Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1234 E. 2022/1497 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1234 Esas
KARAR NO: 2022/1497 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2020
NUMARASI: 2019/112 E. – 2020/135 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)|Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkili …’in, …, …, … (Arapça), …, …, … ibareleri çok sayıda markaların sahibi olduğu, müvekkilinin sahip olduğu markaları, … TİCARET LIMITED ŞİRKETİ ve aracılığı ile kullandığını, Etiler ve Taksimdeki işletmelerin bu firmaya ait olduğu, Aynı zamanda, davacının ortağı ve yetkilisi olduğu … LTD. ŞTİ firması müvekkilinin izni ve bilgisi dahilinde müvekkiline ait markaları kullandığı ,özellikle ortadoğu ülkelerinden gelen turistler, …, …, dendiğinde, AKSARAY, TAKSİM, ETİLER’DE bulunan bu işletmeler akla geldiği, Aksaray ve Taksim’deki restaurantların müşterileri, ağırlıklı olarak, ortadoğu ülkelerinden gelen müşteriler olduğu, Reklamlar, basında çıkan haberler ve özellikle … ismiyle yaklaşık 6 milyondan fazla takipçisi bulunan …’in çabaları ile haklı bir üne kavuştuğu, yapılan kısa bir araştırma sonucunda, davalıya ait işletmenin yine Taksim’de olduğu, kısa bir süre öncesine kadar … olan tabela ismini değiştirerek, … yaptığını, yine Arapça … ismine broşürlerinde kullandığını İstanbul 2. FSHHM 2019/21 D. İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre; müvekkiline ait markalardan … numaralı markanın, … numaralı markanın, … numaralı markanın, keşif mahallinde değişik ürünlerde basılı evrak olarak yer aldığı benzerliği tespit edildiği savunarak, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalıların “…”, “…” ibaresini tabelasında, işyeri evraklarında, broşürlerinde, kartvizitlerinde, internet ortamında kullanmasının önlenmesini, marka hakkına tecavüzün tespit ve menine karar verilmesini, davalının “…, “ … ibaresini tabelasında, işyeri evraklarında, broşürlerinde, kartvizitlerinde, internet ortamında kullanmasının önlenmesine karar verilmesini, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini, davalı …’ a ait … kod nolu “…” ibareli marka tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Davalılar aralarında ihtiyari ya da zorunlu dava arkadaşlığı olmayan davalılar aleyhine açılmış iş bu davanın, davacı tarafın, dava konusu taleplerine uygun bir şekilde taraf oluşturacak şekilde tefrik edilmesini, lisans alan …ın hükümsüzlük davasının tarafı olamayacağını, davanın … açısından husumet yönünden reddi gerekeceğini, davacı adına tescilli …, …, …, …, …, …, … numaralı markalara karşı SMK 19/2. Maddesi kapsamında kullanım ispatı defi ileri sürüldüğü, her halükarda markaların karışıklığa neden olacak kadar benzer olmadığını, marka hakkına tecavüzün söz konusu olmadığını, taraf markaları arasında iltibas ihtimali bulunmadığını, aksinin belirtildiği İstanbul 2 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2019/21 Diş dosyasına sunulu rapora itiraz edildiğini, müvekkili … tarafından 12.09.2018 tarihinde tescilli talep edilen “…” markasının TÜRKPATENT tarafından özgün ve ayırt edici nitelikte bulunarak tescil edilmesine karar verildiğini, markanın herhangi bir tescil engeli ile karşılamadığını, davacı tarafça da müvekkil tarafından yapılan başvuruya bir itirazda bulunulmadığını, davacı tarafça talep edilen manevi tazminatı koşullarının oluşmadığını belirterek, davalılar aralarında ihtiyari ya da zorunlu dava arkadaşlığı olmaması sebebi ile, HMK hükümlerine açıkça aykırı olarak ikame edilen, farklı davalı ve talep sonuçları içeren davaların tefrikine, davalı … açısından husumet yönünden davanın reddini, davanın esastan reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarihli 2019/112 E. – 2020/135 K.sayılı kararıyla; “…Davacı markalarında yer alan “…” , “…” ibaresi “…” ibaresinin Arapça okunuşunu temsil etmekte olup, söz konusu ibareler işitsel benzerlik içerdiği gibi, kavram olarak da MEDİNE şehrini temsil etmekte olup, aynı kavramsal özelliği sahiptir. Davacı adına tescilli … numaralı “…” ibaresinin Arapçadan Türkçe tercümesi ise, “…” şeklindedir. Bu kapsamda, davalı tarafından davacı markalarından sonraki tarihte tescili gerçekleştirilen … “…” ibareli markasının, 43. Sınıfta yer alan ortak “ Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.” hizmet grupları bakımından ortalama tüketici nezdinde, davacının …, …, … numaralı markaları ileişitsel ve kavramsal olarak benzer algılanarak iltibas ihtimaline yol açabileceği kanaatine ulaşıldığından kısmı olarak hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, bu nedenle Davalı … adına … no ile tescilli … ibareli markanın tescilli olduğu “hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” sınıfı hariç olmak