Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1145 E. 2020/1165 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1145 Esas
KARAR NO: 2020/1165
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/59
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” markasını ve bu markayı taşıyan mağazalar zincirinin 1982 yılından beri kullanmaya başladığını, müvekkilinin ayrıca giyim, çiçekçilik, elektronik eşya satışı sektörlerinde de bu markayı kullandığını, buna göre müvekkilinin … ibaresini hem grup şirketlerinin ticaret unvanlarındaki çekirdek unsur, hem de markasal olarak kullandığını, müvekkilinin dünya çapında ve Türkiye’de tescilli ve tanınmış … markalarının bulunduğunu, davalının ise 2011/32622 sayılı “…” ve … tescil numaralı “…” markalarını kendi adına tescil ettirdiğini belirterek 2011/32622 sayılı … markasının 9.sınıfta yer alan “gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarlar” malları 14,18,24 ve 25.sınıflarda yer alan tüm mallar bakımından kullanmama sebebiyle, 2011/85073 sayılı … markasının 35.sınıftaki “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları, malların bir araya getirilmesi hizmetleri, (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog vb diğer yöntemlerle ile sağlanabilir) ” bakımından kullanılmama sebebiyle dava tarihinden itibaren kısmen iptaline, bu markaların üçüncü şahıslara devrinin engellenmesinin teminen takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, bu markaların iptalinde menfaati bulunduğuna dair veya iptal edilmemesi halinde zarara uğrayacağı yönünde hiçbir delil sunulmadığını, müvekkilinin TPE nezdinde tescilli “…” ve “…” esas unsurlu markaların gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğunu, ayrıca kesinleşmiş mahkeme kararlarından, bilirkişi raporu ve Yargıtay kararlarından müvekkilinin “…” ve “…” esas unsurlu markalar yönünden 9, 14, 18, 24, 25 ve 26.sınıflarda müktesep hak sahibi olduğunun net bir şekilde tespit edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 17/02/2020 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava konusu markaların dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından marka kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, işbu karara davalı vekilince itiraz edilmiştir. Davalı vekilinin itirazı üzerine her ne kadar 21/04/2020 tarihine mürafaa günü verilmiş ise de, korona virüsü nedeniyle duruşma yapılamadığından itirazın dosya üzerinden değerlendirildiği, buna göre tedbir kararının taraf teşkilini sağlamak üzere verildiği, ancak teminat alınması gerektiği gerekçeleriyle davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne, davacı tarafından karar tarihinden itibaren 5.000 TL teminatın yatırılması için bir haftalık süre verilmesine, teminatın yatırılması halinde tedbir kararının devamına, teminat yatırılmadığı takdirde ihtiyati tedbirin kaldırılabileceğinin ihtarına karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemece belirlenen 5.000 TL teminat bedelinin müvekkili şirketin markalarının Türkiye’de ve dünyada tanınmış ve meşhur olması nedeniyle fevkalade düşük olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasını istediklerini, ayrıca tedbir kararının usul ve yasaya uygun olmadığını, yoklukta verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının zedelendiğini, hukuki dinlenilme hakkının gözetilmediğini bildirmiştir. Davaya konu markalardan … sayılı … markasının 35.sınıf harcisindeki tüm sınıflar yönünden 20/04/2011 tarihinden itibaren davalı adına tescil edildiği, 2011/85073 sayılı … markasının ise davalı adına 26/10/2011’den itibaren 35.sınıfta tescil edildiği görülmüştür. Davacı adına tescilli bulunan … tescil numaralı … markasının 14,18 ve 25.sınıflarda 23/02/2012 tarihinden itibaren, … tescil numaralı … markasının 25.sınıfta 06/10/2011 tarihinden itibaren, … tescil numaralı … markasının 25.sınıfta 26/09/2011 tarihinden itibaren, … tescil numaralı … markasının ise 14, 18, 25 ve 35.sınıflardaki markanın ise müddet olduğu görülmüştür. Dosyada bulunan Ankara 2.FSHHM’nin 2016/22 Esas – 242 Karar sayılı 13/07/2016 tarihli kararının incelenmesinde; davacının eldeki davanın davacısı ile aynı, davalıların ise TPE ve eldeki davanın davalısı olduğu, yargılama sonunda davanın kabulüne, YİDK’nın 2015/M-7249 Sayılı kararının bir kısım sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verildiği görülmüştür
GEREKÇE: Davacı, davalıya ait dava konusu markaların kullanmama nedeniyle kısmen iptaline ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen karara yöneliktir. Mahkemece, davalıya ait dava konusu markaların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalının itirazı üzerine ise 5.000 TL teminat yatırılmasına karar verilmiştir. Söz konusu ihtiyati tedbir kararı davada taraf değişikliğinin önlenmesine yönelik olup takdir edilen teminat miktarında da usule aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.02/07/2020