Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1285 E. 2020/1642 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1285 Esas
KARAR NO: 2020/1642
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2019
NUMARASI: 2018/429 E. – 2019/484 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; “…” markası … no ile 03 / 25 / 41 , … no ile 35 / 38, “…” markası da … no ile 35 / 38 / 41 sınıflarda müvekkil şirket adına tescilli olduğunu, ayrıca, müvekkil şirket adına “…” , “…, …, …, …” 35 / 38 ve 41 sınıflarda Türkiye de ve uluslararası platformda tescili olduğunu ve dünya çapında saygın bir üne sahip olduğunu, müvekkili şirketin “…” dahil bu markaları 1986 yılından bu yana Türkiyede ve uluslararası platformda organizasyonlar yaparak tanınmış hale getiren … A.Ş. şirketinden devraldığını, “…” markası kendilerine ait olmamasına, müvekkil şirket ve devraldığı şirket adına tescil edilmiş olmasına rağmen, davalıların “…” markasıyla mükerrer ve defalarca yarışma organize ettiklerini, tüm yazılı ve görsel medya olanaklarını kullandıkları gibi, basın toplantıları düzenleyerek, yapacakları organizasyonların reklâmlarını yaptıklarını ve internet ortamında “…” markasının kendi adlarına tescilli ve ait olduğunu iddia ederek tanıtım yaptıklarını, davalıların, bu davranışlarının, üçüncü kişilerin müvekkil şirket markasına bakışını, yaklaşımını ve değerlendirmelerini olumsuz yönde etkilediğini, hatta müvekkili firmanın büyük masraflar yapmasına rağmen, yapmış olduğu organizasyonları iptal etmesine, bu atılımlardan vazgeçmesine sebep olduklarını, davalıların müvekkilini telafisi zor, ağır zararlara uğrattıklarını, davalıların Bursa’da yaptıkları tanıtımla 2017-2018 yılı “…” organizasyonunu yapacaklarını öğrendiklerinde kendilerine ihtarname yollayarak, bu korsan organizasyona son vermelerini, “…” markasını kullanmamalarını, tanıtım ve internetten kaldırmalarını ihtarname bildirmelerine rağmen, davalılar internetten bu organizasyonu yapacaklarına ilişkin tanıtımı kaldırmadıkları gibi, ihtarnamede ki taleplerini de yerine getirmediklerini, bu eylemleri ile müvekkilinin uzun yıllarını verdiği ve yatırım yaparak kamuoyu nezdinde tanınır hale getirip itibar kazandırdığı markasını, müvekkil şirketten izin almadan ve kamuoyunu yanıltarak, kendilerine ait markaymış gibi kullanmalarının müvekkili şirket ve markasının itibarına maddi ve manevi zarar verdiğinden bahisle; davalıların bu organizasyonu yapmaktan vazgeçtiklerini beyanlarıyla birlikte, müvekkil şirketin markasına tecavüzün durdurulmasına ve ileride önlenmesine karar verilmesini, üçüncü kişiler aleyhine markamız veya markamıza benzer isimlerle değişik organizasyon yapılmaması, durdurulması ve önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini,davalıların eyleminin, müvekkili şirketin markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine ve kaldırılmasına, devamlı aynı suçu işlemesi nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına, Davalıların bugüne kadar yapmış oldukları bu gayrikanuni işlem, müvekkil şirketin markasına tecavüz nedeniyle müvekkil şirketin uğramış olduğu zararların 556 sayılı KHK.nın 66. c. fıkrasına göre ödenmesine, dvalıların kaçak ve korsan kullandığı “…” ibaresinin, davalılara ait tüm internet, sanal, görsel yazılı yayınlar ile web sayfasından çıkartılmasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının Orta Amerika ülkelerinden olan , vergi cenneti ve offshore şirketleriyle bilinen … orijinli … ismiyle tüzel kişiliği haiz olup olmadığı şüpheli olan paravan bir şirket görünümünde olduğunu, yabancılık unsuru olduğundan öncelikle MÖHUK M.48 gereği davacı şirketten müvekkilinin uğrayacağı zarar ve ziyanları nazara alınarak en az 30.000,00 TL yabancılık teminatı alınması gerektiğini, müvekkilinin gerek geçmişe dayalı üstün ve gerçek hak sahipliğinden gerekse de 41.sınıfta “…” şeklinde TÜRKPATENT nezdinde tescile dayanan marka hakkından kaynaklanan dava konusu marka üzerinde mutlak hakka sahip olduğunu, davacının markaya tecavüz, men ve tazminat talepli davasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu markanın son yüzyılın ilk güzellik yarışması olduğunu ve 1925 yılında ortaya çıkarılan bir organizasyon olduğunu, bu yarışmanın bütün haklarının müvekkili …’a ait olduğunu, müvekkilinin bu markmayı tüm ticari faaliyetlerinde kullandığını, … ile “…” markasının özdeşleştiğini, davacı şirketin Marka Şantajcılığı organizasyonu yapan paravan bir şirket olduğunu, davacının kütö niyetli tesciline dayanarak yaptığı eylemlerin haksız rekabet ve marka tecavüzü oluşturduğunu, davacının müvekkiline ait “…” markasını kullanarak değil müvekkilinin kullanmasına engel olarak markaya tecavüz ettiğini, müvekkilinin dava konusu “…” markasını TÜRKPATENT nezdinde 41.Sınıfta … (01/10/2007 Koruma Tarihi) ; … (12/07/2010 Koruma Tarihi); … ( 01/03/2013 Koruma Tarihi) ile tescil ettirdiğini, “…” markasının tescilli olarak korunduğunu ve sahibi olan müvekkiline bu tescilin sağladığı tüm hukuki imkanları mutlak olarak sağladığını ayrıca aynı markaya ilişkin İStanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2015/13 esas sayılı dosyası ile devam eden hükümsüzlük davasının halen derdest olduğundan bahisle, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine; MÖHUK m.48 ‘ in amir hükmü dolayısıyla, davacı … orijinli … şirketinden miktarı en az 