Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1261 E. 2022/1333 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI: 2015/240 2019/213
DAVANIN KONUSU: Marka ve Tasarım Hakkına Tecavüz, Haksız Rekabet
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1970’li yıllardan bu yana üretip satmakta olduğu tanınmış “…” markalı çakmaklarla dünyada lider olduğunu, silindirik gövdesi ile dünya piyasasında bulunan diğer çakmaklardan özgün ve benzersiz bir tasarıma sahip olduğunu, müvekkilinin bu benzersiz tasarımı koruma altına almak amacıyla Türkiye ve dünyada birçok marka ve tasarım tescili aldıklarını, müvekkili markasının ayrıca TPE’nin 11.01.2014 tarih ve … sayılı kararı ile tanınmış marka statüsü kazandığını, ancak hal böyle iken davalının, kendi malını başkasının malıymış gibi göstererek, alıcıların yanılmasına ve belli bir mal yerine başka bir mal almalarına yol açan davranışların TTK’nın 56 ve 57/5 maddeleri kapsamında değerlendirilerek, davalının ambalaj benzerliğinin, tüketicilerin ürünlerin kökeni yönünden yanıltılmasına yol açıldığını, davalının çakmak üzerindeki “…” ibaresi ile kendilerinin “…” markalı çakmaklarının özgün şekli olan silindirik formun sayısız seçenek özgürlüğü bulunduğu ve hiçbir teknik zorunluluk bulunmadığı halde aynen kopyalanarak taklit edildiğini, bu hususların müvekkilinin marka ve tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunu, “…” çakmakları pazara sunulduğu zaman gövde üzerinde yer alan “…” şeklinin çakmak standının arkasında kalarak sadece ön kısım olan silindirik şeklin gözüktüğünü, işbu sebepten dolayı da müvekkiline özgü silindirik gövdeyi taklit eden davalı çakmak tasarımı ile ortalama tüketici nezdinde karışıklığa neden olduğunu, davalının … markasını ürettiği biçimde üçgen şekilli çakmaklar üreterek … çakmak koleksiyonlarını da aynen taklit ettiğini, müvekkilinin tüm bu tecavüz ve haksız rekabet eylemleri sonucunda maddi zarara uğradığını iddia ederek, müvekkilinin marka ve tasarım hukukundan doğan haklarına davalı tarafından gerçekleştirilen tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini, haksız rekabet neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir. Davacı vekili harcını yatırarak maddi tazminat talebini 78.783,47 TL olarak arttırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın tefrik edilmeden önce açıldığı İstanbul 1. FSHHM’nin ilgili dosyasında davalı olarak dört kişinin gösterildiğini, ancak müvekkilinin diğer davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının söz konusu olmadığı gibi, ortak eylemlerinin de olmadığını, dava dilekçesinde davacı çakmakları ile kendi çakmaklarının iltibas meydana getirdiği iddia etmiş ise de, bahsi geçen çakmağın … tescil numarası ile müvekkili adına tescilli olduğunu ve davacının tasarım hükümsüzlüğü ve haksız rekabetin tespiti, men’i talebi ile Ankara 4. FSHHM 2011/26 E., 2013/134 K. sayılı dosyası ile açtığı davanın reddedildiğini, kararın kesinleştiğini ve bu nedenle söz konusu hususların yeniden yargılama konusu yapılamayacağını, davacının çakmak stantları ile müvekkiline ait çakmak stantlarının iltibas meydana getirdiği iddia etmişse de, çakmak standının … tescil numarası ile müvekkili adına tescilli olduğunu, davacının bu hususta da Ankara 4. FSHHM 2014/184 Esas sayılı dosya ile dava açtığını ve davanın halen derdest olduğunu, bu nedenle bu talep yönünden de derdestlik itirazında bulunduklarını, tescilli tasarımlarına rağmen el koyma ve tedbir kararının hukuken uygun olmadığını ve ürünlerin taraflarına iade edilmesi nedeniyle de, marka ve tasarım hakkına yönelik eylem ve tecavüz bulunmadığından, maddi-manevi tazminat talebinin de reddedilmesi gerektiği savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı, deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, en son rapor tanzim eden bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen raporda belirtildiği üzere, davalı tarafından “… şekil” markasının sarı renkli çakmakların ambalajları üzerindeki renk ve marka imajlarının davacı adına tescilli şekil markasına ve … nolu teşhir standı tasarımına karıştırılmaya sebebiyet verecek şeklide benzer şekilde kullandığı, bu durumun davacının marka ve tasarımdan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği gibi, TTK anlamında haksız rekabete sebebiyet verdiği anlaşılmakla, davacının markaya ve tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’ini, haksız rekabet neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına ilişkin taleplerinin kabulü gerekmiştir. Davacının maddi tazminat istemine gelince, her ne kadar Mali Müşavir bilirkişi raporunda ve en son ek raporunda davalı tarafça toplam çakmak satışının 1.839.61 adet olup, bunlardan kaç adetinin davaya konu stand ile satışının yapıldığı ve davacı markasına tecavüz teşkil eden ürünlerden olduğu tespit edilemediği, tüm çakmakların davacı şirket tarafından satılması halinde elde edilebilecek karın (yoksun kalınan kazancın) 78.783,47 TL olduğu belirtilmiş ve davacı vekili bu tutar üzerinden talepte bulunmuş ise de, rapor içeriğinde de belirtildiği üzere, bu miktarın tamamının ihlal teşkil eden marka ve tasarıma ilişkin olmadığı, davalının tüm satışının göz önüne alındığı ve böylece maddi tazminatın net olarak tespitinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, TBK 50 ve 51 maddeleri gözetilerek, ihlalin niteliği, süresi, ürün adetleri, tarafların ekonomik durumları gözetilerek takdiren maddi tazminat miktarı 25.000,00 TL olarak tespit edilip bu tutar yönünden davanın kısmen kabulüne. -Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli … nolu teşhir standı tasarımına ve sunumuna yine davacı adına olan … şekil markasına benzer şekilde kendi markasını kullanması suretiyle olan tasarım ve marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, menine, ortadan kaldırılmasına, bu şekilde olan davalı stant ve ürünlerinin toplatılarak imhasına, Toplam 25.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan karşılanarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan bir gazetede ilanına, Fazlaya dair talebin REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – 15.03.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, taraflar arasındaki ihtilafın “taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı taraf ait çakmak tasarımı ve stant tasarımına yönelik davalı tarafın bir kullanımı olup olmadığı, davalı tarafın kullanımının …, … sayılı tasarımlar kapsamında kalıp kalmadığı, daha önceden Ankara mahkemelerinde görülen uyuşmazlığın aynı mahiyetli uyuşmazlık olup olmadığı, maddi tazminatın yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık olduğu” olarak tespit edildiğini dolayısı ile bundan sonraki işlemlerin bu usuli tespite dayalı olarak yürütülmesi gerektiğini, bu yöndeki itirazlar dikkate alınmadan önincelemedeki tespitleri aşan hususlarda yargılama yapılarak rapor alınmasının yerinde olmadığını, Bilirkişi ek raporunun sonuç kısmının 3, 4 ve 5 nolu kısmında karıştırılmaya sebebiyet verilebileceğinden bahsetmiş ise de bu hususun müvekkilin tescilli tasarımından farklı kullanım sebebi ile mi yoksa davacının hukuken korunan tescile dayalı bir hakkı sebebi ile mi meydana geldiği denetime elverişli bir şekilde ortaya konulamadığını, bilirkişi ek raporunda, teşhir stantlarının sarı renkli dış görünüşü ve sunumuna ait görsel kimliğin müvekkilin kullanımları ile benzer