Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1287 E. 2021/1247 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1287 Esas
KARAR NO: 2021/1247 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2016
NUMARASI: 2014/226 E. 2016/690 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/06/2021
Dairemizce verilen 12.02.2018 gün ve 2017/1063 E. – 2018/222 Karar sayılı kararı, Yargıtay 19.HD’nin 01.06.2020 gün ve 2018/1235 E. – 2020/703 K. Sayılı ilamıyla bozulmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; “müvekkilin davalıya sattığı tıbbi medikal malzeme nedeniyle 73.057,60 TL alacaklı olduğunu, davalı hakkında kambiyo senlerine dayalı icra takibi yaptığını, davalı borçlunun senetlerdeki imzaların sahteliği iddiasıyla dava açtığını, bu davanın davalı lehine kesinleştiğini, ancak davalı …’ın, senetlerdeki imzası sahte olmakla birlikte cari hesap borçlusu olduğunu kabul ettiğini, Denizli Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen 2011/3 E. Sayılı kararından sonra, kambiyo senedinden bağımsız olarak İzmir …İcra Müdürlüğünde 42.044,23 TL cari hesap alacağı için takip yaptıklarını, itiraz sonucunda takibin durduğu, Denizli …İcra Müdürlüğündeki … sayılı takibinde icra hukuk mahkemesince geri bırakıldığını, son icra takibinin Denizli …İcra Müdürlüğünün … no’lu takip olduğunu, bu takipte borçlunun 06.09.2010 tarihinde temerrüde düştüğünü, icranın geri bırakılması, takibin iptali ve durdurma kararları nedeniyle alacaklarını tahsil edemediklerini, borç götürülecek borç olduğundan, icra takiplerinden bağımsız olarak, müvekkili şirket adresininde Bakırköy olması nedeniyle Bakırköy’de dava açtıklarını ” iddia ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, 73.057,60 TL’nin 06.09.2010 temerrüt tarihinden itibaren MB avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ikametgahı Denizli olduğundan Denizli mahkemelerinin yetkili olduğunu, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/3 Esas sayılı dosyasında aynı alacağın yargılama konusu yapıldığını ve mahkemenin, müvekkilinin borçlu olmadığı yönünde karar verdiğini, davanın mükerrer açıldığını ve derdestliğin söz konusu olduğunu, faturalara konu malların müvekkiline teslim olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin borcu kabul ettiği iddiasının da doğru olmadığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/02/2018 tarihli 2017/1063 Esas-2018/222 Karar sayılı kararı ile; “davanın kabulüne, Denizli …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyada takibe konu alacak yönünden tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla 73.057,60 TL’nin dava tarihinde itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “alacağın zamanaşımına uğradığını, davaya konu edilen faturalara konu malların müvekkiline teslim edilmediğini, mal tesliminin usule uygun biçimde ispat edilemediğini, irsaliyeli faturalarda müvekkilinin imzasının bulunmadığını, hiçbir malda teslim imzası bulunmadığını, davacının salt kendi defterlerine dayandığını ve müvekkilinin defterlerine dayanmadığını, aradaki akdi ilişki ispat edilemediğinden ancak yemin delillerine başvurulabileceğini, müvekkilinin, 31.12.2009 tarihinde işyerini kapatarak ticareti terk ettiğini, davacının iddia ettiği miktarda alacağının kesin ve net olmadığını, müvekkili davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, maddi imkansızlık nedeniyle İstanbul’a gelemedikleri için mahkemenin eksik soruşturma ile karar verdiğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiş, 06.01.2017 havale tarihli ek istinaf dilekçesi ile de Yargıtay HGK’nun 12.10.2016 tarihli ve 2014/11-1159 Esas, 2016/967 Karar sayılı içtihadından da bahisle kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; ” Denizli Ticaret Mahkemesi’nin 2011/3 Esas sayılı dosyasında verilen kararın bu davada hüküm teşkil etmediğini, o davada çeklerdeki imzanın davalıya ait olmadığı iddiasına davyalı karar verildiğini, zamanaşımının söz konusu olmadığını, Denizli Ticaret Mahkemesi dosyasında davacının cari hesap nedeniyle borçlu olduğunu kabul ettiğini, TTK 82/5 maddesi gereği tacirlerin defterlerini 10 yıl saklamak zorunda olduklarını” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.
