlangıç ve bitişteki mürekkep izleri ve benzer bir çok husus da dikkate alınmakta olduğunu, Davaya konu bono üzerindeki imzanın incelenmesinde, mukayese edilecek belgeler sayıca az ve sadece tek bir yerden celp edildiğini, Yargılama aşamasında mukayese belgelerin celbi için talepte bulunulduğunu ancak Yerel Mahkemenin bu talepler değerlendirmediğini, bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan yeniden rapor alınması talep edilmişse de, bu yöndeki talebimin değerlendirilmediğini, raporda imza incelemesinin, Yargıtay içtihatlarında belirtilen yöntemlerle yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME: İstanbul … İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyasında takibe dayanak; 25.02.2016 keşide, 25.05.2016 vade tarihli 25.000TL bedelli bonoda keşideciye atfen … ‘a atfen isim ve iki adet imza, lehtar, 1.ciranta olarak …, hamil olarak …’nin yer aldığı görülmüştür. -Bilirkişi raporunda özetle; dava konusu senette 2 adet şüpheli borçlu mzası ile yazılarla davacının imza ve yazı örnekleri arasında kuvvetli ve açık benzemezlik nedeni ile …’a ait olmadığı, kendisinin imzaları örnek alınmak sureti ile sahte atılmış imzalar olduğu yönünden görüş belirtilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, dava konusu bonodaki keşideci imzasının ve yazının davacıya ait olmadığını iddia ederek menfi tespit talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İmza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medarı tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; dosyanın bilirkişiye teslim tutanağında mukayeseye esas alınan evrak asılları ile senet aslının teslim edildiği yazılı ise de; takibe konu bono 25.02.2016 tanzim tarihli olup mukayeseye esas alınan evraklar ise senedin tanzim tarihinden sonraki tarihlidir. Davalı vekili bilirkişi raporuna da bu yönde itirazda bulunmuştur.Bu durumda Mahkemece öncelikle senet tanzim tarihinden eski tarihli belge asıllarının toplanması, bu hususta belge sunmak üzere ispat yükü kendisinde olan davalı yana da ihtarlı süre verilerek rapor alınması gerekirken eksik incelemeye dayalı rapora göre esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 -Davalı yanın istinaf talebinin KABULÜNE; İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davalı yanca yatırılmış olan 402,00TL ve 54,40TL istinaf harçlarının talebi halinde davalı yana iade edilmesine 3- Davalı yanın istinaf gideri olan başvuru harcı 148,60TL, ve 23,50TL posta gideri olmak üzere toplam 172,10TL TL nin davacıdan alınıp davalı yana verilmesine, Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme ile kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 30/06/2022