Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1079 E. 2021/1876 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1079 Esas
KARAR NO: 2021/1876 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2012/228 E. – 2019/351 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Ref’i İstemli)
KARAR TARİHİ: 05/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin silah sanayi ve ticareti ile iştigal ettiğini, kendisine özgü modellerinden ve kalitesinden dolayı ABD, Almanya, Kanada, İtalya, İngiltere, Rusya, Fransa, İsveç, Norveç, Finlandiya, Brezilya, Kazakistan, Yeni Zelanda gibi 60 civarında ülkeye silah ihraç ettiğini, müvekkilinin tabanca ürünü buluşu ve tabanca parçası ürünleri buluşları için TPMK nezdinde 05.03.2012 tarih ve … numaralı başvurusu ile, ayrıca şarjör buluşu için de 21.03.2012 tarih ve T2012/03-08 referans numarası ile endüstriyel tasarım tescil başvurularında bulunduğunu, bu başvuruların TPMK’nın ilgili bültenlerinde yayınlandığını, tasarımın OHIM nezdinde … sayılı belge ile tescil edildiğini, davalıların ise Konya Beyşehir’de müvekkili ile aynı iştigal alanında faaliyet gösterdiğini ve müvekkiline ait tasarımları müvekkilinin bilgisi ve izni olmaksızın, taklit şekilde üreterek piyasaya sürdüğünü beyanla, davalıların davacının tasarım haklarına vaki tecavüzünün tespitine, menine ve giderilmesine, haksız rekabetin de tespiti ile menine ve davalıların ürettiği, satımını yaptığı, taklit ürünlerine ve işbu taklit ürünlerini ürettiği makine aparat ve cihazlara el konularak imhasına, maddi ve manevi tazminat taleplerinin saklı tutulmasına, kararın Türkiye’de tirajı en yüksek 2 gazetede masrafı davalılardan alınarak ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP:Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusu ürünün kuru sıkı tabanca ve silah olduğunu, tabancalar ve bilimum silahların işlevi, teknik özellikleri ve kullanım amacının gereği belirli bir şekilde yapılmak ve tasarlanmak zorunda olduğunu, teknik zorunluluk gereği tabanca ve silahların tasarımlarının belirli şekilde ve dizaynda yapılması gerektiğini, silah ve tabanca sektöründe tasarımcının çok fazla seçenek özgürlüğü bulunmadığını, davacının davaya konusu tasarım başvurusunda ve bu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu, M.K’nun 2.maddesi anlamında iyi niyetli olmadığını, davacı ve davalı ürünleri arasında tasarım yönünden herhangi bir benzerlik bulunmadığını, davaya konu olan tabanca tasarımlarının harcı alem olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/90 E. BİRLEŞEN DAVA: Davacı … Ltd. Şti dava dilekçesinde; müvekkili firmanın tasarımlarının TPMK nezdinde … ve … numara ile tescil edilerek koruma altına alındığını, davacı tarafından üretilen “…” ve “…6” isimli ürünlerin davacı tarafından tüm dünyada satışa sunulduğunu, tanıtımlarının yapıldığını, davalının bu ürünleri kopyalayarak taklit ürünler ürettiğini, İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/228 Esas sayılı davasını açtıklarını, Beyşehir Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/16 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte, davalının elinde satışa hazır en az 10.000 adet ürün tespit edildiğini, ürünlerin “kuru sıkı ses tabancası” olarak faturalandırıldığının tespit edildiğini, müvekkili tarafından ürünler için OHİM tescili yapıldığını, ürünün yeni versiyonu olan … için TPMK’nda … ve … numaralı tasarım tescillerinin yapıldığını, davalının eylemlerinin tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğunu belirterek, tecavüz ve haksız rekabete konu fiillerin işlendiği tarihten itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte şimdilik 30.000,00 TL fiili zararlar ve yoksun kalınan gelir bakımından maddi tazminata hükmedilmesine, ihlal tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile brilikte 400.