Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1418 E. 2022/1456 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1418 Esas
KARAR NO: 2022/1456
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2018/12 E. – 2019/530 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, karşı davaya cevap ve beyanlarında özetle; müvekkili firmanın çorap sektörünün en büyük ve en köklü firmalarından biri olduğunu, çok sayıda kalite belgesi ve marka tescil belgelerine sahip bir firma olduğunu ve Türk Patent Kurumu’nun çok sınırlı bir araştırma ve inceleme neticesinde tasarım tescil belgesi verdiğini, ayrıntılı olarak yenilik ve ayırt edicilik yönünden araştırma yapmadığını, davalı karşı davacı firmanın 14.06.2017 tarih ve … nolu endüstriyel tasarım tescil belgesi ile görseli dava dilekçesinde yer alan ürün (stand) için tescil belgesi almış olduğunu, davalı karşı davacının tescil ettirdiği tasarım konusu ürünün perakende satış mağazalarında tezgah üstü kancalı özel kartondan veya benzeri malzemeden mamul çorap teşhir ve satış standı olarak kullanılmakta olduğunu, davalı karşı davacı firmanın tasarım kendisine ait olmamasına rağmen tasarım tescil müracaatı yapmış olduğunu ve belgeyi aldığını, davalı karşı davacının tescil ettirmiş olduğu tasarıma konu ürünün yenilik ve ayırt edicilik vasfi bulunmadığını, davaya konu ürünün birebir aynısının tasarım başvurusundan önce müvekkili firma tarafından üretilmiş ve … marketlerine satılmış olduğunu, davalı karşı davacının tasarım tescil başvurusundan önce dava konusu ürünün üretimi satışı ile ilgili yaptığı mail yazışmaları, alış satış faturaları, resimler, fotoğraflar ve belgelerin sunulmuş olduğunu ayrıca davaya konu ürünlerden daha büyük boyutlarda olan ürünlerin 2015 yılında yine müvekkili tarafından üretilmiş ve satılmış olduğunu, davalı karşı davacı firmanın kötü niyetli olarak tescil başvurusunda bulunduğunu, yine davaya konu ürünün ayırt edilmeyecek derece de benzerlerinin dava dışı yerli ve yabancı firmalar tarafından üretilmiş, kamuya sunulmuş, satılmış, patent veya tasarım başvurularına konu edilmiş olduğunu, söz konusu tasarıma konu ürünlerin davalı karşı davacı firma tarafından şu an … marketlerinde satılmakta olduğunu ancak … marketlerine davalı karşı davacı firmanın tasarım tescil başvurusundan çok önce dava dışı … Limited Şirketi isimli firma tarafından aynı ürün üretilmiş ve satılmış olduğunu, davaya konu olan ürün benzerinin askılık çoraplı stand kutusu ismi ile … Limited Şirketi tarafından 18.10.2010 tarihinde tescil ettirilmiş olduğunu, bu nedenlerle davaya dayanak yapılan tasarımın hükümsüzlük istemiyle dava açtıklarını belirtmiş davalı karşı davacıya ait … kod nolu tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karşı davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı karşı davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı karşı davacı vekili cevap, karşı dava dilekçesi ve beyanlarında özetle, müvekkilleri adına kayıtlı davaya konu 2017/04165 numaralı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olduğunu ve dava konusu bu tasarım ile dava dışı … Limited Şirketi adına kayıtlı … numaralı askılı stand çorap kutusu isimli tasarımdan, ana dizayn, yapı, boyut ve görünüm olarak tamamıyla birbirinden farklı olduğunu, davacı karşı davalı tarafın dilekçesinde müvekkiline ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığına dayanak olarak yer alan web site görsellerinin, sunulduğu ortama ne zaman yüklendiklerinin belirsiz olduğunu, görselde yer alan ürünlerin müvekkillerinin davaya konu endüstriyel tasarımdan belirgin şekilde farklı olduğunu, müvekkiline ait tasarımın Türkiye’ye yenilik katmış bir ürün olduğunu, bu tasarımdan önce çorap ürünleri koli içinde yatay şekilde sergilenirken, müvekkiline ait bu standın tasarımı ile birlikte tam olarak iki raf arasında ürünlerin gözükmesi ve satışı hızlandıracak şekilde sergilenebilir olmasının sağlandığını, tescilli tasarım ürününün yalnızca müvekkili tarafından 2017 yılının Ocak ayında piyasaya sunulduğunu, davacı karşı davalı tarafın müvekkiline ait bu arzdan sonra “…” ile stand