Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1258 E. 2022/1495 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1258 Esas
KARAR NO: 2022/1495 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2018/505 E. – 2019/349 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketinin tüm dünyada …, … ve … yazılımlarının eser ve hak sahibi olduğunu, müvekkiline gelen lisanssız kullanıma ilişkin ihbarlar üzerine Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/274 değişik iş sayılı dosyası ile davalı şirket adresinde tespit yapıldığını, müvekkili şirkete ait yazılımların davalı şirket adresindeki bilgisayarlarında kurulu ve aktif, çalışır durumda olduğunu, bu şekilde yazılımın izinsiz olarak korsan tabir edilen biçimde yüklendiğinin tespit edildiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gerekli şikayetlerde bulunulduğunu ve soruşturma yürüdüğünü, müvekkiline ait programı herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın bilgisayarlarında kullanan davalıların işi ve faaliyet alanları gereği, bu programdan haksız kazanç elde ettiklerinin aşikar olduğunu, müvekkiline ait yazılımların, geliştiricilerinin yeni uygulamalar oluşturmalarını sağlamak üzere meydana getirilmiş yazılımlar olduğunu, bu alanda dünyada tek olduğunu, müvekkili şirketin uğradığı zararın büyüklüğü ve sözleşme bedelinin belirlenmesinde bu hususların da göz önüne alınmasını talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle haksız eylem tarihinden itibaren, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ticari faizi ile birlikte karşı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının usulüne uygun olarak düzenlenmemiş dava dilekçesinin usuli eksiklikler ve hatalar gereğince reddinin gerektiğini, davacıdan teminat istenmesi taleplerinin bulunduğunu, davacının mahkeme dosyasına sunmuş olduğu belgelerin davacının hak sahibi olduğunu göstermemekte olup öncelikle davacının hak ehliyeti bulunmaması nedeni ile reddinin gerektiğini, davacının yaptırmış olduğu delil tespitinin eksik ve bu haliyle hukuka uygun olmadığından raporda belirtilen iddiaları kabul etmediklerini, davacı tarafın tüm taleplerinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup dürüstlük kuralına da aykırı talepler olduğunu, müvekkili şirketten toplamda 93.100 Euro+KDV olarak sözde yasallaştırma teklifi adı altında bir miktar istendiğini, ödenmemesi halinde ise göz korkutmaya çalışan ifadeler ile tehditvari beyanlarda bulunulduğunu, davacı taraf ve onun adına hareket eden aracı firmanın amacının lisanssız kullanıldığı iddia edilen yazılımların bedelini almak değil, korkutma ve tehdit ile verilebilecek en yüksek ceza ve tazminat miktarlarını kullanarak, sanki yazılım ücretleri daha fazlaymış gibi hareket ederek haksız kazanç elde etmeye çalışmak olduğunu, davacının talep etmiş olduğu tazminat miktarının fahiş olup, kabul edilmesi halinde davacı firma lehine müvekkili firma aleyhine sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, hiçbir şekilde aleyhe beyan veya kabul etmemek kaydı ile bir an için tazminat kabul edilse dahi bu durumun subjektif koşullar gereğince hakimin takdir yetkisi dahilinde olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarihli 2018/505 E- 2019/349 K sayılı kararıyla; ” davacının dayandığı iddialardan öncelikle eser sahipliğini ispat külfeti altında olduğu, ancak davacının sunduğu deliller ışığında ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının eser sahipliği sıfatı yönünden herhangi bir delil-belge ibraz edemediği, bu sıfatını ispat edemediği ” gerekçesiyle; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; FSEK 2. Maddesi gereğince bilgisayar programının ilim eseri olduğunu, tescil zorunluluğunun bulunmadığını, bilgisayar programlarında teamülün, programı yazan mühendisin değil çalıştıran şirketin adının programın üzerinde yazması olduğunu, tescil gerekliliği bulunmadığından mühendis adının da yazmadığını, bilgisayar programlarında eser sahipliğine ilişkin bu şekilde karine olup, aksini ispatla mükellef olanın davalı olduğunu, FSEK 11. Ve 12. Maddelerinde eser sahipliğine ilişkin karinelerin düzenlendiğini, eserin üzerinde müvekkili firmanın adının yazdığını, delil tespiti sırasında alınan ekran görüntülerinde de bu durumun görüldüğünü, hak sahibi olduğunu ispatla mükellef olan tarafın müvekkili olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında; istinaf başvurusunun dosyadaki beyanları da dikkate alınarak reddini talep etmiştir.
DELİLLER; Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/274 Esas sayılı D.İş dosyasının dosya içerisinde bulunduğu ve Bilgisayar Mühendisi bilirkişi tarafından, davalı şirket adresindeki bilgisayarlar üzerinde inceleme yapılarak 10/10/2018 tarihli raporun düzenlendiği, davalı adresinde bulunan bilgisayardan alınan ekran görüntülerinin rapora eklendiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı tarafça müvekkilinin telif hakkı sahibi olduğunu ileri sürdüğü bilgisayar yazılımlarının, davalı tarafça izinsiz olarak çoğaltılarak kullanıldığı ileri sürülerek FSEK 68. Maddeye dayalı olarak tazminat talep edilmiş, ilk derece mahkemesince davacı şirketin yazılımlar üzerinde hak sahipliğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davacı sıfatı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Eser sahipliğinden kaynaklanan davalarda, davacının eser sahibi olup olmadığının tespiti kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece resen dikkate alınması doğrudur. Ancak eser sahipliğinin tespitinde tescil zorunluluğu bulunmadığından, FSEK 11. Ve 12. Maddelerde düzenlenen karinelerin bulunup bulunmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, mahkemece sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. FSEK 11.madde de: Yayınlanmış eser nüshalarında veya eserin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. ” hükmü düzenlenmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/274 Esas sayılı D.İş dosyasında Bilgisayar Mühendisi bilirkişiden alınan 10/10/2018 tarihli raporda; davalı adresinde bulunan bilgisayardan alınan ekran görüntülerinin rapora eklendiği ve yazılım hakkında ekran görüntüsünde, “…” yazısının ve “…” ibaresinin bulunduğu, bu markanın davacı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, yazılım üzerinde davacı şirket unvanı ve markası bulunduğundan FSEK 11. Madde de düzenlenen karineden aksi ispat edilinceye kadar faydalanacağından, mahkemece davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi yerinde olmamış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarihli 2018/505 E- 2019/349 K sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 5-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 49,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/09/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.