Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/111 E. 2020/231 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/111 Esas
KARAR NO: 2020/231
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/322 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)|Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 08.11.2019 tarihli dava dilekçesi ile, “Müvekkili …’ın, TÜRKPATENT nezdinde tescilli “…” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin işbu davaya konu “…, …” ve “…” ibareli … ve … numaralı markaları 2016 yılında tescil ettirdiğini, müvekkilinin aynı zamanda http://…com/ alan adlı internet sitesinin de sahibi olduğunu, davalı yan tarafından üretilen ve satışa arz edilen ekmek ürünleri üzerinde, marka tesciline konu sloganın izinsiz şekilde kullanıldığı, bu suretle, müvekkiline ait marka haklarına tecavüz edildiği ve aynı zamanda haksız rekabete sebebiyet verildiği, davacı yanın “…” ibareli markalarını, 2016 yılında tescil ettirilmiş olup tescil ettirildiği günden bu yana yoğun reklam çalışmaları ve kullanım sonucu Türkiye’de tüketiciler nezdinde belirli bir tanınmışlık seviyesine ulaştırmış olduğu, davalının tek amacının davacı yana ait “…” markalarını taklit etmek suretiyle haksız kazanç elde etmek olduğu, aynı nitelikte vani paket ekmek ürünü üretip satmak için ürün ambalajı üzerinde, “…” markasına ayniyet derecesinde benzer “…” markasını kullanmak tamamen davacının markasını kötü niyetli olarak taklit edilmesi amacıyla yapılmış ve tüketicileri bu yolla aldatmayı hedef alan faaliyetler olduğunu, davalıya ait ürünün tüketiciler nezdinde davacıya ait ürünlerden biri olarak algılanacağı ve karıştırılma ihtimali doğacağı ve davalının haksız kazanç elde etmesine sebep olacağını belirterek, Davalının “…” markalı dava konusu taklit ürünleri üretmesinin; satmasının, ithal ve ihraç etmesinin dava sonuna kadar tedbiren yasaklanmasına, Davalıca üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen “…” markalı tüm taklit ürünlere ve mezkur taklit ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesine (katalog, broşür vs.) Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dâhil bulundukları her yerde tedbiren el konulmasına ve yeddiemine teslimine, internet ortamında da “…” markalı dava konusu taklit ürünlerin kullanımının yasaklanmasına dair takdiren teminatsız veya sayın mahkemece uygun görülecek teminat mukabilinde İHTİYATİ TEDBİR KARARI verilmesine, Davalının eylemlerinin 6769 sayılı SMK kapsamında marka hakkına tecavüz ve TTK kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesine, giderilmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, Davalının “…” markalı dava konusu taklit ürün ve ürün ambalajlarını internet ortamı dâhil her – türlü mecrada kullanmasının, üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin yasaklanmasına, davalıca üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen “…” markalı tüm taklit ürünlere ve mezkur taklit ürün görsellerinin kullanıldığı her türlübelge ve tanıtım malzemesine (katalog, broşür vs.) Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dâhil bulundukları her yerde el konulmasına ve imhasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince 06/12/2019 tarihli tedbir değerlendirme ara kararında, bilirkişi raporu alınmış olup, davacıya ait 2016/12226 numaralı “…” markasının davalı tarafından iltibas yaratacak kapsamda kullanılıp kullanılmadığı, kullanımın raporda belirtilen silogan marka kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin tüm delillerin toplanmasıyla birlikte yargılamayı gerektirdiğiden HMK’nın 390/3 ve SMK’nın 159.maddesi gereğince yaklaşık ispat kuralı gerçekleşmediğinden ve yine HMK 389/1 gereğince ihtiyati tedbir için gerekli koşullar oluşmadığı kanaatine varıldığından, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; müvekkili şirketin Türk Patent nezdinde tescilli “…” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin dava konusu olan “… ” ve “…” ibareli markaları 2016 yılında tescil ettirdiğini ve http://…com/ alan adlı internet sitesinin sahibi olduğunu, davalının müvekkiline ait markalara ayniyet derecesinde benzer “…” markasını kullanıldığı ürünleri üretmekte ve satışını, pazarlamasını yapmakta olduğunu, bilirkişinin raporunda yetki sınırlarını açarak hukuki değerlendirmede bulunduğunu, markalar bütünsel olarak incelendiğinde benzerliğin ortadan kalmadığını, müvekkiline ait markadaki … ibaresinin markaları farklılaştırmadığını, müvekkilinin tek başına tescilli “…” markasınında mevcut olduğunu ve raporda davalı tarafından kullanılmakta olan ibarenin söz konusu marka ile benzer olduğunun tespiti ile, Raporda kullanımı durdurulduğu iddia edilen bir adet “…” ibareli ambalajın bulunduğu, mevcut kullanılan diğer ambalajlarda ise ilgili ibarenin yer almadığı tespit edilmiş ise de, ambalajın firma personeli tarafından sunulduğunu, iş yerinde, depoda birden fazla ambalaj olabileceğini ve ambalajların yeniden de piyasaya sunulma ihtimalinin olduğunu, Davalı taraf ambalajın kullanımın son verildiğini iddia etmiş ise de, müvekkili tarafından 12/07/2019 tarihinde ihtarname gönderildiği, 17/10/2019 tarihinde ürünlerin halen satışta olduğunu tespit edilerek 2 adet ürün satın alındığını buna ilişkin fiş örneğinin (17/10/2019 tarihli) dosyaya sunulduğunu, ambalajın kullanımına son verilmiş olduğunun kabulü halinde dahi markaya tecavüzün gerçekleştiği hususunun değişmeyeceğini belirterek tedbir koşulları oluştuğundan ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına, tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap dilekçesi sunmamıştır.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüz, haksız rekabetin tespiti, men’i istemlerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara yöneliktir. Somut uyuşmazlıkta; … nolu … şeklindeki slogan markanın davacı şirket adına 28/07/2016 tarihi itibariyle tescilli olduğu, dava dilekçesi ekindeki görseller, davalı işyerinde bir adet ambalajda … ibaresinin kullanıldığına ilişkin tespite dayalı bilirkişi raporu ile davacının markasının 29, 30 ve 35 nolu emtia sınıflarında kayıtlı olduğu hususu birlikte değerlendirildiğinde; SMK’nın 159. maddesi ve HMK’nın 389., 390. maddeleri gereğince yaklaşık ispat koşulları oluştuğundan davaya konu ve davacının markasının kullanıldığı ambalajların üretimi, satımı, ithal, ihracının durdurulması istemleri yönünden uygun teminat karşılığı olarak ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne, sair hususlardaki tedbir istemi yönünden bu aşamada yeterli delil ve ispat koşulu bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2-İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 06/12/2019 gün ve 2019/322 Esas sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 50,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 171,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/01/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.