Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/134 E. 2022/740 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/134 Esas
KARAR NO: 2022/740
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2014/2048 2019/431
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibinde ödeme emrinin müvekkilinin önceki adresine tebliğ edilerek bilgisi dışında kesinleştiğini, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Tal. Sayılı dosyası ile müvekkilin ikamet adresinde 10.10.2014 tarihinde haciz işlemi yapılmak istendiğinde müvekkilin ağabeyi … tarafından icra takip dosyasına muttali olunduğunu, takibe konu iki çek üzerinde müvekkiline ait ciroların sahte olarak atıldığını, müvekkili davacı …’nın takibe konu çekler üzerinde keşideci görünen … A.Ş.’nin 2009 yılına kadar müşterek imza ile temsil yetkisine haiz yönetim kurulu üyelerinden biri olduğunu, ancak davaya konu çeklerin keşide tarihinden yıllar önce istifa etmekle birlikte istifasına ilişkin hem İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu, hem de keşideci şirket yönetim kurulu üyelerine olmak üzere İstanbul … Noterliğinin 08.04.2009 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bildirdiğini, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun da 20.04.2009 tarih … yevmiye sayılı yazısı ile keşideci şirket yönetim kuruluna yönetim kurulu üyesi …’nın istifası ile ilgili yeni atama için alınacak yönetim kurulu kararında izlenecek yolun istenen belgelerin neler olduğunu web sitesine ve iletişim numarasından öğrenilebileceği bildiriminde bulunduğunu, … A.Ş. adına atılan ve müvekkilin imzası gibi taklit edilen imza ile çekin arka yüzünde müvekkil adına yapılan ciroda geçen adı soyadı ve imza müvekkile ait olmadığını, müvekkilin alacaklı ile bizzat, kişisel ve doğrudan herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, ayrıca keşideci görünen şirket, 2008 yılından bu yana gayri faal olup herhangi bir ticari ilişki içerisinde faaliyet göstermediği halde takibe konu çeklerin keşide tarihi dikkate alındığında 12.05.2014 keşide tarihli olarak çek keşide etmesi mümkün olmadığını, davaya konu çekler üzerinde müvekkil adına atılan ciroların sahte olması nedeniyle takibe konu olan her iki çek toplamı, çek tazminatı, komisyon ve işlemiş faiz toplamı olmak üzere 294.817,24-TL davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin müvekkili yönüyle iptaline, davalının kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekili cevap süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip konusu … Hadımköy Şubesine ait … hesap nolu … ile … seri nolu iki adet çek aslı … A.Ş. Kalamış Şubesine çekler tarafından keşide tarihinde … Kalamış Şubesine ibraz edildiğini, karşılıksız çıkması nedeniyle banka sorumluluk miktarı tarafımıza ödendiğinden çek asılları banka şubesi tarafından alındığını, mezkur banka tarafından onaylı fotokopileri ile icra takibi başlatıldığını, çek asıllarının … Kalamış Şubesinde olduğunu, Davacının imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmiş ise de; 16.09.2008 tarihinde … Hadımköy Şubesi Md’ne hitaben çekler hakkında ödemeden men talimatı verdiğini, “nezdinizdeki … Nolu … hesabımızdan aşağıda dökümü bulunan çek TTK 713 md gereğince rıza-i hilafımda çıkmıştır. Ödemeden men edilmesini rica ederiz” şeklinde talimatı yazdığını, davacının kötüniyetli olarak müvekkilinden şikayetçi olduğunu, kendisi hakkında da iftira suçundan şikayetçi olduklarını, ifade örneğini eklediklerini belirterek davanın reddini, borçlu aleyhine alacağın %40 ı oranında tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2048 E.