Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1296 E. 2022/1258 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1296 Esas
KARAR NO : 2022/1258
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin fabrikasında 02/05/2015 tarihinde hırsızlık olayı olduğunu, bununla ilgili Eşme Cumhuriyet Savcılığında 2015/339 soruşturma nolu dosyası ile açılan soruşturmanın halen devam ettiğini, çalınan çeklerden olan davaya konu çekin İstanbul 35.İcra Müdürlüğü’nün … Es sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, müvekkili şirketten çalınan çekin müvekkil şirketin adı belirtilerek ciro edildiğini, sahte imza kullanılarak kaşesiz bir şekilde kullanıldığını ve tedavüle çıkarıldığını, Anadolu Bankası’nın 04.01.2017 tarihinde “işbu çekteki imza ile keşideci imzası birbirine tutmadığından işlem yapılmamıştır” diye not düşerek çekle ilgili işlem yapmadığını, takip konusu yapılan çekin çalıntı çeklerden olup müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, imzanın hiçbir şirket yetkilisine ait olmadığını, çekteki cirantaların hiçbirisiyle ticari ilişkilerinin olmadığını, çeki takibe koyanın banka olduğunu, çekin çalıntı çek olup olmadığını bilmemesinin mümkün olmadığını, çeklerin çalındığı numaralarıyla savcılık tarafından bankalara bildirildiğini, açıklanan nedenlerle davalı aleyhine açılan davanın kabulüne, takip konusu çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin müvekkili bankaya tahsil cirosu ile verildiğini, tahsilat yapılamaması nedeniyle kambiyo yolu ile icra takibi başlatıldığını, takip konusu çekte keşidecinin davacı şirket olması nedeni ile borçlu sıfatı ile takipte taraf olduğu, davacı şirket tarafın icra takibi ödeme emri 12.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği, süresinde ya da sonrasında icra dosyasına itirazları olmadığı, icra dosyasına ya da müvekkili bankaya sunulmuş bir savcılık kararı da bulunmadığını, müvekkilin alacağına kavuşması adına icrai işlemlerine devam ettiğini, itiraz etmeyen davacı şirket tarafından icra dosyasına 27.11.2017 tarihinde ödeme yapılıp icra dosyasının kapandığını, ödeme yapıldıktan sonra davacı tarafından mahkememiz aracılığı ile ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açıldığını, davanın açılamayacağının kanunen açık olduğunu, ödeme yapıldıktan sonra açılacak davanın istirdat davası olduğunu, davalı şirket aleyhine doğabilecek herhangi bir zarar sonucu açacakları her türlü dava ve tazminat haklarını saklı tutarak; davanın kötü niyetli olarak açılması sebebi ile uğrayacakları herhangi bir zararda kötü niyet tazminatına ve dava açma haklarının saklı kaldığını belirterek masraf ve ücreti vekaletin davacı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.12.2019 tarih ve 2017/1075 Esas – 2019/1594 Karar sayılı kararıyla; “toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı tarafça takip konusu çekteki imzaya itiraz edilmesi nedeniyle davacı şirket yetkililerinin ıslak imza örnekleri ile dava konusu çekteki imzanın karşılaştırılması suretiyle davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olup olmadığı hususunda yapılan imza incelemesi sonucunda düzenlenen grafolog bilirkişi raporu ile dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olmakla, icra takibine konu çekten dolayı davacının borçlu olmadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davacının ödemiş olduğu 16.510 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı bankanın çek üzerindeki imzanın sahte olduğunu bilebilecek durumda olmaması ve kötüniyetinin ispatlanamaması nedeniyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:
Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava konusu çekin müvekkil bankaya dava dışı borçlumuz …. tarafından kredisine geri ödeme amacı ile tahsil için ciro yolu ile verildiğini,
İcra dosyasına ya da müvekkilim bankaya sunulmuş bir savcılık kararının bulunmadığını, icra dosyasından haberdar olan davacı firma tarafından takibe ilişkin itiraz yollarının kullanılmadığını,
Müvekkil bankanın dava konusu çek üzerinde iyi niyetli meşru hamil konumunda olduğunu, müvekkilin davacı ile çekte cirosu bulunan diğer firmalar arasındaki ilişkiyi bilmediği gibi bilebilecek durumda da olmadığını, bu durumun mahkemenin de kabulünde olduğunu,Yerel mahkeme yeterli araştırma yapmamış, maddi gerçeği ortaya çıkartmak için davacının defter kayıtlarını bile incelemeye almadığını, kaldı ki çeklerin çalındığını iddia eden davacının soruşturma dosyasında çeklerin çalındığına ilişkin bir kararın da verilmediğini,Ödeme yapıldıktan sonra davacı tarafından ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açıldığını, oysa ödeme yapıldıktan sonra açılacak davann istirdat davası olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER:
*İstanbul 35.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı banka tarafından borçlular ….Mad. Tic.ve San.A.Ş., …ırdavat ve davacı aleyhine 3.000,00 USD bedelli çeke ilişkin toplam 3.378,12USD alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
*Eşme CBS 2015/339 soruşturma sayılı dosyasında; davacının müştekilerden biri olduğu, hırsızlık ve özel belgede sahtecilik suçlarından devam eden soruşturmada daimi arama kararı verildiği görülmüştür.
*Grafolog bilirkişi … tarafından düzenlenen 07/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; İcra takibine ve menfi tespit davasına konu; …Bankası Uşak Şubesine ait, 04/01/2017 keşide tarihli, keşidecisi …m Ürünleri Tic.San.A.Ş. Olan 3.000 USD bedelli çek üzerindeki keşideci imzasının davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığını bildirmiştir.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı, takibe konu çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından, “… bilirkişi incelemesi ile davaya konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı anlaşıldığından menfi tespit isteminin kabulüne, davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı vekili tarafından, “Davanın icra dosyasına ödeme yapıldıktan sonra açılmış olması nedeniyle menfi tespit isteminde hukuki yarar bulunmadığı” ileri sürülmüş ise de; davacı tarafından menfi tespit istemiyle işbu davanın 22.11.2017 tarihinde açıldığı, icra dosyasına ödemenin ise 27.11.2017 tarihinde yapıldığı, buna göre dava açıldıktan sonra ödemenin yapılması nedeniyle davanın istirdat davasına dönüştüğü ve mahkemece davaya devamla hüküm kurulmasında usule aykırılığın bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı şirketin takibe konu 04/01/2017 keşide tarihli, 3.000 USD tutarlı çekin keşidecisi göründüğü, davacının çekteki imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunduğu, mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan grafoloji raporu ile “Çekteki davacı şirket adına atılı imzanın davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı” sabit olduğundan, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararın isabetli olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 907,35 TL harçtan, peşin alınan 227,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 680,35 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/07/2022