İSTİNAF KARARI; Dairemizin 12/02/2018 tarihli 2017/1063 Esas-2018/222 Karar sayılı kararıyla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY BOZMA KARARI; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 tarihli 2018/1235 Esas – 2020/703 Karar sayılı kararıyla; “İstinaf mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde karar verilmiş ise de bu kararın doğru görülmediği, eldeki davada ispat külfetinin davacıya ait olduğu, davalının savunmasında yer alan derdest olduğu savunulan diğer davadaki beyanın iş bu davanın kabulü için elverişli bir ikrar içermediği, mahkemece yapılması gereken işin; davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini ispat külfeti altında olduğu, davacı bu vakıayı ispat edebilirse bu kere davalının kendisine teslim edilen mal bedelini ödediğini ispat etmesi gerektiği kabul edilerek, taraflarca gösterilen tüm deliller toplanarak ispat külfetinin kime ait olduğuna dikkat edilerek değerlendirme yapmak olduğu, ayrıca istinaf mahkemesince ilk derece mahkemesinin yaptığı tahkikat yeterli görülmeyerek ilave tahkikat ile davalı isticvap edilmiş olduğundan, bu durumda istinaf mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nun 353/1-b-3 ve 356. maddeleri gereğince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği” açıklanarak, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, duruşma günü verilmiş, davacı vekili katıldığı duruşmada ek tahkikat yapıldığından Yargıtay bozma ilamına usuli yönden uyulmasını, davanın kabulünü, davalı vekili ibraz ettiği dilekçesinde bozma ilamına uyulmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma doğrultusunda yargılamaya devam olunmuş, davacı taraf davalıya mal satıp teslim ettiğini ispatı yönünden, ilgili vergi dairelerinden BA/BS formlarının celbini talep etmiş, Dairemizce davacı şirketin 2007-2013 yıllarına ait BA/BS formlarının Beylikdüzü Vergi Dairesi’nden, davalının aynı döneme ait BA/BS formlarının Pamukkale Vergi Dairesi’nden celbi için müzekkereler yazılmış, cevabi yazılar geldiğinde, mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişinin 10/06/2021 tarihli raporunda; celp edilen kayıtlar incelendiğinde Pamukkale Vergi Dairesi’nden gelen belgelerden, davalı …’ın 2008 yılına ait BA formlarında, davacı … Şirketine ait 5 adet belge bulunduğu ve Mal ve Hizmetlerin toplam bedelinin 38.543,00 TL olduğu, 2009 yılına ait BA formlarında, davacı … Şirketine ait 12 adet belge bulunduğu ve Mal ve Hizmetlerin toplam bedelinin 94.540,00 TL olduğu, Beylikdüzü Vergi Dairesi’nden gelen belgelerden, 2009 yılına ait BS formlarından … Mal ve Hizmet Bedeli 94.540,00 TL, belge sayısının 12 olduğunun görüldüğü, BA ve BS formlarına göre, 2008 yılında 5 fatura karşılığı 38.543,00 TL+KDV, 2009 yılında 94.540,00 TL + KDV olmak üzere, toplam 133.083,00 TL+KDV tutarında mal alımını davacı taraftan yaptığına dair bildirimde bulunduğunun belirlendiği, davacının 5.000 TL’yi aşan satışların tamamının davacı tarafça yapılan bildirimlere konu edildiği beyan edilmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin müvekkilinden aldığı tıbbi malzeme bedellerini ödemediğini ileri sürerek 73.057,60 TL alacağın, 06/092010 temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar vermiş, davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. İlk derece yargılamasında, mali müşavir bilirkişiden alınan 14/03/2016 tarihli raporda; davacı ticari defter ve kayıtlarında, davalının dava tarihi itibarıyla 73.057,60 TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defterlerinin incelenmesi için Denizli Mahkemelerine yazılan talimat cevabından, davalı tarafça, defterler ile ilgili ibraz yükümlülüğü kalmadığından imha edildiğinin bildirildiği ve ticari defterlerin sunulmadığı anlaşılmıştır. Dairemizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan incelemede; davacı tarafça taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde, satılan malların teslim hususunun ispatı yönünden Vergi Dairelerinden, BA/BS formlarının celbini talep ettiği, davalının Pamukkale Vergi Dairesi’ne bildirdiği BA formlarından 2008 ve 2009 yıllarında davacıdan 12 adet fatura karşılığı, toplam 133.083,00 TL+KDV tutarında mal alımı yaptığı ve kayıtlarına işlediği, davacının 2009 yılı BS formlarında ve ticari defterlerinde davalıya, 94.540,00 TL + KDV tutarında mal sattığı ve dava tarihinde 73.057,60 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Davalının davacı faturalarını kayıtlarına işlemesi, faturalara konu mal ve hizmetin teslim alındığı anlamına geldiğinden, ispat yükü kendisinde olan davacının faturalara konu mal ve hizmeti teslim ettiğini ispatladığı, ancak davalı tarafça teslim edilen mal bedelinin ödendiğine dair belge sunulmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın kabulü kararı yerinde olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine, Dairemizce istinaf yargılamasında ilave tahkikat yapılmakla, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin reddine, 2-Bakırköy 5. Asliye Tic. Mahkemesinin 2015/226 Esas 2016/690 Karar 07/11/2016 tarihli hükmün HMK 353/1-b-2.3 maddesi gereğince kaldırılmasına, 3-Davanın kabulüyle, Denizli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takibe konu alacak yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 73.057,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- İlk derece yargılaması yönünden; A)-Alınması gereken 4.991,00-TL ilam harcından peşin alınan 1.247,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.743,35-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, B)-Davacı tarafından yapılan 2.401,20-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 1.301,85-TL, tebligat-posta gideri: 699,35-TL, bilirkişi ücreti:400,00-TL”) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, C)-Kendisini vekille temsil ettiren davacı için hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre belirlenen 10.297,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; a-Alınması gereken 4.991,00 TL nispi istinaf harcından peşin alınan 1.247,65 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.743,35 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-İstinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 150,00 TL bilirkişi ek rapor ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 16.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.