özellikler taşıdığını ifade ettiğini ancak bu renk ve görsel kimliğin tescilli bir hakka dayanıp dayanmadığına dair itirazların raporda değerlendirilmediğini, müvekkilinin davacı tarafça iptal ettirilmemiş tescilli marka ve tasarımlarını kullanmış olması sebebi ile suçlanmayacağını, bu yönü ile de hükme elverişli olmayan bir rapor ile hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı tarafın 2011 ve 2013 yıllarına ait defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı için delil niteliğinde olmadığı bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, ispatlanamayan tazminat isteminin de reddi gerektiğini, raporda objektif veri olmadığını, raporda belirtilen sayıdaki çakmakın bu stant ile satıldığını nasıl tespit ettiği muamma olduğu, raporun genel rakam içerdiğini, hükme elverişli olmadığını, davacının ve davalının bir çok çakmak tasarımı olup tüm ciroları ve karları tüm çakmak modellerinin satışına göre belirlendiğini, Bilirkişilerin davacı tarafın 5 yıllık süre içersinde satmış olduğu ve tüm modelleri içeren toplam 92.319.154 adet ürünü sanki tek tasarıma ait sayı imiş gibi değerlendirerek hesaplama yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki davalının kullanımı kendi adına tescilli …, … sayılı tasarımlar kapsamında kalmakta olduğu için zaten bir tecavüz teşkil etmediğini, Bilirkişi raporu hükme esas alınamayacağı gibi mahkemenin takdir hakkını kullanarak belirlemiş olduğu 25.000 TL maddi tazminatı denetime elverişli bir şekilde nasıl tespit ettiğinin açık olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap ve katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; – Davalının istinafının süresinde olmadığını -Davalının istinafının reddi gerektiğini, kararın bozulması halinde ise maddi tazminat talebinin tamamen kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
İNCELEME *Davanın İstanbul 1FSHHM 2014/258 e sayılı dosyası ile açıldığı, mahkemenin davalı … hakkındaki dava yönünden yetkisizlik kararı verdiği, kararın kesinleşerek Bakırköy 1.FSHHM 2015/240 Esas sırasına kaydedildiği görülmüştür. *Davacı …’nın TPMK nezdinde tescilli … + şekil ibareli 34. sınıfta … tescil nolu, 31/12/1993 tescil tarihli markası, …+Şekil … tescil …, 34. sınıfta, … tescil tarihli markası bulunmaktadır. Davacının aynı sınıfta çakmak standı şekil markası … tescil nosu ile 13. 07. 2009 tescil tarihi ile koruma altına alınmıştır. Davacının yuvarlak çakmak şekline ait markası … tescil … 34. sınıfta 31. 08. 2000 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Davacının … tescil … …+ şekil markası 34. sınıfta 18. 02. 2008 tarihinde tescil edilmiştir. *Davacının asıl dayanağı olan; … şekil markasının kayıt örneği ve … … tasarım kayıt örneği celp edilmemiş olup davacı vekili tarafından sunulmuştur. *Davacı yanın TPMK nezdinde tescilli … tescil nosu ile 28/04/2006 tarihli 1 adet çakmak tasarımı, … tescil nolu 28/09/2006 tarihinde tescil edilen 5 adet çoklu çakmak tasarımları, … tescil nolu 19/02/2007 tescil tarihli 1 adet çakmak tasarımı, … tescil nolu 28/07/2010 tescil tarihli 1 adet çakmak tasarımı kayıtları dosyada bulunmaktadır. *Davalı tarafın … tescil numaralı çoklu çakmak tasarımının 01.06.2010 Tarihinde davalı adına tescil edildiği, … tescil nolu “çakmak standı” tasarımı 10.05.2013 tarihinde davalı adına tescil edildiği görülmektedir. *… E sayılı dosyada tensiben bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi end ürünleri tasarım bölümü öğr üyesi … raporunda özetle; davalı tarafın davacıya ait marka ve tasarım haklarına tecavüz ettiği, davacıya ait marka ve tasarımlarının benzerinin davalı ürünlerinde benzer biçim ve görsellikte kullanıldığı yönünde görüş belirtildiği görülmüştür. Ek raporda ise; 4.sayfadaki tasarım öğesinin kullanılmasının teknik bir zorunluluktan kaynaklanmadığı, davalaya ait … nolu ETTB tasarımlar ile kök rapordaki davacı tasarımlarının farklılık arz ettiği yönünde görüş belirtilmiştir.