Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1141 E. 2020/1252 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1141 Esas
KARAR NO: 2020/1252 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
NUMARASI: 2019/236 E.,
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında … numaralı … tescil nolu Sat Geri Kiralama sözleşmesi akdedildiğini, … numaralı … tescil nolu Sat Geri Kiralama sözleşmesi gereğince; İstanbul İli Ataşehir İlçesi … Mahallesi … pafta, … ada, … parselde kayıtlı … Bodrum kat no,… bağımsız bölüm nolu dükkan niteliğindeki gayrimenkulü 375.000-TL, zemin kat no, 2 bağımsız bölüm nolu, dükkan niteliğindeki gayrimenkulü 950.000-TL, … Normal kat no, … bağımsız bölüm nolu, konut niteliğindeki gayrimenkulü 250.000-TL, … Normal kat no, … bağımsız bölüm nolu, konut niteliğindeki gayrimenkulü 200.000-TL, … Normal kat no, … bağımsız bölüm nolu, konut niteliğindeki gayrimenkulü 200.000-TL, … Normal kat no, … bağımsız bölüm nolu, konut niteliğindeki gayrimenkulü 200.000-TL, … Normal kat no,… bağımsız bölüm nolu çatı arasında odaları olan konut niteliğindeki gayrimenkulü 300,000-TL, … Normal kat no … bağımsız bölüm nolu, çatı arasında odaları olan konut niteliğindeki gayrimenkulü 250,000-TL, İstanbul İli, Kadıköy 4.Bölge İlçesi, … mahallesi, yeni açılan yol sokağında, … pafta … ada, … parselde kayıtlı, zemin kat no … bağımsız bölüm nolu, bodrumda deposu olan dükkan niteliğindeki gayrimenkulü 1.300,000-TL, … kat no, … bağımsız bölüm nolu Mesken niteliğindeki gayrimenkulü 310.000,-TL, .. kat no, … bağımsız bölüm no.lu, Mesken niteliğindeki gayrimenkulü 310.000,-TL, … kat no, … bağımsız bölüm nolu. Mesken niteliğindeki gayrimenkulü 310.000-TL, … kat no, … bağımsız bölüm nolu, Mesken niteliğindeki gayrimenkulü 310.000-TL, … kat no, … bağımsız bölüm nolu, Çatı aralı Mesken niteliğindeki gayrimenkulü 335.000-TL olmak üzere satın alınarak finansal kiralama yolu ile kiralanmak sureti ile kiracıya teslim edildiğini ancak davalı kiracının sözleşmelerde belirlenen ödeme planına bağlı kalmadığını, temerrüte düştüğünden müvekkili tarafından ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğinden bahisle müvekkili tarafından davalıya aralarındaki finansal kiralama sözleşmesi kapsamında teslim edilen sözleşme konusu menkul ve gayrimenkullerin ihtiyati tedbir yolu ile müvekkiline teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarihli ara kararıyla; taraflar arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesi kapsamı ve kiracının temerrüte düştüğüne dair dosyada bulunan delil durumu itibariyle yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde iddiaların varlığı konusunda yeterli olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararının davacı tarafından 6361 Sayılı FKFFŞK’nın 33. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken talebin reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ederek istinaf edildiği anlaşılmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 10/12/2019 gün ve 2019/2636 Esas 2019/2731Karar sayılı kararıyla “her ne kadar ilk derece mahkemesince davalıya keşide edilen ihtarnamenin tebliğ olunmadığı gerekçesi ile tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de; 6361 Sayılı FKFFŞK’nın 33. maddesinin dördüncü fıkrası; “Kiracının bu Kanunda belirtilen süreler içinde borcunu ödememesinden dolayı kiralayan tarafından noter aracılığıyla kiracıya gönderilen fesih ihtarnameleri hakkında 2004 Sayılı Kanun’un 68/b maddesi hükümleri uygulanır,” düzenlemesini, 2004 Sayılı İİK’nın 68/b maddesi ise; “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden on beş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır,” düzenlemesini içermektedir. Mahkemece, yukarıya metni alınan kanun hükümleri, sözleşmenin 33.maddesi uyarınca kiracıya yapılan tebligatın geçerli olduğu, uygun mehil verildiği gözetilerek (Aynı yönde; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2017/4135, K. 2019/1688, T. 14.3.2019 ilamı) sözleşme konusu dikkate alınarak ihtiyati tedbirin kabulüne karar verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/236 Esas ve 27/09/2019 ara karar tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, ihtiyati tedbir kararı verilmek üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine şeklinde karar verildiği görülmüştür. İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin kararı üzerine İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 03/01/2020 tarihinde verilen ara karar ile “6361 sayılı Finansal Kiralama ve Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 31/3.maddesi ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak HMK’nin 390/3. maddesi gereği tedbir yönünden yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu kanaatiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, dava değerinin takdiren %20’si oranında nakdi ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubu şeklinde teminat dosyaya sunulması halinde, sözleşmeye konu İstanbul İli Ataşehir İlçesi … Mahallesi … pafta, … ada, … parselde kayıtlı … Bodrum kat, no: … bağımsız bölüm nolu dükkan niteliğindeki gayrimenkul, zemin kat no: … bağımsız bölüm nolu dükkan niteliğindeki gayrimenkul, … Normal kat no:… bağımsız bölüm nolu konut niteliğindeki gayrimenku, … Normal kat no:… bağımsız bölüm nolu konut niteliğindeki gayrimenkul, … Normal kat no:… bağımsız bölüm nolu konut niteliğindeki gayrimenkul, … Normal kat no: … bağımsız bölüm nolu konut niteliğindeki gayrimenkul, … Normal kat no:… bağımsız bölüm nolu çatı arasında odaları olan konut niteliğindeki gayrimenkul, … Normal kat no:… bağımsız bölüm nolu çatı arasında odaları olan konut niteliğindeki gayrimenkul ile İstanbul İli, Kadıköy 4. Bölge İlçesi, … mahallesi, Yeni Açılan Yol sokağında, … pafta … ada, … parselde kayıtlı, zemin kat no … bağımsız bölüm nolu, bodrumda deposu olan dükkan niteliğindeki gayrimenkul, … kat no: … bağımsız bölüm nolu Mesken niteliğindeki gayrimenkul, … kat no: … bağımsız bölüm nolu mesken niteliğideki gayrimenkul, … kat no: … bağımsız bölüm nolu mesken niteliğideki gayrimenkul, … kat no, … bağımsız bölüm nolu mesken niteliğideki gayrimenkul ve … kat no:… bağımsız bölüm nolu çatı aralı mesken niteliğindeki gayrimenkulün HMK.’nın 389.maddesi gereğince davalı tarafça tahliyesi ile söz konusu taşınmazların tamamının davacıya tedbiren teslimine” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2020 tarihli duruşması neticesi verilen 26/02/2020 tarihli ara karar ile mahkemenin 03/01/2020 tarihli ihtiyati tedbir ara kararına yönelik davalı şirket vekilinin 15/01/2020 tarihli dilekçesi ile yapılan itiraz neticesinde verilen kararda “geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbirin, 6100 sayılı HMK’da 389 vd. maddelerinde düzenlendiği, HMK’nın 389.maddesinde;’ ‘Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbirin açıklandığı, 6100 sayılı HMK’nın 390.maddesinde;”İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. (2)Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3)Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde ihtiyati tedbirin şartlarının, 3.fıkrada ihtiyati tedbir talep eden tarafın, “davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda” olduğununun hükme bağlandığı, öte yandan 6361 sayılı Finansal Kiralama ve Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 31/3.maddesinde; “Kiracı ve kiralayan arasında finansal kiralama sözleşmesi ile ilgili ihtilaflarda, mahkemece finansal kiralama konusu malın ihtiyati tedbir kararı alınarak kiralayana veya üçüncü bir kişiye bırakılması durumunda kiralayan, mahkemeye malın rayiç değeri kadar teminat yatırmak suretiyle mal üzerinde tasarruf edebilir. Şu kadar ki; sözleşmenin feshinin haksız olduğuna karar verilmesi hâlinde kiralayan, kiracının zararını tazminle yükümlüdür.” şeklinde Finansal Kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda uygulanmak üzere özel düzenleme bulunduğu, ihtiyati tedbir talebinin mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, hakkın elde edilmesinin imkansız hale geleceği, hakkın elde edilmesinde gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması ihtimalinin mevcut olduğu hallerde ihtiyati tedbir şartlarının var olduğu kabul edilerek uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Tedbir