Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1343 E. 2020/1450 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1343 Esas
KARAR NO: 2020/1450
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2020
NUMARASI: 2020/155 E. – 2020/198 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit ve Çek istirdadı
KARAR TARİHİ: 25/09/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 10.07.2019 tarihinde müvekkili şirket tarafından müvekkili şirketin başka bir ildeki şubesine ulaştırılmak üzere kargoya verilen kıymetli evrakların (37 Adet Senet ve 14 Adet Çek) çalındığını, davanın konusunu oluşturan icra takibinin dayandığı, söz konusu çalınan senetlerden bir tanesi olduğunu, hırsızlık olayının yaşandığı, aynı gün 10/07/2019 tarihinde, müvekkili şirket tarafından İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/309 Esas sayılı dosyası ile çalınan senetlerle ilgili olarak Kıymetli Evrakın Ziyai ve İptali Davası açılmış olduğunu, 14/02/2020 tarihinde ise, müvekkili şirkete senedin keşidecisi olan bayii tarafından müvekkili şirketten çalınan ilgili senede dayanılarak aleyhlerine olacak şekilde Bakırköy … İcra Müd.’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden takibe geçildiğinin bilgisinin alındığını, söz konusu kıymetli evrakları hırsızlayan şahısların sahte imza ve kaşe ile ilgili senetlerden birini cirolayarak icra takibine koyduklarının görülmüş olduğunu, söz konusu takipte alacaklı olarak gözüken tarafa ve ciro silsilesinde, adı geçen hiçbir tarafa herhangi bir borçlarının olmadığını, …’ye aitmiş gibi gözüken imza ve kaşenin de sahte olduğunu, alacaklı gözüken … adlı şahsı müvekkili şirketin kesinlikle tanımadığını, bununla beraber ciro silsilesinde, müvekkilinden sonra gözüken, hiçbir şirket ve şahsı müvekkili şirketin tanımadığını, ilk defa işbu takiple böyle kişilerden haberi olduğunu, alacaklı gözüken tarafın, her an basit bir taraf değişikliği talep dilekçesi ile söz konusu icra takibine müvekkili şirket … A.Ş.’yi de borçlu taraf olarak eklemesi tehlikesi mümkün olduğundan veya ayrı bir takip üzerinden müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı aldırıp doğrudan icra takibine geçebileceğinden, müvekkili şirketin büyük risk altında olduğunu beyanla; müvekkili şirket …’nin her an açılan takibe taraf olarak eklenebilecek olması veya her an müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı aldırılmak suretiyle icranın yıkıcı etkilerine maruz bıraktırılabilecek olması sebebiyle; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tüm taraflar adına tedbiren durdurulmasına, söz konusu icra takibine konu senedin müvekkili şirkete iadesine, takibin iptaline, müvekkili şirketin bono arkasında ciranta olarak isimleri geçen ve alacaklı gözüken son ciro alan, takipte alacaklı gözüken … ünvanlı gerçek ve tüzel kişilerin, hiçbirisine hiçbir borcu bulunmadığından dolayı müvekkili şirketin borcunun bulunmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraflara tebligat yapılmadan dosya üzerinden karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; arabuluculuk yoluna başvurulmadan dava açılması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekilinin süresinde sunduğu ve harçlandırılmış istinaf dilekçesinde özetle; menfi tespit davasının 6102 sayılı TTK madde 5/A kapsamında zorunlu arabulucuğa tabi olmadığını, dava şartının sadece konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepli davalar bakımından geçerli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır. Uyuşmazlık; menfi tespit ve çek istirdadı davasında arabuluculuk dava şartının uygulanıp uygulanamayacağının tespitine ilişkindir. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespit davaları alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyecek olup somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. (Y.19HD’nin 2020/85 Esas, 2020/454 Karar sayılı, 13.02.2020 Tarihli ilamı da aynı doğrultudadır). Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nin 353/(1).a.4. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2-Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/155 Esas, 2020/198 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 2.662,08Tl ilanen tebligat gideri, 241,50 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 2903,58TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/09/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.