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, ürünün uygun olmayan şekilde piyasaya sürülmesi nedeniyle şimdilik 70.000,00 TL itibar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Asıl ve birleşen davada davalı … Ltd. Şti. vekili; iş bu davaya dayanak gösterilen 2012/01968 numaralı tasarıma müvekkili tarafından başvuru işlemleri sırasında yapılan itirazın TPMK tarafından kabul edilmemesi üzerine YİDK’nın 10.04.2013 tarihli ve 2013/T-330 sayılı kararının iptali ile … numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin Ankara 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/120 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yine iş bu davaya dayanak gösterilen 2012/01492 ve 2012/01968 numaralı tasarımların hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkin İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/138 Esas sayılı dosyasının açıldığını, davacının aynı davayı bir kere daha ikame ederek kötü niyetli davrandığını, müvekkili firmanın ürünlerinin endüstriyel tasarım tesciline sahip olduğunu, TPMK nezdinde 2012/07532 numara ile tasarımının tescil edildiğini, taraflara ait tasarımların benzer olmadığını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. şirketi davaya cevap vermemiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24.12.2019 tarihli 2012/228 E. – 2019/351 K. sayılı kararıyla; “Mahkemenin 2013/138 Esas, 2015/181 Karar sayılı kesinlemiş kararı ile davacı … şirketi adına tescilli 2012/01491-1 ve 2 nolu endüstriyel tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne, … nolu tasarımla ilgili ise açılan dava geri alındığından bu tasarım hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, yine Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/120 Esas, 2014/271 Karar sayılı kararı ile … numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiği ve her iki kararın da kesinleştiği, ….Davaya konu olan tasarımlarının koruma kapsamının değerlendirilmesi sırasında, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesinin de dikkate alınması gerektiği, haksız rekabetin önlenmesindeki amaç, serbest piyasa düzeninde herkesin dürüstlük kuralları içerisinde hareket etmek suretiyle rekabet kurallarına uygun olarak piyasada faaliyet göstermesi ve sonuçta, mal ve hizmetlerin nihai tüketicilerinin aldatılmasına izin verilmeksizin kaliteli mal ve hizmetlerin piyasa kurallarına göre oluşan en uygun fiyatla satışa sunulması olduğu, bu durumda, sonradan aynı sektörde faaliyet gösteren kişilerin ticari hayatta dürüstlük ilkesine uygun bir şekilde ve iltibastan kaçınmak suretiyle piyasaya mal veya hizmet ürettikleri takdirde, piyasada ilk kez üretim yapan, ürünün tanınmasını sağlayan kişinin üstün hakkı bulunduğundan bahisle, sonradan faaliyete başlayan kişilerin eylemlerinin haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceği, böyle bir üstün hakkın varlığının kabulünün aynı zamanda, rekabet hukuku ilkelerine aykırı olarak piyasada o mal veya hizmetle ilgili tekel yaratılması ve serbest rekabetin ortadan kaldırılması suretiyle ekonominin sağlıklı bir biçimde gelişmesini engelleyeceğinden kabul edilemeyeceği, bu nedenle, tabanca tasarımlarında tasarımcının seçenek özgürlüğünün çok geniş olmaması, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği tasarımları tescil tarihi ve dava tarihinden yaklaşık 2 yıl öncesinde kamuya sunmuş olması nedeniyle, tasarımların kamuya mal olduğu, davalıların kendi markası ile kendi üretim tesislerinde bu tasarımlar ile kısmen benzer olduğu bilirkişi raporları ile belirlenen silahların üretilip satışa sunulmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceği” gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece alınan bilirkişi raporlarında açıkça müvekkilinin tasarımlarına tecavüz edildiği, diğer faydalı model ile OHIM nezdinde tescilli ve tescilsiz haklarına haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunulduğunun tespit edilmesine rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinin 10.bendinde OHIM tescili ile TPE nezdinde tasarım tescillerine dayanarak tazminat talep ettiklerini ve ayrıca davalı tarafın müvekkiline ait marka Faydalı Model, OHIM Belgesi ve ET’lere tecavüz etmiş olması nedeniyle haksız rekabet hükümlerine göre tazminat talep edildiğini. -Davalının, 12 aylık rüçhan süresi geçtikten sonra TPE nezdinde tescil başvurusu yapıldığından bahisle kötüniyetli olarak hükümsüzlük davası açtığını, her iki davada da OHIM belgesi nedeniyle ET’nin harcıalem hale geldiğinin iddia edildiğini, OHIM Belgesinin halen mevcut olduğunu, haksız rekabet hükümlerine dayanıldığını, hükümsüzlük kararlarının geçmişe etkili olma prensibinin davalının kötüniyetli olması halinde uygulanmayacağını, Yargıtay 11.HD’nin 2018/1876 E. – 2019/3395 sayılı kararı gereğince davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu. -Davalının, mahkemeyi yanıltma, tescil hakkını engelleme kastıyla sahte delil sunma fiili dahil