üzere 43. sınıfta yer alan diğer hizmet sınıfları bakımından kısmı olarak HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE karar verilmesi gerektiği….6769 Sayılı SMK 155. Maddesindeki Düzenleme İle Davalı Yanın Kullanımlarının, Davalı Adına Tescilli … Numaralı Marka Tescili Kapsamında Olması Halinde Dahi, Davacının Marka Hakkına Tecavüz İddialarının Dinlenmesinin Mümkün olduğu, zira 6769 Sayılı SMK 155.maddesi uyarınca, “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” denilerek, önceki tarihli fikri hakların etkisinin düzenlendiği, bu kapsamda, anılan düzenleme ile, öncelikli ve gerçek hak sahibi tarafından ikame edilen tecavüz davalarında, davalı yan tarafından tescilin mevcudiyetinin savunma olarak ileri sürmesinin mümkün olmadığı, Toplanan tüm deliller hükme esas alınan bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde davacının öncelikli hak sahibi olduğu, davalı eyleminin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği” gerekçesiyle; “1- Davalıların eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine,durdurulmasına, önlenmesine, 2-Marka hakkını ihlal nedeniyle 5000TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Davalı … adına … no ile tescilli … ibareli markanın tescilli olduğu “hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” sınıfı hariç olmak üzere 43. sınıfta yer alan diğer hizmet sınıfları bakımından kısmı olarak HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 4-Karar kesinleştiğinde Türk Patent ve Marka Kurumuna ilamın gönderilmesine, 5-Mahkememizin 11/02/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, ( Davalıların “… şeklindeki 43. sınıf hizmetler bakımından kullanımlarının tanıtım materyalinde, kartvizit ve internet ortamında kullanımlarının HMK 389 madde gereğince önlenmesine, http://… siteye erişimin engellenmesi için erişim sağlayıcıları birliğine müzekkere yazılmasına)” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili … adına kayıtlı olup müvekkili şirket …ın marka lisans sözleşmesi ile kullanım hakkını elde ettiği “…” markası ile davacıya ait “…” “…”, “…” (Arapça kelimeler ile), “…”, “…” markaları arasında marka hakkına tecavüz oluşturabilecek, ortak bir kelime yahut iltibas yaratabilecek gerek görsel, gerek işitsel gerekse kavramsal açıdan herhangi bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin … markasının yazılışının Türkçe sözcüklerden oluştuğunu, davacının … numaralı … markasının ise yazılışının Arapça kelimelerden oluştuğunu, taraf markalarının görsel, işitsel olarak benzer olmadığını, markalarda yer alan sözcüklerin aynı olması, benzer şekil veya objelerin kullanılması durumunda kavramsal benzerliğin söz konusu olduğunu, somut olay açısından ise dava konusu marka ile davacıya ait markalar arasında ortalama tüketicinin fark edemeyeceği herhangi bir benzerlik olmadığını, tüketicilerin karıştırma ihtimali bulunmadığını. -TPMK tarafından müvekkilinin markasının özgün ve ayırt edici nitelikte bulunarak tescil edilmesine karar verildiğini, tescil engeli ile karşılaşmadığı gibi davacı tarafça itiraz da edilmediğini. -Davacı tarafın hukuki dayanağı olmayan davası sonucu verilen telafisi imkansız zararlara sebebiyet verecek tedbir kararının ivedilikle kaldırılması gerektiğini, tedbir kararı verilmesinin şartlarının oluşmadığını. -Manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, markanın haksız kullanımından veya davacının itibarının zedelenmesinden bahsedilemeyeceğini, manevi acı ve üzüntünün, ticari itibarın zedelenmesinin söz konusu olmadığını. -Müvekkilleri tarafından tescilli markanın hukuka uygun olarak kullanıldığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında başvurunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince bilirkişiler … ile …’ den alınan 08/01/2020 havale tarihli raporda; …6769 sayılı SMK 155. maddesi uyarınca, davalının kendisine karşı ikame edilen tecavüz davasında, sonraki tarihli tescilli markasını savunma gerekçesi olarak ileri sürmesinin geçerli bir savunma olmayacağı, Dava tarihi olan 03.04.2019 tarihinde davacı adına beş yılı aşkın süredir tescilli bir markanın bulunmadığı, 6769 sayılı SMK 19/2 ve 25/7. Maddesinde belirtilen süre dolmadığından, …, …, …, …, …, …, … numaralı markalarına karşı kullanım ispatı defi ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, Davalı tarafından davacı markalarından sonraki tarihte tescili gerçekleştirilen … “…” ibareli markasının, 43. Sınıfta yer alan ortak “ Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.” hizmet grupları bakımından ortalama tüketici nezdinde, davacının …, …, … numaralı markaları ile işitsel ve kavramsal olarak benzer algılanarak iltibas ihtimaline yol açabileceği, bu kapsamda iltibas iddiasına dayanan marka hakkına