Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1087 E. 2022/1111 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1087 Esas
KARAR NO: 2022/1111
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2017/509 2019/836
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı … San ve Tic A.Ş ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle 31/01/2017 vade tarihli … nolu çeki verdiğini, bu firmanın çeki davalı firmaya temlik ettiğini, davalı tarafın müvekkiline ait çekin kaybolduğunu düşünerek çek iptali davası açtığını, mahkemenin çek üzerine ödeme yasağı kararı koyduğunu, bu aşamada davalı …’in kendilerine talebi üzerine ilgili çeke müvekkilinin bankadan bloke koydurduğunu, davalının cirosu olmadığını, davalı ile müvekkili arasında bir borç ilişkisi olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, çekteki blokeye rağmen ancak çeki elinde bulunduran … adlı şahsın Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, çeke bloke koyulmasına rağmen başlatılan takibin haksız olduğunu, müvekkilinin icra dosyasına 169.762,60 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalının talebi ile konulan ödeme yasağına rağmen müvekkilinden 42.162,40 TL fazla ödemenen alındığını, bu miktarın tahsili amacı İstanbul … İcra Müdürülüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibine başladıklarını, davalının bu takibe itiraz edip durdurduğunu, itirazın iptalini, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin faktoring şirketi olduğunu, müşterisi olan … A.Ş ile arasındaki sözleşme neticesinde çeki aldıklarını ve müvekkili tarafından yetkili olarak belirlenen … Terazidere şubesine teslim edildiğini, akabinde müvekkilinin müşterisen ödemesini yaptığını, sonrasında çekin kaybolduğunun anlaşıldığını bankada yapılan tüm aramalara rağmen çekin bulunamadığını, bunun üzerin eçek iptali içini mahkemeye başvurduklarını ve ödeme yasağı kararı verildiğini, çekin ödeme gününde davacının çekin karşılığı miktarda parayı hesabında hazır edemediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının birde fazla ödeme yaptığını iddia etmesini anlamadıklarını bunun ne şekilde ödendiğini ve hangi kalemlerden oluştuğunu açıklamasının gerektiğini, davacının çekin karşığılını hesabında bulundurmadığı için davalıya da sorumluluk yükleyemeyeceğini, davacının borcunun artmasına kendisinin sebebiyet veridğini, davanın bu sebeple reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Davalı faktoring şirketinin davaya konu çeki, müşterisi … aş den teslim almadığı ve kendisine ciro edilen çeki (Tahsil Cirosu ile ciro ederek) Tahsilatı yapacak olan bankaya vermesi gerektiği halde; çeki teslim almadan, müşterisinin görevlendirdiği bir kişi vasıtası ile çekin bartkaya tahsil için teslimini sağlamaya çalıştığı ve bu aşamada da çekin; bankaya teslim için görevlendirilen kişi tarafından çalındığı, mahkememizde oluşan kanaate göre davaya konu çekin, davalı … Şti nin dikkatsiz ve kusurlu davranışı sonucunda çalınmış olduğu, bu çalınma sonucunda ise çek keşidecisi davacının zararı ortaya çıktığı ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında asıl alacak miktarı yönünden haksız olduğu, kanaatine varılarak itirazın iptaline..” şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne, itirazın iptaline, işlemiş faiz talebinin reddine, alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı tarafından 3.kişiye karşı dava açıldığını ve kaybedildiğini, davacı tarafından kaybedilen davanın sonuçlandırılan müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, davacının kaybettiği davadan kaynaklanan bedelleri de talep ettiğini, takibe haksız itiraz eden davacının sonuçlarına katlanması gerektiğini, davacının kendi kusuru ile zararın/borcun artmasına sebebiyet verdiğini, davanın kaybedilmesi nedeni ile fazla ödeme yaptığını, bu yönde hesaplama yapılması gerektiğini, -davacının fazla ödemeler yaptığını ve borcun artmasına sebebiyet verdiğini, 42.536,987 TL alacağın miktarının incelenmesi ve sorumul olunmayan kalemlerin tespit edilmesi gerektiğini, davacının talebine konu alacağın hangi kalemlerden oluştuğunun mahkemece tespit edilmediğini, faiz ödemesi gibi fazma bid ödeme olup olmadığının araştırılmadığını, -Davacının çekte ödeme yasağı olduğunu ve çekin karşılıksız işlemi göreceğini bildiği halde harekete geçmediğin ve borcun artmasına sebebiyet verdiğini, davacının bankadan aldığı 27.01.2017 Tli yazıda çeke bloke konulduğunun