kötüniyetli girişimlerde bulunduğunu, Ankara 1.FSHHM’nin 2017/120 E.sayılı dosyasında dava açılır açılmaz … tescil numaralı FM belgesini geri çektiğini, davalının kötüniyetli olduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin … ürününe ait markayı ve tasarımı OHIM nezdinde 2010 yılında tescil ettirdiğini, tazminat talep etme haklarının mevcut olduğunu, hükümsüzlük kararının geçmişe etkili olacağı ve OHIM tescil belgesinin koruma sağlamayacağı yönündeki mahkeme görüşünün hatalı olduğunu. -Haksız rekabet eyleminin tespitinin teknik bilgi gerektirdiğini, mahkemenin gerekçesindeki davaya konu tasarımların sınırlı seçenek özgürlüğüne sahip olduğu görüşünün rapor almadan yapılabilecek bir değerlendirme olmadığını, mahkemenin görevsizlik kararı vererek ticaret mahkemesine dosyayı göndermesi gerektiğini, davalının haksız olarak üretip pazarladığı … markalı ürününün … ve … marka modelli ürünlerinin aynısı olduğunu, bu hususun bilirkişi raporunda da tespit edildiğini, TTK 55/4 maddesinde düzenlenen “başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almamak eyleminin haksız rekabet” olarak sayıldığını, (Yargıtay 11.HD’nin 31.03.2008 tarihli 2008/1816 E. – 2008/3687 K.sayılı) kararında da belirtildiği üzere müvekkilinin ürünü Türkiye de ilk kez piyasaya sürdüğünü, büyük emek ve para harcadığını. -Müvekkilinin ürününün sektörde ciddi bir üne sahip olduğunu ve çok rağbet gördüğünü beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, tasarıma dayalı maddi tazminat hesabı yapılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise OHIM Belgesi kapsamında tazminat hesabı yapılmasını, aksi halde haksız rekabet hükümleri gereğince görevsizlik kararı verilmesini yada kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; hükümsüzlük davalarının lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, dosyada mübrez Doç. Dr. … tarafından hazırlanan bilirkişi raporu incelendiğinde davacı tasarımları ile müvekkili ürünleri arasında iltibas yaratacak benzerlik bulunmadığını, sahte delil sunmaya ilişkin beyanların gerçek dışı olduğunu, diğer iddialarında yerinde olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK kayıtlarından; davacı adına … numaralı çoklu tasarım belgesi 1-2 numaralı tasarımın “Tabanca” tasarımı, 3-16 numaralı tasarımların “Tabanca Parçası” tasarımları olduğu, tasarım başvurusunun 01/05/2012 tarihinde bültende yayınlandığı, davacı adına … numaralı “şarjör” tasarım başvurusunun 22.03.2012 tarihinde davacı şirket adına tescil edildiği, tasarım başvurusunun 01/07/2012 tarihinde bültende yayınlandığı görülmüştür. … numaralı “tabanca” isimli tasarımın 31.12.2012 tarihinde davalı … Ltd. Şti adına tescil edildiği görülmüştür. Mahkemece bilişim uzmanı bilirkişiden alınan 20.11.2012 tarihli raporda; www…com internet sitesinde davacı firmanın patentli ürününe benzer ürünün tespit edildiği belirtilmiştir. Mahkemece Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin istinabe edilmesi suretiyle, 2012/114 Talimat sayılı dosyasında alınan 04.12.2012 tarihli raporda; davalı … Ltd. Şti.’ne ait iş yerinde yapılan yerinde incelemede, fabrikanın bir bölümünde davacı ürünleri ile benzer silahların üretildiği, ancak imal edilen silahlar ve yarı mamul ürünlerin incelenmesinde dava konusu olan ve davacı şirket yetkilisi tarafından bir örneği gösterilen silahın benzeri olmadığı, diğer bölümlerde dava konusu silahın benzerinin üretimine veya benzeri ürüne rastlanmadığı belirtilmiştir. Mahkemece Konya 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin istinabe edilmesi suretiyle 2012/134 Talimat sayılı dosyasında alınan 17.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda; davalı … Ltd. Şti’ne ait iş yerinde yapılan incelemede ele geçirilen kuru sıkı silahın davacıya ait … sayılı çoklu tasarım başvurusunda yer alan tasarıma konu davacıya ait tabanca ve … sayılı şarjör ile ayırt edilemeyecek ölçüde benzer olduğu, davalının tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynısını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak şeklinde gerçekleşen eylemlerinin 554 sayılı KHK’nın 48.maddesine aykırı olduğu ve davacının tasarım haklarına tecavüz teşkil ettiği yönünde görüş bildirilmiştir. Ankara 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/120 Esas, 2014/271 Karar sayılı dosyası ve kararı incelendiğinde; davacı… şirketine ait 2012/1968 numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği, kararın 30.03.2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davalı … şirketi tarafından davacı … şirketi aleyhine … ve … numaralı tasarımların hükümsüzlüğü yönünde Mahkememizin 2013/138 Esas, 2015/181 Karar sayılı dosyası ile açılan davada Mahkemece davalıya ait … nolu tasarıma ilişkin dava konusunda Ankara 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/120 Esas, 2014/271 Karar sayılı dosyası ile karar verildiğinden, karar verilmesine yer olmadığına, davalıya ait … nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği, kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan 30.10.2013 tarihli raporda; dava konusu ögelerdeki tespit edilen farklılıkların, genel algı bağlamında da ürünlerin farklı algılanmasına ve farklı seçici algıların oluşmasına sebep olduğu, bu çerçevede dava konusu davalı silahının davacının tasarım hakkına tecavüz etmediği, davalı tarafından sunulan kataloğun doğruluğunun ispatlanması halinde davacı tescilinden önce davalı tarafın söz konusu tasarımları kullandığının ispatlanması sebebiyle davacının tasarım hakkına tecavüzün söz konusu olmayacağı yönünde görüş bildirmişler, heyetteki bilirkişi …ün 01.11.2013 tarihli ayrık görüş raporunda; taraflara ait silahların boyutlarının benzerlik gösterdiği, alt gövde ve şarjör üzerinde çalışmaya etki etmeyen ufak farklılıklar olmasına rağmen çok büyük benzerlik gösterdiği, sürgü kısmının da alt gövdeye ve namluya uyum sağlayan kısımlarda benzerlik gösterdiği, dış görünüş, iğne bloğu ve ray boşluğunda farklılık olmasına rağmen davalı tarafın … model tabancasının davacı tarafın … model tabancada alıntılar yaptığı belirtilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili asıl davada, davalılar … Ltd. Şti ile … Ltd. Şirketi aleyhine, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti meni, refi ve hükmün ilanını, birleşen 2013/90 Esas sayılı davada ise davalılardan … şirketi aleyhine maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı talepli dava açmış, mahkemece davacı adına tasarım tescil belgelerinin kesinleşmiş mahkeme kararları ile hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve haksız rekabet koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Davacı vekili asıl ve birleşen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş, dilekçesinde; davada müvekkilinin tescilli tasarımlarına, faydalı model ile OHIM nezdinde tescilli ve tescilsiz haklarına ve haksız rekabet hükümlerine dayanıldığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile, davalıların tecavüz eylemlerinin tespit edildiğini, müvekkilinin tasarım tescil belgelerinin OHIM belgesi ile hükümsüz kılınmışsa da, halen OHIM belgesinin mevcut olduğunu, dava tarihinde de tescil belgelerinin geçerli olduğunu ve davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, haksız rekabet nedeniyle bilirkişi raporu alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bulunan kesinleşmiş mahkeme kararlarının incelenmesinde, Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/120 Esas, 2014/271 Karar sayılı kararından; bilirkişi incelemesinde, www…org ve www…com web sitesinde … sayılı ürünlerin 17.12.2010 tarihli görüntülerinin bulunduğu; ayrıca youtube.com web sitesine aynı ürünün 17.10.2010 ve 23.10.2010 tarihlerinde yüklenmiş bulunduğu, 17.12.2010 tarihinde yüklenen hareketli görüntülerde tabanca ve şarjörünün bulunduğu, görüntülerdeki şarjörün başvuru konusu tasarımla genel geometrik yapılarının benzer olduğu, papuç ve gövde kısımları, açı kanal formu ve oranlar itibariyle önemli derecede benzer bulundukları, bu nedenle tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına sahip bulunmadığı gerekçesiyle 2012/01968 numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiği görülmüştür. Mahkemenin 2013/138 Esas, 2015/181 Karar sayılı kararından, davacı … şirketi adına tescilli … ve … nolu endüstriyel tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 06/03/2012 tarihinden önceki 12 aylık süreden önce davalı tarafça OHIM nezdinde yapılan … sayılı başvuru ile kamuya sunulduğu ve başvurunun 09/04/2010 tarihinde tescil edildiği, diğer tasarımların ise 1 ve 2 numaralı tasarımların bileşenleri olduğu, bu niteliği itibari ile 554 sayılı KHK kapsamında korunamayacağı gerekçesiyle bu tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiği görülmüştür. Davacı tarafça dayanılan