Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/12 E. 2022/772 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/12 Esas
KARAR NO: 2022/772
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2017/205 E. – 2019/228 K.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Türk Patent Enstitüsü nezdinde müvekkili adına tescilli olan, 16.06.2009 başvuru tarihli ve … tescil numaralı “Sıvı Tıbbi Atıkların Dezenfeksiyonunu ve Kullanılan Temizleme Solüsyonlarının Nötralizasyonunu Yapan Cihaz” isimli ürünün incelemeli patent olarak 22.08.2011 tarihinde tescilinin yapıldığını; davalı şirketin ise, 25.07.2011 başvuru tarihli ve … tescil numaralı “İnsan ve Hayvan Sağlığına Hizmet Veren Tüm Sağlık Kurumlarının Ürettikleri Tüm Sıvı Atıkları Çevre Yönetmeliklerine Uygun Hale Getirerek Yerleşim Atık Sistemine Boşaltan Cihaz” başlıklı ürünü faydalı model olarak tescil ettirdiğini; davalıya ait bu faydalı model belgesiyle, müvekkili adına tescilli “Sıvı Tıbbi Atıkların Dezenfeksiyonunu ve Kullanılan Temizleme Solüsyonlarının Nötralizasyonunu Yapan Cihaz” patentli ürün ile benzerlikler taşıdığını; söz konusu faydalı model belgesinin yenilik vasfını içermediğini; müvekkiline ait tescili yapılmış incelemeli patentin davalı şirket tarafından kullanılmasının müvekkilinin haklarına tecavüz teşkil ettiğini; bu durumun müvekkilinin her geçen gün maddi ve manevi zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davalı adına tescilli faydalı model belgesinin hükümsüz kılınmasına, tecavüzün varlığının tespitine ve maddi ve manevi zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 01.12.2016 tarihli dilekçesi ile; dava dilekçesinde fazlaya dair hakları saklı tuttuklarını, dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminatın 2.000,00 TL olduğunu, bunun hem müvekkilinin fiili maddi kaybı, hem de yoksun kaldığı kazancı için talep edildiğini, mali bilirkişi tarafından davalının defterlerinde 551 sayılı KHK’nin 140/2(b) bendine göre inceleme yapılması halinde maddi tazminat miktarının taraflarınca artırılabileceğini, manevi tazminat talebinin de 2.000,00 TL olduğunu beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 1998 yılından beri “insan sağlığını doğrudan ilgilendiren ve tıbba yardımcı olan” nitelikli sağlık ürünlerini kurduğunu ve ortağı olduğu şirketler aracılığı ile üreterek ve kullanıma sunarak insanlığa, bilime ve ülkemize hizmette bulunduğunu; müvekkilinin şirketlerinin de, sağlık sektöründe uzmanlaşmış sınırlı sayıdaki şirketlerle birlikte dava konusu olan nötralizasyon ve dezenfeksiyon işlemini manuel olarak uzun süreden beri uyguladıklarını; davacı tarafın iddia ettiği gibi bir esinlenmenin, taklit etme gibi bir fiilin bulunmadığını; müvekkilinin kullanmakta olduğu ürün üzerinde çalışmalar yaparak ayırt edici ve sanayide uygulanabilirlik özelliklerine sahip yeni bir ürün geliştirdiğini, bu ürünün TPE siciline … tescil numarası ile “İnsan ve Hayvan Sağlığına Hizmet Veren Tüm Sağlık Kurumlarının Ürettikleri Tüm Sıvı Atıkları Çevre Yönetmeliklerine Uygun Hale Getirerek Yerleşim Atık Sistemine Boşaltan Cihaz” konulu faydalı model olarak müvekkili adına tescilinin gerçekleştiğini; davacı tarafın patentli ürünü ile müvekkiline ait faydalı modele konu ürün arasında ciddi farklılıklar bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12.09.2019 tarih ve 2017/205 Esas – 2019/228 Karar sayılı kararıyla; “… toplanan deliller ve bilirkişi raporları ile davalıya ait faydalı modelin davacıya ait daha eski tarihli patent karşısında yenilik özelliğinin bulunmadığından hükümsüzlüğüne, davalının ürünlerinin davacıya ait patentin koruma kapsamında olması nedeniyle davacının paten haklarına tecavüz edildiği anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak 2.000,00 TL maddi ve eylemin özelliklerine, dava konusu ürünün niteliğine göre talep edilen 2.000,00 TL manevi tazminat olaya uygun olduğundan 2.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarından sadece 26.11.2014 tarihli birinci raporda müvekkile ait ürünün karşılaştırmalı incelenmesi ile raporun düzenlendiği, diğer raporlarda davalının davaya konu edilen ürünü incelenmeden rapor düzenlendiğini, Ayrıca anılan birinci raporda, istemlerin tek tek değerlendirildiğini, oysa diğer raporlarda böyle bir değerlendirmenin bulunmadığını, bu nedenle ilk rapora itibar edilmesi gerektiğini, Mahkemece son olarak alınan 15.01.2019 tarihli raporun muhasip bilirkişi tarafından düzenlendiğini, bu bilirkişinin uzmanlık alanı olmaması nedeniyle tecavüz konusunda yaptığı değerlendirmelerin hatalı ve görevini aşan bir durum olduğunu, İlk bilirkişi raporunda, FM belgesinin 12,13, 15 ve 16.istemler yönünden davacı patentine karşı yenilik içerdiği belirtilerek, kısmi hükümsüzlük kanaati bildirilmesine rağmen, mahkemece tamamen hükümsüzlük yönünde karar verilmesinin hatalı olduğunu,