*İlk derece mahkemesince tasarım uzmanları ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 05.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda; … marka … …tescil nolu çakmak tasarımları ile … adına tescilli … ve … nolu tasarımların birbirinden farklı olduğu, … … nolu şeffaf çakmak standı ile … ‘ya ait … numaralı şeffaf standın tasarımının birbirinden farklı olduğu, … … nolu teşhir standların sarı renkli dış görünüşü ve sunumuna ait görsel kimliğin … çakmaklarının sergilendiği sarı renkli standlarla karıştırılmaya sebebiyet verecek derecede benzer özelliklerdi kullanıldığı yönünde görüş belirtilmiştir. 1.ek raporda adli emanetteki ürünler üzerinde inceleme yapılarak; kök rapora ek olarak davalı tarafın … şekil markasının sarı renkli çakmakların ambalajları üzerindeki renk ve marka imajlarının … markasına benzer şekilde kullanılarak ve ambalajların genel görünüşleri ile karıştırılmaya sebebiyet verecek derecede benzer nitelikte olduğu, Davacı tarafından delil olarak sunulan … markalı çakmakların karıştırılmaya sebebiyet verecek kadar … marka çakmaklarla aynı derecede benzer olduğu yönünde görüş belirtilmiştir. 2.ek raporda ; … ibareli şekil markasının … şekil markasına benzer şekilde tasarlandığı, markalarda birebir benzerlik olmamakla birlikte sarı renkli ambalaj üzerine çerçeve içine alınarak yazılmış olmasının … markasını çağrıştırdığı, ambalajlar ve uygulanan markalar üzerinde kasıtlı bir benzetmenin var olduğu ek olarak belirtilmiştir. Mali bilirkişi davalının 2011-2015 yılı defterlerini incelemiş, davaya konu yıllarda 1.039.961 adet çakmak satışı tespit edildiği, davaya konu çakmak ve tasarımın satışta ne kadar yer tuttuğu ya da elde edilecek ciroya ilişkin hakkaniyete uygun hesaplama yapılamayacağı, tüm satışta net 11.447.011,78TL satış hasılatı elde ettiği, 158.036,25TL faaliyet karı, 372.091,66TL net zarar ettiği önünde görüş belirtilmiştir. Ek raporda; kök raporu tekrarla birlikte davalıda tespit edilen tüm plastik çakmakların satılması halinde elde edilebilecek karın 78.783,47TL olduğu bildirilmiştir. *Davacı vekili Mahkemenin ara kararına istinaden 29.01.2018 havale tarihli dilekçesinde ; “Seçtiğimiz hesaplama yöntemi … marka hakkının ihlali nedeni ile 556 sayılı KHK 66/2 md a bendi uyarınca “marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı marka sahibinin markanın kullanılması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre hesaplanması olduğunu, sarı renkli tasarım için seçilen yöntemin ise 556 sayıl KHK md 52/2-a md gereğince “tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı tasarım hakkı sahibinin tasarım kullanması halinde elde edebileceği muhtemel gelire göre ve tasarımın tescil edildiği 04.05.2011 den itibaren yapılmasını talep ettiğini beyan etmiştir. Davacı vekili 25.12.2017 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ile birlikte esas hakkında da beyanda bulunarak; Davacıya ait … sayılı şeffaf çakmak standının dava konusu olmadığını, Davacıya ait çakmak şekli ile davalı tarafa ait …-…, … nolu tasarımların dava konusu olmaması nedeni ile benzerlik araştırması yapılmasına gerek olmadığını, İddialarının esasen; davalı tarafın müvekkili şirkete ait tanınmış … şeklindeki markasını ve … sayılı tasarımına yönelik kullanımları nedeni ile tecavüz ve haksız rekabete neden olduğuna ilişkin olduğunu, sunulan görsellerde dizilim, görünüm, koleksiyon, paketlemenin müvekkili ile aynı olduğunun görüleceğini belirtmiştir.
