Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1431 E. 2020/1425 K. 18.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1431 Esas
KARAR NO: 2020/1425
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2020
NUMARASI: 2019/171 2020/133
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/09/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin … olarak bilinen yerde 54 nolu bağımsız bölümü 17/08/2005 tarihinde satın aldığını, davalının ise çoğunluk hissesine sahip olması nedeniyle onay almadan projeyi aykırı olarak dükkan sahiplerini zarara uğratacak işlemler yaptığını belirterek 10.000 TL maddi ve 1,00 TL’de manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 19/10/2016 tarihinde maddi tazminat davasının kabulüne, 60.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 29/12/2017 günlü, 2017/3904 Esas – 4086 Karar sayılı ilamıyla, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına ve dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiş, bu karar sonrası mahkemece verilen 11/01/2019 tarihli kararla istinaf dairesinin esasa yönelik inceleme yapmadan dosyayı mahkemeye gönderdiği gerekçesiyle esasın kapatılmasına ve esas yönünden istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın dairemize gönderilmesine şeklinde karar verilmiş, bu karar üzerine dosyanın dairemize gelmesi üzerine dairemizin 05/03/2019 tarihli , 2019/320 Esas – 2019/454 Karar sayılı ilamıyla dairemiz kararının taraf teşkilinin sağlanmadığı ve savunma hakkının kısıtlandığı gerekçelerine dayalı olduğu, dolayısıyla usule ilişkin gerekçelerle kaldırma kararı verildiğinden, esas yönünden incelemenin bu aşamada yapılmadığı belirtilerek bahse konu mahkeme kararının kaldırılmasına ve yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiş, bu karar sonrası mahkemece, 12/02/200 tarihinde dava dilekçesindeki taleplerin 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanmadığı, davacının dava dilekçesinde taşınmazı yatırım amacıyla satın aldığını beyan ettiği, mahkemece yapılan araştırmada davacının tacir olmadığının anlaşıldığı, buna göre uyuşmazlığın çözümünde genel nitelikteki asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine, talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; yargılama sürecini özetlemiş, ayrıca mahkemenin davacının tacir olup olmadığı hususunda İstanbul Ticaret Siciline yazı yazdığını, gelen olumlu cevap ile yetinmeyen mahkemenin daha sonra hangi usulle defter tuttuğu hususunu araştırdığını, mahkemenin gelen cevabi yazıyla da yetinmeyip davacının 2016 yılı yıllık beyan ettiği gelirin ne miktarda olduğunun sorulmasına karar verildiği, oysa müvekkilinin dava konusu gayrimenkulü 17/08/2005 tarihinde satın aldığını, davanın ise 2015 yılında açıldığını, buna göre müvekkilinin 2016 yılında hangi usulde defter tuttuğu araştırmasının hukuki mantığının anlaşılamadığını, müvekkilinin … içinde dükkan aldığını ve işyeri olarak kullandığını, bu yerin ticari bir dükkan olduğunu, ticari bir işletme niteliğinde bulunduğunu, dolayısıyla asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu kabul etmenin doğru olmadığını, kaldı ki istinaf dairesinin gerekli incelemeyi yaptığını ve görev hususunda bir karar oluşturmadığını, zaten dosyanın esas yönünden karar vermek üzere mahkemeye iade edildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmiştir. Dairemizin 05/03/2019 günlü kaldırma kararından sonra mahkemece yapılan araştırmada İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce verilen cevabi yazıda; davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı ve kollektif, komandit ve limited şirket kaydının bulunamadığı yolunda cevap verildiği görülmüştür. Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen 03/10/2019 tarihli cevabi yazıda; davacının 31/05/2016 tarihinde işi bıraktığı ve 2016 yılı gelir vergisi beyannamesinden işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunun anlaşıldığının bildirildiği görülmüştür. Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen 24/12/2019 tarihli cevabi yazıda; davacının gelir vergisi beyannamesinde 1.763,50 TL zarar beyan ettiğinin belirtildiği görülmüştür. İstanbul Sicil Müdürlüğü’nün 20/01/2020 tarihli cevabi yazısında; davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunamadığının bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, tazminat davasıdır. Davacı taraf, davalının … olarak bilinen yerden 54 nolu bağımsız bölümü (iş yerini) 17/08/2005 tarihinde satın aldığını, davalının ise projeye aykırı olarak işlemler yaptığını, bu nedenle zarara uğradıklarını belirterek tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı gerçek kişi olmakla birlikte davalı tacirdir. Taraflar arasındaki sözleşmeye konu yer ise bir işyeridir. İşyerinin alım satımına ilişkin sözleşme ticari nitelikte bir sözleşmedir. Bu iş yerini alan davacının tacir olup olmaması taraflar arasındaki ilişkinin niteliğinin ticari nitelikte olduğu gerçeğini değiştirmez. Dolayısıyla somut olayda taraflar arasındaki sözleşmeye konu yerin işyeri olması nedeniyle uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinde görülmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/02/2020 tarih, 2019/171 esas, 2020/133 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya devam edilip bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 60,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 209,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/09/2020