-2019/431 K. Sayılı kararında; dosyada incelenen her üç bilirkişi raporunun birbiri ile uyumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve neticeten; “… Davanın kabulü ile, Davacının, … A.Ş. Hadımköy Şubesi … çek numaralı İstanbul keşide yerli ve 12.05.2014 tarihli … Ltd. Şti emrine keşide edilmiş 130.000,00-TL ve … A.Ş. Hadımköy Şubesi … çek numaralı İstanbul keşide yerli ve 12.05.2014 tarihli … Ltd. Şti emrine keşide edilmiş 130.000,00-TL bedelli iki adet çekten ve mezkur çeklere dayalı girişilen İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından dolayı davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Davacının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – Raporlara itirazın dikkate alınmadığını, ATK’nın raporunun 07.10.2015 tarihli rapor ile aynı olduğunu, isim ve soy ismin incelemeye alınması gerektiğini, bilirkişinin davacının imzasının incelemeye yeter derecede olmadığı, emsal imza örnekleri alınarak ve isim ve soy ismini de incelemeye tabi tutarak rapor tanzimi gerektiğini, örnek imzaların her zaman farklı atılabileceğini, mahkemenin raporu esas almasının hatalı olduğunu, – Davacının imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmiş ise de; 16.09.2008 tarihinde … Hadımköy Şubesi Md’ne hitaben çekler hakkında ödemeden men talimatı verdiğini, “nezdinizdeki … Nolu … hesabımızdan aşağıda dökümü bulunan çek TTK 713 md gereğince rıza-i hilafımda çıkmıştır. Ödemeden men edilmesini rica ederiz” şeklinde talimatı yazdığını, bankadan emsal imza ve isim soy isminin yer aldığı yazıların istenerek imza incelemesi yapılması gerektiğini, hakkında “resmi belgede sahtecilik ve alacaklıyı zarara uğratmak” suçlardan onlarca dava açılmış olan davacının emsal imza ve yazı örneklerinin celbi ile imza incelemesi yapılması gerektiğini, Davacının müvekkili hakkında İst Anadolu CBS 2014/144534 sayılı dosyada şikayette bulunduğunu, dosyanın celbi gerektiğini, emsal imzaların o dosyada bulunabileceğini, davacının belediye Başkan adayı olduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis ve encümen üyeliğinde bulunduğunu, … Hadımköy Şubesinden daha önce aynı imzalarla ödenmiş çek olup olmadığının sorulabileceğini, davacıya ait yazı, imza, belge ve çek örneklerinin sorulabileceğini, sonrasında ATK’dan rapor alınabileceğini, Büyükçekmece …Noterliği’nin 25.05.2006 tarih … yevmiye nolu vekaletnamesinin çekteki imza ile aynı karakteristik özellikte olduğunu, huzurda değişik imza atıldığını, çıplak gözle dahi tesiptin mümkün olduğunu, Banka’dan 16.08.2008 tarihli talimat evrakının aslının celbi ile incelemeye esas alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME – İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; Davalı … tarafından davacı …, dava daışı …Şti, …, … Şti aleyhine başlatılan takibin dayanağı olan çekler incelendiğinde; *… A.Ş. Hadımköy Şubesi … çek numaralı İstanbul 12.05.2014 keşide yerli ve tarihli … Ltd. Şti emrine keşide edilmiş 130.000,00-TL bedelli, ile keşidecisi … A.Ş. cirantalar … Şti, …, …, …, Av…. olan ve *… A.Ş. Hadımköy Şubesi … çek numaralı İstanbul 12.05.2014 keşide yerli ve tarihli … Ltd. Şti emrine, keşide edilmiş 130.000,00-TL bedelli keşidecisi … A.Ş., cirantalar … Şti, …, …, …, Av…. olan çekler olduğu görülmektedir. – Grafoloji uzmanı bilirkişi 07/10/2015 tarihli raporunda ; “… A.Ş.” ibareleri ile alt taraftaki keşideci imzalarının ve arka yüzünde mevcut “…” ibareleri altında atılı bulunan 3. ciranta imzalarının … isimli şahsın eli mahsulü olmayıp, adı geçen şahsın hakiki imza/imzaları model alınmak suretiyle taklide atılmış sahte imzalar oldukları belirtilmiştir. – ATK 03/10/2016 tarihli raporda İnceleme konusu çeklerdeki solda yer alan keşideci imzası ile …’nın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı, inceleme konusu çeklerin arka yüzünde yer alan “…” isim yazısı altındaki 3. ciro imzaları ile …’nın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı sonucuna varıldığı hususlarını bildirir rapor ibraz edilmiştir. – Davalı vekili, davacının isim ve soy isminin ciro silsilesinde bulunduğu bu nedenle mahkemeden isim ve soyisime dayalı olarak inceleme yapılmasını talep etmiştir. – İstanbul 32.