Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1168 E. 2022/1076 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1168 Esas
KARAR NO: 2022/1076
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2019
NUMARASI: 2018/1199 E. – 2019/166 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 13/08/2012 tarihli “Manisa/Soma TKİ Genel Müdürlüğüne Ait … Sayılı Linyit Kömür Sahası İçin Danışmanlık ve Ortaklık Protokolü”nün imzalandığını, bahse konu sözleşmenin teminat başlıklı 6.maddesinde “işbu sözleşme ile sözleşme taraflarından …’a ait Ankara İli Gölbaşı İlçesi, …-… Mahallesi, … ada, … parselde bulunan 1000 m², kat mülkiyetli, imarlı arsanın yatırımcıya, aynı tarihli ek bir sözleşme ile ipotek edilecektir.” dendiğini, maddenin atfta bulunduğu ek sözleşme olan “İpotek Tesisi Şartlarını Havi Anlaşmadır.” başlıklı protokolün 3.maddesinin “ilgili ihalenin lehine ipotek tesis edilen firma üzerinde kalmaması durumunda ise tesis edilen ipotek konusuz kalacak ve lehine ipotek tesis edilen şirket tarafından kayıtsız şartsız ve hiçbir ihtara gerek kalmaksızın terkin edilecektir. Aksi halde hiç bir ihtara müracata ve davete gerek kalmaksızın ilgili taşınmazın o tarihli özel ekspertiz şirketleri tarafından tanzim edilecek raporda belirtilen bedelinin karşılığı, işbu sözleşme tarihinden itibaren işletilecek yıllık %20 faizi ile lehine ipotek tesis edilen şirket tarafından nakden ödenecektir.” şeklinde imza altına alındığını, ipotek tesisinin konusu 28/08/2012 tarihli ihalenin dava dışı başkaca şirket üzerinde kaldığını, anlaşmanın 3.maddesinde belirtildiği gibi ipoteğin konusuz kaldığnı ve lehine ipotek tesis edilen şirket tarafından kayıtsız, şartsız ve hiçbir ihtara gerek kalmaksızın terkin edileceğinin düzenlendiğini, davalının ihale sonrası davacı adına kayıtlı dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmamasının ardından davalıya Ankara …Noterliği’nin … yevmiye numaralı 17/12/2012 tarihli “ipotek terkini” konulu ihtarnamenin gönderildiğini, ancak davalı firmanın davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde tescilli dava konusu ipoteği terkin etmediğini, anılan nedenlerle dava konusu taşınmazın bilirkişilerce tespit edilecek bedeli ile bu bedele 13/08/2012 tarihinden itiaren işletilecek yıllık %20 faiz bedelinin eklenerek, belirlenecek bu bedele ilişkin olarak şimdilik 30.000,00 TL’nin 13/08/2012 tarihinden, 17/12/2012 ihtarname tarihine kadar işletilecek ticari temerrüt faizi ile davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin temelinde bir tarafta davalı şirketin, diğer tarafça davacı … ve ortağı … arasında imzalanan “Manisa/Soma TKİ Genel Müdürlüğü’ne ait … Sayılı Linyit Kömür Sahasına İlişkin Danışmanlık ve Ortaklık Protokolü’nün ” olduğunu, ancak sözleşmede yer alan cezai şartın sınırlı olarak sadece sözleşmede belirtilen 6 parsel ile ilgili olduğunu, bu yüzden davacının sözleşmeye dayanarak cezai şart talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacının dayandığı sözleşmedeki hiçbir yükümlülüğüoluşturacak tüm ön işletme proje, fizibilite, etüt ve haritalama işlemlerini yorumlayıp rapor halinde sunmasının gerektiğini, ancak bu şartın davacı tarafça yerine getirilmediğini, ihale konusu işlerde tecrübesiz olan davalı şirketin de yeterli hazırlığı yapamadığından ihalede başarılı olamadığını, davalı şirket tarafından proje bedeli için peşinen ortaklara 13/08/2012 tarihinde 150.000 USD ödeme yapıldığını, söz konusu tutarın halen davalı şirkete iade edilmediğini, ayrıca 21/09/2012 tarihinde imzalanan protokol ile 200.000 Euro ve 250.000 USD ortaklık avansı ödendiğini, söz konusu tutarların da halen davalı şirkete iade edilmediğini, ihale öncesi tüm ön işletme proje, etüt, haritalama