GEREKÇE: Dava, markaya ve tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’ini, haksız rekabet neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılması, maddi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, istinafa cevap dilekçesinde davalının istinaf isteminin süresinde olup olmadığını iddia ettiğinden bu husus öncelikle incelenmiştir. Davalı vekiline gerekçeli kararın e-tebligat ile 12.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin (2 haftalık süre içinde) 23.01.2020 tarihinde istinaf dilekçesini sunduğu, eksik harcın tamamlanması için çıkartılan muhtıranın 05.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin (1 haftalık süre içinde) 12.02.2020 tarihinde harcı ikmal ettiği dikkate alındığında davalının istinaf isteminin süresinde olması harcın süresinde ikmal edilmesi nedeni ile davacı vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde görülmeyerek istinaf istemi esastan incelenmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişi raporuna göre karar verilmiş ise de; kararın gerekçesinde davacının hangi şekil markasına ne şekilde tecavüzün gerçekleştiğinin açıklanmadığı, davacının birden fazla … şekil markası olduğu, davacı vekilinin aşamalarda beyan dilekçesinde yer alan … numaralı sarı renkli … şekil markasının kayıtlarının ve … sayılı tasarım tescil belgelerinin getirtilmediği, bilirkişi heyeti tarafından da marka kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme ve karşılaştırma yapılmadığı, … ibaresinin davalı markası olduğuna dair açıklamalara yer verilmiş ise de dosya içeresinde davalı tarafa ait marka kaydına rastlanmadığı, davalının savunmasında tescilli marka ve tasarıma uygun kullanım olduğunu savunduğu; mahkemenin gerekçesinde markanın tescilli şekilde kullanılıp kullanılmadığının tartışılmadığı, esasen … sayılı çoklu tasarımın hangisine tecavüz teşkil ettiği somutlaştırılmadan “… davalının davacı adına tescilli … … nolu teşhir standı tasarımına ve sunumuna yine davacı adına olan … şekil markasına benzer şekilde kendi markasını kullanması suretiyle olan tasarım ve marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, menine, ortadan kaldırılmasına, bu şekilde olan davalı stant ve ürünlerinin toplatılarak imhasına..” karar verildiği anlaşılmıştır. Eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu ile ve davalı vekilinin rapora itirazları giderilmeden, somut gerekçesi de açıklanmadan karar verilmesi yerinde olmadığından davalı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dairemiz kararında işaret edildiği üzere Davacının asıl dayanağı olan; … … şekil markasının ve … nolu tasarım kayıt örneğinin, tanınmış marka kaydının ve davalı marka kayıtlarının TPMK’dan celp edilerek dosyaya alındıktan sonra marka vekili bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak marka tescil belgeleri, tasarım tescil belgeleri ve ürünler karşılaştırılarak, davalı ürününün davacı markaları ve tasarım tescil belgelerine tecavüz edip etmediği, ayrıca tarafların ürünlerinin ticari takdim şeklinin benzer olup olmadığı, davalının ticari sunumunda kullandığı standın haksız rekabet teşkil edip etmediği konusunda rapor alındıktan sonra, davalının fiilinin subut bulması halinde, davacı vekilinin 29.01.2018 havale tarihli dilekçesindeki tazminat taleplerine göre tazminat talebinin değerlendirilerek karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili, maddi tazminat miktarı yönünden istinafa başvurmuş ise de kaldırma sebebine göre bu aşamada davacı vekilinin istinaf istemi hakkında inceleme yapılmayarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, – Davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2-Bakırköy 1. FSHHM’nin 2015/240 Esas, 2019/213Karar sayılı, 13.06.2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, 427,00TL istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, İstinaf istemi incelenmediğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının istek halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 45,10 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 193,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/10/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.