çalışması yapmaya başladığını, dosyaya sunulan belgelerden de davacı karşı davalının ürünlerinin Mayıs 2017’de satışa çıkardığının görüldüğünü, bu durumun Ocak 2017’de piyasaya arzını gerçekleştiren müvekkilinin; tescilli tasarımı ilk bulan ve kullanan taraf olduğunu gösterdiğini, davacı karşı davalı tarafın dava dışı olarak bahsettiği “… Limited Şirketi”’nin müvekkili şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan …’un eski devrettiği firması olduğunu, bu durumun müvekkilinin tasarımının yeniliğini ortadan kaldırmayacağını, ayrıca kabul edildiği anlamına gelmemekle birlikte tasarım hukukunda esinlenme serbestisi olduğunu dolayısıyla tasarımlara ilişkin değerlendirme yapılırken daima bu olgu esas alınarak yapılması gerektiğini, davacı karşı davalı tarafın, müvekkili tarafından tescil başvurusundan evvel bir yıl içinde gerçekleştirilen kamuyu sunumlardan faydalanarak müvekkilinin tasarım haklarına tecavüz etmekte olduğunu, bu durumun açılan değişik iş dosyası ile de tespit olunduğunu, hiçbir izne dayalı olmadan haksız ve hukuka aykırı olarak girişilen bu eylemlerin müvekkilinin maddi manevi zararlar görmesine sebep olduğunu aynı zamanda davacı karşı davalı tarafın haksız rekabet teşkil eden söz konusu aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı fillerinin TTK uyarınca cezai sorumluluk getirmekte olduğunu, bu durumun İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/162 değişik iş sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, kötü niyetli açılan davanın reddine karar verilmesini, karşı dava açısından ise müvekkili şirketin tasarımdan doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasını, müvekkillerine ait tasarım hakkına tecavüzün durdurulmasını ve ortadan kaldırılmasını, mümkün olduğu takdirde tecavüze konu ürünler ile kalıplar üzerinde müvekkiline mülkiyet hakkı tanınmasını bu mümkün olmadığı takdirde bunların imhasını, davacı karşı davalı tarafın hukuka, ticari ahlak ve rekabete aykırı davranışı sebebiyle içerisinde bulundukları haksız rekabetin tespitini ve men’ini, SMK uyarınca müvekkilinin tescili tasarımına yönelik tecavüzün tespitini, men’ini ve ref’ini, fazlaya ilişkin talep ve haklar saklı kalmak üzere HMK madde 107 uyarınca tahkikat sonucu uğranılan zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtilmiş olan talebi artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminata, tespit tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte hükmolunmasını, 200.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, masrafı davalıdan karşılanmak üzere mahkeme kararının Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede kamuya ilan yoluyla duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12.12.2019 tarih ve 2018/12 Esas – 2019/530 Karar sayılı kararıyla; “Tüm dosya kapsamı, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; dosyaya tekstil mühendisi tarafından sunulan bilirkişi ön raporundaki tespitlerin dosya kapsamı ile uyuşmadığı, uyuşmazlık yönünden uzmanlık alanı dikkate alındığında raporun hükme esas alınamayacağı, bu sebeple tespit ve değerlendirmelerin hükme esas alınamayacağı gibi usulünce oluşturulan heyet raporu ile çelişki olarak da değerlendirilemeyeceği, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda (bilişim uzmanınca) tespit olunduğu üzere davalı karşı davacıya ait tescilli tasarıma konu ürünün internet incelemeleri sonucunda delil olarak bildirilen 14 ürünün ilk görülme tarihlerinin 01.02.2001 ile 25.12.2017 tarihleri arasında olduğu, davalı karşı davacıya ait tasarımın tescil başvuru tarihi ve tescil tarihinin 14/06/2017 olduğu dikkate alındığında davaya konu tasarımın tescil tarihi olan 14/06/2017 öncesinde piyasada yer alan ve üretilen bir ürün olduğu, bu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığı sonuç itibariyle davalı karşı davacıya ait tasarımın tescil tarihi olan 14/06/2017 öncesinde piyasada yer alan ve üretilen bir ürün olduğu, bu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığı şu hale göre dava konusu tasarım yönünden izahı yapılan SMK hükümleri karşısında hükümsüzlük şartlarının