kararı, hakkında ihtiyati tedbir kararı alınacak hakkın bulunması ve HMK.’nın 389.maddesinde belirtilen sebeplerin olması gerektiği, ihtiyati tedbir isteyen tarafın, dilekçesinde dayandığı tedbir sebebini ve ihtiyati tedbir türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden de haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda, mahkemece taraflar arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesinin kapsamı, hesap kat ihtarnamesi ile kiracıya malın teslimi ve kiracının temerrüde düştüğüne dair deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle sözleşmeye konu gayrimenkulün teslimi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve Finansal Kiralama Kanunu 31/3.maddesi gereğince malda tasarruf etmelerine izin verilmesini istemiş olması nedeniyle de sözleşme konusu malların dava konusu olduğunun anlaşıldığı, ayrıca her ne kadar davalı vekilince ihtiyati tedbir kararının davalı şirket hakkında verilen konkordato mühlet kararlarına aykırı olduğu iddia edilmiş ise de; konkordato davasında verilen geçici mühlet kararı borçlunun mal varlığının muhafazasını amaçlayan bir ara karar olup ihtiyati tedbir kararının da uygulanmasının önlenmesini gerektirdiği, ancak bu durumda konkordato varlığı ile verilmiş bulunan ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden geçersiz hale gelmeyeceği, sadece uygulanmasının durdurulacağı, dolayısıyla davalı vekilinin itiraz sebeplerinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle mahkemenin 03/01/2020 tarihli ihtiyati tedbir ara kararına yönelik davalı vekilince yapılan itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı yan istinaf dilekçesinde özetle “…Konkordatonun hukuki amacına aykırı olarak verilen tedbir kararının uygulanabilirliği yoktur. Bu sebeple müvekkilin ekonomik faaliyetinin devam etmesi adına, kiralanan malın iadesi kararı verilmemesi, konkordatonun ruhuna daha uygun olacaktır. Nitekim müvekkil hakkında iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu gerekçesiyle kesin mühlet kararı verilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere müvekkil, konkordato tarihine kadar ödemeleri ifa etmeye çalışmıştır. Müvekkil Şirket hakkında İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1307 Esas sayılı dosyasından verilen konkordato tedbir kararlarına aykırı, haksız ve hukuka aykırı tedbir kararının kaldırılması gerekmektedir….” denilerek itirazın reddine dair kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Mahkemece talep kabul edilmiş ve davalı yan ise şirketin konkordato sürecinde olduğunu ve kesin mehil verildiğini beyanla tedbir kararı verilemeyeceğini savunmaktadır. Dosyada kesin mühlet verildiğine ilişkin mahkeme kararı bulunmamaktadır. Davalı yan ekli olduğunu beyan etmiş ise de ekli karar fiziken ve UYAP ortamında mevcut değildir. Kesin mühletin sözleşmeler bakımından sonuçları başlıklı İİK düzenlemesine göre ; Madde 296- (Değişik: 28/2/2018-7101/24 md.) Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez.Borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir zamanda sona erecek şekilde feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olur. Hizmet sözleşmelerinin feshine ilişkin özel hükümler saklıdır.Bu nedenle; öncelikle kesin mühlet kararı getirilerek karar tarihi ile sözleşmenin feshedildiği tarih karşılaştırılarak İİK daki düzenlemeler ve 6361 Sayılı Yasadaki düzenlemeler birlikte değerlendirilerek itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla kararın kaldırılmasına karar verme kgerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun KABULÜ ile İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, İnceleme ve araştırma yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE- -Davalı yanca yatırlan peşin harcın talebi halinde kendilerine iade edilmesine -Davalı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan başvuru harcı gideri 148,60 TL ile posta gideri 48,50 TL ki toplam 197,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine – Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/07/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.