her iki tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmekle, 554 Sayılı KHK 45/1 maddesi gereğince, hükümsüzlük kararı geçmişe yönelik etki doğurduğundan, mahkemece tasarım tesciline tecavüzün tespiti, meni, refi ve tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi yerindedir. Dava tarihinde tasarımların tescilli olması sonuca etkili olmadığından, davacı vekilinin tasarıma tecavüze dayalı davalara yönelik istinaf sebebi haklı görülmemiştir. Davacı vekilinin haksız rekabete yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dosya kapsamına ibraz edilen OHIM nezdinde yapılan … sayılı başvuru belgesinin tercümesinden, tasarım tescil belgesi olduğu, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin bazı kısımlarında faydalı model ve marka tescillerinden bahsetmişse de, dava dilekçesinde faydalı model tesciline dayanılmadığı ve yargılama sırasında da bu yönde bir inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır. Endüstriyel tasarımların korunmasında ülkesellik ilkesi geçerli olup, yabancı ülkede tescilli bir tasarım bazı istisnalar dışında Türkiye’de korunmaz. Davacının Türkiye’de geçerli bir tasarım tescili bulunmadığından, TTK’nun haksız rekabet hükümlerine göre korunmasının söz konusu olup olmadığının incelenmesi gerekmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde; ‘’Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ‘’ hükmü ile, aynı Yasa’nın 55/1-a-4 maddesinde ‘‘Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak’’ fiilinin haksız rekabet olarak kabul edilen eylemlerden biri olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bulunan, Konya 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/134 Talimat sayılı dosyasında alınan 17.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda, davalılardan … Şirketine ait adreste yapılan incelemede, karşılaştırılan tabancanın namlusu ve gövdesi üzerinde … yazılı olduğu, ve mahkemece alınan bilirkişi …’ün 01.11.2013 tarihli ayrık görüş raporunda, taraflarca üretildiği anlaşılan tabancaların karşılaştırıldığı; “silahların boyutlarının benzerlik gösterdiği, alt gövde ve şarjörde çalışmaya etki etmeyen ufak farklılıklar bulunduğu, sürgü kısmında alt gövdeye ve namluya uyum sağlayan kısımlarda benzerlik gösterdiği, Dış görünüş, iğne bloğu ve ray boşluğunda farklılık bulunduğu, davalıya ait … model tabancanın, davacıya ait … model tabancadan alıntılar yaptığı görüşünde olduğunu beyan etmişse de , silah tasarımları arasında farklılıklar bulunduğu gibi, farklı isimlerle adlandırılarak piyasaya sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça, tasarımının haksız rekabet hükümlerine göre korunması gerektiği ileri sürülmüş, mahkemece haksız rekabet koşulları bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/04/2021 tarihli 2021/89 Esas ve 2021/3954 Karar sayılı kararında ve istinaf dilekçesinde dayanılan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/03/2008 tarihli 2008/1816 Esas-2008/3687 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; tescile dayanmayan tasarımların haksız rekabet hükümlerine göre korunmasında, haksız rekabet hükümlerinin dar yorumlanması ve sadece tasarımların benzerliği üzerinde durulmaması, onu üreten işletmeler arasında, ortalama tüketici kitlesi nezdinde karıştırılma ihtimaline de yol açıp açılmadığının araştırılması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirilmede de, davalı tarafça tasarımlar üzerine farklı isimler konulduğu, tasarımların tıpatıp aynı olmadığı bir kısım farklılıklar bulunduğu, hükümsüzlük davalarında davacının … numaralı tasarımının daha önce 2010 yılında kamuya sunulduğu, Türkiye’de o tarihte tescil bulunmadığından kamuya mal olduğu, diğer tasarım yönünden de davalıların kendi ayırt edici işaretini kullanmak suretiyle iltibas tehlikesine yol açılmasından kaçındığının anlaşıldığı, bu durumda haksız rekabet koşullarının oluşmadığına ilişkin, mahkeme kararının ve gerekçesinin de yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin asıl ve birleşen davalar yönünden istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Asıl ve birleşen dava yönünden alınması gereken (59,30 x2 ) harçtan peşin alınan 108,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin asıl ve birleşen davanın davacısından alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 05/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.