Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1186 E. 2022/1262 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1186 Esas
KARAR NO: 2022/1262
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2016/746 E. – 2019/930 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; dava dışı … Şirketi’nin 55 mw Güneş Enerji Santrali sahada kurulum inşaa işini davacı … şirketine vermiş olduğunu, …, GES’lerin ayaklarının imal ve tedarik işini dava dışı … şirketi ile belli bir takvim dahilinde yapıp teslim etmek üzere sözleşme imzalamış olduğunu, iş bu sözleşmeye göre dava konusu çekin de bulunduğu çekleri teslim etmiş olduğunu, … 15 mw mal tesliminden sonra hiçbir mal teslim etmediği gibi işyerinin makinalarını da bir gecede … Alüminyum şirketine devrederek tabela şirketine dönüşmüş olduğunu, … şirketinin kuruluşta ana pay sahibi … a.Ş. Olduğunu, yeni pay devri ile her iki şirketin %100 pay sahibi … olduğunu, … ve … şirketleri organik bağ içinde olduklarını, dava konusu … bank Diyarbakır Kayapınar Şubesi’ne ait 20/06/2016 gün … nolu 219.650,00-USD bedelli çekin … A.Ş. Tarafından … A.Ş. Ciro edilerek tahsil için … Kayseri şubesine verilmiş olduğunu, her iki şirket yetkilisi olan ve dava konusu çeki … A.Ş. Ciro ederek …’a veren … ile Kayseri’de yapılan görüşmelerde ipotek vermeyi taahhüt etmiş ise de fabrika binalarının ve tüm taşınmazlarının üzerinde bankalara yüklü miktarda ipotek olduğu anlaşıldığından ipotek verememiş olduğunu, dava konusu çek dahil 5 adet çek için … bank A.ş.’nin adı da yazılarak 27/06/2016 günü Kayseri 1. ATM’nin 2016/1166 esas sayılı dosyasında … A.Ş, … A.Ş. Ve …’in davalı gösterilerek menfi tespit ve çeklerin iadesi iptalinin istenmiş olduğunu, dava açıldıktan sonra … A.Ş.’nin bu çekleri … için kullanmadığını, bile bile davacı aleyhine kullandığını, kabul ve ikrarla çeklerden alacaklı olmadığını da kabul etmiş olduğunu, Kayseri 1. ATM’nin davalılar tarafından çeklerin bankaya ibrazı halinde karşılıklarının davalılara ödenmemesi için tedbir kararı vermiş olduğunu, dava konusu çekin davalı … A.Ş. tarafından davalı bankaya ibraz edilmiş olduğundan çekin ödenmemesi, iade edilmemesi ve mahkeme kararına uyularak mahkeme sonucunun beklenmesi hususu … Kayseri Şubesi … imzasına yazı ile elden tedbir kararı örneği tebliğ edilmiş olduğunu, …’ın mahkemenin tedbir kararına uyarak çeki iptal etmiş olduğunu, sonradan genel müdürlük çek senet servisi’nce çekin kaşe görmüş olduğunu, banka genel müdürlüğünün davacıyı arayarak çekin ödenmemesi halinde 20/07/2016 günü karşılıksız işlemi yapacağını söylemiş olduğunu, çeklerde hak sahipliğinin ciro ile elde edildiğini, … Kayseri Şubesi’nin kendisine ciro edilen çek arkasındaki cirosunu iptal etmiş olduğunu, dolayısıyla çeki elinde bulunduran bankanın hak sahipliği sıfatını kaybetmiş olduğunu ancak çek arkasında genel müdürlüğün çek senet servisi cirosunun yer almış olduğunu, çeki ciro yolu ile teslim alan banka şubesi cirosunu iptal etmiş olmakla hak sahipliğini yitirmiş olduğunu, ciro iptalinin bir önceki cirantayı hak sahibi kıldığını ancak ciro iptal tarihinin ihtiyati tedbir kararı tarihinden sonra olduğundan son ciranta … A.Ş.’nin bu çek üzerindeki haklarını … GEnel Müdürlüğü’ne devretmesinin mümkün olmadığını, bu durumda ciro silsilesinin bozulmuş olduğunu, çekin bu nedenle de iptali gerekmekte olduğunu, ayrıca çek senet servisinin banka olmadığını, tüzel kişiliği bulunmadığını, tacir olmadığını, hak ve borç altına giremeyeceğini, ciro hak ve yetkisinin dahi olmadığını, davalı bankanın tedbir kararı uyarınca iptal ettiği çeki, servis kaşesi ile sonradan tahsile çalışmakta olduğunu, servis kaşesinin ciro işlevi göremeyeceğini, bu durumun Bankalar Kanunu, MK ve TTK’nun tacir kavramı ile ciro tanımı ile çelişmekte olduğunu, ayrıca bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğunu, Kayseri 1. ATM’nin 2016/1166 esas sayılı dosyada iptali ve iadesi istenen çek listesi ile tedbir kararında dava konusu çek bilgilerinin aynen birebir bulunmakta olduğunu, … ve …’in organik