Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1215 E. 2022/1263 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1215 Esas
KARAR NO: 2022/1263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2019
NUMARASI: 2017/488 E. – 2019/866 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait çek yaprağının müvekkilinin haberi olmaksızın daha önceden müvekkili şirkete mali işler sorumlusu olarak çalışan … tarafından düzenlenerek kardeşi olan davalı …’ya verildiği, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını, bu davanın da dava konusu çeki diğer davalı …’a verildiğini banka tarafından arandıklarında konudan haberdar olduklarını belirterek suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin imzasının taklit edilerek sahtecilik yapıldığını iddia ederek dava konusu çek nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve çekin davalılar tarafından bankaya ibrazında ödenmesinin ve arkasının yazılmasının önlenmesine, bu mümkün olmadığı takdirde çekin icra takibine konulmasının ve çek ile yapılacak icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı taraf ile davalı … ve İhbar olunan … arasındaki ticari ilişkiyi ya da alacak borç ilişkisini bilmesi yada bilmesinin lazım gelmesinin müvekkili davalı …,den hukuken beklenemeyeceği gibi keşideci çek üzerindeki imzanın keşideci şirket yetkilisine ait olup olmadığı da davalı müvekkili olan … tarafından bilinmediğini, davacı tarafın usul ve yasaya aykırı, İİK.72/2 mad.uyarınca tedbir talebinin reddi ile İyi niyetli üçüncü kişi konumundaki davalı müvekkili …’ye ilişkin davanın maddi ve somut unsurları bulunmamakla hukuki ve yasal dayanağı mevcut bulunmadığından açılan iş bu davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak dava açan davacı aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu çeke ilişkin İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/414 esas sayılı dosyada ‘imzaya itiraz’ yoluna gidilmiş, bu dosyada gelen bilirkişi raporunda da imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, davacının kendisi tarafından sunulan imza sirkülerindeki imza ile çekteki imza birbirinin aynısı olduğunu, alınan bilirkişi raporunda imzanın şirket yetkilisi … eli ürünü olduğu açıkça ortaya koyulduğunu, davacı aynı borca istinaden müvekkiline daha önce de çek verdiğini, ibraz süresi dolana kadar ödeme vaadiyle müvekkilini oyaladığını, müvekkili tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla takibe koyulması üzerine ise itiraz ederek takibi durdurduğunu, mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine borcun %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunun … cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilisinin imza örnekleri alınmak suretiyle çekteki imzanın kendisine ait olup olmadığının tahkiki ile davanın reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.09.2019 tarih ve 2017/488 Esas – 2019/866 Karar sayılı kararıyla; “… tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, ispat ve sorumluluğun davacı vekilinde olması koşulu, davanın özü yönünden ıspat koşulunun sağlamadığı, davacının davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, İstanbul 13.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/414 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davaya konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, icra takibinde borçluların … ve … olduğu, işbu davanın 24/05/2017 tarihinde açıldığı, icra takibinin ise 30/05/2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiş, davalı … yönünden ise vazgeçme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında davalı …’un borçlu konumunda olması ve takip tedbiren durdurulmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davaya konu çek üzerindeki imzanın Adli Tıp tarafından incelenmediğini, ayrıca çek üzerinde incelenmesini istedikleri hususların imzadan ibaret olmadığını, çekin sonradan doldurulduğu ya da imzanın kopyalama suretiyle oluşturulduğu yönündeki iddialarının da incelenmediğini, Mahkemece Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/54811 Soruşturma sayılı dosyasında ve İstanbul 13.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/414 Esas sayılı dosyasında imza incelemesi yapıldığından bahisle yeni inceleme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, Yargıtay’ın emsal kararları uyarınca Adli Tıp Kurumu marifeti ile inceleme yapılması gerektiğini, Davalı tarafın borcun kaynağı konusunda açıklama yaptığını, bu beyanlar doğrultusunda borcun nedeni konusunda inceleme yapılması gerektiğini, İhbar olunan …’un şirket yetkililerinin bilgisi dışında dava konusu çeki aldığını, ihbar olunanın müvekkile para gönderildiği iddialarının kayıtlarla örtüşmediğini, Mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı olduğunu, davalı …’nin vekalet ücretinden vazgeçmiş olması nedeniyle diğer davalı …’a takdir edilecek vekalet ücretinin yarı oranda olması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Dava konusu çekin fotokopisinin incelenmesinde; keşidecisinin davacı şirket, lehtarının davalı … olduğu, çekin 16/05/2017 keşide tarihli ve 200.000 USD bedelli olduğu, çekte diğer davalının ciranta olarak yer aldığı ve 22/05/2017 tarihinde bankaya ibraz edildiği, banka tarafından işbu çekteki imza keşideciye ait olmadığından işleme alınmadığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu çekteki keşideci imzasının şirket yetkilisine ait olmadığı, çekin sahte olarak düzenlendiği iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davacının davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, İstanbul 13.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/414 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davaya konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, icra takibinde borçluların … ve … olduğu, işbu davanın 24/05/2017 tarihinde açıldığı, icra takibinin ise 30/05/2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiş, davalı … yönünden ise vazgeçme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında davalı …’un borçlu konumunda olması ve takip tedbiren durdurulmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı şirketin davaya konu 16/05/2017 keşide tarihli ve 200.000 USD bedelli çekin keşidecisi göründüğü, davacının çekteki keşideci imzasının kendisine (şirket yetkilisine) ait olmadığı ve davalı taraf ile aralarında borç doğuran bir işlem bulunmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunduğu görülmüştür. İncelemeye konu ve karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması şarttır. Mahkemece davacı şirket yetkilisinin huzurda imza ve yazı örnekleri aldırıldıktan ve yeteri kadar karşılaştırmaya esas belge toplandıktan sonra dava konusu çekteki sahtecilik iddialarının araştırılması için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden rapor alınması gerekirken, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/54811 Soruşturma sayılı dosyasında ve İstanbul 13.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/414 Esas sayılı dosyasında imza incelemesi yapıldığından bahisle eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olduğundan, sair yönlerden inceleme yapılmaksızın, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin sair yönler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2019 tarih, 2017/488 E. – 2019/866 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 105,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 226,80 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/07/2022