işlemlerini yorumlayıp rapor haline getirmesi ve sunması gerekirken davacının bu gereği yerine getirmediği, bu iş için aldığı 150.000 USD’yi de iade etmediğinden ipoteğinin çözülmesinin mümkün olmadığını, zira ipoteğin 13/08/2012 tarihli sözleşmeye göre alınmış olmasa dahi davacının davalı şirkete olan her türlü borcunun teminatını oluşturduğunu, anılan nedenlerle haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Mahkemece, 18/04/2017 tarihinde; “Taraflar arasında görülen; Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/920 Esas, 2015/8 Karar ve 15/01/2015 tarihli, 02/03/2017 tarihinde kesinleşmiş kararı ile; davacı tarafından davalı aleyhine, ipoteğin fekki nedeniyle dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde; ” resmi şekilde düzenlenen ipotek tesisi sözleşmesinde, … ve … Tic. Ltd. Şti arasında yapılan ve yapılacak sözleşmelere, alacak ve borç ilişkilerine atıf yapılarak, bu sözleşme ve alacakların teminatı olduğunun , taraflar arasında düzenlenen , danışmanlık ve ortaklık protokolü ve ipotek tesisine ilişkin sözleşme uyarınca, ihale öncesinde ihale dosyası hazırlanması ve bağlı işlerin yapılması işinin, özel ortaklar … ile … tarafından üstlenildiği, bunun karşılığında özel ortaklara 150.000,00USD verilmesinin ve ihalenin … şirketinde kalması halinde işin devamı süresince taraflar için yeni yükümlülükler ve haklar getiren hükümlerin imza altına alındığı, ihale dosyasının hazırlanması ve bağlı işlerin yapıldığı, ancak ihalenin başka bir şirket tarafından alındığı, … şirketinin en iyi teklif veren ikinci şirket olduğunun TKİ yazısından anlaşıldığı, somut olayda … şirketinin özel ortaklar aleyhine ihale öncesi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği yönünde bir ihtar yada açılmış dava bulunmadığı, sözleşmede öngörülen 150.000,00USD ‘nin özel ortaklara verildiği yönünde taraflar arasında anlaşmazlık bulunmadığına göre, danışmanlık ve ortaklık protokolü başlıklı sözleşmenin ihale gerçekleşene kadar sözleşmenin taraflara yüklediği edimlerin ifa edilmediğinden söz edilemeyeceği” gerekçesiyle sözleşmenin teminatı olarak verilen ipoteğin yasal dayanağının kalmadığından ipoteğin terkinine karar verildiği görülmüştür. Dairemiz 14/12/2018 tarihli kararında; “İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2017 tarihli 2014/599 Esas- 2017/276 Karar sayılı kararıyla davacının ipoteğin geç terkini nedeniyle; sözleşme kapsamında ipoteğin davalı tarafça terkin edilmesi gereken tarihten itibaren davacı tarafın bu nedenle bir zararı doğmuş ise bu zararı davalıdan talep edebileceği ancak bu hususun davanın konusunu oluşturmadığı gerekçesiyle ve Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıyla ipoteğin terkin edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de; davanın konusunun ipoteğin terkinine yönelik olmadığı taraflar arasında imzalanan 13/08/2012 tarihli ipotek tesisi şartlarına havi anlaşma başlıklı belgenin 3.maddesine dayanarak talepte bulunulduğu,Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü’nün 28/03/2014 tarihli yazı cevabında; “… ruhsat numaralı saha içerisinde yer alan …-…, … ve … sahalarının termik santral kurulma şartlı rödovans işi ihalesinin … Tic. A,Ş. Firmasında kaldığı,03/10/2012 tarihinde sözleşme imzalandığı, … Tic. A.