bağ içinde bile bile davacının zararına hareket etmiş olduklarını, davalının bu durumu bilerek anılan şirketlerle ortak hareket ettiğini, iptal edilmesi muhtemel ve iptal davasına konu olduğunu bildiği ayrıca tedbir kararlı ödeme yasağı bulunan ve iptal edilen çeki bankanın kendi kudret ve kuvvetini kullanarak çek, senet servisi kaşesi ile davacının zararına tahsil etmeye çalıştığını belirterek çek bedeli olan 635.000,00-TL’nin %15’inin kesin ve süresiz banka teminat mektubunun veya nakit paranın mahkemeye ibrazi halinde dava konusu çek hakkında karşılıksız dahil hiçbir işlem yapılmaması için çek üzerine ödeme yasağı konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 22/10/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı bankaya haksız olarak ödenen 219.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek döviz faizi ile birlikte ödeme günündeki TCMB dolar kuru esas alınarak TL karşılığı olarak ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği çekin müvekkili bankaya temlik cirosu ile devir ve teslim edilen çek olduğunu, müvekkili bankaya dava yöneltilmesinin yersiz olduğunu, bankanın iyi niyetli hamil olduğunu ve kredi borçlusu ile keşideci arasındaki ilişkileri bilebilecek durumda olmadığını, dolayısı ile temlik cirosu ile müvekkili bankaya temlik eden çekin veriliş sebebini araştırmak ve alt ilişkiyi bilmek durumunda olmadığını, davacının herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın çekten kaynaklı borcunu bankaya ödediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.10.2019 tarih ve 2016/746 Esas – 2019/930 Karar sayılı kararıyla; “… davacı (işveren) ile dava dışı … A.Ş. (tedarikçi) arasında ‘Güneş Enerji Santrali Solar Taşıyıcı Sistem Satış Sözleşmesi’ akdedildiği, anılan sözleşme nedeni ile davacı tarafından … A.Ş.’ye dava konusu olan … bank Diyarbakır Kayapınar Şubesi’ne ait 20/06/2016 tarih ve 219.650,00-USD bedelli çekin verildiği, bilahare dava konusu çek dahil olmak üzere 5 adet çek hakkında davacı ile … Ltd. Şti. tarafından … A.Ş. ve … San. Tic. A.Ş. aleyhine 27/06/2016 tarihinde Kayseri 1. ATM’nin 2016/1166 esas sırasında menfi tespit davası açıldığı, 28/06/2016 tarihli tedbir kararı ile davaya konu çeklerin davalılar tarafından bankaya ibrazları halinde karşılıklarının davalılara ödenmemesi için çekler üzerine tedbiren ödeme yasağı konulduğu, tedbir kararının davacı vekili tarafından 29/06/2016 tarihli dilekçe ekinde davalı bankanın Kayseri Şubesi çalışanı “…” imzasına tebliğ edildiği, yargılama sonucunda Kayseri 1. ATM’nin 2016/1166-2017/398 E.K. sayılı kararı ile 5 adet çekin sözleşme ilişkisi kapsamında peşin ve avans olarak verilmesine karşın, karşılığı malzemelerin davacı tarafa teslim edilmediği gerekçesi ile davanın kabulü ile davacıların 5 adet çek nedeni ile davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın 08/09/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkememizce, dava konusu çekin incelenmesinde yasal unsurları içerdiği, arka yüzünde alt alta … A.Ş.’nin kaşesi ve üzerine imza, … A.Ş.’nin kaşesi ve üzerine imza, … A.Ş. Kayseri Şube Kaşesi-üzerinde iptal yazısı (imzasız), … A.Ş. Genel Müdürlük çek senet merkezi kaşesi (imzasız) bulunduğu, “iptal” yazısı ile çekin iptal edilmediği, iptal yazısının … A.Ş. Kayseri Şubesi Kaşesi’ne ilişkin olduğu, çekin beyaz ciro ile davalıya devir ve teslim olunduğu, davalının yetkili hamil olduğu ve en son ciroyu davalının yetkililerinin yaptığı anlaşılmıştır. Huzurdaki uyuşmazlık; davacı ile dava dışı … A.Ş. / … A.Ş. arasındaki hukuki ilişkilere dayanan def’ilerin (davacının dava dışı … A.Ş. ve … A.Ş.’ye borçlu olmadığı hususunun) davalı … A.Ş.’ye karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 6102 sayılı TTK 818.maddesinde yer alan yollama ile çeklerde de uygulanması gereken 687. madde hükmü uyarınca, çek borçlusu lehtar ile kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan def’ileri hâmile karşı ileri süremez. Somut olayda TTK 687 maddesi uyarınca davacı ile dava dışı … A.Ş. / … A.