tecavüz ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, Davacı adına tescilli …, …, … numaralı markaların tescil kapsamında 43.sınıfta yer alan “Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” hizmet sınıfının bulunmadığı, bu kapsamda davalı adına tescilli … numaralı “…” ibareli markasının hükümsüzlük koşullarının 43. Sınıfta yer alan ortak “Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” bakımından oluşmadığını bildirmişlerdir. Dosya içerisinde bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; Davacının … tescil numaralı, …markasının 43. sınıf için 4.3.2014 tarihinde, … tescil numaralı arapça yazılı markanın 43. sınıf için 15.4.2015 tarihinde, … tescil numaralı … markasının 43. sınıf için 8.3.2017 tarihinde tescil edildiği, … tescil numaralı … markasının 43. sınıf için 12.9.2018 tarihinde davalı … adına tescil edildiği anlaşılmıştır. İstanbul 2. FSHHM 2019/21 D. İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda; … davacıya ait markalardan …, …, … numaralı markanın, keşif mahallinde değişik ürünlerde basılı evraklarda yer aldığı davalı kullanımının davacı markaları ile çağrışım yaptığı belirtilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan … adına 43. sınıfta tescilli … tescil numaralı … markasının, müvekkilinin tescilli markaları ile benzer olduğu ve iltibas yarattığından bahisle davalı markasının hükümsüzlüğünü, davalıların müvekkilinin markaları ile iltibas yaratacak şekilde markasal kullanımları bulunduğundan bahisle markaya tecavüzün tespiti meni, refi ve manevi tazminata hükmedilmesini, tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince marka hükümsüzlüğü davasının kısmen kabulüne, markaya tecavüzden kaynaklanan davada manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, diğer taleplerin kabulüne karar verilmiş, davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı adına 43. Sınıfta “yiyecek ve içecek sağlanması, geçici konaklama hizmetleri” hizmet sınıfında “…” “…”, “…” ve … ibaresinin Arapça yazılı olduğu şekil markalarının tescilli olduğu, hükümsüzlüğü istenen davalının … markasının, görsel, işitsel ve kavramsal açıdan davacı markaları ile benzer olup, davacı markalarının tescilli olduğu 43. Sınıfta tescilli olduğu, markaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi nezdinde iltibasa yol açacağı, marka tescil başvurusuna itiraz edilmemesinin dava açma hakkını kaldırmayacağı, ortak sınıflarda hükümsüzlük kararı verilmesinin yerinde olduğu kanaatiyle, hükümsüzlük kararına yönelen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalılar vekilinin müvekkillerinin tescilli markasını hukuka uygun olarak kullandığını, iltibas ihtimali bulunmadığını, markaya tecavüzden kaynaklanan taleplerin yerinde olmadığını ileri sürmüşse de, dava tarihinde yürürlükte olan 6769 Sayılı SMK 155. Madde gereğince sonraki tescilden kaynaklanan haklar ileri sürülemeyeceğinden, tespit dosyasındaki görsellerden davalının davacı markalarının tescil sınıfında restorancılık hizmet sınıfında kullanımı bulunduğundan, davacı tarafça SMK 149/1-ç maddesi gereğince manevi tazminat talep edilebileceğinden, markaya tecavüzden kaynaklanan davaya yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Davalılar vekilinin davanın esasına ilişkin istinaf dilekçesinde ve tedbir kararına yönelik 18/02/2020 tarihli istinaf dilekçesinde; mahkemenin 11/02/2020 tarihli tedbir kararının şartlarının oluşmadığını ileri sürmüşse de, dosya içerisindeki tespit raporu ve delillerden, yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu kanaatine varılarak, 11/02/2020 tarihli tedbir kararının yerinde olduğu, davacı tarafça http://… siteye erişimin engellenmesi kararı verilmesinin talep edildiği, davalı tarafça sitenin kendilerine ait olmadığının ileri sürülmediği, sitenin alan adındaki “…” ibaresinin kullanımının , davacı markalarına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla, hükümle birlikte bu site yönünden tedbiren erişim engeli kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar vekilinin davanın esasına karşı ve 11/02/2020 tarihli tedbir kararına karşı istinaf istemlerinin yerinde görülmediğinden ESASTAN REDDİNE, 2-Davalılar vekilinin Esasa ilişkin istinafı yönünden Harçlar Kanunu gereğince marka hakkına tecavüz davası için 80,70 TL maktu harç, haksız rekabet davası için 80,70 TL maktu harç ve manevi tazminat davası için 354,67 TL nispi harçtan peşin alınan 395,95 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,12 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davalılar vekilinin Tedbire ilişkin istinafı yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 60,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalılar tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.