Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1265 E. 2020/1323 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1265 Esas
KARAR NO : 2020/1323 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2020
NUMARASI : 2020/1 E. – 2020/105 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; Müvekkili şirket tarafından İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/719 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcığı’nın 2019/221268 soruşturma sayılı dosyasında kıymetli evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçları sebebiyle ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili şirketin davaya konu çeklerdeki şirketlerle hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, çeklerdeki mevcut imzalarda kendisine ve şirket ortağı olan … ait olmadığını, keşidecisi … A.Ş olan …Bankası İstoç Metro şubesine ait … çek numaralı 06/01/2020 keşide tarihli 300.000 TL bedelli çek ile keşidecisi … AŞ olan …. Cumhuriyet Caddesi Şubesine ait … çek numaralı 07/01/2020 keşide tarihli 300.000,TL lik çekler sebebiyle İ.İ.K. 72/2 maddesi gereğince tedbir kararı verilmesini, davalıların % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulmamış olduğunu, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, müvekkili şirketin akaryakıt sektörünün önce bir firması olduğunu, iş bu davanın müvekkili şirket aleyhine sonuçlanması halinde müvekkili firmanın davacının zararlarının tamamını karşılayacak büyüklükte olduğunu, ihtiyati tedbir kararında belirtilenin aksine davacı bakımından ileride telafisi güç sonuçların doğmasının mümkün olmadığını, davacının davaya konu alacağının % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarihli 2020/1 Esas- 2020/105 Karar sayılı kararıyla; “Davacı tarafın davasının açıldığı tarih itibariyle 6102 Sayılı kanunun 5.md/A bendinin yürürlükte bulunduğu, 6102 Sayılı Kanunun 5.md/A bendinin aynen ‘Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’ şeklinde düzenlendiği, kanun maddesinin dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin içeriğinden dava konusunun para borcunun bulunmadığı iddiasına yönelik olduğu ve dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna ilişkin belge ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davasının dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 Sayılı Kanunun 115.md/2 uyarınca usulden reddine, dava şartı mevcut olmadığından dava ile talep edilen ve mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılmasına ” karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin davadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğundan bahisle davanın reddine karar vermişse de; BAM 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/521 Esas-2019/423 Karar sayılı 21/03/2019 sayılı kararında, menfi tespit davalarının TTK 5/A maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğine , bir miktar alacağın tahsili talebinin bulunmadığına ve ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvurma zorunluluğunun bulunmadığına karar verildiğini beyanla mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E :Uyuşmazlık; arabulucuk dava şartının iş bu dava yönünden uygulanıp uygulanamayacağının tespitine ilişkindir.01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; çekten kaynaklanan, menfi tespite ilişkin iş bu uyuşmazlıkta bir paranın ödenmesi yahut bir zararın tazmininin istenmediği, menfi tespit davasının alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceği göz önüne alınarak, somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarihli 2020/85 Esas- 2020/454 Karar sayılı olup “Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik kararında”; “7155 Sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine” karar verilmiştir. Açıklanan nedenle davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2-İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarihli 2020/1 Esas- 2020/105 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 53,50 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 202,10 davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 14/07/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.