Ş. arasındaki hukuki ilişkilere dayanan def’ilerin davalıya karşı ileri sürülebilmesi için davalının davacı ile … A.Ş. / … A.Ş. arasındaki hukuki ilişkiyi bilmesi yeterli olmayıp, davalının dava konusu çeki iktisap ederken davacının zararına hareket etmiş olması gerekir. Dava konusu çekin dava dışı … A.Ş. tarafından … A.Ş. Kayseri Şubesi’ne teminat amacı ile 23/03/2016 tarihinde verildiği, yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafından Kayseri 1. ATM’nin 2016/1166 esas sırasında açılan davanın tarihinin 27/06/2016, iş bu davada verilen tedbir kararının tarihinin 28/06/2016 olduğu, olayların akışına göre davalının çeki devralmış olduğu 23/03/2016 tarihinde çekin keşidecisi davacı ile dava dışı … A.Ş. / … A.Ş.’ye borçlu olmadığını bilmesinin mümkün bulunmadığı, bu durumda def’ilerin davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği ve davalı bankanın kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği kanaatine varılmakla davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Karara esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, çekin davalı banka tarafından iktisap tarihinin hatalı değerlendirildiğini, çekin 23.03.2016 tarihinde teminat amacıyla davalının Kayseri şubesine teslim edildiğini, ancak çekin şube tarafından 13.10.2016 tarihinde tutanakla genel müdürlüğe gönderildiğini ve çekin genel müdürlük tarafından 29.12.2016 tarihinde tahsil edildiğini, burada çeki tahsil eden genel müdürlüğün iktisap tarihinin önemli olduğunu,Bilirkişi raporundaki ikinci temel yanlışlığın ‘Çekin Kayseri şube tarafından beyaz ciro ile genel müdürlüğe ciro edildiği’nin kabul edilmesi olduğunu, oysa olayda böyle bir beyaz cironun bulunmadığını, Müvekkil tarafından 29.06.2016 tarihinde davalının Kayseri şubesine (personel …’ya) tebliğ edilen dilekçenin gerekçede değerlendirilmediğini, oysa bu dilekçe üzerine Kayseri şubesinin çekteki kaşesini iptal ettiğini, genel müdürlüğün çeki bu tarihten dört ay sonra iktisap etmesi nedeniyle bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, Mahkeme kararının 29.09.2018 tarihli bilirkişi raporu ile dosyaya sunulan Doç.Dr… uzman görüşüne göre de hatalı olduğunu,Mahkemenin gerekçesinin 28.05.2018 tarihli üç kişilik bilirkişi raporu ile uyumlu olduğunu, oysa bu bilirkişi raporunun önceki raporlarla ve uzman görüşüyle çelişkili olduğunu, dosya kapsamındaki hukuki gerçeklerle örtüşmediğini, Uzman görüşü uyarınca, banka şubesinin cirosunu iptal etmesi nedeniyle ciro zincirinin kopacağını ve artık bankanın yetkili hamil olamayacağını, çekin teminat çeki olmasına rağmen banka tarafından tahsil edilmesinin de bankanın hakimiyet durumunu kötüye kullanması niteliğinde olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit ve istirdat istemine yöneliktir. Davacı, dava konusu çekin de bulunduğu beş adet çeki aralarındaki sözleşmeye istinaden dava dışı … A.Ş. firmasına teslim ettiğini, ancak bu firmanın hiçbir mal teslim etmediğini, bu nedenle çeklerin bedelsizliği nedeniyle Kayseri 1.ATM 2016/1166 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit ve çeklerin iadesi istemiyle dava açtıklarını, mahkemece tedbir kararı verilmesine rağmen dava konusu çekin davalı banka tarafından haksız olarak tahsil edildiğinden bahisle menfi tespit ve çekin ödenmiş olması nedeniyle istirdat isteminde bulunmuş; davalı banka ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… çekin beyaz ciro ile davalıya devir ve teslim olunduğu, davalının yetkili hamil olduğu ve en son ciroyu davalının yetkililerinin yaptığı, somut olayda TTK 687 maddesi uyarınca davacı ile dava dışı … A.Ş. / … A.Ş. arasındaki hukuki ilişkilere dayanan def’ilerin davalıya karşı ileri sürülebilmesi için davalının davacı ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiyi bilmesi yeterli olmayıp, davalının dava konusu çeki iktisap ederken davacının zararına hareket etmiş olmasının gerektiği, dava konusu çekin dava dışı … A.