Ş. Firmasının teklifinini en avantajlı ikinci teklif olduğunun ” bildirildiği, ihalenin başka bir şirket üzerinde kaldığı ve ipoteğin davacı tarafça açılan davada terkinine karar verildiği, Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının gerekçesinde ” ihale gerçekleşene kadar sözleşmenin taraflara yüklediği edimlerin ifa edilmediğinden söz edilemeyeceğini ” açıkladığı göz önüne alınarak,ilk derece mahkemesinin davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik kararın hatalı olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak davanın esasının incelenerek karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılarak davanın görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği” gerekçesiyle kararın kaldırılması sebebine göre bu aşamada davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir. Dairemiz kaldırma kararından sonra mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre 28/02/2019 tarihinde; ” Davacı tarafça davaya dayanak yapılan taraflar arasında yapılmış 13/08/2012 tarihli sözleşme gereği; … Ada, … Parsel sayılı taşınmazda tesis edilen ipoteğin taahhüt edildiği gibi davalı tarafça kaldırılmadığı ileri sürülerek eldeki dava açılmış ise de; sözleşmede öngörülen cezai şartın … Parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu, dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/920 Esas – 2015/8 Karar sayılı kararına konu olan ve üzerindeki ipoteğin kaldırıldığı taşınmazın aynı yer … parsel sayılı taşınmaz olduğu, davacı tarafın da dilekçesine konu yaptığı taşınmazın sözleşme ile kararlaştırılan … Parsel değil, … Parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu, dolayısı ile sözleşmede öngörülen cezai şartın konusu olan … Parsel sayılı taşınmazla ilgili bir ipoteğin bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin gerekçesindeki “davacı tarafın da dilekçesine konu yaptığı taşınmazın sözleşme ile kararlaştırılan … Parsel değil, … Parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu, dolayısı ile sözleşmede öngörülen cezai şartın konusu olan … Parsel sayılı taşınmazla ilgili bir ipoteğin bulunmadığı anlaşılmakla” şeklindeki gerekçesinin hukuken hatalı olduğu gibi maddi gerçeğe de aykırı olduğunu, dava dilekçesinde davalının ipoteği kaldırmaması nedeniyle cezai şartın istendiğini, buna rağmen mahkemenin taraflar arasında 6 parsele yönelik cezai şartın mevcut olduğunu, … parsele yönelik herhangi bir sözleşmesel yükümlülüğünün bulunmadığı tespit ve gerekçesinin hatalı olduğunu, ayrıca dava açmadan önce davalıya 17/12/2012 tarihli ihtarnameyi gönderdiklerini ancak ihtarname gereğinin davalı tarafça yerine getirilmediğini, gerek 13/08/2012 tarihli sözleşme gerek ipotek sözleşmesinin açık olduğu, bahse konu sözleşmeler dışında taraflar arasında başkaca hukuki ve ticari münasebetin bulunmadığını, resmi sebebin ilk cümlesinde … ada … parselin tamamı ifadesi yer alırken son paragrafında ise … ada … parselin tamamı şeklinde ifadelerin yer aldığını, sözleşmeler gereği ve taraf iradelerine uygun biçimde müvekkiline ait … parselde kayıtlı taşınmaza ipotek tesis edileceği yerde resmi senetteki maddi hatadan görüleceği üzere müvekkiline ait … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, davalının sözleşmeye aykırı biçimde ipoteği kaldırmadığını dolayısıyla red kararının da hatalı olduğunu, kendileri tarafından Ankara 10. ATM 2014/920 E – 2015/8 K sayılı dosyasında açtıkları ipoteğin fekki davasının kabul ile sonuçlandığını, davalının temyiz isteminin reddedildiğini, söz konusu kesinleşen karar içeriğinden ipoteğin taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiği ve davalı yanın sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getirmediğini açıkça tespit edildiğini, istinafa konu ettikleri cezai şartın da davalı tarafından yerine getirilmeyen yükümlülüklerden olduğunu bildirmiştir. Dosyada bulunan tapu kaydından, davacı …’a ait Ankara Gölbaşı …-… Köyü … ada, … parseldeki taşınmaz üzerine davalı şirket lehine 15/08/2012 tarihi itibariyle 275.000,00 TL üzerinden ipotek tesis edildiği ve dava tarihi itibari ile ipoteğin halen mevcut olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında görülen; Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/920 Esas, 2015/8 Karar ve 15/01/2015 tarihli, 02/03/2017 tarihinde kesinleşmiş kararı ile; davacı tarafından davalı aleyhine, ipoteğin fekki nedeniyle dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde; ” resmi şekilde düzenlenen ipotek tesisi sözleşmesinde, … ve … Tic. Ltd. Şti arasında yapılan ve yapılacak sözleşmelere, alacak ve borç ilişkilerine atıf yapılarak, bu sözleşme ve alacakların teminatı olduğunun , taraflar arasında düzenlenen , danışmanlık ve ortaklık protokolü ve ipotek tesisine ilişkin sözleşme uyarınca, ihale öncesinde ihale dosyası hazırlanması ve bağlı işlerin yapılması işinin, özel ortaklar … ile … tarafından üstlenildiği, bunun karşılığında özel ortaklara 150.000,00USD verilmesinin ve ihalenin … şirketinde kalması halinde işin devamı süresince taraflar için yeni yükümlülükler ve haklar getiren hükümlerin imza altına alındığı, ihale dosyasının hazırlanması ve bağlı işlerin yapıldığı, ancak ihalenin başka bir şirket tarafından alındığı, … şirketinin en iyi teklif veren ikinci şirket olduğunun TKİ yazısından anlaşıldığı, somut olayda … şirketinin özel ortaklar aleyhine ihale öncesi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği yönünde bir ihtar yada açılmış dava bulunmadığı, sözleşmede öngörülen 150.000,00USD ‘nin özel ortaklara verildiği yönünde taraflar arasında anlaşmazlık bulunmadığına göre, danışmanlık ve ortaklık protokolü başlıklı sözleşmenin ihale gerçekleşene kadar sözleşmenin taraflara yüklediği edimlerin ifa edilmediğinden söz edilemeyeceği” gerekçesiyle sözleşmenin teminatı olarak verilen ipoteğin yasal dayanağının kalmadığından ipoteğin terkinine karar verildiği görülmüştür. Davacı, … ve davalı şirket arasında yapılan 13/08/2012 tarihli ” Danışmanlık Protokolü” Teminat başlıklı 6. Madde de; “işbu sözleşme ile sözleşme taraflarından …’a ait “Ankara İli Gölbaşı İlçesi, …-… Mahallesi … Ada … parselde bulunan, 1.000 m2, kat mülkiyetli, imarlı arsa, (… yevmiye/cilt/sayfa/blok) yatırımcıya aynı tarihli ek sözleşme ile ipotek edilecektir.” denilmiştir. Davacı ve davalı şirket arasında yapılan 13/08/2012 tarihli ” İpotek Tesisi Şartlarını Havi Anlaşmadır” başlaklı belgenin 2. Maddesinde ” İlgili ihalenin, lehine ipotek tesis edilen firma üzerinde kalması durumunda, sözleşme konusu ipotek işin bitimine kadar, teminat maksatlı olarak devam edecektir.İş bitiminde veya iş sözleşmesi kurumla yapılmayıp teminatın iade olması durumunda, kayıtsız şartsız ve hiçbir ihtara gerek olmaksızın lehine ipotek tesis edilen şirket tarafından, terkin edilecektir.Aksi halde hiçbir ihtara, davete ve müracaata gerek kalmaksızın , ilgili taşınmazın o tarihli özel ekspertiz şirketi tarafından tanzim edilecek raporda belirtilen bedelinin karşılığı, işbu sözleşme tarihinden işletilecek yıllık %20 faizi ile lehine ipotek tesis edilen şirket tarafından nakden ödenecektir.” 3. Maddesinde ” ilgili ihalenin , lehine ipotek tesis edilen firma üzerinde kalmaması durumunda ise, tesis edilen ipotek konusuz kalacak ve lehine ipotek tesis edilen şirket tarafından terkin edilecektir.Aksi halde hiçbir ihtara, davete ve müracaata gerek kalmaksızın ilgili taşınmazın o tarihli özel ekspertiz şirketi tarafından tanzim edilecek raporda belirtilen bedelinin karşılığı, işbu sözleşme tarihinden işletilecek yıllık %20 faizi ile lehine ipotek tesis edilen şirket tarafından nakden ödenecektir.” denilmiştir. Davacı vekilinin davalı şirkete Ankara … Noterliğinin 17/12/2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç iş günü içerisinde terkin edilmesini talep etmiştir. 