Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1116 E. 2022/1083 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1116 Esas
KARAR NO: 2022/1083 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2018/829 E. – 2019/1365 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili, davalı tarafından müvekkiline karşı Silivri İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı doyasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu icra takibi yapıldığını, müvekkilinin borca itiraz ettiğini, müvekkilinin borcu olmadığını, takip dayanağı senedin 07/07/2018 tarihinde yaşanan kaza nedeniyle müvekkilinin araç sahibine teminat olarak verdiği bono olduğunu, teminat verilen edimin de konusuz kalması ve edimin ifa olanağının da kalmaması sebebiyle davalı tarafa borcu bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibine dayanak bononun teminat senedi olmadığını, davacı tarafın bonoyu müvekkilinden elden almış olduğu borcuna karşılık verdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “… sigortadan gelen cevapta … adına kayıtlı … plakalı aracın ZMMS nedeniyle 7.7.2018 tarihinde meydana gelen hasara ilişkin hasar dosyası açıldığı mağdur araç bilgileri olarak … plakalı araç olarak gösterildiği ve kaza nedeniyle … ya 3.900 Tl … a 7.396,48 Tl ödeme yapıldığı, kaza krokisinde …’nun kusurunun bulunmadığının belirtildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf anlaşma mümzisi …’u tanık olarak dinletmiş.tanık beyanında sözleşmeyi kendisinin …’un ağzından yazdığını kaza yaptığının ve sigorta parasını ödemezse ben yaptıracağım diye senet imzaladığını senedi … un araçları takip eden müdürü … e verdiğini onun da kaşe atıp imza attığını, senette imzanın ve 15.000 Tl nın doldurulduğunu ,…’ın kaportacıya sorup ona göre toplam miktar üzerinden senede yazdıklarını, … un sahibinin … olduğunu şirket temsilcisinin o olduğunu ancak araç takiplerini imza atan müdür …’ın yaptığını söylemiştir. Davalı taraf her ne kadar senedin …’ın sahsi alacağı nedeniyle alındığını,kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini ve ileri sürülen protokolde imzasının olmadığını tarafı da olmadığını söylemiş ise de, Getirtilen iş kayıtlarında …’in şirket çalışanı olduğu ,mümzi tanık anlatımlarından senedin boş olarak verildiği,davalının başka bir şahsi alacak nedeniyle senedi aldığından bahsedilmiş ise de bu hususun ispata muhtaç kaldığı,hayatın olağan akışı içeresinde hakkaniyet gereği mahkemece yapılan yorum ve edinilen kanaat uyarınca kaza günü imzalanan sözleşme gereğince davacının kazadan kaynaklanan hasar bedellerinin temini olarak bono imzalayarak araç takip memuruna verdiği,bu bononun takip müdürü tarafından … yetkililerine verildiği,ancak davacının kusursuz bulunması nedeniyle karşı taraf sigortacısı tarafından hasarın ödenmesi sebebiyle senedin davalı tarafça davacıya iadesi keza yapılan icra takibinde davacının borcunun bulunmadığının tespiti gerekeceği” kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, illetten mücerretlik ilkesinin ihlal edildiğini, senede karşı senet ile ispat kuralının ihlal edildiğini, ispat külfetinin yanlış tayin edildiğini ve aykırı şekilde hüküm kurulduğunu, davacının davasında haksız olduğunu, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/829 E. Sayılı kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bononun illetten mücerret olması kuralının, senede karşı senet ile ispat ilkesi ihlal edilerek tanık beyanlarının hükme esas alınması ile ispat külfetinin yanlış tayin edilmesi sonucunda hakkaniyete aykırı bir şekilde hüküm kurulduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı tarafından davacı aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 15.293,42-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takibe konu senedin 15/03/2018 tanzim, 15/07/2018 vade tarihli, 15.000-TL bedelli, ve keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu görülmüştür. Dava dışı … Sigorta A.Ş tarafından mahkemeye gönderilen hasar dosyasının incelenmesinde, davacının sevk ve idaresindeki araçla dava dışı başka bir şahsın kullandığı aracın çift taraflı maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, olayla ilgili düzenlenen 07/07/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağında davacının kusurunun olmadığının belirtildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı taraf davacı aleyhine bonoya dayalı takip başlatmış, davacı taraf ise bononun yaşanan kaza nedeniyle teminat olarak düzenlendiğini iddia etmiş, davalı ise bononun borç para karşılığı düzenlendiğini savunmuştur. Dosya içeriğinden davacının, kullanmış olduğu dava dışı … Turizm firmasına ait araç ile kaza yaptığı, kaza sonrasında davacı ve bu firmanın çalışanı olduğu anlaşılan … arasında düzenlenen sözleşme ile davacının aracının tüm masraflarını yaptırıp teslim ettiğinde vermiş olduğu 15.000 TL’lik senedin davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, dava konusu senedinde 15.000 TL bedelli olduğu, her ne kadar senedin lehtar hanesinde davalının adı geçmekteyse de davalının, dava dışı şirketin temsilcisi olduğu, mahkemece yapılan araştırmada kazaya karışan diğer araç sigortasının kaza nedeniyle ödeme yaptığı, zaten trafik kazası tutanağında davacının kusuru bulunmadığının belirtildiği, sözleşmede şahit sıfatıyla yer alan …’un mahkemedeki beyanında, senedi tarihsiz ve sadece bedel hanesini 15.000 TL olarak yazdığını, …’in müdür olarak araçları takip ettiğini belirttiği, buna göre senedin şahsi alacak için düzenlenmediğinin anlaşıldığı, ilk derece mahkemesinin delillerin takdiri ve ulaştığı sonucun isabetli olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca, usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkeme kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 1.024,65 TL nispi harçtan, peşin alınan 206,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 768,49 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi. imza ile imzalanmıştır.