Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1069 E. 2022/1272 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1069 Esas
KARAR NO: 2022/1272
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI: 2017/275 E. – 2019/423 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 04/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1993 yılında kurulduğunu, tarım ve bahçe makineleri ile güç ürünleri pazarında faaliyet gösteren …’nin de aralarında bulunduğu birçok yabancı ürünlerini ülkemizde pazarladığını, … ibareli markalara ilişkin olarak inhisari lisans sahibi olduğunu ve dava açma hakkının da müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin ayrıca … markasının da tescilli sahibi olduğunu, davalının ürünlerinde … ve … ibarelerini marka olarak kullandığını, müvekkili markalarının benzerlerinin kullanılmasının yanında davalı ürün ambalajlarındaki renk, şekil ve yerleşimin de müvekkili ürün ambalajı ile aynı olduğunu, … kelimesinin davalı tarafından tesadüfen seçilmiş olamayacağını, bu kelimenin … markasının okunuşu ile benzer olduğunu, ortalama tüketicinin taraf ürünlerini birbirine karıştıracağını, davalının kötüniyetli hareket ettiğini, bu nedenle şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat esas olmak üzere davalının markalara tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin tespiti ile ref’ine ve menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından … markası bakımından dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacının hangi markalar bakımından yetkilendirildiğinin yetki belgesinden anlaşılmadığını, müvekkilinin davaya konu edilen ürünlerin satış ve pazarlamasını yapmasının tamamen yasal olup, tescile dayalı bir kullanımın söz konusu olduğunu, … isimli markanın … tescil numarası ile dava dışı … adına tescilli olduğunu, müvekkilinin lisans sözleşmesi ile bu markanın kullanım hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin tescilli markası dışında … ibareli herhangi bir ürünün satışını yapmadığını, piyasada satışı yapılan testerelerin hemen hepsinin tasarımlarının aynı olduğunu, petek görünümün diğer testerelerde de bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04.12.2019 tarih ve 2017/275 Esas – 2019/423 Karar sayılı kararıyla; “Somut olayda davalının kullanımlarına dayanak … tescil numaralı markasının Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesince hükümsüzlüğüne karar verildiği ve bu karar ile davalı markasının geçmişe etkili olacak şekilde koruma kapsamından çıkmış olduğu aşikârdır. Mahkememizce toplanan tüm deliller ışığında; davalının kullanmış olduğu ‘…’ markası davacının tescilli ve tanınmış “…” markasının görsel ve işitsel benzerliklerinin bulunduğu, aynı mal ve hizmet sınıflarında kullanıldıkları; bu anlamda ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimalinin bulunduğu, bu hali ile tecavüzün gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Alınan mali bilirkişi raporuna göre tespit edilen maddi zarar miktarının somut olayın gelişimi ile uyumlu olduğu, davalının kusurunun ve gerçekleşen zararın derecesi karşısında 10.000,00 TL manevi tazminatın ise davacının manevi zararının tazmini için uygun ve yeterli olduğuna” kararıverilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemenin gerekçeli kararında … tescil no’lu … markasına ilişkin taleplerimizin ne sebeple reddedildiğine dair tek bir açıklama yer almadığını, Davalının defter ve belgelerinde … marka veya modelli bir ürünün kaydına rastlanmamış olmasının, bu ibarenin kullanılmadığı anlamına gelmediğini, esasen dava dosyasındaki fotoğraflar incelendiğinde ambalaj üzerinde her iki ibarenin birlikte kullanıldığını, ürünlerin toplatılması yönünde tedbir kararı verilmesine yol açan, mahkemede kanaat oluşturan davalı ürünlerinin dosyaya sunulduğunu, Üzerlerinde … ibaresine yer verilmiş olan ürünleri gösterir fotoğrafların, davacı ile yakın bir akrabalık ve ortaklık ilişkisi içinde olduğu anlaşılan … tarafından Facebook’ta paylaşıldığını, özetle her ne kadar defterlerde tespit edilememiş ise de dosyada mübrez fotoğraf ve ürünlere rağmen … ibaresinin hiç kullanılmadığının ve müvekkilin … ibareli tescilli markasına tecavüz edilmediğinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, Manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olmadığını, davalının kötü niyetli ve haksız kazanç sağlamaya yönelik eylemlerinin bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş olup, takdir edilen manevi tazminat miktarının yerleşik Yargıtay kararları uyarınca caydırıcılık vasfından uzak olduğunu.” beyanla ilk derece mahkeme kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin dava konusu … ibareli markanın sahibi olmadığını, markanın dava dışı … adına tescilli olduğunu, müvekkilin markayı lisans sözleşmesine ve TPE nezdinde tescilli olmasına dayanarak kullandığını, Söz konusu markanın dava açılmasından çok sonra Samsun Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararıyla hükümsüz kılındığını, müvekkilin markayı tamamen tescile dayalı olarak kullandığını, İhtiyati tedbir kapsamında müvekkilin iş yerinde yapılan aramada … ibareli herhangi bir ürüne rastlanmadığını, müvekkilin sadece … ibareli ürünlerin satışını yaptığını, bunun da lisans sözleşmesine dayalı olduğunu, Davacı taraf lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tüzel kişi olan davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/11 esas sayılı dosyasında; davacının … San. Tic. A.Ş., davalının … olduğu, davanın … sayılı … markasının hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2019 tarihli kararıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının onandığı görülmüştür. *Bilirkişi heyetinin 08/08/2017 tarihli raporunda; “…davalı kullanımlarının davacının … tescil numaralı … markasından kaynaklanan marka hakkını ihlal ettiği ve haksız rekabet oluşturduğu, davalı şirketin incelenen ticari defter ve belgelerinde davaya konu dönemde “…” ve “…” ürünlerini ithal ederek toplam 224.777,00 TL’ye satılmış olduğu, işbu ürünlerden ortalama olarak 7.642,42 TL net kar elde edilmiş olduğunun hesap edildiğini, davalı şirket ticari defter ve belgelerinde davaya konu dönemde “…” veya “…” ibareli ürün üretimi, alış veya satışı tespit edilemediği” tespitleri bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “…davacının davasının … tescil numaralı … markasından kaynaklanan marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, sonuçlarının giderilmesine, tecavüze sebebiyet veren davalı ürünlerine el konularak, söz konusu el konulan ürünlerdeki ‘…’ ibarelerinin silinerek veyahut boyanarak kapatılmasına, -7.642,42 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır Dosyada mübrez marka lisans sözleşmesine göre davacı şirketin davaya konu ettiği “…” markası üzerinde hak sahibi olduğu, davalının lisans sözleşmesi ile kullandığını beyan ettiği … ibareli … tescil numaralı markanın Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/11 Esas – … Karar sayılı kararıyla hükümsüz kılındığı ve hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 16.01.2019 tarihinde kesinleştiği, bu karar ile davalı markasının geçmişe etkili olacak şekilde koruma kapsamından çıktığı görülmüştür. Mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan 08/08/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporu ve tüm dosya kapsamıyla, “Davalı kullanımlarının davacının … tescil numaralı … markasından kaynaklanan marka hakkını ihlal ettiği ve haksız rekabet oluşturduğu, davalı şirketin incelenen ticari defter ve belgelerinde davaya konu dönemde “… .” ve “…” ürünlerini ithal ederek toplam 224.777,00 TL’ye satılmış olduğu, işbu ürünlerden ortalama olarak 7.642,42 TL net kar elde edilmiş olduğunun hesap edildiğini, davalı şirket ticari defter ve belgelerinde davaya konu dönemde “…” veya “…” ibareli ürün üretimi, alış veya satışı tespit edilemediği” anlaşıldığından; mahkemece davalının kullanmış olduğu “…” markası davacının tescilli ve tanınmış “…” markasının görsel ve işitsel benzerliklerinin bulunduğu, aynı mal ve hizmet sınıflarında kullanıldıkları, bu anlamda ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimalinin bulunduğu, bu hali ile tecavüzün gerçekleştiği kanaatine ulaşılması isabetlidir. Davacı vekili her ne kadar davalı tarafından “…” veya “…” ibaresinin de ürünlerde kullanıldığını ileri sürmüş ise de, mahkemece toplanan deliller, ihtiyati tedbir kararı üzerine davalı iş yerinde yapılan tespitler ve davalı defter ve kayıtlarının incelenmesi ile “…” veya “…” ibareli ürün tespiti yapılamadığından, mahkemece bu yönden ayrıca kabul hükmü kurulmaması da yerindedir. Kabule göre, bilirkişi raporundaki dosya kapsamına uygun hesaplama uyarınca davacı lehine 7.642,42 TL maddi tazminat ile, ihlalin niteliği ve süresi, tarafların ekonomik durumları ve manevi tazminatın amacı gözetilerek, davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdirinde de isabetsizlik olmadığından, taraf vekillerinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davacıdan alınması gereken Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 522,10 TL harçtan, peşin alınan 130,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 391,58 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/07/2022