27.09.2016 tarihli raporda ise; davacı patenti karşısında yenilik vasfı bulunup bulunmadığı yönünde bir incelemenin yapılmadığını, bu nedenle bu raporun hükme esas alınmaması gerektiğini, bu heyet tarafından verilen 26.05.2017 tarihli ek raporda ise iki cümlelik değerlendirme ile yenilik vasfının bulunmadığının bildirildiğini, Çelişkinin giderilmesi için alınan 12.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı patenti ile davalı FM belgesinin sadece 1.bağımsız istemlerinin karşılaştırılarak rapor düzenlendiğini, bağıl istemler ile ilgili hiçbir inceleme yapılmadığını, Bilirkişi raporlarının tamamında ‘tecavüz olmadığı’ yönünde görüş bildirilmesine rağmen, mahkemenin tecavüzün oluştuğu yönünde karar oluşturmasının hatalı olduğunu, mahkemenin FM belgesinin tecavüze engel olmayacağını beyan etmesine rağmen gerekçesini açıklamadığını, Hükümsüzlük incelemesi ile tecavüz incelemesinin birbirinden bağımsız olduğunu, FM belgesinin hükümsüz hale gelmesinin tecavüzün göstergesi olmadığını, suçlanan ürünün bağımsız istemdeki tüm unsurlara aynı anda sahip ise patente tecavüzün kabul edilebileceğini, tarifname incelendiğinde 1 numaralı bağımsız istemdeki ‘pipetleme çubuğu’ unsurunun davalı ürününde olmadığını, sırf bu nedenle dahi tecavüzün oluşmayacağını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *26.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda; “taraflar arasındaki ihtilaflı alanlardan birinin pozitif – negatif basınçlandırma olup, negatif basınçlandırmada (vakumlama) pipetleme yönteminin kullanılmakta olduğunu, TPE’den dosyaya gelen 15.08.2013 tarih ve … sayılı cevabi yazıya göre; dava konusu … sayılı patentin birinci bağımsız isteminin unsurları arasında “pipetleme çubuğu” bulunmakta olduğunu, oysa dava tarihi itibariyle TPE internet sitesinden yapılan incelemede birinci istemin unsurları arasında bu unsura rastlanmadığını, özetle; taraflar arasındaki ihtilaflı alanlardan birinde, TPE kayıtları arasında uyumsuzluk söz konusu olduğu, heyetlerince bu uyumsuzluğun sebebinin tespit edilemediğini; TPE’nin cevabi yazısındaki istem setinin geçerli olduğunun varsayılması halinde; üzerinde “pipetleme çubuğu” bulunmaması sebebiyle, davalıya ait ürünün, davacıya ait … sayılı patentin koruma kapsamında olmadığını, TPE’nin internet sitesindeki istem setinin (Ek 1) geçerli olduğunun varsayılması halinde; davalıya ait ürünün, davacıya ait … sayılı patentin birinci isteminin bütün unsurlarını üzerinde taşımakta; ancak koruma kapsamının, tarifname dikkate alınarak yorumlanması halinde, istemin, negatif basınçlandırma (pipetleme yöntemi) ile sınırlı olduğu, dolayısıyla birebir koruma kapsamında yer almadığı sonucuna varılmakta olduğunu; ayrıca negatif – pozitif basınçlandırma yöntemlerinin eşdeğer olmadıkları, dolayısıyla eşdeğer tecavüzün olmadığı sonucuna varılmakta olduğu, diğer yandan; davalıya ait dava konusu … sayılı faydalı model belgesinin sadece 12, 13, 15 ve 16. istemlerinin … karşısında yeni olup, diğerlerinin yeni olmadığını, davalı tarafça davanın herhangi bir aşamasında öne sürülmemiş olması sebebiyle; davalıya ait 2011/07299 sayılı faydalı model belgesi ile davacıya ait … sayılı patent arasında 551 sayılı KHK m 79 kapsamında bağımlılık analizi yapılmadığı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir. * 16.09.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda ise; davalı ürününün davacı patentine tecavüzde bulunmadığı tespit ve görüşüne yer verilmiştir. * 27.09.2016 tarihli bilirkişi raporunda; “davalı adına tescilli … no’lu faydalı model belgesinin başvuru tarihi itibariyle yenilik unsurunu taşımadığı, davalının tescilli faydalı model belgesinin bulunması sebebiyle, davalının faydalı model belgesinin, davacının patent hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir. * 26.05.