30.000,00-TL olmak üzere yargılama öncesinde teminat alınmasına aksi takdirde davanın esasa girilmeksizin reddine; İstanbul Anadolu FSHHM 2015/13 Esas Nolu dava ile huzurdaki davanın HMK m.166 f./2’ye göre birleştirilerek görülmesine ve devamında o davadaki kullanmamaya dayanan markanın iptali talebinin kabulüne, davacının hukuki dayanaktan yoksun davasının REDDİNE, karşı davanın kabulüne; davacı/karşı davalının, karşı davamızda kötüniyetli tescile dayanan tescil ve işlemleri dolayısıyla şantaj amaçlı kullandığı “…” 41.sınıf yönünden … no, …3 no ve … nolu markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine , aksi halde kullanmama nedeniyle iptaline, karşı dava yönünden; karşı davalının müvekkiline ait “…” markasına tecavüzünün tespitine, men’ine bu kabul görmezse haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, müvekkilin yoksun kalınan kazancının, uğratıldığı maddi zararın tespit edilerek , SMK m.151/2-a ‘da belirlenen esas doğrultusunda bu şekilde kabul edilmezse genel haksız rekabet ve haksız fiil hükümleri doğrultusunda hesaplanana kadar HMK107.madde kapsamında şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davacı/karşı davalı şirketten alınarak, tehdit amaçlı ihtarnamenin çekildiği tarihten başlayarak mevduata uygulanan en yüksek faizle, bu faiz kabul görmezse aynı tarihten başlayan avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine; müvekkilinin şahsi itibarında ve uzun yıllardır sektörde edindiği güvenilirliğinde yaratılmaya çalışılan tahribat dolayısıyla ve ayrıca asılsız suç duyuruları, ihtarnameler ile kişilik haklarına yapılan saldırı dolayısıyla, 10.000,00-TL manevi tazminatın davacı/karşı davalı şirketten alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince; “…İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/13 esas sayılı dosyasına ilişkin taraf dilekçeleri ve diğer belgeler incelendiğinde davacının …, davalısının … A.Ş olduğu, dava konularının aynı markaya ilişkin olduğu, dosyalar arasındaki hukuki ve fiili irtibat mevcut olduğu, İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2015/13 esas sayılı dosyasının hükümsüzlük iddiasına ilişkin olduğu, tecavüz iddiasının hükümsüzlük iddiası ile birlikte görülmesinin usul ekonomisi ve marka hukukuna uygun bir çözüm olacağı kanaatine varılarak, davalı vekilinin de talebi doğrultusunda mahkememiz dosyasının İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2015/13 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın istinaf yolunun açık olduğunu, taraflar arasında İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2015/13 Esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin gerçekleşmediğini, dava konusunun müvekkili şirkete ait … sayılı markaya ilişkin markanın müvekkilinin kullanmaması iddiasına dayalı olarak hükümsüzlük istemine dayalı olduğu, hükümsüzlük isteminin sadece 03/25/41 nolu sınıfları kapsadığını, işbu davada ise dava konusunun markalara tecavüz ile tazminat talebine ilişkin olduğu, …, …, … nolu üç marka ile birlikte 03,25,41 nolu sınıflardan başka 35 ve 38 nolu sınıfları kapsadığını, Anadolu 1 FSHHM dosyasında “…” ismini kapsadığı halde bu davada “…” ismini de kapsadığını birleştime kararının usul ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava marka hakkına tecavüzün meni, refi ve tazminat istemine dayalıdır. Karşı dava ise; davacının markalarının 41 nolu emtia sınıfı yönünden iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın birleştirilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Mahkemece karar kesin olarak verilmiş ise de; farklı yargı çevresindeki davalara ilişin birleştirme kararları yönünden kararın istinaf yolunun açık olduğu dikkate alınarak istinaf istemi esas yönünden incelenmiştir. TPE kayıtlarına göre … nolu “…” markası 03,25,41 sınıflarda kayıtlı; … nolu “…” markası 35,38 nolu sınıflarda kayıtlı ve … nolu “…” markası 35, 38, 41 nolu sınıflarda davacı adına tescillidir. İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/13 Esas sayılı dosyasının mevcut suretine göre; davacı …, davalının … Aş olduğu, davacının … nolu markanın kullanmama nedeni ile hükümsüzlük talebi ile dava açtığı dosyada taraf teşkilinin sağlanamadığı görülmektedir.Davacı; kendisi adına tescilli markaların davalı yanca yarışma organizasyonlarında, tanıtım ve reklamlarda, internette kullanılmasının haksız kullanım olduğunu iddia etmiştir. Bu durumda davacının iddiasının dayanağı olan emtia sınıfları, davalının karşı davada … nolu markanın 41 nolu sınıf yönünden kullanmama nedeni ile hükümsüzlük talepli dava açmış olması, her iki dosyanın bulunduğu aşama itibarı ile birleştirme kararı verilmesinin usul ekonomisine uygun düşmediği dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-5 md gereğince kaldırılmasına karar vermek gerkemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, – İstanbul 2.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/11/2019 Tarihli, 2018/429 E, 2019/484 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a-5 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, – Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, 2- Davacının istemi kabul edildiğinden istinaf harcının davacıya iadesine, 3- Davacı tarafından yatırılan 148,60TL istinaf harcı, 37,00TL posta müzekkere gideri ki toplam 185,60TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.