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/149 Esas sayılı dava dosyasında ATK tarafından rapor tanzimi beklenilmiş ve ATK’nın 28/01/2019 tarihli raporunda; Çeklerde solda yer alan keşideci imzaları ve 3.ciro imzaları ile … imzaları arasında farklılıklar saptndığında davacının eli ürünü olmadığı, Çeklerde … isim yazıları ile …’nın mukayese yazıları arasında farklılıklar saptandığından isim yazılarının …’nın eli ürünü olmadığı, … isim yazıları altındaki imzaların …’nın eli ürünü olduğu, İnceleme konusu çeklerde sorulan hususun değerlendirilmesi için …, … ve …’ya …” ve “…” yazılarının dikte sureti ile yazdırılması ve başka amaçlarla yazılan belgelerin temini ile gönderilmesi gerektiği belirtilmiştir. – İstanbul 32.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/149 Esas sayılı dava dosyasında; Sanıkların … ve …, katılanın …, atılı suçun resmi belgede sahtecilik olduğu, … hakkında HAGB kararı verildiği, diğer sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiği görülmektedir. – Davalı vekilinin delil bildirme süresinden sonra sunduğu 16.09.2008 Tarihli … Hadımköy Şubesi’ne hitaben yazılan dilekçe sureti incelendiğinde; “Nezdinizdeki … Nolu … hesabımızdan aşağıda dökümü bulunan çek TTK 713 md gereğince rıza-i hilafımda çıkmıştır. Ödemeden men edilmesini rica ederiz” şeklinde olduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı yan, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 130.000,00’er TL bedelli iki adet çekteki imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmiştir. Davalı yan, süresi içince davaya cevap dilekçesi sunmamıştır. Davacı … yargılama sırasında vefat etmiştir. Davacı vekili dosyaya mirasçılık belgesini, mirasın reddi karar örneğini ve mirasçılardan … adına olan vekaletnamesini sunmuştur. UYAP sistemden alınan nüfus kaydına göre; murisin vefat tarihinde mirasçı olarak, eşi … ile çocukları …, …, …’nın kaldığı, mirası reddeden çocukların murisin vefat tarihi itibarı ile bekar oldukları anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin mirası reddetmeyen mirasçı … ile yargılamaya devam etmesinde eksiklik görülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta; dosyada mevcut bilirkişi raporlarında çeklerdeki keşideci ve ciranta imzalarının davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi raporlarında mukayeseye esas alınan evraklar çeklerin keşide tarihinden önceki tarihli olup raporların hükme esas alınması yerindedir. Davalı süresi içinde davaya cevap vermemiş, beyan dilekçesinde ise davacının yazı örneğinin de incelenmesini talep etmiştir. Ancak; ATK’nın 28.01.2019 tarihli raporunda bu husus incelendiği gibi, aşamalarda çeklerdeki hiçbir imzayı kabul etmeyen davacının çek bedellerinden sorumlu tutulabilmesi için çeklerde sadece isminin olması yeterli olmayıp sıhhatli imzalarının da olması gerekmektedir. Keza 16.09.2008 Tarihli ödemeden men talimat fotokopisinin delil bildirme süresinden sonra sunulduğu, ilgili yazıda çeklerin imzalı olduğundan bahsedilmediği de dikkate alındığında mahkemenin kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 20.138,96 TL harçtan, peşin yatırılan 5.035,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 15.103,96 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2022