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; “kök raporda yapmış oldukları teknik incelemeyi tekrar ederek, … nolu “İnsan ve hayvan sağlığına hizmet veren tüm sağlık kurumlarının ürettikleri tüm sıvı atıkları çevre yönetmeliklerine uygun hale getirerek yerleşim atık sistemine boşaltan cihaz” buluş başlıklı faydalı model belgesi istemlerinin başvuru tarihi itibariyle yenilik unsuru taşımadığı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir. *12.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “davacı tarafın koruma kapsamında belirttiği pipetleme çubuğu şekilleri ve şekil açıklamalarında bulunduğu, asıl koruma kapsamını sağlayan istemler kısmında tanımlandığını, davalı adına tescilli faydalı model ürününün bağımsız “İstem 1” isteminin davacı incelemeli patenti karşısında yenilik kriterine haiz olmadığına, davalı adına tescilli faydalı model belgesinin geriye kalan istemlerinin içerdikleri özelliklerin bağımsız “İstem 1” istemine atıf yapılmak suretiyle oluşturulduğuna, davalı adına tescilli faydalı model belgesinin geriye kalan istemlerinin içerdikleri özelliklerin bağımsız “İstem 1″ istemine atıf yapılmak suretiyle oluşturulan bağımlı istemlerin teknik zorunluk oluşturması sebebi ile yenilik unsuru taşımadığına, davalının faydalı model belgesinden kaynaklı patent/faydalı model haklarının bulunması sebebi ile davacının patentine tecavüz teşkil etmeyeceğine” dair görüş ve tespitlerine yer verilmiştir. * 15.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda; “davacı/karşı davalı … Ticaret A.Ş.’ ne ait olan davaya konu 16.09.2009 tarih ve … tescil nolu “sıvı tıbbi atıkların dezenfeksiyonunu ve kullanılan temizleme solüsyonlarının nötralizasyonunu yapan cihaz” ürünün, davalı … (… San. Tic. Ltd. Şti./ortağı ve müdürü) tarafından aynısının imal edilip satılması nedeniyle (25.07.2011/26.07.2013 döneminde) bir adet ürünü 19.660,00 TL’na (KDV hariç) maliyetle, 24.08.2011 tarihli faturayla 25.320,70 TL ya ( KDV hariç) satış yaptığı, bu satıştan 5.660,70 TL brüt kâr elde ettiği, bu tutardan %20 Kurumlar Vergisi tenzil edildiğinde; 4.528,56 TL net kâr elde ettiğinin hesaplandığı” belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalının faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü, davacının patent haklarına tecavüzünün tespiti, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davalıya ait faydalı modelin davacıya ait daha eski tarihli patent karşısında yenilik özelliğinin bulunmadığından hükümsüzlüğüne, davalının ürünlerinin davacıya ait patentin koruma kapsamında olması nedeniyle davacının paten haklarına tecavüz edildiği anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak 2.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece, toplanan deliller ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporları dikkate alındığında; davacıya ait patentin 16.06.2009 başvuru ve 22.08.2011 tescil tarihli olduğu, davalıya ait faydalı modelin ise 05.07.2011 başvuru ve 21.03.2012 tescil tarihli olduğu, buna göre davalının faydalı model başvurusunun daha sonra tescil edildiği, bilirkişi raporlarıyla davalının faydalı modelinin davacının patentinin koruması kapsamında olduğunun ve davalıya ait 1 numaralı bağımsız istemin davacıya ait 1 numaralı bağımsız istemin koruması kapmanında olması nedeniyle yenilik özelliğinin bulunmadığı, bu isteme bağlı diğer istemlerin de başvuru tarihi itibariyle yenilik özelliği taşımadığı anlaşıldığından mahkemece hükümsüzlük kararı verilmesi isabetlidir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarında “Davalı kullanımının tescilli faydalı model belgesine dayalı olması nedeniyle davacı patent haklarına tecavüzün olmayacağı” kanaati bildirilmiş ise de; dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 551 Sayılı KHK’nin 166.maddesi yollaması ile 78.maddesindeki, “Patent sahibi patentini kendi patentinden daha önceki rüçhan tarihine sahip olan patent sahiplerinin açmış olduğu patente tecavüz davasında bir savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” hükmü gereğince, mahkemenin davalı kullanımının tecavüz oluşturduğu yönündeki tespiti ile davacı lehine takdir edilen tazminat miktarlarının yerinde olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 273,24 TL harçtan, peşin alınan 68,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 204,93 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2022