20/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda; “Takdiri Sayın Mahkeme’ e Ait Olmak Üzere Davacının Talebi Nazara Alınarak, Aşağıda DAVA TARİHİ itibariyle TERDİTLİ Hesap ve Değerlendirme Yapılmıştır. A)Sözleşmelerdeki Açık Hükme/Düzenlemeye Göre; fiştirak edilen bilirkişi görüşü bu bent altındadır) Anapara alacağı…: 415.000.- İşlemiş 420 faiz…: 127.569,86 TOPLAM ALACAK: 542,569,86 TL’dır. Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde; DAVA tarihinden itibaren ANAPARA ALACAĞI 415.000.-TL üzerinden basit usulde işleyecek (yani bileşik faiz uygulanmaksızın) yıllık 020 oranında (sözleşmesel faiz) faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği, B)Sözleşmedeki Y20 faizin Ceza-i-Şart Olarak Nitelendirilmesi Halinde Anapara alacağı…: 498.000. İşlemiş 420 faiz…: 68.887.72 TOPLAM ALACAK: 566.887,72 TL’dır. Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde; DAVA tarihinden itibaren ANAPARA ALACAĞI 498.000.-TL üzerinden basit usulde işleyecek (yani bileşik faiz uygulanmaksızın) yıllık 620 oranında (sözleşmesel faiz) faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği” yolunda görüş bildirmiştir. 22/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda; Takdiri Sayın Mahkemeya Ait Olmak Üzere Davacının Talebi Nazara Alınarak, Aşağıda DAVA TARİHİ itibariyle TERDİTLİ Hesap ve Değerlendirme Yapılmıştır. A)Sözleşmelerdeki Açiık HükmelDüzenlomeye Göre; (iştirak edilen bilirkişi görüşü bu bent altındadır) Anapara alacağı…: 415.000.- İşlemiş 420 faiz…: 127.569.86 TOPLAM ALACAK: 542.569,86 TL’dır. Sayın mahkemece Taporun benimsenmesi halinde; DAVA tarihinden itbaren ANAPARA ALACAĞI 415.000.-TL üzerinden basit usulde işleyecek (yani bileşik faiz Uygulanmaksızın) yıllık 420 oranında (sözleşmesel faiz) faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği, B)Sözleşmedeki 420 faizin Ceza-i-Şart Olarak Nitelendirilmesi Halinde: Anapara alacağı…: 498 000.- işlemiş 20 faiz…: 97.901,30 TOPLAM ALACAK: 595.901,30 TL’dır. Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde; DAVA tarihinden itibaren ANAPARA ALACAĞI 498.000.-TL Üzerinden basit usulde işleyecek (yani bileşik faiz Uygulanmaksızın) 3095 sayılı yasanın 2/2 m. Hükmü uyarınca değişen oranlarda AVANS faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, alacak davasıdır. Davacı taraf davalının sözleşme gereğince ipoteği kaldırmadığını belirterek alacak talebinde bulunmuş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince ilk olarak davanın konusuz kaldığına dair hüküm kurulmuş dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda 14/12/2018 tarihli 2017/5553 Esas, 2018/2668 Karar sayılı ilamla davanın konusuz kalmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın esası hakkında bir karar verilmesi için dosyanın iadesine karar verilmiş, dairemiz kaldırma kararından sonra mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen cezai şartın 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu, oysa bu taşınmaz ile ilgili ipotek bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. TMK’nın 882. Maddesi, Noterlik Kanununun 60/2. ve Tapu Kanunu 26/1 maddesi uyarınca, taraflar arasındaki ipotek tesisi şartlarını havi anlaşmadır başlıklı ipotek tesisi vaadini içeren sözleşme, resmi şekilde yapılması gerekirken adi yazılı şekilde yapılmış olup, sözleşme bu haliyle geçersizdir (bakınız; Yargıtay 19 HD. 2010/6151 Esas, 2010/13659 Karar sayılı ilamı). Geçersiz sözleşmede düzenlenen cezai şart hükmüne bağlı olarak cezai şart talep edilemez. Öte yandan ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere sözleşme 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olup, ipotek 8 parsel sayılı taşınmaz üzerine tesis edilmiş olup, ilk derece mahkemesinin bu gerekçesi de yerindedir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2022