belirtildiği, davacının harekete geçmediğini, davacıya karşı başlatılan Bakırköy … İcra md nün …e saylı dosyasınan 08.02.2017 De açıldığını, davacının 10 gün önceden haberdar olmakla tevdi mahali tayin ettirerek kendisine karşı açılacak davada borçtan kurtulabilcekken kendi kusuru ile borcun artmasına sebebiyet verdiğini, -mahkemenin %20 tazminata hükmetmesinin de hatalı olduğunu, davacı tarafından yapılan ödemelerin davalı yanca bilinmesinin mümkün olmadığını, alacağın likit olmadığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını,-Müvekkilinin mevzuata uygun şekilde faktoring işlemi gerçekleştirdiğini, bu hususun raporda da belirtildiğini, çalınan çek sebebi ile çek iptal davası açılarak kanuni hakkın kullanıldığını, hukuka aykırı bir durum olmadığını, müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğini, alacağı, faizi ve ferilerini kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu çek hakkında davalı şirket tarafından çek iptal davası açılarak ödemeden men kararı alındığını, bu nedenle kendisi hakkında takip başlatıldığını ve çek bedeli 127.600TL olmasına rağmen 169.762,60TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, 42.162,00TL’lik fazla ödemeden davalının sorumlu olduğunu iddia ederek davalı aleyhine ilamsız takip başlatmıştır. Davalı vekili, faktoring işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, çekin kaybolması nedeni ile çek iptal davası açılarak tedbir talep ettiklerini, kamera kayıtlarında çekin faktoring müşterisinin temsilcisi tarafından geri alındığının görüldüğünü ve haklarında şikayetçi olduklarını, müvekkilinin kusurlu eylemi olmadığını, zarar iddiasının kaynağı kalemlerin net olmadığını, davacının kendisinin de takipte şikayet yoluna giderek takip borcunu hemen ödememesi nedeni ile zararın artmasına sebebiyet verdiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Somut uyuşmazlıkta bilirkişi raporunda; 30.08.2016 tarihli faturanın, çekin alacak bildirim formu ve ödeme araçları tevdi bürosu ile tevdi edildiği, davaya konu çekle ilgili faktoring işleminde 6361 sayılı Yasa ile genelge ve tebliğ şartlarına uygun hareket edildiği tespit edilmiştir. Davalı ile dava dışı … arasında 11.05.2015 tarihli faktoring sözleşmesi, fatura ve çek nedeni ile davalı şirket tarafından müşterisine (kesintilerden sonra) 114.480,00TL ödeme yapılmıştır. Davaya konu çekin 09.09.2016’da teslim alındığına ilişkin çek teslim formunda davalı ve dava dışı faktoring müşterisine atfen isim ve imza mevcuttur. Faktoring işleminin usulüne uygun olarak tamamlandığı, dosyaya çek teslim tutanağı ve eki belgelerin sunulduğu, faktoring işleminden önce çalıntı olduğu bilinen bir çek iddiası da olmadığı dikkate alındığında davalının çeki iktisapta kusurlu olduğundan söz edilemeyecektir. Bilirkişinin; davalının çeki iktisapta kusurlu olduğu yönündeki tespiti yerinde görülmemiştir. Davalı, usulüne uygun faktoring sözleşmesine göre temlik aldığı çekin çalınması nedeni ile yasal hakkını kullanarak basiretli bir tacir olarak çek iptal davası açmış ve ihtiyati tedbir talep etmiştir. Dava dilekçesindeki anlatıma göre; bu aşamada davacı keşideci bilgilendirilmiş ve talep üzerine çeke bankadan bloke koydurulmuştur. Davacı imzasını inkar etmediği ve keşideci olduğu çek yönünden tevdi mahalli de tayin ettirmemiştir. Bu durumda mevcut delil durumuna göre davalının çekin çalınmasında kusurlu olduğundan söz edilemeyeceğinden davanın reddi gerekirken kabulü yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalının istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK 353/1.b.2 md gereğince Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine, davacının takipte kötüniyetli olduğu sabit olmadığından davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/509 Esas, 2019/836 Karar sayılı, 24.09.2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın REDDİNE, – Koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine,- Alınması gereken 80,70TL karar harcından davacı tarafça yatırılan 513,75Tl harcın mahsubu ile 433,05TL harcın istek halinde davacıya iadesine,- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, – Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince 6.380,44TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 721,00 TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 79,00TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 227,60TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/06/2022