Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1260 E. 2020/1578 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1260 Esas
KARAR NO : 2020/1578
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2020
NUMARASI : 2019/299 2020/33
DAVANIN KONU: Tespit (D.İş)|İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir ve tespit isteyen vekili, müvekkiline ait … ve … markalarının bulunduğunu, davalının ise müvekkiline ait markaları taklit etmek suretiyle iltibas yoluyla kullanarak müvekkilinin marka haklarına tecavüz ettiğini, müvekkilinin bu markaları eskiden beri kullanmakta olduğunu ve tanınmış hale getirdiğini, davalı aleyhine İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/441 Esas sayılı dosyasında hükümsüzlük davası açtıklarını, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun iddialarını doğruladığını, davalının basiretli tacir gibi davranmadığını belirterek delil tespiti yapılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini (taklit marka ürünlere el konulması, muhafaza altına alınması, gümrüklerde serbest bölge ve limanlarda el konulmasının, yedi emine verilmesini, davalıya ait www…..com alan adlı internet sitesindeki görsellerin çıkartılmasına, mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine) karar verilmesini istemiştir. Karşı taraf vekili, talebin sadece beyanlara dayandığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların ayrı iş kolunda faaliyet gösterdiklerini, talepte bulunanın mağazacılık sektöründe, müvekkilinin ise saat üretimi konusunda iştigal ettiğini, müvekkilinin … ibareli tescilli markasının bulunduğunu, tarafların markalarının karıştırılmasının mümkün olmadığını, davacının tanınmış bulunmadığını, bu hususun ispatlanamadığını, aksine … markasını müvekkilinin tanınmış hale getirdiğini, marka hükümsüzlüğü davasının derdest olup kesinleşmediğini, talepte bulunan tarafça alınan her türlü ihtiyati tedbir kararına itiraz ettiklerini ve itirazlarının kabul edilerek tüm tedbir kararlarının kaldırıldığını bildirmiştir. Mahkemece, 28/02/2020 tarihinde verilen ara karar ile bilirkişi raporu, mahkemenin 2017/441 esas sayılı dosyası gerekçe yapılarak yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, marka hakkına tecavüz edildiği hususunda ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını, benzer marka ile aynı ürün grubunun pazarlaması olduğunun görüldüğü, karşı tarafın halen tescilli markasının bulunduğu savunmasının SMK’nun 155.maddesi gereğince ileri sürülemeyeceği gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin 100.000,00 TL teminat karşılığında kabulüne, talep edene ait … ve … ibareli markalarla iltibas teşkil eden karşı tarafa ait ürünlerin satışının durdurulmasına, el konulmasına ve yediemine tevdiine, karşı tarafa ait www…..com internet sitesindeki … ve … ibarale kullanıma yönelik görsellerin 1 haftalık süre içerisinde çıkartılmasına, çıkartılmadığı takdirde sitenin erişime engellenmesine karar verilmiş, işbu karara karşı taraf vekilince itiraz edilmiştir. Karşı taraf vekili itiraz dilekçesinde; öncelikle tedbir kararının uygulanmasının durdurulması gerektiği belirterek kararın eksik ve hatalı inceleme ile verildiğini, kararın uygulanmasının müvekkili yönünden telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağını, kararın hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin internet sitesinde … markasına ait tüm görselleri kaldırdığını, tedbir kararının orantısız olduğunu, kararın dayanağı bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, yine teminatın müvekkilinin zararlarını telafi edemeyeceğini, davacı tarafından tecavüzün tespiti veya men’ine ilişkin dava açılmadığını, müvekkilinin Türkiye çapında 171 mağazası bulunduğunu, herşeyin kayıtlı olduğunu, dolayısıyla tedbir kararının müvekkili yönünden telafisi güç zararlara yol açacağını, bu bağlamda tedbirin kaldırılması için belirlenecek teminat miktarını yatırmaya hazır olduklarını, İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/441 esas sayılı dosyasının henüz istinaf aşamasında olup kesinleşmediğini, müvekkilinin 171 mağazası olup sahte üretimin söz konusu olmadığını, müvekkilinin saat üretimi yaptığını, talepte bulunanın ise üçüncü kişiler tarafından üretilen saatleri teşhir etmek suretiyle satmakta olduğunu, iştigal alanlarının farklı olduğunu, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikteki 2018/2275 Esas 2019/3674 Karar sayılı ilamını sundukları halde mahkemece incelenmediğini, bu kararın müvekkilinin haklılığını gösterdiğini bildirerek tedbir kararlarının kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekilince verilen 04/03/2020 tarihli dilekçe ile bir kısım ek tedbir kararları verilmesinin istendiği görülmüştür. Mahkemece, duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; 04/03/2020 tarihinde sunulan deliller ve bilirkişi raporları dikkate alındığında ihtiyati tedbir kararının ölçülü ve orantılı olduğu gerekçesiyle tedbire yönelik itirazın reddine, ihtiyati tedbir incelemesinin yargılama niteliğine dönüştürülmeye çalışıldığı gerekçesiyle de davacı vekilinin ek taleplerinin reddine karar verilmiş, kararı karşı taraf vekili istinaf etmiştir. Karşı taraf vekili istinaf sebebi olarak; itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, ayrıca ihtiyati tedbir kararının usulsüz ve orantısız olarak uygulandığını, İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yapılan işlemler ile satış hizmetinin değil, müvekkilinin teknik servis hizmetinin bulunduğu meskende dahi ihtiyati tedbirin uygulandığını, karşı çıkılmasına rağmen hukuksuz uygulamaya son verilmediğini, talepte bulunan tarafından müvekkiline ait tüm mağazaların gezilip arandığını, ancak herhangi bir ürün bulunamadığını, tedbir talep edenin bu karar kaldırılmadığı sürece arama bahanesi adı altında müvekkilinin ticari sırlarını, müşteri listelerine ve müşterilerine ilişkin kişisel verilerin erişime devam edecek olduğunu, bütün bu uygulamaların müşterilerin gözü önünde gerçekleştiğini, müvekkilinin internet sitesindeki görselleri kaldırdığını belirtmiştir. Dosyada bulunan marka yenileme belgesinde 2006/18280 tescil numaralı … markasının 35.sınıfta 24/04/2006 tarihinde tescil edildiği ve 24/04/2016’dan itibaren 10 yıl süreyle yenilendiği görülmüştür. Dava dosyasında bulunan TPMK’nın 01/03/2018 tarihli YİDK kararında; talepte bulunan tarafından karşı tarafın yaptığı … başvuru numaralı … marka başvurusuna itiraz edildiği ve itirazın kabulü ile başvurunun reddine karar verildiği görülmüştür. Dosya içinde bulunan TPMK’nın 24/12/2018 tarihli kararı ile karşı tarafın 2017/46048 başvuru numaralı … markasına talepte bulunan tarafından itiraz edildiği ve itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 10/02/2020 tarihli 3 kişilik bilirkişi raporunda; talepte bulunana ait … tescil numaralı … markasının 8,9,14,15,16,34,35,37,40 ve 42.sınıflarda 2006/18280 tescil numaralı … markasının ise 35.sınıfta tescil edildiği, davalıya ait … tescil numaralı … markasının 14.sınıfta tescil edildiği, … markasına ait başvurunun ise itiraz üzerine reddedildiği, İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/441 esas sayılı dosyasında karşı tarafa ait markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği belirtilerek aleyhine tespit olunan şirketin vaki kullanımının ilgili alıcı grubunda karışıklığa yol açabileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/441 esas, 2019/209 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacının talepte bulunan …. Ltd. Şti , davalının ise karşı taraf olan … San. Tic. A.Ş olduğu, davanın davalıya ait … markasının 556 Sayılı KHK’nın 7 ve 8.maddelerine dayalı olarak açılan hükümsüzlük davası olduğu, yargılama sonunda davanın kabul edilerek davalıya ait 2012/11234 tescil numaralı … markanın hükümsüzlüğüne 23/05/2019 tarihinde karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Talep, karşı tarafın müvekkilinin markalarını taklit etmek suretiyle iltibas yoluyla tecavüz ettiğini, bu konuda delil tespiti yapılmasıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine yöneliktir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise karşı tarafın ihtiyati tedbire itirazının reddi kararına yöneliktir. Gerek dosya kapsamından, gerekse alınan bilirkişi raporundan talepte bulunanın markalarının 8, 9, 14, 15, 16, 34, 35, 37, 40 ve 42.sınıflar ile 35.sınıfta tescilli olduğu, karşı tarafa ait markanın ise 11.sınıfta tescilli ise de, karşı tarafın kullanımlarının saatler üzerinde olduğu ve ilgili alıcı grubunda karışıklığa yol açabileceği gözetildiğinde, karşı taraf vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Karşı taraf vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Karşı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.02/10/2020