Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/130 E. 2022/739 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/130 Esas
KARAR NO: 2022/739
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2019
NUMARASI: 2015/62 Esas, 2019/671 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin takibe konu senedin lehdarı olarak görünen … ile birlikte … İnş San ve Tic Ltd Şti’ de ortak iken 2010 yılında …’ in şirketin bir kısım borçlarını ödemek için düzenlediğini ve senedi kırarak bir kısım borçları ödeyeceğini belirttiğini, bu nedenle borçlusu … şirketi olan alacaklının … olan mezkur bononun ön yüzü müvekkili ve … tarafından adı geçen şirketin imzaya yetkililieri sıfatıyla imzalandığını, bir hatır senedi olarak düzenlendiğini, … İnşaat firmasının …’ e borcunun bulunmadığını, müvekkilinin sadece şirket yetkilisi sıfatıyla borçlu … İniaat yetkilisi olarak bononun ön yüzünde tek imzasının olmasına karşın daha sonra bononun … tarafından müvekkiline tekrar ciro edilmiş gibi gösterilerek yine senedin arka kısmına müvekkilinin isminin sahtecilikle yazılarak sahte ciro ve adına imza atılarak alacaklı …’ e verildiğini, müvekkilinin davalı ile aralarında hiçbir ticari ilişki olmamasına karşın, davalının bahsedilen olayları bilmesine rağmen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, mezkur icra dosyasında usulsüz tebligat yapıldığını, 21/01/2015 tarihinde müvekkiline ait taşınmazın satışı aşamasına geldiğini, İstanbul … İcra Mahkemesinde … Esas sayılı dosya ile şikayette bulunulduğunu, aynı zamanda İstanbul CBS’ nın 2015/6576 Soruşturma numaralı dosyası ile hem davalı hem de dava dışı … hakkında şikayetçi olunduğunu belirterek; müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen icra dosyasında tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, aradan geçen 5 yıla ve kıymet takdirine itiraz davasına rağmen davacının itirazının olmadığını, icra dosyasından yapılan gayrimenkul satışını durdurmak için gerçeğe aykırı beyanlarla dava açıldığını, imzaya ilişkin inceleme yapıldığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “..menfi tespit isteminin reddine, dava alacaklı lehine neticelendiğinden, davalının alacağına geç kavuşması nedeniyle İİK’nun 72/4 maddesi gereği davalı- alacaklı lehine tazminata hükmedilmesine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – Yargılamanın sadece imza inkarı yönünden yürütüldüğünü, ancak davalı tarafın senedin elden para verilmesi suretiyle borçlanıldığı iddiasının hiç tartışılmadığını, Müvekkilinın böyle bir parayı hiç almadığını, kaldı ki, bahsi geçen elden verildiği iddia edilen para miktarı dikkate alındığında, bu neviden verildiği iddia olunan paranın elden değil banka aracılığıyla bir tutanak ile vs. ödeme kanalları ile yapılması ispat için gerekli iken İlk derece mahkemesinin bu hususa da değinmediğini, -Kararda senedin sebepten mücerret olduğunu belirtmiş ise de, davalı taraf elden borç para verdiği cevabı ve savunmasını yaptığını, bu noktadan sonra salt mücerretlik ilkesine dayanılarak ve bu hususta yargılama yapılmadan, degerlendirme yapılamayacağını,- Müvekkilinin … İnş.San.ve tic ltd şti’nin ortağı olup diğer ortağın da icra dosyası borçlusu … olduğu, müvekkilinin de ortağı olduğu şirketi girmiş olduğu ekonomik kriz nedeniyle bir çok icra takibine maruz kaldığını, mağdur olduğunu, -Müvekkilinin davalı alacaklıyı kesinlikle tanımadığını, ciro silsilesine bakıldığında … İnş. San ve Tic. Ltd. Şti. tarafından bono tanzim edilerek şirketin diğer ortağı …’e verilmekle birlikte …’in cirosu ve müvekkil ciro etmekte ve hiç tanımadığı davalı/alacaklıya sözde bonoyu verdiğini, ancak müvekkilinin davalı alacaklı ile hiç görüşmediğini ve hiçbir hukuki ya da ticari ilişkisinin olmadığını, sonradan yaptığı araştırma ile davalı alacaklının müvekkilin ortağı …’in dünürünün çalışanı olduğunun tespit ediliğini,-Yerel mahkemenin, sadece imza konusunu dikkate alarak karşı tarafın elden para verdiğini iddia ettiği ve savunmasını araştırmadan karar vermesinin eksik incelemeye dayalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME *İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde: Davalı … tarafından, borçlular, … İnş. San Tic. Ltd. Şti, … ve davacı … aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla, 220.000,00 TL asıl alacak, 977,78 TL işlemiş ticari reeskont faizi ve 660,00 TL komisyon alacağı ile toplamda; 221.637,78 TL miktarlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. *Davaya ve takibe konu senet incelendiğinde; keşidecisinin … İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti, lehdarı … olduğu, 05/08/2010 tanzim tarihli , 05/09/2010 vade tarihli ve 220.000 TL bedelli olduğu; arka sayfasındaki ciro silsilesinde ilk cirantanın lehdar …, ikinci cirantanın davacı … ve son cirantanın … olduğu anlaşılmıştır. *Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/105 Esas 2013/153 Karar sayılı kararı incelendiğinde: katılanın … olduğu, sanıkların …, … ve … olduğu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma suçlarından kamu davası açılmışsa da mahkemece yapılan yargılama neticesinde her üç sanığın kasten yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, dosyanın henüz kesinleşmediği görülmüştür.* İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/4774 E sayılı soruşturma dosyasında; davalı vekili Av. …’in talebi üzerine Grafolojik Araştırmalar Danışmanlık ve Bilirkişilik Bürosunca düzenlenen 22/01/2015 tarihli “senetteki imzaların … eli ürünü olduğunu” bildirir rapor sunulmuştur. Davacı vekilinin başvurusu üzerine Adli Tıp Vakfı tarafından 18/02/2015 tarihinde hazırlanan raporda “senedin arka yüzündeki ikinci ciro … ismine atılı imzanın …’ın gerçek imzasının model alınarak atılmaya çalışıldığı, dolayısı ile …’ın kendi eli ürünü olmadığını” yönünde rapor sunulmuştur. *İstanbul CBS 2016/4774 E sayılı soruşturma dosyasındaki Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi 13.04.2015 Tarihli raporunda; “senette önyüzdeki kaşedeki imza ile arka yüzdeki ikinci ciranta ismi yazısı ve imzasının … eli ürünü olduğu, önyüzde yazı incelemesi isteniyorsa eksik belgelerin tamamlanması gerektiğini” bildirir rapor tanzim olunmuştur. *Savcılığın KYOK itirazen karar kaldırılmış ve yeniden ATK raporu alınmış olup ATK’nın 23.08.2017 Tarihli raporunda; senette önyüzdeki şirket kaşesi üstündeki sağdaki imza ile 2.ciranta imzası ve isim yazısının … eli ürünü olduğu, önyüzeki yazıların … eli ürünü olmadığı …” yönünde görüş belirtilmiştir. – Yeni ATK raporuna istinaden İstanbul CBS 2016/4774 Soruşturma, 2018/16821 Karar numaralı, 19.02.2018 tarihli karar ile; çek üzerindeki imzanın … eli ürünü olduğundan bahisle davalı- şüpheli … ve … haklarında takipsizlik kararı verilmiş, karara karşı yapılan itiraz hakkında İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2018/2072 D.İş dosyası üzerinden kesin olarak reddine karar verilmiştir.* İlk derece mahkemesince Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuvar Amirliği’nden rapor alınmış, 17.02.2016 Tarihli raporda özetle; “inceleme konusu senedin ön yüzünde “… İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ” kaşesi üzerinde sağ tarafta atılı bulunan imza ve arka yüzünde ikinci ciranta “…” ismi üzerinde atılı bulunan imzanın … ELİ ÜRÜNÜ OLDUĞUNU” bildirir şekilde rapor tanzim edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, takibe konu bonodaki ciranta imzasının sahte olduğunu iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, taraflarca ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı imzayı inkar ettiğinden senetteki imzanın davacıya ait olduğunu ispat yükü davalıdadır. Somut uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu ve İstanbul CBS’nın 2016/4774 Esas sayılı soruşturma dosyasında alınan ATK raporları ile davaya konu bonodaki imzanın davacıya ait olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili, davalının borç verdiğini ispatla yükümlü olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de; kambiyo senedi illetten mücerret olduğundan bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 md gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2022