Ş. tarafından davalının Kayseri Şubesi’ne teminat amacı ile 23/03/2016 tarihinde verildiği, davacı tarafından Kayseri 1. ATM’nin 2016/1166 Esas sayısı ile açılan davanın tarihinin 27/06/2016, işbu davada verilen tedbir kararının tarihinin 28/06/2016 olduğu, davalının çeki devralmış olduğu 23/03/2016 tarihinde çekin keşidecisi davacı ile dava dışı … A.Ş. / … A.Ş.’ye borçlu olmadığını bilmesinin mümkün bulunmadığı, bu durumda def’ilerin davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği ve davalı bankanın kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği kanaatine varılmakla davanın reddine” karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının davaya konu 20/06/2016 keşide tarihli ve 219.650,00-USD bedelli çekin keşidecisi olduğu, işbu çekin de aralarında olduğu toplam beş çekin davacı tarafından aralarındaki ticari ilişki ve sözleşme kapsamında dava dışı lehtar … San. ve Tic. A.Ş. lehine düzenlenerek teslim edildiği, akabinde davacının çeklerin verilmesine rağmen karşılığı ürün ve hizmetlerin verilmemesi nedeniyle 27/06/2016 tarihinde Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1166 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit ve çeklerin iadesi istemiyle dava açtığı, mahkemece 28/06/2016 tarihinde “Çeklerin davalılar tarafından bankaya ibrazları halinde karşılıklarının davalılara ödenmemesi için işbu çeklerin üzerlerine tedbiren ödeme yasağı konulmasına” karar verildiği, davacının ek tedbir talebi üzerine aynı mahkemenin 11.07.2016 tarihinde “İşbu çeklerin yasal vasıflarını engelleyecek ve davada taraf olmayan üçüncü kişileri de etkileyecek nitelikte tedbir kararının verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından davacının ek tedbir talebinin reddine” karar verildiği, çekin dava dışı … San.ve Tic.A.Ş. tarafından kredi borcuna alacak teşkil etmek üzere 23/03/2016 tarihinde davalı bankaya temlik edildiği konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çekin davalı banka tarafından devir ve temlik alındığı tarihin 23.03.2016 tarihi olması karşısında, bu tarih itibariyle davacı tarafından çekin bedelsizliği iddiasına dayalı Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1166 Esas sayılı dosyasının henüz açılmamış olduğu ve verilmiş bir ihtiyati tedbir kararının da bulunmadığı sabittir. Her ne kadar davacı tarafça “Çekin banka şubesi tarafından kaşesi üzerine iptal yazılmış olması nedeniyle, çekin banka şubesinden genel müdürlüğe ihtiyati tedbir kararından sonra ciro edilmesi nedeniyle, tedbir kararından haberdar olan banka genel müdürlüğünün çeki kötüniyetle iktisap ettiği” ileri sürülmüş ise de; çekin hukuksal niteliği de gözetildiğinde çekin alacak ilişkisi kapsamında davalı banka tarafından dava dışı … San.ve Tic.A.Ş.’den temlik alındığı tarih olan 23.03.2016 tarihinde iktisap edilmiş olduğunun kabulü zorunludur. Çekin davalının şubesinden genel müdürlüğe devri işleminin tamamen bankanın kendi iç ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, buna göre davalı bankanın çeki temlik aldığı tarih itibariyle açılmış bir menfi tespit davası ve mahkemece verilmiş bir ödeme yasağının da sözkonusu olmadığı anlaşılmıştır. Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1166 Esas sayılı dosyasında “Sadece çeklerin davalılar tarafından bankaya ibrazları halinde karşılıklarının davalılara ödenmemesi için işbu çeklerin üzerlerine tedbiren ödeme yasağı konulmasına” karar verildiği de gözetildiğinde; bu tedbir kararının üçüncü kişi olan davalı bankayı kapsamadığı, çeki davalı bankaya temlik eden … San.ve Tic.A.Ş.’yi kapsadığı düşünülse de bu şirket tarafından çekin bankaya temlik edildiği 23.03.3016 tarihinde ise henüz mahkemece verilmiş bir tedbir kararının bulunmadığı ve bu şirket yönünden de temlike engel bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, çekin bankaya temlik edildiği tarih itibariyle temlike engel bir durumun olmadığı da sabit olduğundan, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinde usule aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden alınması gereken 80,70 TL maktu harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/07/2022