oluştuğu anlaşılmakla sübut bulan hükümsüzlüğe yönelik asıl davanın kabulüne, davalı karşı davacının tasarım tecavüzüne ilişkin iddialarının sübut bulan hükümsüzlük davası dikkate alındığında değerlendirilmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla tasarım tecavüzüne yönelik karşı davanın reddine” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı/karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davaya konu tasarım ürünü müvekkil şirket adına TPMK nezdinde … tescil numarası ile “stand” isimli olarak tescilli olduğunu, Müvekkil adına kayıtlı davaya konu tasarım yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını haiz olup, dava konusu bu tasarım ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı … numaralı tasarım tamamen birbirinden farklı olduğunu,Müvekkile ait tasarım Türkiye’ye yenilik katmış bir ürün olup bu tasarımdan önce çorap ürünleri koli içinde yatay şekilde sergilenirken müvekkile ait bu stant tasarımı ile birlikte tam olarak iki raf arasında ürünlerin gözükmesi ve satışı hızlandıracak şekilde sergilenebilir olmasının sağlandığını, söz konusu ürünler görsel tasarım ve ana dizayn; yapıda boyut ve görünüm olarak tamamıyla birbirinden farklı olduğunu, dolayısıyla ilgili tasarımın müvekkilimize ait ürünün yenilik vasfını kaldırmayacağını, Ayrıca kesinlikle kabul edildiği anlamına gelmemekle birlikte; tasarım hukukunda “esinlenme serbestisi ilkesi”nin kabul edildiğini, tasarımda tüm özelliklerin öncekilerden farklı olmasının gerekmediğini, taklit yapmak yasak olmakla birlikte, esinlenmenin daima serbest olduğunu, Tasarım hakkı müvekkile ait ve dava konusu tasarımının aynısının ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin davacı/karşı davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak üretiminin yapıldığı, tüketiciye arz edildiğinin İstanbul 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/162 Değişik İş dosyası ile tespit edildiğini, Davacı/karşı davalı tarafından hiçbir izne dayalı olmadan haksız ve hukuka aykırı olarak girişilen bu eylemler dolayısıyla, müvekkil maddi ve manevi kayıplar yaşadığını, karşı tarafın eylemlerinin SMK 81’de sıralanan tecavüz hallerinin tamamı ile bire bir örtüştüğünü, eylemlerin aynı zamanda TTK 54. vd. hükümlerinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerine de aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilimizin, SMK 149/1(ç) uyarınca “Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini”talebinde bulunabileceğini, 07/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda hükümsüzlüğü istenen, müvekkil adına tescilli tasarımın dava dışı … Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı … sayı ile korunan tescili karşısında yenilik ve ayırt edici niteliğini koruduğu yönünde görüş belirttiğini, ancak yerel mahkemenin bu raporu dikkate almadan karar verdiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, dava konusu … numaralı endüstriyel “stand” isimli tasarımın 14.06.2017 tarihinde 02-02 locarno sınıfında davalı karşı davacı … Tic. Ltd. Şti. adına tescil edildiği anlaşılmıştır. *Mahkemece alınan 09/08/2018 tarihli teksitil mühendisi bilirkişi tarafından sunulan raporda; “Hükümsüzlüğü istenilen davalı karşı davacı taraf adına tescilli … sayı ile korunan tescilinin, davacı karşı davalı tarafça sunulan dava dışı “… Tic. LTD. ŞTİ.’ye ait … sayı ile korunan tescili karşısında yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini koruduğu, davalı karşı davacının hoşgörü süresi içerisinde tasarımının tescili için TPE’ye başvurduğu dolayısıyla tasarımının tescilinin yerinde olduğu, davacı karşı davalı firma tarafından üretilen tescilsiz stand modelinin, davalı karşı davacıya ait … nolu tasarım ile benzer olduğu, model aynı olduğu için davalı karşı davacının kendi ortalama algıdaki tüketici kitlesince iltibasa ve aldatmaya yol açacak şekilde bilinen tescilli tasarım görsellerinin taklit yolu ile üretilmesi ile piyasaya sunulduğu, bu eylemin 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 81. maddesinde belirtilen hükümlere göre, tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller kapsamında olduğu, davalı karşı davacıya ait 14.06.2017 tarihli … sayı ile tescilli “stand” isimli iş bu dava konusu ürünün tüm bu nedenlerle iptaline ve hükümsüzlüğüne yer olmadığı” görüş ve kanaatine varılmıştır. * 30/09/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; “Bilişim uzmanınca dosya içinde bildirilen ürünlerin yapılan internet incelemeleri sonucu 14 ürünün ilk görülme tarihleri tespit edildiği, 01.02.2001 ile 25.12.2017 tarihleri arasında ilk defa google aramalarında görüldüğü, mevcut dosya kapsamı ve ilgili SMK maddeleri kapsamında incelendiğinde; davalıya ait tasarımın, tescil tarihi olan 14/06/2017 öncesinde, piyasada yer alan ve üretilen bir ürün olduğu, bu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığı, tescil şartı taşımayan bir ürün görünümünün tescillendiğinin anlaşıldığı, haliyle yasanın aradığı anlamda hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, hükümsüzlük davasının geçmişe etkisi dikkate alındığında davacı karşı davalı kullanımının tasarıma tecavüz teşkil etmeyeceği ancak hükümsüzlük, tecavüz ve diğer taleplere ilişkin karar ve tüm değerlendirmelere ilişkin nihai kararın mahkemenin takdirinde olduğu” kanaati bildirilmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava tasarımın hükümsüzlüğü; karşı dava ise tasarım haklarına tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “ASIL DAVA YÖNÜNDEN: Davanın KABULÜ ile; TPMK nezdinde davalı adına tescilli 14/06/2017 tarih … nolu tasarımın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, SİCİLDEN TERKİNİNE; KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: Davanın REDDİNE” karar verilmiştir. Hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından önce tekstil mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmış; 09/08/2018 tarihli anılan raporda sadece davaya konu davalı-karşı davacı tasarımının dava dışı “… Ltd. Şti.’te ait … sayılı tescili karşısında yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini koruyup korumadığı” yönünde değerlendirme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı-karşı davalının dosya kapsamına yansıyan delil ve beyanları uyarınca tasarımın tescil tarihinden önce başka üreticiler tarafından da piyasaya sunulduğunun iddia edilmesi karşısında, sözkonusu blirkişi raporunun yeterli olmaktan uzak olduğu, internet üzerinden satışların da bulunduğu belirtilmesi nedeniyle aralarında bilişim uzmanı bilirkişinin de bulunduğu bir heyetten rapor aldırılmasının gerekli olduğu ve mahkemece bu yönde hareket edildiği anlaşıldığından, mahkemece 09/08/2018 tarihli rapora itibar edilmemesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Dosya kapsamı ve denetime elverişli bulunan 30/09/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre; davalı-karşı davacıya ait tescilli tasarıma konu ürünün internet incelemeleri sonucunda delil olarak bildirilen ürünlerin ilk görülme tarihlerinin 01.02.2001 ile 25.12.2017 tarihleri arasında olduğu, davalı karşı davacıya ait tasarımın tescil başvuru tarihi ve tescil tarihinin 14/06/2017 olduğu dikkate alındığında davaya konu tasarımın tescil tarihi öncesinde piyasada yer alan ve üretilen bir ürün olduğu, bu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece hükümsüzlük şartlarının oluştuğu anlaşılmakla hükümsüzlüğe yönelik asıl davanın kabulüne karar verilmesi isabetlidir. Davalı-karşı davacı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi karşısında, hükümsüzlük kararının geriye etkili olarak sonuç doğurması nedeniyle kararın tasarımın tescil başvurusu tarihinden itibaren geçerli olup hükümsüzlük kararına kadar markaya sağlanan koruma doğmamış sayılacağından; mahkemece davalı-karşı davacının tasarım haklarına tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat istemine yönelik karşı davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından, davalı-karşı davacının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden alınması gereken 161,40 TL (80,70 x 2) harçtan, peşin alınan 108,80 TL (54,40 x 2) harcın mahsubu ile bakiye 52,60 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/09/2022